Logo

Devrimci örgüt ve sınıfla devrimci birleşme


K. Irmak

“Açık bir ideolojik bilincin ve sınıfsal yönelimin ürünü bir devrimci örgüte dayanmaksızın siyasal mücadele süreçlerinde etkin bir rol oynamak ve devrimci bir gelişme etkeni olabilmek olanaksızdır.”

“Devrimci örgüt, devrimci kalabilmenin olmazsa olmaz koşullarından biridir.” (Devrimci örgüt yaşamsaldır, Ekim, Sayı: 249, Aralık 2008)

Komünist hareketimiz ilk ortaya çıktığı andan itibaren bu konuda berrak bir bilince sahip olageldi. Marksizmi sınıfsal özü ile kavrayarak, açık bir ideolojik çizgi ve programa dayalı bir devrimci örgütün devrim sürecindeki tayin edici rolünü ciddiye aldı. Hareketimizin ilk çıkış belgelerinden birinin “Ciddiyet bunalımı” başlığı taşıması bu açıdan bir rastlantı değildir. Marksizmi, onun bilimsel devrimci yöntemini, devrimci teorisini, devrimci örgütü, devrimci sınıfı ve dolaysız olarak “politik mücadelenin kendisini” ciddiye alan komünistler, daha baştan tam bir ideolojik açıklık ve buna eşlik eden kararlı bir pratik yönelim içinde oldular.

Komünistler devrimci örgüt sorununu, içerisinden geçilen dönemin özelliklerinin yanı sıra ideolojik ve ilkesel bir çerçevede ele aldılar. İdeolojik-programatik çizgi, hedeflere ulaşmayı sağlayacak politik çalışma, bu çizginin pratikteki karşılığı olan araçlar bakımından düzenin tam karşısında konumlanan devrimci parti/örgüt için, illegal temellere dayanma sorunu ilkesel ve stratejik bir zorunluluktur. Politik çalışmanın sürekliliği, ancak partinin illegal temelleri üzerinde güvence altına alınabilir. Legalitenin istismarı, illegal temellere dayalı bir parti için hayati öneme sahip taktik bir diğer konudur. Taktik olan stratejik olana tabi olduğuna göre, legalitenin istismarı, illegal temellere dayalı devrimci partinin gelişip güçlenmesi için yalnızca bir araçtır.

Devrimci örgüt sorununu ele alırken, bu temel önemde olgunun altını döne döne çizen partimiz, bu konudaki zaafiyetin sonuçlarına önemle dikkat çekti.

Sınıfla devrimci birleşme!

Ukrayna krizi birlikte emperyalist dünyada güç dengeleri açısından sarsıcı gelişmeler yaşanmaktadır. Yaşanan her gelişme komünistlerin çağ ve dönem tahlillerini doğrulamaktadır. İki büyük emperyalist dünya savaşı ve sayısız devrimin yaşandığı bir çağda, yeni bir bunalımlar, savaşlar ve devrimler dönemi içerisinde, tüm enerjisini devrime hazırlık kapsamında ele alan TKİP, sınıf hareketini devrimcileştirme ve bu temelde onunla örgütlü birliğe ulaşma çabası içerisindedir.

Kuruluş Kongresi’nin hemen ardından yenilen büyük darbeye rağmen toparlanma sürecinin ardından toplanan TKİP II. Kongresi’nde bu olgu şöyle ifade edilmektedir:

“Partiyi güçlendirmek, öncelikle onun sınıfla devrimci temellere dayalı tarihi birleşmesinde güncel mesafeler almak demektir. Partiyi, çalışma ve mücadele ekseni, kitle tabanı, örgütsel zemin, kadro bileşimi vb. açılardan sınıfa dayalı bir siyasal güç haline getirmek demektir. Gerçek bir devrimci proleter sınıf partisi haline gelmenin ancak bununla olanaklı olabileceğini bir an için bile unutmamak durumundayız.”

