Logo
< Kritik bir halka olarak yerel parti örgütleri

Sınıf eksenli çalışmada yerel yayınların rolü ve önemi


Sınıf eksenli çalışmada yerel yayınların rolü ve önemi

 

Devrimci sınıf çalışmasının araçları işçi sınıfı ile burjuvazi arasındaki mücadelenin seyrine göre saptanır veya bir ihtiyaç olarak ortaya çıkarlar. İşçi sınıfının bilinç ve örgütlenme düzeyinin olduğu kadar, devrimci sınıf partisi ile işçi sınıfı arasındaki organik bağın düzeyi de, araçların saptanmasında etkili bir rol oynar.

Uzun yıllardır yerel bültenler sınıf çalışmamızın temel araçlarından biri olarak kullanılıyor. Hem sınıf çalışmasında ulaşılan düzey, hem bu çalışmanın ortaya çıkardığı ihtiyaçlar gözetilerek kent, sanayi havzaları, organize sanayi bölgeleri ve işkollarına dönük olarak yayınlanan bültenler, propaganda-ajitasyonun yanısıra örgütlenme aracı olarak da oldukça önemli bir işlevi yerine getiriyor.

Bültenleri çıkardığımız dönemden bugüne kabaca göz attığımızda, bültenlerin içeriği, yayın periyodu, elden dağıtımının düzeyi gibi noktalardaki başarısı ile sınıf çalışmamızın gelişimi arasında dolaysız bir bağ olduğunu rahatlıkla görebiliyoruz. Öte yandan bültenlerin yayın periyodundaki aksama veya içerikte görülen zayıflıklar da, çoğu zaman sınıf çalışmasında yaşanan zorlanmaların yansıması olmuştur. Özetle, kıstas olmamakla birlikte, bültenler çoğu zaman yerellerdeki sınıf çalışmasının seyri hakkında fikir veren göstergelerden biri durumundadır.  

Bu olgu, bültenlerin bugün devrimci sınıf çalışmasının önemli araçlarından biri olduğuna işaret ediyor. Bundan hareketle, sınıf eksenli çalışmada bültenleri etkili kullanmanın önemi ve işlevi üzerinde durmaya çalışacağız.

 

Etkili yerel bültenler için seçilmiş hedeflere odaklanmış sınıf çalışması

Sistemli parti faaliyetinin yürütüldüğü kent ve alanların çoğunda yerel bültenler kullanılmaktadır. Genelde aylık bir yayın periyodu tutturan, içerik, dil, üslup, görsellik gibi noktalarda asgari bir niteliğe ulaşan bültenlerde, kimi zaman aksaklıklar yaşanabilmektedir. Sorunun arka planına bakıldığında, aksamanın yaşandığı yerlerde, sınıf çalışmasında da bazı sorunlar olduğu gözlenmektedir. Dolayısıyla bu aksamaları o alandaki çalışmada yaşanan sorunlardan ayrı düşünmek mümkün değildir.

Seçilmiş hedeflere odaklanan, yereldeki sınıfın nabzını tutabilen, planlı siyasal faaliyetle işçilerle canlı bağlar kuran bölgelerin bültenlerinin yayın periyodunda aksama olmadığı gibi, içerik açısından da güçlü ve etkili olmaktadır. Sınıf çalışmasındaki zorlanma veya kaymalar yerel bülteni zayıflatırken, başarı ise içeriğini zenginleştirmekte, işçiler üzerinde bıraktığı etkiyi kuvvetlendirmektedir.

Etkili bir sınıf çalışması yerel bültenlerin amaca uygun çıkmasına katkıda bulunurken, içeriği, görselliği, yayın periyodu ile işlevli olan bir yerel bülten de, sınıf çalışmasının yaygınlaştırılıp derinleştirilmesine önemli katkılar sağlamaktadır. Başka bir ifadeyle, sınıf çalışmasının başarısı yerel bültenleri güçlendirirken, amaca uygun yayınlanan bültenler de sınıf çalışmasının güçlenmesine katkıda bulunmaktır.

 

Bültenlerin hayatla kurduğu canlı bağın önemi

Bültenlerin yayın periyodunda kimi zaman görülen aksamlar, yazı yetersizliği veya katkıların istenen düzeyde işlevli olmaması ile açıklanabiliyor. Bunu geçerli bir neden kabul etmek mümkün değil. Vurgulamak gerekiyor ki, hem ülke genelinde hem faaliyetin yürütüldüğü yerellerde işçi sınıfının gündemindeki sorunlarla ilgilenen ve sınıfın tepkilerini, taleplerini, mücadele eğilimlerini saptayabilen bir bölge organı, ne amaca uygun yazı bulmakta ne işlevli bülten çıkarmakta güçlük çeker.

