Logo
< Safları devrimcileştirmenin sorunları

Partiyi güçlendirmek, devrim davasını büyütmek için ileri!


Sınıfın, devrimin ve sosyalizmin partisi TKİP, 12. mücadele yılında!..

Partiyi güçlendirmek, devrim davasını büyütmek için ileri!

 

Engin Doruk

Bu topraklarda partimiz TKİP tarafından temsil edilen komünist hareket, 23. mücadele yılını geride bırakıyor. Son 12 yılı partili dönem olmak üzere toplamında 23 yıl, yüzlerce kadro ve militanın emekleri üzerinden şekillenen bir tarihi içeriyor. Bu yönüyle elbette yıldönümleri büyük bir emek ve ödenen bedellerle yaratılan birikimin geleceğe taşınması üzerinden bir anlam taşıyor.

Fakat öte yandan yeni bir mücadele yılına giriyor olmak, güncel görevler, siyasal ve örgütsel sorumluluklar açısından yıldönümlerine ayrı bir anlam kazandırıyor. Sürecin bu iki yönü diyalektik bir bütünlüğü, toplamında birikimin gün ve gelecek üzerinden büyütülme sorumluluğuna işaret ediyor.

 

Parti birikimi ile bütünleşmek, partimizin tarihini kavramakla mümkündür

Geçmişin devrimci eleştirel bir zeminde aşılmasının ürünü olan partimiz, öncelikle yeni bir çizgiyi ve buna dayalı olarak biçimlenen devrimci örgütsel bir kimliği ifade eder. İşte bu çizgi ve örgütsel birikim, geride kalan 23 yıl içerisinde inşa edilmiştir.

Bu süreç, partimizin gelişim seyrini etkileyen bir dizi siyasal olayın yaşandığı zorlu bir dönemi kapsamaktadır. 12 Eylül faşist darbesinden ‘89 çöküşüne kadar Türkiye’de ve dünyada dizginlerinden boşalan burjuva gericiliğinin toplumsal yaşama çöreklendiği, yüzyılın başında işçi sınıfı ve sosyalizm adına kazanılan ne varsa süreç içerisinde kaybedildiği ya da yozlaştırıldığı, özellikle bu topraklarda devrimden kaçışın muazzam boyutlara ulaştığı, dünün devrimci örgütlerinin tasfiyeci rüzgarların kanatlarında düzene kapaklandığı bir dönemde, komünistler devrim yolunda yürümesini ve tüm bu gerici rüzgarlara göğüs germesini bilmişlerdir. Dışımızdan yansıyan tüm bu olumsuz etkenlere rağmen devrimci çizgi, devrimci sınıf ve devrimci örgüt anlayışındaki ısrar, komünistleri bugünkü konumlarına taşımıştır:Bugün TKİP’de temsil edilen Türkiye’nin komünist hareketi, denebilir ki her açıdan olumsuz olan bu tarihsel ortamda doğdu, yaşama gücü ve gelişme dinamizmi kazandı, sonuçta bugün tutmakta olduğu belirgin yere geldi.” (EKİM, Sayı: 243, Aralık 2005, Güne Yüklenmek, Geleceğe Hazırlanmak...)

Elbette bunların birçok açıdan zorlu bir dönemde başarılmış olması, partimiz adına önemli bir üstünlük alanıdır. Yine aynı tarihsel ortam içerisinde tüm olumsuz etkenlere rağmen, kimilerinin geçmiş devrimci birikimi hızla tüketip kendisi ile birlikte yok ettiği bir dönemde, ortaya koyduğu devrimci çizgi doğrultusunda kendisini yoktan var eden tek devrimci örgüt olma niteliği de, yine partimiz şahsında ayrı bir üstünlük alanıdır.

Kuşkusuz tüm bunlar kolay başarılmamıştır. Sayısız badireler, düşman saldırıları, tasfiyeci manevralar boşa çıkarılarak, bu birikim komünist hareket tarafından günümüze kadar taşına gelmiştir.

