Stratejik hedeflerde netlik, bu hedeflere ulaşmada gereken taktik esneklik gösterilemediği koşullarda, kendi başına bir üstünlük değildir. Taktik politika sorunu doğru bir bakışla ele alınamadığında, “stratejik hedefler”e bağlılık bir ayak bağına bile dönüşebilir. Gri teori yaşamın yeşil ağacını perdeleyerek, tüm çabalarımıza rağmen hedeflerimize yürümemizi zora sokabilir.
Devrimci bir sınıf hareketi geliştirme hedefinde mesafe almak, özellikle de bugünün koşullarında, politika planında, yol, yöntem ve araçlarda esneklik gösterilmeden başarılamaz. “Esneklik” adına liberalizm ya da oportünizme kapı aralamak elbette mümkündür. Nitekim bugün sınıf hareketinin geriliğinin yarattığı basınç yer yer böyle bir zaafiyetin şu ya da bu düzeyde kendini göstermesine yolaçabilmektedir. Ama öte yandan “ilkeler” adına sergilenecek sekterliğin de bizi kısır bir döngüye mahkum edeceğini unutmamalıyız.
Temel hedefleri hep gözeten, hedeflere yürümeyi kolaylaştıran bir taktik politik esneklik! Esnek araçlar ve politikalar üzerinden sınıfa müdahale, sınıf hareketinin verili koşullarında bugün apayrı bir önem taşıyor. Kaldı ki, sınıfa müdahalede bugün kullanmakta olduklarımızın yanısıra, her bir yerel alanın özgünlüklerine bağlı olarak da esnek araç, yol ve yöntemleri yaratıcı bir tarzda kullanabilmek gerekiyor. Burada temel önemde nokta, devrimci bakışaçısını yitirmemek, temel hedefleri her adımda gözetmeyi başarabilmektir.
Sorunun bir yönü tutarlılık, diğer yönü ise ideolojik birikim ve donanımla ilgilidir. Söylem planında aynı şeyler savunuluyor gibi görünse de, somut politikalar üretme, saptanmış politikaları uygulama ya da somutlama planında yaşanan zorlanmalarda ideolojik kavrayış ve birikim planındaki zayıflıklar küçümsenemeyecek bir rol oynayabilmektedir.
Esnek örgütlenmeler ve araçlar üzerinden müdahale ile siyasi propaganda ilişkisinin doğru ele alınamaması, bir başka önemli sorun alanıdır. Sınıfa müdahaleyi ekonomik ve politik olarak farklı düzlemlerde müdahaleler olarak kategorize eden ya da aşamalar olarak sıraya koyan mekanik bakış açısının etkili bir bütünsel müdahaleyi güçleştirdiğini hep vurgulasak da, pratikte yaşanan zorlanma bakışaçısı planında yaşanan zayıflıklarla birleştiğinde, sorunun aşılması güçleşmektedir.
Esnek araçlar üzerinden sınıfa müdahale, önceliği ekonomik ajitasyona vermek, siyasal propaganda-ajitasyonu ikinci plana atmak anlamına gelmiyor. En sıradan bir ekonomik sorun bile siyasal propaganda ve ajitasyon açısından büyük bir önem taşıyor. Ancak yıllardır temel değerlendirmelerimizde döne döne altını çizdiğimiz bu gerçeklik pratikte yeterince gözetilemeyebiliyor. Sorunun bir yanı nasıl yapılacağı konusundaki deneyimsizlik olsa da, bakış açısından gelen zayıflıklar da bunda önemli bir rol oynuyor.
Öte yandan, sınıf hareketine “devrimci müdahale” öncelikle politik sorunlar ya da temel politik şiarlar üzerinden müdahale demek değildir. Sınıf hareketini devrimcileştirme ihtiyacına yaptığımız vurgudan yola çıkarak sol söylemler üzerinden politik ajitasyonu öne çıkarmanın, yerli yersiz devrim ve sosyalizme ilişkin temel şiarları yükseltmenin, esnek araç ve örgütlenmelerin kendi rolünü oynamasını güçleştireceğini unutmamak gerekiyor.
