Logo
< Gerici baskılara ve cinayetlere karşı 8 Mart'ta alanlara!

TKİP 1 Mayıs'ta mücadeleyi yükseltmeye çağırıyor!..


Kapitalist sömürü ve köleliğe,
emperyalist saldırganlık ve savaşa,
faşist baskı ve gerici zorbalığa karşı

1 Mayıs’ta alanlara!

İşçiler, emekçiler,

İşçi sınıfının uluslararası birlik, dayanışma ve mücadele günü 1 Mayıs’ı, Türkiye’de yeni bir seçim aldatmacasının sahnelendiği, dünyada kapitalist bunalımın derinleşmeye devam ettiği bir dönemde karşılıyoruz.

Emperyalist dünya burjuvazisi, yıllardır işçi sınıfı ve emekçi kitlelere ağır faturalar ödettiği halde bunalımı atlatamıyor. Çünkü dünya kapitalizminin bu son bunalımı çok boyutlu ve yapısaldır. Çoktan miadını doldurmuş olan emperyalist-kapitalist dünya düzeni her bakımdan ve hemen her yerde tıkanmış durumdadır.

Kapitalist ekonomi rayından çıkmış, sık sık şiddetli ataklar geçirmektedir. Dünyanın dört bir yanında esnek çalışma, taşeronlaştırma, düşük ücretler, uzun çalışma saatleri, iş cinayetleri vb. ile karakterize olan yoğun bir sömürü ve katmerli kölelik hüküm sürmektedir. Toplumlar koyu bir gericilik, dizginsiz bir devlet terörü ve faşist baskı eşliğinde ideolojik, kültürel ve ahlaki çürümenin girdabına itilmektedir. Gezegenimiz barbarca talan edilmekte, tüm kaynakları geri dönüşü olmayacak şekilde kurutulmaktadır.

Öte yandan emperyalist hegemonya krizi sürekli derinleşmekte, bu ise emperyalist saldırganlık ve savaşı, silahlanma yarışını ve militarizmi alabildiğine körüklemektedir. İşçi ve emekçiler ırkçılık, faşizm, dinsel bağnazlık, etnik milliyetçilik vb. gibi gerici ideolojilerle körleştirilerek, sınıf ayrımı ve savaşımı dizginlenmeye çalışılmakta, emperyalistler hesabına bölgesel boğazlaşmalar yaygınlaştırılmaktadır. Başta Ortadoğu olmak üzere Türkiye’yi çevreleyen bölgeler bunun günümüzdeki arenasına dönüştürülmüştür.

Özetle dünya burjuvazisinin, köhnemiş düzenini ayakta tutmak için son 30-40 yıldır başvurduğu yegane çere, insanlığı, uygarlığı ve doğayı uçuruma sürüklemekten ibarettir.

Emekçi kardeşler,

Emperyalizmin yeminli uşaklığını yapan Türk egemenleri, adeta efendileriyle yarış halindeler. Dümenini dinci-gerici partinin tuttuğu Türk sermaye düzeni, katmerli sömürü ve kölelikte, faşist baskı ve gerici zorbalıkta, işçi katliamlarında, kadın cinayetlerinde, çevrenin yağmalanmasında her yıl yeni rekorlar kırıyor.

Zira AKP’nin “yeni Türkiye”si ekonomik, siyasi, askeri, teknik vb. açılardan emperyalizme göbekten bağlı, işçi ve emekçilere en ağırından faturalar kesilmesi zorunlu görülen bir ülkedir. AKP iktidarının işçi ve emekçileri köleliğe, gençliği geleceksizliğe, kadınları şiddet ve cinayet girdabına, Kürt halkını sömürgeci boyunduruğa mahkum etmek için yegane seçeneği ise, dinci-gerici zorbalığın, faşist baskı ve devlet terörünün, polis devleti uygulamalarının tırmandırılmasından başka bir şey değil. Bu yüzdendir ki 2013 Haziran’ından bu yana faşist baskı ve gerici zorbalıkta tüm sınırlar aşıldığı halde, “iç güvenlik” adı altında yeni faşist düzenlemelere ihtiyaç duyuyor, başkanlık sistemi adı altında diktatörlük rejimini tahkim etmek istiyor.