İşte partimizin geride bıraktığı yıllar içerisinde yürüdüğü bu meşakkatli yolu nesnel ve siyasal gelişmelerle birlikte kavramaksızın, partimizin mevcut birikimi ile bütünleşmek yeterince mümkün olmayacaktır. Bu yönüyle parti öncesi ve partili dönemle birlikte geride kalan bu 23 yıllık tarih en başta saflarımızda çok yönlü bir kavrayışa konu edilmeli, içselleştirilmeli ve her bir yoldaş nezdinde cisimleşebilmelidir. Partimiz TKİP’nin 12. yılını geride bıraktığı şu günlerde tüm yoldaşlarımızın ve devrim davası için emek harcayan dostlarımızın, partimizi daha yakından tanıyabilmeleri, yıllar içerisinde yaratılmış birikimle daha ileriden bütünleşebilmeleri için özel bir çaba ortaya koymalıyız. Tüm alanlarda 12. yıl vesilesiyle gündeme alacağımız faaliyet planlamasının muhakkak böylesi bir başlığı olabilmelidir. Elbette bu yönüyle de partimizin yönlendiriciliği ve çabası tayin edici önemdedir.

Bu açıdan son yıllarda bir takım anlamlı adımlar atılmıştır. Örneğin tüm partili dönemi kapsayan temel değerlendirmelerin yer aldığı materyallerin partiye ve devrimci kamuoyuna sunulması, bu bütünsel materyallere dayalı eğitim programlarının hazırlanması gibi. Yine bu açıdan partimizin 12. yıldönümü vesilesi ile bir dizi özel eğitim faaliyeti, seminerler vb. gerçekleştirilebilir. Bu konuda parti tarihinin en azından genel çerçevesi ile kavranılması için sistematik bir şekilde kullanılacak eğitim materyalleri ve programları hazırlanabilir.

Burada bir başka önemli sorumluluk partili yoldaşlara, yerel parti örgütlerine düşmektedir. Öncelikle mevcut birikim ile bütünleşmek, bu birikimi aşağı doğru bulunduğu alandaki yoldaşlara ve kitle ilişkilerine taşımayı yeri geldiğinde değil sürekli bir sorumluluk olarak ele alabilmek, bunu sistematik bir çabaya konu edebilmek, tüm yoldaşlar ve organlar açısından temel bir görevdir. Bunun kendisi altını çizdiğimiz gibi temel ve kesintisiz olarak hayata geçirilmesi gereken bir görevdir, fakat partimizin yıldönümleri süreçlerinde çok daha özel bir yoğunlaşmaya konu edilebilmelidir. Zira bu süreçler hem parti içerisinden hem de yürütülen etkili bir tanıtım faaliyeti ile dışımızdan partimize yönelik ilginin artabileceği dönemlerdir.

Dolayısıyla gelinen yerde 12. yıl vesilesi ile yürüteceğimiz faaliyeti planlarken, mevcut organlardan başlayarak çeper örgütlenmelerimize ve kitle ilişkilerimize kadar partimizin tarihini, genel hatlarıyla çizgimizi ve örgütsel kimliğimizi taşıyacak bir çalışmayı muhakkak gözetmeliyiz. Kaldı ki parti çizgisini kitle içerisinde cisimleştirebilmenin en etkili yollarından birisi de budur.

 

Partimizin yeni mücadele yılında “Partiyi güçlendirelim, devrim davasını büyütelim!”