Yapılması gereken, somut olgulardan yola çıkılarak mevcut düzenin eleştirisidir, sınıf ilişkilerinin ve düzen gerçeğinin bilince çıkarılmasıdır. Ücret sorunu, işten atmalar, meslek hastalıkları, iş cinayetleri, yemek sorunu, servis sorunu, vb., vb., sorunlar üzerinden işçiler hareket geçirilirken, bunun kapitalist sömürü düzeninin güçlü bir eleştirisiyle birleştirilebilmesidir. Esnek araçlar üzerinden “devrimci müdahale” temelde budur. Bu ve benzeri sorunlardan yola çıkılarak, bu sorunların gerisinde özel mülkiyete dayalı düzen gerçeği, sınıflı toplum gerçeği, sermaye devleti gerçeği vb.’nin yattığı döne döne anlatılamadan, bu sorunlar üzerinden işçiler mücadeleye çekilemeden, soyut ve kuru bir sosyalizm propagandasıyla politik bilinci geliştirmede başarı sağlanamaz.
Sınıfa “devrimci müdahale” adına giderek kalıplara dönüşen sol söylem ve sloganlarla, tersinden de “taktik politika” adına sınıfın geri düzeyine uyum sağlayan tekyanlı müdahalelerle, saptanan politikalara tabi kılınamayan, kendi içinde amaçlaşan yol, yöntem ve araçlarla, hedeflerimize uygun bir çalışmayı örgütleyip ilerletmeyi başaramayız. Politikaların somutlanması ya da saptanan politikaların uygulanmasında yaratıcılık ve inisiyatif elbette önemlidir. Ancak kendi içinde bir yaratıcılık ve inisiyatif tartışmasıyla yetersizliklerin aşılamayacağı da açıktır.
Sınıf çalışmasında bütünsel bir faaliyetin örgütlenebilmesi, yol, yöntem ve araçların politik hedeflere tabi bir biçimde ele alınabilmesi, yaratıcı ve inisiyatifli bir çalışma vb., marksist bakış açısının edinilmesi, temel perspektiflerin içselleştirilmesiyle başarılabilir. Dolayısıyla, ideolojik-politik kavrayışın derinleştirilmesi önemli bir yerde durmaktadır
Reform-devrim diyalektiği, demokrasi sorunu-sosyalizm mücadelesi, ekonomik mücadele-politik mücadele ilişkisi, kitle hareketlerine ve mücadele dinamiklerine yaklaşım, nesne-özne diyalektiği, parti örgütü-kitle örgütleri ilişkisi, stratejik hedef-taktik politika vb., vb. konularda içselleştirilmiş bir bakış açısına sahip değilseniz, politik müdahaleye bakışta, somut politikalar belirleme ya da belirlenen politikaları uygulama planında hatalar yaparsınız.
İdeolojik-politik kavrayış ve birikim ise, Marksizme ilişkin soyut teorik belirlemeler ve ilkeler üzerinden değil, bunların pratikte somut olarak nasıl hayat bulabildiğinin kavranması ölçüsünde edinilebilir. Bu yönüyle, yani marksist bakışaçısını siyasal çalışmamızda gerçek bir eylem kılavuzu olarak kullanabilmek açısından, devrimci mücadele tarihimiz ve devrim deneyimleri apayrı bir önem taşımaktadır. Marksizmin cansız ve soyut bir kavranışı değil, marksist bakış açısının yön verdiği somut pratiklerden, yolgösterici deneyimlerden öğrenebilmek sorunudur bu.
Bu ise dönemsel yüklenmelerle değil, parti çalışmasının toplamında planlı, sürekli ve sistematik bir yönelimin konusu haline getirilerek başarılabilir. Partinin uzun bir dönemdir sürdürmekte olduğu eğitim programı bu yönüyle büyük bir önem taşımaktadır. Bunun sağlayacağı birikim ve donanım, siyasal faaliyet kapasitesini güçlendirmenin yanı sıra tarih bilincinin gelişimini, dolayısıyla toplumsal-siyasal süreçleri tarihsel bir perspektifle ele almayı da kolaylaştıracaktır.