Logo
< Burjuva kültürün etkilerini saflarımızdan söküp atalım!

Partinin sınıf temelini güçlendirmeliyiz!


Partinin sınıf temelini güçlendirmeliyiz!

Küçük-burjuva devrimciliğinin çok yönlü eleştirisi üzerinde inşa edilen partimiz, emek-sermaye çelişkisinin belirlediği bir toplumda sınıf dışı küçük-burjuva devrimciliğinin bir geleceğinin olmayacağı temel gerçeğini hep önemle vurguladı. Marksist dünya görüşüne ve onun devrimci yöntemine dayalı bu eleştiri, 12 Eylül yenilgisinden çıkarılması gereken derslerin en başında geliyordu. Ne yazık ki sol hareket, yenilginin ortaya çıkardığı bu temel gerçekten gerekli sonuçları çıkarmayı başaramadı. Bugün sol hareket önemli bir bölümüyle sınıf dışı devrimcilik anlayışına dayalı bir siyasal ve örgütsel zeminde kendini var etmeye çalışıyor. Ancak sınıf temelinde yoksun bir devrimcilik dönemi bugün artık önemli ölçüde geride kalmış bulunuyor.

Sınıf dışı devrimcilik anlayışına yöneltilmiş bu eleştirinin kaçınılmaz sonucu politik-pratik açıdan kararlı bir biçimde sınıfa yönelmekti. Her türlü öznel-nesnel zorluk ve etkiye karşı koyarak, kararlılıkla sınıf temelinde bir örgütsel inşa çabasında yoğunlaşmaktı. Hareketimiz ilk ortaya çıktığı günden itibaren bu yönelimini kararlı bir biçimde sürdürdü. İdeolojik kimliğine uygun bir biçimde sınıf eksenli bir devrimci partiyi inşa etmeyi en öncelikli ve temel bir görev olarak ele aldı. Sosyalizm ile sınıfın devrimci birliğinin sağlanması ve devrimci bir parti ekseninde ete-kemiğe büründürülmesi bizim için şaşmaz bir yönelim ve pratik çaba oldu.

Uzun yıllara yayılan bu yönelim partiyi sınıf içinde belli bir yere getirdi ve bir etki alanı oluşturdu. Partimiz bugün artık sınıf içinde çalışan bir parti olarak bilinmekte ve tanınmaktadır. Bu açıdan anlamlı bir deneyim ve birikim yaratılmış bulunuyor. Ancak, tüm bu gelişmeye rağmen partimiz henüz sınıf içinde maddi açıdan bir güç ve odak haline gelmeyi başarabilmiş değil. Halen de partinin önünde bu açıdan alınması gereken uzun bir yol bulunuyor.

Bugün çalışmamızın temelini sınıfı esas alan bir çalışma oluşturmaktadır. Faaliyetimizin onda dokuzu sınıfa yöneliktir. Ancak örgütsel temelimiz henüz sınıf temeline oturmuş ve kadro kaynağı bakımından sınıfın bilinçli öğelerinden oluşan bir kimlik yaratılabilmiş değildir. Sınıfı devrimcileştirme çabası içinde sınıf kitleleriyle birleşebilmek ve sınıf en ileri ve bilinçli öğeleriyle saflarımızı besleyebilmek, partinin sınıf temelli bir kimlik kazanmasının olmazsa olmaz koşuludur bizim için.

Kuşkusuz partimiz sınıf çalışmasındaki tüm zorluklara rağmen sabırla, inatla ve büyük bir kararlılıkla çalışmasını sürdürmektedir. Bu başarının gerisinde ideolojik plandaki sağlamlık ve devrimci sınıf çizgisini uygulama iradesindeki kararlılık vardır. Bu sayede her türlü iç ve dış zorluğa göğüs gerebilmek mümkün olabilmiştir. Fakat bu bize, sınıfla birleşme çabamızda, kendimizden kaynaklı yetersizliklerimiz olduğu gerçeğini hiçbir biçimde unutturmamalıdır.

