Logo

Devrimci örgüt ve kadro sorunu - D. Demir


Devrimci örgüt ve kadro sorunları, tüm ciddi devrimci parti ve örgütlerde her dönem temel tartışma konularından biri olmuştur. Başta Bolşevik Parti olmak üzere tüm devrimci partiler, dolaysız olarak örgüt ve kadro sorunu konusundaki başarılarıyla ele alınırlar. Marks ve Engels’in teorik çalışmalarının yanı sıra, I. Enternasyonal’de ifadesini bulan örgütsel adımları, mücadelenin yükseldiği süreçlerdeki örgütlü müdahaleleri birbirinden ayrılamaz. Ekim Devrimi’nin tarihsel başarısı Bolşevik Parti’den ve kadrolarından ayrı düşünülemez. Olumlu-olumsuz pratikleriyle Alman Devrimi’nden Çin Devrimi’ne, 20. yüzyılın diğer devrimlerinden Türkiye devrimci hareketinin tarihine, bu örnekler uzatılabilir. “Aslolan dünyayı yorumlamak değil, onu değiştirmektir” temel tezi, bu gerçekliği çarpıcı bir biçimde özetler. “Dünyayı değiştirme” eylemi bizi doğrudan devrimci örgüt ve kadro sorununa götürür.

***

Partimiz, parti öncesi komünist hareketimiz, daha en başından bu konuda açık bir bakışın ve pratik tutumun temsilcisi oldu. Zira bu, paha biçilmez tarihsel deneyimlerin tüm açıklığıyla gösterdiği gibi, devrim ve sosyalizm davasına, marksist teoriye yaklaşımda gösterilen ciddiyet kadar, bir örgütün tutarlılığının da temel ölçütüydü. Partimizin bir dizi temel metninde yer alan, ne kadar ileri bir program ve tüzüğe sahip olursanız olun, çizgiyi hayata geçirebilecek bir örgütünüz ve kadro gücünüz yoksa, bunlar boş sözler olmaktan öteye gidemez vurgusu bundandır.

Partimiz güncel pratiğini buna göre şekillendirmekte, adımlarını buna göre atmaya çalışmaktadır. Her vesileyle bu sorun temel bir başlık olarak ele alınmakta, bu alandaki yetersizliklerimizin üzerinde ciddiyetle durulmaktadır.

Devrim ve sosyalizm mücadelesinde kararlı ve soluklu bir çabanın örgütlenebilmesi, sınıf mücadelesinin ihtiyaçlarına yanıt üretebilecek adımların atılabilmesi, devrimci örgüt ve kadro sorununun çözümünde gösterilecek başarıya sıkı sıkıya bağlantılıdır.

Marksist-leninist bakışın şekillendirdiği devrimci dünya görüşü ve bunun ürünü olan çizgi, bu çizginin yön verdiği ihtilalci örgüt zemini ve nihayet bu zeminde şekillenen, bu zeminin temel yapı taşları ve sürükleyici gücü olarak devrimci kadrolar bir bütünlük taşır. Devrimci kadroların ve bu kadroların oluşturduğu devrimci örgüt zemininin, devrimci çizgiyi yaşam içinde her gün yeniden yeniden üretebilecek bir dinamizmi göstermesi ve sınıflar mücadelesine ideolojik, politik ve pratik müdahaledeki başarısı kritik önemdedir. Bugün komünistlerin önünde bu diyalektik bütünlüğü güçlü bir biçimde kurabilme ihtiyacı yakıcı bir biçimde durmaktadır.

 Devrim mücadelesi elbette tek başına “iradi” çabalarla ilerletilemez. Nesnel koşullar son tahlilde iradi müdahalelerin sınırlarını belirler. Nesnelliği yönelik öznel müdahalelerle, kendinizi üretebileceğiniz, deneyim kazanabileceğiniz, güçler ve imkanlar biriktireceğiniz bir zemin yaratırsınız. Ne zaman çelişkiler derinleşir, mücadele arayışları büyür, kendiliğinden patlamalar yaşanmaya başlar, bugünden yaptığınız çok yönlü öznel birikim sizin bunun önüne düşmenizi, doğru yöne kanalize etmenizi sağlar. Yani toplumun temel değiştirici gücü olarak işçi sınıfının nesnel ilerleyişi ile sizin öznel çabanız kesişir. Bu kesişme noktasında misyonunuzun gereklerini yerine getirebilme başarısı sürecin seyrini tayin edecektir.

Parti çalışması, bu kesişme sürecinde ortaya çıkacak devrimci potansiyeli çok yönlü olarak kucaklayabilecek ve yönetebilecek bir düzeye ulaşma, bunun güç ve imkanlarını biriktirme çabasına yoğunlaşmak durumundadır. Bu elbette o günü beklemeyi değil, bugünden belli alanlar üzerinden nesnelliğe etkili bir müdahaleyi gerektirir. Bu etkin müdahale çabası içinde yetkinleşebilme, bunun araçlarını ve güçlerini oluşturma, doğru ve isabetli politikalar üretebilme ve tüm bunların ete kemiğe bürüneceği devrimci örgüt ve kadrolar, bu kapsamıyla anlam kazanır.

***

Teorinin ve tarihsel pratiğin defalarca kanıtladığı gibi, kritik ve tayin edici bir öneme sahip olan devrimci örgüt ve kadro sorunu, bu önemine uygun bir yönelim ve çabanın konusu olabilmek durumundadır. Devrim iddiası taşıyan her parti, iddiasında tutarlı ise eğer, kendini illegal-ihtilalci eksende inşa etmek zorundadır. Bu kimliği üretecek zeminleri yaratabilmek, bu zemin üzerinde kadrolaşmayı özel bir uğraş ve yönelim, özel bir örgüt politikası haline getirmek gerekmektedir.

Kadrolaşmak, mücadelenin akışı içinde kendiliğindenliğe bırakılamaz. İçinden geçtiğimiz sürecin durağanlığı ve mücadelenin zayıflığı koşullarında ise çok daha ayrı bir önem taşımaktadır.  Nesnel süreçlerin geriletici ve zayıflatıcı etkilerine direnebilmek, devrimci örgütü bu etkiler karşısında korumak ve güçlendirmek ihtiyacı yeterince açıktır. Bunu başarabilmek ise, sınıfı devrimleştirme çabasının sürekli ve sistematik yönelimi içinde kendini inşa eden bir örgüt olabilmeyi gerektirir. Bu inşa sürecinde kadrolaşma, hedefli ve bütünsel bir ilgiyi ihtiyaç haline getirmektedir. İnsanlarımızın kimliklerinden zayıflıklarına, eğitimlerinden pratiklerine vb. birçok nokta özel bir örgütsel uğraş ve müdahale planlamasının konusu olabilmelidir. Kadrolarımızı ve kadro potansiyelimizi çok yönlü tanımak, ilgileri, eğilimleri, yetenekleri vb. üzerinden doğru, isabetli bir faaliyetin parçası haline getirebilmek durumundayız.

***

Bir bütün olarak partinin, partinin tüm örgüt ve birimlerinin her fırsatta devrimci örgüt ve kadro konusunda kendini, faaliyetini değerlendirmeye tabi tutması, eleştirel sonuçlar çıkartması, buna uygun politikalar saptaması, kararlı planlamalar gerçekleştirmesi temel bir ihtiyacımız. Partimizin ideolojik, politik ve örgütsel birikimi bu konuda yeteri açıklıkta yol gösterici değerlendirmeler içermekte, her komünist militanın döne döne incelemesini fazlasıyla hak etmektedir.


Üste