Logo
< Sendikal çalışmada devrimci önderlik

Gelişen sınıf hareketine müdahalenin imkanları ve sorunları


Gelişen sınıf hareketine müdahalenin imkanları ve sorunları


“Sınıf eksenli partiye geçiş” III. Parti Kongresi’nde temel bir hedef olarak saptanmıştır. Bu yalnızca partinin değil aynı zamanda yeni bir döneme geçişin işaretlerini veren sınıf hareketinin de temel bir ihtiyacıdır.

Sınıf hareketi özellikle son iki yıldır bir yükseliş ivmesi gösteriyor. Fabrikalarda sendikalaşma eğilimleri ile buna yönelik saldırılar üzerinden yaşanan direnişler, işten atma saldırılarına karşı gelişen eylemler ile TEKEL Direnişi, sınıf hareketinin yeni bir döneme girdiğinin göstergeleri oldu. TEKEL Direnişi’nin sınıf hareketini bölen sahte ayrımları bir yana iterek sınıf kimliğini ortaya çıkarması ve bu arada sendikal bürokrasinin maskesinin düşürülmesinde önemli bir rol oynaması, sınıf hareketine yeni bir taze soluk kazandırdı. Bu direnişle birlikte sınıf hareketi siyasallaşmanın ilk işaretlerini de vermeye başladı ve bu kendini hareketteki birleşme eğilimi olarak da ortaya koydu.

Tüm bunlar belki henüz sınırlı, ama yıllardır sermayenin saldırılarını sineye çeken işçi sınıfı hareketi payına önemli gelişmelerdir. Sınıf artık sermayenin pervasız saldırılarına kolayından boyun eğmeyeceğini, direneceğini göstermektedir. Ancak gelişen hareket, tüm olumlu yanlarına karşın ciddi eksiklikleri de bünyesinde barındırmaktadır. Devrimcileşmiş bir öncü işçi kuşağı ile bağımsız taban inisiyatiflerinden yoksunluk, halihazırda hareketin en temel zayıflıkları olarak varlığını sürdürmektedir.

Son dönem direnişlerinin karakteristik özelliği, önemli ölçüde üretim sürecinden kopuk olmalarıdır. Direnme eğilimi daha çok işten atıldıktan, yani kaybedilecek bir şey kalmadıktan sonra gündeme gelmektedir. Kriz patlak verdiğinde ortaya çıkan ve sendikal bürokrasi eliyle güdükleştirilen sınırlı işgal deneyimleri dışında tutulursa, bu durum oldukça yaygındır. Kapitalistlerin sendikalaşmaya yönelik saldırılarına verilen yanıt üretimden gelen gücün kullanılması ile değil, kapı önü direnişleri ile olabilmektedir daha çok.

Bu durumun ortaya çıkmasında, sınıf hareketindeki bilinç geriliğinin yanı sıra sendikal bürokrasinin engelleyici tutumu da önemli bir rol oynamaktadır. Sendikal bürokrasi üretimden gelen güçle örgütlenecek eylemleri etkisizleştirmeyi temel bir iş olarak görmektedir.

Bu tablo sınıf hareketinin içine girdiği yeni dönemde yürünmesi gereken yolu göstermektedir. Sınıf hareketinin geliştirilebilmesi için sınıf çatışmasının üretim süreci içerisine derinleştirilmesi gerekmektedir. Bu da, sermaye sınıfına karşı olduğu kadar sendikal bürokrasiye karşı da güçlü bir mücadelenin örgütlenmesi demektir.

Fabrika zemininde derinleşmede alınacak mesafe, devrimcileşmiş bir öncü işçi kuşağı yaratmanın ve sınıfın bağımsız taban inisiyatifini geliştirmenin olanaklarını artacaktır.

Çalışmayı fabrikalarda derinleştirmeliyiz

Fabrikalarda derinleşebilmenin olanaklarından ilki halen örgütsüz olan işyerlerindeki sendikalaşma eğilimidir. Krizin ilk evresinde geri çekilen bu eğilim gelinen yerde yeniden canlanmış durumda. Ağırlaşan çalışma koşulları, yoğunlaşan sömürü, iş güvencesi sorunu sınıfın geniş bölüklerinde sendikalaşma eğilimini güçlendiriyor. Bu eğilim, önümüzdeki süreçte müdahalenin gerçekleşeceği alanlardan birine işaret ediyor. Son yıllarda bu açıdan bir dizi deneyim biriktiren partinin önünde, bu tür girişimleri kalıcı mevzilere dönüştürme sorumluluğu bulunuyor.

Bir diğer olanak ise toplusözleşme süreçleridir. Tekil sözleşme süreçleri bir tarafa, özellikle grup sözleşmeleri üretim süreci içindeki çatışmayı kitlesel biçimde örgütleme imkanı demektir.

Bir dizi sektörde grup sözleşmeleri başladı ya da kısa süre içinde başlayacak. Burada özellikle Metal Grup TİS'lerin altını çizmek gerekiyor. MESS Grup TİS'lerine dahil olan fabrikaların listesine kabaca bir göz atmak bile sektörün ve MESS Grup TİS'lerinin oynayabileceği rolü kavramak için yeterlidir.