Emperyalizme taşeronluğun öteki bir sonucu ise komşu halklara yönelik saldırgan dış politikadır. AKP iktidarı yönetimindeki Türk sermaye devleti, gerici vahşet çeteleri üzerinden Suriye’de yürütülen barbarca savaşta birinci dereceden pay sahibidir. Yeni-Osmanlıcı hayallerle üstlendiği kirli taşeronlukta tam bir hüsran yaşadığı halde, halklara düşmanlık ve saldırganlık siyasetini ısrarla koruyor, en son Yemen savaşında görüldüğü üzere.

Dinci parti yönetimindeki Türk sermaye devletinin, gelinen yerde bölgesel çapta kendini dayatan Kürt sorununa dair tutumu da farklı değil. AKP iktidarı bir yandan Kürt hareketinin silahlı direnişini tasfiye etmek ve Kürt halkının kazanımlarını boğmak hesabıyla Türkiye’de “çözüm süreci” aldatmacasına başvururken, diğer yandan Rojava’da dinci-gerici çeteleri besleyip kollamayı sürdürmektedir. Zira tıpkı diğer sorunlarda olduğu gibi, Kürt sorununda da bir çözüm olanağından, dolayısıyla seçeneğinden yoksundur.

Nereden bakarsak bakalım, karşımızda tıkanmış, şiddetle, zorbalıkla ayakta duran, kendisiyle birlikte toplumu da çürütmeye çalışan bir sermaye iktidarı duruyor. 90 yıllık köhnemiş cumhuriyetin öz çocuğu olan AKP iktidarının 13 yıllık eseri, yolsuzluk ve rüşvet havuzlarında tepinen din bezirganlarının saltanat sürdüğü karanlık bir bataklığı andırıyor.

İşçiler, emekçiler, kardeşler,

Egemenler ve sömürenlere karşı birlik, dayanışma ve mücadele ihtiyacının kendini yakıcı şekilde dayattığı bir dönemde bir kez daha seçim aldatmacası sahneleniyor. Güya emekçilerin çıkarlarını temsil etmek iddiasında olan, gerçekte ise tek kurtuluş yolu olan devrim ve sosyalizmden tüm umudunu kesmiş reformist sol, her zamanki gibi parlamenterist hayaller yaymakla meşgul. Oysa her tarafından pislik saçılan sermaye bataklığının tümüyle kurutulması, ancak işçi sınıfı önderliğinde bir devrimle mümkündür.

Egemenler ile ezilenlerin, sömürenler ile sömürülenlerin uzlaşmaz karşıtlığı ve çatışmasının ifadesi olan 1 Mayıs tüm dünyada bunun enternasyonal bir çağrısıdır. Sermaye iktidarı bu çağrıyı boğuntuya getirmek ve bastırmak için yalnızca seçim rüzgarı estirmekle kalmıyor. Bir yandan işbirlikçi sendikalar aracılığıyla 1 Mayıs’ı bahar bayramına çevirmeye, bir yandan da başta Taksim olmak üzere devrimci 1 Mayıs kutlamalarını baskı ve yasaklarla engellemeye çalışıyor.

Sermaye iktidarının tehditleri sökmeyecektir. Zira işçi sınıfı ve emekçi kitleler ile gençliğin 1 Mayıs’ın çağrısına sahip çıkmaktan, kapitalist sömürü ve kölelik düzenine, faşist baskı ve gerici zorbalığa, emperyalist saldırganlık ve savaşa karşı ayağa kalkmalarından, özgür, eşit, kardeşçe bir dünya için sosyalizmin kızıl bayrağını yükseltmelerinden başka bir seçenekleri kalmamıştır. Bunun karşısındaki tek alternatif, emperyalist-kapitalist barbarlık içinde tükeniştir.   

TKİP, işçi sınıfını tarihsel sorumluluğuna sahip çıkmaya, emekçi kitleleri, gençliği ve kadınları işçi sınıfının devrimci bayrağı altında kenetlenmeye, sosyalizm mücadelesini büyütmeye çağırıyor.

Yaşasın 1 Mayıs! Bijî Yek Gulan!

Yaşasın proletarya enternasyonalizmi!

Yaşasın devrim ve sosyalizm!

 

Türkiye Komünist İşçi Partisi

15 Nisan 2015


Üste