Bugün, sınıf kitleleri ile daha güçlü bağlar kurmak, onun ileri ve bilinçli öğeleriyle birleşebilmek konusundaki zayıflığımızı geride bırakmak, partimizin geleceği açısından tayin edici bir öneme sahiptir. Kuşkusuz bu doğrultuda önemli bir mesafe katetmiş ve sınıfa genel seslenmenin ötesine geçmiş bulunuyoruz. Yakın döneme kadar sınıfla temas noktalarımız önemli ölçüde dışardan seslenmenin sınırlarında kalabiliyordu. Bugün bu sınırları geride bıraktık. Artık sınıf kitleleri ve bilinçli sınıf güçleri ile buluşabilmenin imkanlarına daha fazla sahibiz. Sınıf kitleleriyle bağlarımızı güçlendirerek, sınıfın ileri kesimlerinin sınıf bilincini geliştirerek, onları devrimci siyasal faaliyete daha fazla katarak, partiyi sınıf içinde bir odak haline getirebilmenin imkan ve zeminlerini yaratmış bulunuyoruz.

Parti sınıf içinde devrimci bir siyasal odak olmayı başarabilmelidir!

Önümüzdeki süreçte parti sınıf içinde etkin bir siyasal odak olabilmeyi başarmak zorundadır. Bunun yolu, bu zemin üzerinde maddi bir güç olmaktan geçmektedir. Bu ise, tüm temel toplumsal-siyasal gelişmeler ile gündemlere isabetli politikalar ve tutumlarla, militan bir pratik ve eylem çizgisiyle, işçilerin örgütlenmesini ve eylemini geliştirmeyi, bu çerçevede her türlü eylem ve direnişe fiilen önderlik etmeyi, bu çaba içinde öncüleri kazanarak kadrolaşmayı başarmak anlamını gelmektedir.

Bugün sınıf çalışmamız çevremizde anlamlı bir genç işçi kuşağı biriktirmiş bulunuyor. Yüzlerce fabrika ve binlerce işçi ile temas halindeyiz. Bulunduğumuz alanlarda, sınıf cephesinde gelişen tüm eylemli süreçlere, grev ve direnişlere anında ve doğrudan müdahale edebilen bir konum kazanmış bulunuyoruz. Bu müdahale dışardan değil, içerden bir müdahale olarak gerçekleşmektedir. Bu da kendi maddi temelimize yerleştiğimizin en somut kanıtıdır. Bu açıdan belirgin avantajlara, bir dizi imkan ve araca sahibiz. Bu yönlü müdahalelerimiz giderek bizi sınıf içinde daha çok tanınır hale getirmekte ve öne çıkarmaktadır. Sınıf kitleleri partimizin adını, ablemini, şiarlarını, politikalarını, olayların ve gelişmelerin somut seyri içinde daha yakından tanımakta ve giderek partiye daha fazla güven duymaktadırlar.

Ancak ne var ki, tüm bu avantaj ve imkanlara rağmen, partiyi sınıf içinde siyasal bir odak haline getirecek bir temelde bunları değerlendirebildiğimizi söyleyebilecek durumda değiliz. Uzun yıllara dayanan sınıf çalışmamızın yarattığı tüm bu zeminleri değerlendirmede bizden kaynaklı yetersizliklerle yüzyüzeyiz.

Bu yetersizliklerimizi aşamadığımız koşullarda, partinin sınıf içinde maddi bir güç olarak büyümesinin yolunu açamayız. Partinin devrimci rolünü gereğince oynayabilmesi ve toplum ölçeğinde sınıf adına hareket eden etkin bir güç haline gelebilmesi, bu yetersizliklere karşı kararlı bir mücadeleyi gerektirmektedir.

Partimiz sınıfın genç unsurlarına dayanmalıdır!