MESS Grup TİS'lerinin olanakları ve zorluk alanları

 Bu dönemin TİS'leri kapitalist sistemin krizinin yolaçtığı yıkımın ardından gerçekleşecek ilk TİS'ler olması nedeniyle önem taşıyor. Kriz döneminde gerçekleşen saldırı ve hak gasplarını genel bir kural haline getirmeye çalışacak olan MESS'in dayatmalarına karşı çıkmak, sadece metal işçileri değil sınıf hareketinin genel çıkarları açısından da önemli. Ücret artışı, kaybedilen sosyal hakların telafi edilmesi, geçtiğimiz yıl yoğun biçimde hayata geçirilen esnek üretim saldırısının püskürtülmesi, bu dönem toplu sözleşmelerinin temel taleplerini oluşturuyor.

Ancak bu talepler uğruna güçlü bir mücadele dinamizminin olduğunu söyleyebilmek mümkün değil. Bu nedenle öncelikle bu çerçevede etkili bir ajitasyon faaliyeti yürütmek gerekiyor. Taleplerin netleşmesi ve metal işçileri tarafından kitlesel olarak sahiplenilmesi ile birlikte ise mücadelenin yöntemi ve örgütlenme biçimi önem kazanacaktır. Mücadele yöntemimiz hiç kuşkusuz ki sınıf hareketinin toplam ihtiyaçları ile birlikte çalışmanın fabrika zemininde derinleştirilmesi olacaktır. Hazırlık aşamasında kitleleri hazırlayacak pasif eylemlerin yanısıra, sürecin yönünü değiştirmek için üretimden gelen gücün etkin bir biçimde kullanılabilmesi gerekiyor. Kriz dönemi üretim kayıplarını kapatma hesabında olan MESS kapitalistlerine karşı bu silahı kullanmanın önemi yeterince açık. Sendika bürokratlarının böyle süreci örgütleme niyet ve iradeleri olmadığına göre, grev silahının kullanılması çağrısını yükselten etkili bir ajitasyonu örgütleme görevi öncü-devrimci metal işçilerinin omuzlarındadır.

Örgütlenme ayağında ise doğal olarak TİS komiteleri, sınıfın bağımsız taban inisiyatifinin geliştirilmesi açısından önem taşıyor. Bunların hayata geçebilmesinde ise, sürece müdahale edebilecek öncü inisiyatifin geliştirilip ilerletilmesi temel bir yerde duruyor. Bu açıdan işimizin kolay olmadığının bilincinde olmalıyız. Sadece MESS ve patronlar değil sendika bürokratları da tüm güçleriyle böyle bir çabanın karşısına çıkacaklardır.

Sınıfın öncüleri de dahil, genelde sınıf bilincinin geriliği bir veri. Yanısıra metal sektörü sürekli bir biçimde öncü işçilerden arındırılmaya çalışılan bir sektör. Özellikle Türk Metal'in örgütlü olduğu temel fabrikalarda bu sorun çok daha ciddi bir şekilde karşımıza çıkıyor. Birleşik Metal'in örgütlü olduğu fabrikalarda ise sorunu daha farklı yanları ile yaşıyoruz. Buradaki öncü işçi potansiyeline müdahalemizin Birleşik Metal bürokratları tarafından hoş karşılanmadığını biliyoruz. Birleşik Metal yönetiminin görece ileri tutumunun ve sol söylemlerinin sınırlı öncü potansiyelin kafasını karıştırması ve müdahaleyi güçleştirmesi de bir başka sorun alanı.

Geçmiş deneyimin ışığında sürece yüklenelim

Tüm zorluklarına rağmen, öncü inisiyatifin geliştirilmesi konusunda bugün geçmiş dönemlere göre daha fazla imkana sahibiz. Her şeyden önce elimizde sürece daha güçlü bir şekilde müdahale etme zeminimiz olan Birlik gibi bir silahımız var. Büyük ölçüde bir önceki TİS döneminde yürütülen çalışmanın ürünü olarak ortaya çıkan Birlik iradesi, öncü metal işçilerinin bir araya getirilmesinde önemli bir araç olarak kullanılabilir. Birlik çalışmasının halihazırdaki darlığına ve zayıflığına rağmen bu başarılabilir. Metal işçisinin duyarlı hale geldiği, hareketliliğin yoğunlaştığı böylesi bir süreçte, öncü metal işçilerini kucaklayabildiğimiz oranda, Birlik gerçek rolünü oynayarak gerçek zemini olan fabrikalara oturmada da mesafe alabilecektir. Bu çerçevede komünist metal işçilerine önemli sorumluluklar düşmektedir.

Öncekiler bir yana, sadece bir önceki toplu sözleşme döneminin deneyimleri bile bu açıdan fazlasıyla öğreticidir. Geçtiğimiz dönem öncü metal işçilerini bir araya getirebilecek platformlardan yoksun olmamıza, sözleşme kapsamında sınırlı sayıda işçi ile doğrudan bağımız olmasına ve çalışma alanlarımızın ancak sınırlı bir bölümünde etkin ve yoğun bir çalışma yürütebilmiş olmamıza rağmen, çalışmamız ciddi bir etki alanı oluşturmuş, önemli bir birikim yaratmıştır. Bu, alandaki güç ve olanaklarımızın ötesinde, sınıf hareketinin ihtiyaçlarının esas alınması sayesinde başarılmıştır. Bugün bu birikimi toplama maletme yönünde de önemli adımlar atmış durumdayız.

Bu birikim üzerinde yükselen etkili bir faaliyet ve örgütlenecek mücadele metal işçilerinin geçmiş TİS deneyimlerinin olumsuzluklarını geride bırakacağı yeni bir dönemi açabilir. Birlik iradesinin gerçek zeminine kavuşması ve partinin “sınıf eksenli partiye geçiş”te yeni bir sıçrama yaşaması da, bu doğrultuda alacağımız mesafeye bağlıdır.