Yerel bir yayın, doğası gereği, öncelikle hitap ettiği işçilerin nabzını tutmayı hedeflemelidir. Bu yayın çizgisi, işçi ve emekçilerin genel sorunlarını, ülkedeki önemli siyasal gelişmelerin işlenmesini dışlamaz; tersine, yerel ve genel sorunların aynı bütünün farklı parçaları olarak ele alınmasını gerektirir.

Hitap ettiği işçi kitlesinin nabzını tutmak, olayları, sorunları yansıtmak sınırlarında anlaşılmamalıdır. Etkili bir yerel bülten, olayları yansıtmanın yanı sıra sınıfı bilinçlendiren, örgütlenmeye ve eyleme çağıran, kapitalistlerin yerel saldırılarına olduğu kadar genel saldırılarına karşı da mücadeleyi öne çıkaran bir yayın çizgisi tutturabilmelidir.

Sınıfla bağların sınırlı olduğu ya da şu veya bu nedenle zayıfladığı yereller olabilir. Bu durumda bülteni işlevine uygun olmayan bir içerikle yayınlamak veya “zaten amaca uygun bir yayın çıkaramıyoruz” diyerek yayın periyodunu aksatmak düşülebilecek iki hatadır. Yapılması gereken, aylık periyodunu aksatmadan bülteni yayınlamak ve en kısa sürede amaca uygun bir içeriğe kavuşturmak amacıyla yoğun çaba sarf etmektir.

 

Genel hatlarıyla yerel bültenlerin işleyeceği konular

Halen sınıf eksenli parti faaliyetinin temel öncelikleri arasında, seçilmiş fabrika veya işletmelere yönelik sistematik, hedefli, kesintisiz müdahalelerde bulunmak, bu çalışmanın sınıf saflarında yarattığı etkiyi örgütlü güce dönüştürüp eyleme taşımak vardır. Yerel bültenlere bu çerçevede özel bir rol biçtiğimize göre, bültenleri zengin bir içerikle çıkarmanın önemi açıktır

Güncel siyasal gelişmeleri gözardı etmeyen zengin içerikli yerel bültenler, genel hatlarıyla şu başlıkları sistemli bir şekilde işleyebilmelidir:

 

- Sömürü ve köleliğe karşı mücadeleyi öne çıkarmak:

Yerel eylem, grev ve direnişler başta olmak üzere, işçi sınıfının ülkede ve dünyada yükselttiği mücadeleyi sınıfın genel kitlesine taşımak noktasında, halihazırda en işlevsel araçlar yerel bültenlerdir. Dolayısıyla sınıflar mücadelesinin dışavurumundan başka bir şey olmayan işçi eylemlerine her zaman belirgin bir yer vermeliyiz. Salt haber olarak değil, kapitalizmin sömürü ve köleliğine karşı mücadelenin somut örnekleri olarak...

- Sermaye iktidarının genel ve yerel saldırılarının teşhiri:

 İşbirlikçi sermaye iktidarının işçi sınıfı ve emekçileri hedef alan çok yönlü saldırıları kesintisizdir. Zira sömürü ve köleliğe dayalı kapitalist sistemin derinleşen bunalımı “kesintisiz saldırganlık” politikasını kaçınılmaz kılıyor. Bu genel saldırının yanısıra tek tek kapitalistler de, emek-gücünü satın aldıkları işçileri daha çok sömürebilmek için alabildiğine pervasızlaşıyorlar.

İşçi sınıfı ve emekçilerin çoğu bu saldırıların acısını dolaysız bir şekilde hissetmelerine rağmen, egemenlerin ideolojik hegemonyasından kurtulamadıkları sürece, sermayenin pervasızlığına karşı etkili bir direniş sergileyemiyorlar. Yerel bültenler, hem birey olarak kapitalistlerin hem onların çıkarlarını savunan iktidarın işçi ve emekçi düşmanı yüzünü teşhir etmeli, sömürü ve köleliğe karşı örgütlü direniş çağrısını tok bir şekilde yükseltmelidir. Bu çerçevede “sınıfa karşı sınıf” vurgusu özelikle öne çıkartılmalıdır.

- Taban örgütlülüğüne ve bu temele dayalı sendikalaşmaya vurgu yapmak:

Sermaye cephesinden yöneltilen saldırıları teşhir etmek yeterli değildir. İşçi sınıfının bu saldırılara karşı koyabilmesinin tek yolunun örgütlü mücadele olduğu çağrısı da yükseltilmelidir. Örgütlü mücadeleyi yükselten işçi sınıfının karşısında hiçbir gücün duramayacağı olgusu öne çıkartılarak, yaygın olan umutsuzluk ruh haline vurulmalıdır.