Yineliyoruz; böylesi yıldönümleri vesilesi ile bir kez daha güncel görev ve sorumlulukların altı çizilir, girilen yeni mücadele yılı üzerinden politik ve örgütsel hedefler tüm partinin gündemine getirilir. Bunun kendisi 12. yılını geride bırakan TKİP açısından II. ve III. Parti kongre platformları üzerinden somutlanan, ancak dönem olarak ele alındığında kongre süreçlerinin de öncesini kapsayan hedefler, buna bağlı olarak tanımlanan görev ve sorumluluklar anlamına gelmektedir. Dolayısıyla 12. yıl vesilesi ile işaret edeceğimiz görevler, partinin son 4-5 yılını kesen bir mahiyete sahiptir.

Partimizin kuruluş kongresi ardından yaşadığı kapsamlı saldırı süreci, sonraki dönemi belirleyen mahiyette sonuçlar yaratmış, parti, deyim yerindeyse ilk kongrenin hemen ardından yeniden inşa süreci içerisine girmek durumunda kalmıştı. Bu dönem büyük oranda darbenin yarattığı tahribatı ortadan kaldırmak, her açıdan partiyi yeni bir düzeyde örgütlemek gibi görevlerle yüzyüze kalınan bir dönemdi. Hem de siyasal açıdan emperyalist savaş ve saldırganlığın tırmandığı, sınıfa yönelik saldırıların dizginlerinden boşaldığı, devrimci örgütlere yönelik fiziki imha da dahil olmak üzere tasfiye saldırılarının yoğunlaştığı, zindanlarda tecrit saldırısının kanlı katliamlarla bir arada yürütüldüğü bu süreçte, partimiz bir taraftan alınan darbenin tahribatlarını gidermek, öte taraftan böylesi siyasal gündemler üzerinden ortaya çıkan sorumlulukları hakkıyla yerine getirmek görevleri ile karşı karşıya kaldı. Tabii buna Kürt hareketinde ve solda yaşanan yeni tasfiyeci sürecin olumsuz atmosferini de eklemek gerekiyor. Tüm bu tablo içerisinde partimiz 3-4 yıl gibi kısa sayılabilecek bir zaman dilimi içerisinde, dönemin ortaya koyduğu siyasal ve örgütsel görevleri başarıyla yerine getirdi ve süreçten güçlenerek çıkmayı başarabildi. Böylelikle bir dönem geride bırakıldı.

“Devirmeyen darbe güçlendirdi; parti için gerçekten zor olan bir dönem başarıyla geride bırakıldı. Şimdi partiyi çok yönlü ve zorlu görevlerle yüklü yeni bir dönem beklemektedir...” (EKİM Sayı: 231, Ocak 2003). “Partiyi her açıdan ve her alanda güçlendirmek için...” başlıklı parti değerlendirmesinden yapılan bu alıntı, şu an içerisinde geçmekte olduğumuz yeni dönemin çıkış noktasını ifade etmektedir. Çıkış noktası diyoruz, zira bu temel değerlendirmenin ardından gerçekleşen iki parti kongresinin gündemlerine baktığımızda bir bütünlük olduğunu ve partinin içerisine girdiği dönemin geride kalan bu 7-8 yıllık süreci içerdiğini rahatlıkla görebiliriz.

Evet, parti olarak önümüzde, “çok yönlü ve zorlu görevlerle yüklü yeni bir dönem” durmaktadır. Bu açıdan partinin özellikle son iki kongre platformu üzerinden öne çıkardığı dönemsel görevleri şu iki başlık üzerinden özetleyebiliriz: Birincisi partinin her açıdan ve her alanda güçlendirilmesi. Burada partinin güçlendirilmesi, partinin nitelik ve nicelik olarak büyütülmesi, buna bağlı olarak kadrolaşma sorunu, faaliyetin yeni bir takım alanlara taşınması, parti örgütünün devrimcileştirilmesi vb. kendi içerisinde bir dizi alt başlığı barındırıyor. İkinci temel önemde görev ise, partinin sınıf eksenine oturtulması, ya da III. Kongre’nin şiarıyla söyleyecek olursak, “Sınıf eksenli partiye geçiş”tir. Bu ise toplam sınıf çalışmamızda somut kazanımlar elde etmek, sınıf içerisinde yeni güç ve mevzilere kavuşmak, partinin gelişim seyrini bu maddi zemine oturtmak anlamına gelmektedir.