Partimiz sınıfın genç unsurlarına dayanmak zorundadır. Sınıfın genç güçlerinden oluşan onlarca parti çevresi yaratmak ve bu güçleri devrimci sınıf çalışmasına yöneltmek en öncelikli görevlerimizden biridir.

Sınıfın genç unsurlarını hızla saflarımıza kazanarak partimizin sınıf kimliğini sağlamlaştırmalıyız. Bu güçlerin sınıf çalışmamızın her düzeyinde yer almalarını sağlayarak, maddi temelimizi hızla büyütmeli ve güçlendirmeliyiz. Enerjik ve inisiyatifli genç güçleri biraraya getirmeli, bunları etkin bir faaliyete yöneltebilmeliyiz. Genç unsurların deneyimsizliklerinden ve “gerilikleri“nden asla endişe etmemeli, onları devrimci siyasal faaliyetin eğitici pratiğinden geçirebilmeliyiz. Zira, geriliği ve deneyimsizliği aşmanın yolu devrimci bir sınıf pratiğinden geçmektedir.

Onlarca işçi çevresi örgütlemeden ve bunları etkin ve enerjik bir biçimde devrimci sınıf çalışmasına yöneltmeden siyasal bir odak ve maddi bir güç haline gelebilmek mümkün olmayacaktır. Bugün partimizin dikkatini yöneltmesi gereken alanlardan biri budur, sınıf kimliğini güçlendirecek ve sağlamlaştıracak böyle bir somut pratik yönelim içine girebilmektir. Tüm parti organlarımızın ve komitelerimizin önündeki öncelikli görev bu olmalıdır.

Bu görev, kendiliğinden bir sürece bırakılarak yerine getirilemez. Bu konuda somut bir planlama yapılmadan ve hedefler saptanmadan bu başarılamaz. Tüm organlarımızın ve sınıf içinde çalışan militanlarımızın öncelikli görevi, partinin çeperinde giderek çoğalan ve biriken sınıfın bu genç unsurlarını marksist bir temelde ve partinin devrimci sınıf çizgisi üzerinden eğitmek ve partinin sınıf çalışmasının çok yönlü ihtiyaçları çerçevesinde faal hale getirmektir.

Bu bakımdan belli bir atalet ve tutukluk içinde olduğumuzu söylemeliyiz. Sınıfın genç güçlerini ileri çıkarmanın ve parti saflarına kazanmanın yol, yöntem ve araçlarını yaratıcı bir biçimde kullanabilmeliyiz. Sınıfı içerden ve dışardan kuşatmanın her türlü zeminini en iyi bir biçimde değerlendirmeliyiz.

Sınıf kitlelerinin öfkesine kanal açmalıyız!

Sınıf kitlelerinin sermaye düzenine karşı içten içe büyüyen bir öfke ve tepki ile yüklü oldukları bir dönemin içindeyiz. İşçi ve emekçilere yönelik bitmez tükenmez saldırıların şekillendirdiği bir mücadele dinamiği giderek güçleniyor. Sınıf kitleleri içten içe bir kıpırdanma yaşıyorlar. Büyüyen öfke ve tepki, koşulları oluştuğunda kendini eylemli bir tarzda dışa vuruyor. Son dönemde gerçekleşen birçok direniş, grev ve işgal eylemi buna işaret ediyor. Bu zemin giderek genişlemektedir. Yeter ki bunu açığa çıkaracak bir müdahale başarılı bir biçimde yapılabilsin.

Partimizi maddi bir güç ve odak haline getirecek bu zeminle bulaşmanın yolu, sınıf içinde genç güçlere dayalı bir örgütsel omurgayı inşa etmekten geçiyor. Sınıfın genç ve bilinçli unsurlarına dayanan parti büyük bir güç haline gelecektir. Partinin geleceği, bu doğrultuda alacağımız mesafeye bağlıdır.