Merhaba dostlar, yoldaşlar!
Partimizin 20. yılı vesilesiyle düzenlediğiniz, Marks’ın 200. Doğum yıldönümüne atfettiğiniz “Adı yüzyıllar boyu yaşayacak, eseri de!” şiarlı etkinliği en içten devrimci duygularımızla selamlıyoruz.
Karanlık bir dönemden geçiyoruz! Baskı, sömürü, kriz ve savaşlar, içinde bulunduğumuz sürecin tablosunu oluşturuyor. Dünya genelinde gerici dalga yükseliyor. Ülkemizde tek adam rejimi kendisine biat etmeyen herkesi susturmaya çalışıyor. Mücadele adına en ufak bir iz bile bırakmamak için, adeta histeriyle saldırıyorlar. En ağır faturayı ise devrimci-ilerici güçlere kesiyorlar. Aradan beş yıl geçmesine rağmen Haziran Direnişi operasyonlarının sürdürülmesi, dört yıl aradan sonra Greif işgaline açtıkları dava, havalimanı işçilerinin tutuklanması, direnen-mücadele eden sendika yöneticileriyle işçilere hapis cezaları verilmesi, Sinan yoldaşın cenazesinden sonra komünistleri hedef alan saldırılar vb... Çürümüş ve tükenmiş sömürü düzenlerinin çarklarını döndürmek için her türlü zorbalığa başvuruyorlar.
Bu saldırganlık gerici-faşist iktidarın korkusunun ne kadar derin olduğunu gösteriyor.
Bizler, emperyalist-kapitalist sistemin en saldırgan temsilcilerinden birinin egemen olduğu bir coğrafyada mücadele ettiğimizin bilincindeyiz. Marksist-leninist ideolojiyle kuşanmış komünistler olarak tarihsel misyonumuza uygun davranmak için tüm gücümüzle mücadele ediyoruz. Tek adam rejiminin baskılarına, saldırılarına rağmen tüm çabamızı, partimizi işçi sınıfı içerisinde ete-kemiğe büründürebilmek, devrimci bir sınıf hareketi yaratabilmek için harcıyoruz.
Bizler işçi sınıfının devrimci geleceğinin temsilcisi olan Partinin İstanbul'daki neferleri olarak, Sinanlar’ın, Alaattinler’in, Haticeler’in, Habipler’in, Ümitler’in bıraktığı yolda kararlılıkla yürüyoruz.
Partimizin 20. yılında kararlılıkla bir kez daha ifade ediyoruz ki, çabalarımız boşa değil. Er ya da geç bu çürümüş düzeni yerle bir edecek, sosyalizmi kuracağız!
Yaşasın Türkiye Komünist İşçi Partisi!
Yaşasın devrim ve sosyalizm!
TKİP İstanbul İl Komitesi
***
Dostlar, yoldaşlar!
Karl Marks’ın 200. doğum yıldönümüne atfedilen, partimizin 20. yılını kutladığınız etkinliğinizi, emperyalist-kapitalist barbarlığın insanlığı çöküşe sürüklediği bir zaman diliminde, rüzgârı tersine çevirecek devrimci inancımız ve coşkumuzla selamlıyoruz.
Bu selamımız aynı zamanda bize emanet ettiğiniz Sinan yoldaşımızın selamıdır. Bu selam Hatice Yürekli’nin, Habip Gül’ün selamıdır. Bu selam, Marksizme-Leninizme bağlılığından aldığı güçle kendini davaya adayıp, yaşamlarıyla bize ışık olan komünistlerin selamıdır.
Bugün dinci-gerici iktidar sermayenin demir yumruğu olarak azgınca saldırıyor. Derinleşen krizin faturasını işçi ve emekçilere yüklemek için baskı ve zorun dozunu her geçen gün artırıyor. En temel hak ve özgürlükler yok sayılıyor, en sıradan bir hak arayışının karşılığı cezaevleri oluyor. Emeğini korumak için fiili meşru eylem hakkını kullanan işçiler tutuklama terörüne maruz kalıyor. Diktatörlük baskı ve terör yoluyla ayakta kalmaya çalışıyor.
Ancak biliyoruz ki, zulmünü artıranların çöküşü hızlanacaktır. Faşizan uygulama ve yasalar ile emekçi kitleleri baskı altına almaya çalışmaları, her geçen gün artan korkularındandır. Çünkü onlar, “komünizm hayaleti”nin bir kez daha, insanın insan tarafından sömürüldüğü her yerde dolaşmaya başlayacağını, işçi sınıfı ve emekçilerin sömürüye karşı mücadelesine, ezilen halkların özgürlük mücadelesine yol göstereceğini biliyorlar. Buna fırsat vermemek için dizginlerinden boşalmış bir saldırganlıkla üzerimize geliyorlar.
Komünistler olarak bize düşen görev, emperyalist-kapitalist barbarlığı Türkiye halkasından yıkmak ve sosyalist işçi iktidarını kurmak için, işçi sınıfını kendi bilimi ve partisiyle buluşturmaktır. Bu köhnemiş düzene karşı devrimin kızıl bayrağını dalgalandırmaya devam edecek, Marks’ın adını da eserini de yaşatacağız.
Şan olsun 20. yılında partimiz TKİP’ye!
TKİP İzmir İl Komitesi
***
Dostlar, yoldaşlar!
Marks’ın doğumunun 200. yılına atfettiğiniz, partimizin 20. yılını kutladığınız etkinliğinizi selamlıyor, tüm işçileri ve emekçileri, onun “aslolan dünyayı değiştirmektir” çağrısına yanıt vermeye çağırıyoruz.