Partimiz, bu ikili sorumluluk alanını hemen tüm kongre platformlarında “devrimci örgüt, devrimci sınıf” ilişkisi üzerinden tanımlamış, “devrimci çizgi” ve konum dahil olmak üzere bugüne kadar yaratılmış birikimin korunup büyütülmesinin de ancak bu iki temele sahip olunduğu koşulda mümkün olacağını açıkça ifade etmiştir. Zira toplamında mevcut değerler sistemi ve elde edilen maddi kazanımlar, ancak sağlam temellere sahip devrimci bir parti tarafından güvencelenebilir. Böyle bir partinin güvencesi ise öncelikle tutarlı devrimci bir çizgi, ikinci olarak oturduğu sınıf temelidir. Partimiz TKİP'nin çizgisi ortadadır. Bugün bu topraklarda bilimsel olarak işçi sınıfının tek tutarlı devrimci çizgisine sahip olan parti, TKİP'dir. Keza partimiz, geride kalan dönemin tüm zorluklarının üstesinden başarıyla gelebilmiş olmayı, en başta sahip olduğu devrimci çizgiye borçludur. Fakat başta bu çizginin korunabilmesi, yanısıra günün görev ve sorumluluklarının üstesinden gelinebilmesi ve partimizin geleceğe güvenle yürüyebilmesi için, öncelikle asgari bir düzeyde de olsa, o çelikten sınıf temeline oturması kaçınılmazdır. Bu ise belirsiz bir geleceğin değil tam da bugünün sorunudur.

Evet, partimiz gelinen yerde özellikle parti örgütünün güçlendirilmesi ve sınıf temeline oturtulması üzerinden somut bir gelişim süreci içerisine girmek, buradan hareketle büyümek ihtiyacını fazlasıyla hissetmektedir. Son iki kongre platformunda dönemin ortaya koyduğu görev ve sorumluluklar açıklıkla tanımlanmış, yürünmesi gereken güzergah belirgin bir şekilde tanımlamıştır. Artık sorun bu sorumluluklar üzerinden tüm parti organlarının ve güçlerinin harekete geçirilmesi, çalışma tarzımızın hedefler çerçevesinde yeniden şekillendirilmesi, araç, yol ve yöntemlerin dönemin ihtiyaçlarına göre düzenlenmesi ve tüm bu açılardan zamanla yarışılması gereken bir süreç içerisinden geçmekteyiz. Önümüzdeki kısa vadeli süreç içerisinde partimiz, bu iki temel sorun alanını asgari oranda ve somutta çözüme kavuşturmak zorundadır.

Sonuç olarak bir kez daha şu gerçeğin altını çizmekte fayda var: 12. yılını geride bırakan TKİP, zor dönemlerin partisi, bizler ise zorlu koşulların devrimcileriyiz. Nesnel gelişmelerin aleyhimizde seyrettiği bir dönemde ve en ağır şartlar altında karşımıza çıkan siyasal ve örgütsel görevlerin üstesinden başarıyla gelmiş bir tarihe sahibiz. Dönüp geriye baktığımızda, son 23 yılın siyasal gelişmeleri üzerinden bunu rahatlıkla görebiliriz. Bundandır ki günün görev ve sorumluluklarını başarıyla omuzlayacak maya TKİP’de fazlasıyla mevcuttur. Yeter ki tüm parti örgütleri, konumlanışını, sosyal pratiğini, çalışma tarzını güncel hedefler doğrultusunda düzenlesin, dikkatini partiyi her adımda güçlendirecek ve sınıf temeline oturtacak bir faaliyet süreci üzerine yoğunlaştırsın.

İşte o zaman üstesinden gelemeyeceğimiz sorun kalmayacaktır...