1998’de gerçekleşen Kuruluş Kongresi’nin ardından bugüne dek toplanan kongrelerde ele alınan gündemler ile öne çıkarılan şiarların da, hep stratejik hedefe bağlı bir “kılavuz ipi” işlevi gördüğü açıktır.

Kasım 1998’de ilan edilen parti kuruluşunda “Yeni dönem bilinci, yeni dönem partisi” tartışmaları içerisinde, “Partiyi kazandık! Uğruna ölünecek tereddütsüz öleceğimiz bir davayı kazanmış olduk” vurgusu, yine bu konuda açık bir bilincin, hedefin ve ciddiyetin işaretidir.

2007’de toplanan TKİP II. Kongresi “Devrimci örgüt yaşamsaldır!” vurgusu ile “Parti’yi güçlendirmek ve mücadeleyi büyütmek için!”

2009’da toplanan TKİP III. Kongresi “Parti, sınıf, devrim!”

2012’de toplanan TKİP IV. Kongresi “Her alanda devrime hazırlanıyoruz!”

2015’de toplanan TKİP V. Kongresi “Devrimci bir sınıf hareketi için ileri!”

2018’de toplanan TKİP VI. Kongresi “Sınıfa karşı sınıf!” şiarlarını yükseltmiştir.

Partimiz bütün bir siyasal yaşamı boyunca sınıf hareketini devrimcileştirme ve sınıf ile örgütlü devrimci birliğe ulaşma çabası içerisinde olmuştur.

“Köklü bir yenilenme ihtiyacı”

Devrimci örgüt sorunu üzerinden ortaya konulan yaklaşım, yılların birikiminin ve sağlam bir dünya görüşünün ürünüdür. Kurulu düzeni temellerinden hedefleyen marksist bir program, partiyi düzenin denetim alanlarının dışında zeminler üzerinden güvencelemeyi bir zorunluluk olarak karşımıza çıkarıyor. TKİP IV. Kongresi’nin “Devrimci örgüt ve kadro sorunu üzerine” başlıklı sunumunda bu alanda yaşanan sorunlar ele alınıyor ve köklü bir yenilenme ihtiyacına işaret ediliyor:

“Bugünkü tablomuza baktığımızda bundan henüz uzak olduğumuzu rahatlıkla görebiliriz. Bugün gündelik siyasal çalışmada kadrolarımız şahsında kendisini ortaya koyan ve sıklıkla partimiz tarafından altı çizilen tutarsızlıkların nesnel zemini de buradan beslenmektedir. Programımız ile uygulama arasındaki açı, gündelik siyasal pratiğe de bir dizi tutarsızlık olarak yansımaktadır. Bu konuda öncelikle siyasal çalışmamızın toplam pratiğine, çalışma tarzımıza büyük bir dikkatle ve eleştirel bir gözle bakmak gerekiyor. Zira, siyasal faaliyetin muhtevası, zeminleri ve araçları son tahlilde örgütsel konumlanışınızı ve çalışma tarzınızı belirliyor. Kadrolarınız ve güçleriniz bu zeminlerde şekilleniyor. Devrimcilik anlayışı siyasal çalışmanızın pratiği üzerinden ete-kemiğe bürünüyor. Saflarımızda baş gösteren, muhtemelen bir dizi kadroyu kesen ve çoğu zaman rastlantı olarak açığa çıkan gevşeklikler, rahatlıklar, liberal eğilim ve pratik davranışlar da, siyasal çalışmamızın verili tablosundan besleniyor. Siyasal çalışmamızı ve çalışma tarzımızı devrimci örgütün inşası hedefi ile gözden geçirdiğimizde, bu alanda köklü bir yenilenme ihtiyacı olduğunu rahatlıkla görebiliriz.”