Ekim Devrimi'nin 101. yıldönümünü geride bırakırken, Alman Kasım Devrimi’nin de 100. yılındayız. Bu iki devrim deneyimi son derece önemli dersleriyle önümüzde duruyor. Zaferi ile Ekim Devrimi, yenilgisiyle Kasım Devrimi’nin en önemli derslerinden biri, devrimin başarısı için illegal-ihtilalci partinin bir zorunluluk olduğudur. “Yeni Ekimler için ileri!” şiarıyla yola çıkan, marksist-leninist çizginin bu topraklardaki temsilcisi olan partimiz, bir devrim partisi için hayati önem taşıyan bu temel dersi özümsemiştir ve kararlılıkla yolunu yürümektedir.
Komünist hareketin siyasal yaşama çıkışında çok önemli bir rol oynayan, o günden bugüne hareketin önder kadrosu ve emekçisi olan Sinan yoldaşı iki ay önce kaybettik. Yoldaşın yarım asırdır devrimci mücadeleye kattıklarının gücüyle güne ve geleceğe yükleneceğiz. Bu bilinç ve sorumlulukla devraldığımız bayrağı daha da yükselteceğiz.
Türkiye işçi sınıfının önemli bir havzası olan Kocaeli’nde öfkeyi bilinçli bir tepkiye dönüştürecek, mücadeleyi örgütlü devrimci çizgide geliştireceğiz. Partimizi işçi sınıfı içinde varedebilmek için “devrimci bir sınıf hareketi” geliştirme hedefine kilitleneceğiz.
Kocaeli’den komünistler
***
Merhaba dostlar, yoldaşlar!
Bilimsel sosyalizmin kurucularından Karl Marks’ın doğumunun 200., Büyük Sosyalist Ekim Devriminin 101., Partimiz TKİP’nin 20. kuruluş yılını, tüm dünyada gericiliğin tırmandığı, dinci çeteler eliyle Ortadoğu’nun kan gölüne çevrildiği, emperyalist hegemonya krizinin şiddetlendiği, emperyalist-kapitalist sistemin çok yönlü krizinin her geçen gün derinleştiği bir dönemde karşılamaktayız. Bu süreç sermayenin korkularını her bakımdan arttırmakta ve “demokratik” olduğu söylenen ülkelerde bile gerici-faşizan uygulamalarla kitleler sindirilmeye çalışılmakta, işçi ve emekçilere dönük kapsamlı saldırılar gerçekleştirilmektedir.
Türkiye’de ise faşist tek adam rejimi her alanda egemen kılınmaya çalışılmaktadır. Başta devrimci-ilerici güçler olmak üzere muhalif her sesi susturmaya çalışan bu rejim, gözaltılar, tutuklamalar ve katliamlarla topluma gözdağı vermeye çalışıyor. Yaratılan polis devleti ve sistematik devlet terörüyle en barışçıl eylemler dahi yasadışı ilan ediliyor.
Derinleşen ekonomik krizin etkilerinin ağırlaştığı Türkiye’de dinci-faşist iktidar tüm kaynakları sermayenin hizmetine sunarken, krizin faturasını işçi sınıfı ve emekçilere ödetmeye çalışıyor. Kıdem tazminatının gaspı kriz bahanesiyle yeniden gündeme alınmış, işsizlik fonu sermayenin talanına açılmış, BES (Bireysel Emeklilik Sistemi) uygulaması zorunlu hale getirilmiştir.
Sermaye devleti bir taraftan işçi ve emekçilere yönelik hak gasplarını yoğunlaştırırken, bir taraftan sınıf cephesinden yükselebilecek tepkileri bertaraf etme çabası içinde. En insani taleplerle gerçekleşen 3. Havalimanı işçilerinin eylemine yönelik tutuklama saldırısı ve Greif davasının dört yıl sonra yeniden açılması, sermaye devletinin sınıfın fiili meşru eyleminden ve sınıf hareketinin devrimci bir mecraya akmasından nasıl da korktuğunu göstermektedir.
Türkiyeli komünistler olarak bizlere düşen görev, sermaye devletinin korkusunu gerçeğe çevirmektir. Bu da ancak devrim ve sosyalizm davasına sıkı sıkıya sarılmakla mümkündür. Bilimsel sosyalizmi rehber edinerek, illegal ihtilalci temelde örgütlenmiş partimiz bu yolda emin ve kararlı adımlarla ilerliyor. Bunu ne Türkiye sol hareketinin yaşadığı liberal reformist savrulma ne sermaye devletinin artan baskı ve zulmü engelleyebilir. Partimizin programı, yarattığı değerler ve parti şehitlerimiz bunun güvenceleridir. Partimizin programı ve mücadele pratiği dostun ve düşmanın önünde göndere çekilmiş bir bayraktır.
Sinan yoldaşı toprağa vermenin derin acısını yaşadığımız bu günlerde partimiz TKİP 20. mücadele yılını geride bırakıyor. Gericiliğin her yönüyle arttığı Türkiye’de uzun, zorlu ve çetin geçecek bir mücadele bizleri beklemektedir. Bizler partimizin rehberliğinde bu mücadeleye hazır olduğumuzu, Habipler’den, Ümitler’den, Haticeler’den, Alaattinler’den, Sinanlar’dan devraldığımız bayrağı, leke sürmeden daha da ileriye taşıyacağımızı buradan bir kez daha haykırmak istiyoruz.
Marks’ın 200. doğum yıldönümüne atfedilerek “Adı yüzyıllar boyu yaşayacak, eseri de!” şiarıyla gerçekleşen parti gecesinde bulunan tüm dostlarımızı ve yoldaşlarımızı en içten devrimci duygularımızla selamlıyoruz.
Yaşasın Marksizm-Leninizm!
Yaşasın Türkiye Komünist İşçi Partisi!
Ankara’dan komünistler