Öte yandan, örgütlülüğün hiç de sendikaya üye olmakla sınırlı olmadığı, işçilerin her koşulda, işyerleri veya havzalarda tabana dayalı örgütlenmeler oluşturabilmelerinin büyük önemi döne döne anlatılmalıdır. Yerel saldırılara olduğu kadar, sermaye iktidarının tüm emekçileri hedef alan saldırılarına da ancak bu örgütlülük sağlanabildiğinde karşı konulabileceğinin altı her vesileyle çizilmelidir.

- Sendikal demokrasinin taşıdığı öneme çubuk bükmek:

 Sınıf hareketinin verili zayıflığına rağmen işçilerde bir sendikalaşma eğilimi olduğu, yaşanan pek çok sendikalaşma girişimi üzerinden görülmektedir. Ancak, taban örgütlülüğünden yoksunluk ve sendikalara hakim bürokratik ihanetçi anlayış, pek çok girişimin yenilgiye uğramasına neden olmakta, bu da sınıfın bazı bölüklerinde kırılmalara yol açmaktadır.

İşçiler kaderlerini bürokratik sendikacı kasta teslim ettikleri sürece bu sorunların aşılması mümkün değildir. Taban örgütlülüğü ve sendikalarda demokratik işleyişin hakim kılınması, kolay yenilgileri önleyebilmenin temel gereklerinden biridir.

Bültenlerimiz, sendikalarda söz, yetki ve karar verme hakkının kazanılmasının, halen devam eden uğursuz kısır döngüyü kırmak için şart olduğunu döne döne hatırlatmalı, işçileri bu yönde somut adımlar atmaya çağırmalıdırlar.

- Sendikalarda yuvalanan bürokratik kast hedefe çakılmalı:

Sendikal demokrasi uğruna mücadele, sermayenin Truva atlarına karşı mücadelenin ayrılmaz bir parçasıdır. İşçi sınıfının halihazırdaki yegane kitlesel örgütleri olan sendikalara egemen zihniyete karşı mücadele ayrı bir önem taşımaktadır. Bu uğursuz zihniyeti temsil eden düşkünleşmiş bürokratik kast, sendikaların kurum olarak yıpranmasına da neden olmaktadır.

Sendikalaşma girişimi, grev, direniş, TİS gibi kritik eylemlerde devreye giren sendikal ihanet, işçi sınıfı nezdinde bu somut veriler üzerinden teşhir edilmelidir. Bu teşhiri yaygın bir şekilde yapmanın en etkili araçları ise yerel bültenlerdir. Bu teşhirler, işçi sınıfına ihanet edenlerden hesap sormak ve sendikaları bu parazitlerin elinden kurtarmak için verilecek mücadelenin belirleyici önemi üzerinden yapılmalıdır.

- Sınıf dayanışmasını yükseltmenin önemi:

Direniş ve grevlerle dayanışmanın büyük önemi yeterince açıktır. Zira kazanımla sonuçlanan her grev veya direniş, eylemi bizzat gerçekleştirenlerin yanısıra, genel olarak işçi sınıfının hanesine yazılmaktadır. Direniş ve grevlere destek vermenin, sınıf dayanışmasını farklı boyutlarıyla örmenin, işçi sınıfı açısından bir görev, dahası bir zorunluluk olduğu, ayrıca sınıf dayanışmasının işçi sınıfını sınıf yapan temel niteliklerden biri olduğu önemle işlenmelidir.

Bu başlıkları öne çıkartmamızdaki amaç, yerel bültenlere bir sınırlama getirmek değil, esas alınması gerekene işaret etmektir. Elbette bu konular bültene uygun bir dil ve üslup kullanarak ele alınmalıdır. Konu veya sorunlar hayatla canlı bağları kurularak işlenmeli, emek-sermaye çatışması ve bunun farklı olgular üzerinden dışa vurumu üzerinde özenle durulmalıdır.

Dağıtım esas olarak elden yapıldığı için, yerel bültenler işçi sınıfına dolaysız seslenme olanağı sağlıyorlar. Bu olanak, sınıfa dönük çağrıları somut olarak hayatın içinden yapabilmek anlamına geliyor. Diğer araçların yanısıra bültenlerle de sınıfı örgütlü mücadeleye çağıran komünistler, “gelin sömürü ve köleliğe karşı birlikte direnelim” mesajını da vererek, düzen karşısında durulması gereken zemini işçi sınıfına gösteriyorlar.