Pek çok alanda komünistlerin aldığı mesafe ortadadır. Bununla birlikte siyasal çalışmamız ve çalışma tarzımızdan gelen sorunlara, bununla bağlantılı olarak ihtilalci kimlik ve militan pratik alanında yaşanan zayıflıklara karşı mücadele gibi önemli bir sorun alanıyla yüz yüzeyiz. Gündelik siyasal çalışmanın niteliğini ve kapsamını, güçlerimizde ihtilalci kimliği sistemli bir biçimde güçlendirmek üzerine kurabilmek durumundayız.

“Militanlık, açık çalışma zeminlerinde tek yanlı olarak gelişen kadro ve güçlerimiz tarafından, düşmanla karşı karşıya gelinen sınırlı zeminler üzerinden alınan tutuma indirgenebiliyor. Siyasal pratik ve militan eylem çizgisi kesintisiz bir davranış çizgisi üzerinden kavranamayabiliyor. Elbette bunun gerisinde bir kez daha mevcut siyasal pratiğimizin muhtevası yer alıyor. İllegal temeli güçlü devrimci bir örgütsel zemin asgari anlamda oturtulmadan, her adımında ihtilalci ruh ve militan mücadele pratiğini güçlendirecek bir çalışma tarzı hayata geçirilmeden bu sorunun aşılması mümkün olmayacaktır.

“Bir üst maddede altını çizdiğimiz ve devrimci örgütün inşası planında atılması gereken adımlar, saflarımızda militan kimliğin güçlenmesi ve ihtilalci çalışmanın oturtulması açısından da büyük önem taşıyor.” (TKİP IV. Kongresi, “Devrimci örgüt ve kadro sorunu üzerine” sunum, Ekim 2012)

Kavranması gereken halka!

Devrimci örgüt sorunu üzerine birikimimizden süzerek yaptığımız kısa hatırlatmaları yine TKİP kongre belgeleri ile sonlandıralım. TKİP III. Kongresi’nde Cihan yoldaş tarafından yapılan “Parti inşa süreci üzerine” başlıklı sunuş konuşmasında, kavranması gereken halkaya vurgulu biçimde şöyle işaret ediliyor:

“Devrimci bir sınıf partisinin gücünün ve istikrarının maddi temeli sınıf hareketidir, bu eksene dayanmayı başarabilmektir. Bu eksene kavuşamadığınız, bu sağlam sınıfsal zemine dayanmayı başaramadığınız sürece, politik ve örgütsel bakımından sağlam ve istikrarlı bir parti olmayı da başaramazsınız. Devrimci moral değerlerin ve kültürün parti yaşamında yerleşip kök salmasında zorlanır durursunuz. Nitekim bunu biz kendi politik-örgütsel yaşamımız üzerinden tüm açıklığı ile görebiliyoruz. Çözemediğimiz bir sürü örgütsel sorunun, kadrolarda üstesinden bir türlü gelemediğimiz bir dizi temel zaafın gerisinde, ilk adımda değil belki ama son tahlilde, kesin olarak bu var. İlk adımda değil diyorum, çünkü biz bilinçli marksistleriz ve bu alandaki yetersizliğimizi her şeye rağmen bilinçle, bundan kaynaklanan bir irade çabayla dengelemeye çalışıyoruz. Ama bilinçle dengelemeye çalışmanın da belli sınırları vardır, bunu da unutmamalıyız ve kalıcı çözüme, yani sınıf hareketiyle devrimci örgütlü birliği gerçekleştirmeye, partimizi gerçek bir sınıf partisi düzeyine çıkarmaya kilitlenmeliyiz.”

“Eğer sağlam bir ideolojik temel, açık bir politik çizgi ve giderek kök salan bir değerler sisteminiz varsa, fiziki darbeler ve dağınıklık geçici fakat hareket kalıcı olur. Bundan hiçbir biçimde kuşku duymayınız. Bunu bize Bolşevizm’in devrim öncesi tarihi tüm açıklığı ile göstermektedir. Parti defalarca fiziki tasfiye noktasına gelmiş, ama her defasında daha sağlam biçimde ayakları üzerine doğrulmuş ve yolunu yürümüştür.”


Üste