Logo
< Ontex deneyimi dersleri

Politik kitle faaliyeti üzerine


Politik kitle faaliyeti üzerine

 

Sınıf eksenli yürütülen politik kitle faaliyeti siyasal mücadelede temel bir yer tutmaktadır. Zira kadro sorunlarından mali ihtiyaçların karşılanmasına, partinin eylem-etkinlik düzeyini ileri taşımaktan yeni mevziler kazanmaya kadar bugün önümüzde duran bir dizi sorun alanını kesiyor olması, politik kitle faaliyetinin “kritik rolü”nü dolaysız olarak ortaya koymaktadır.

Dolayısıyla komünistler olarak yeni dönemde sınıf eksenli kitle çalışmasına çok daha özel bir dikkat göstermek, geçmiş deneyimler üzerinden eleştirel sonuçlar çıkarmak sorumluluğu ile karşı karşıyayız. Bu yönüyle denebilir ki, partinin yeni dönem üzerinden ortaya koyduğu bir dizi hedefe başarıyla ulaşabilmesi özellikle “politik kitle çalışması” üzerinden katedeceği mesafeyle doğrudan ilişkili olacaktır.

 

Tek yanlı bakış ve çalışma tarzını aşmalıyız

Bugün kitle çalışması denilince saflarımızda ilk akla gelen belli araçların kullanımına dayalı seslenme faaliyeti olabiliyor. Bu tek yönlü bakış üzerinden gerçekleştirilen kitle çalışması, yani  afiş, bildiri, bülten gibi belli materyallerin kullanımı ile sınırlı bir pratik, ortaya konulan tüm enerji ve çabaya rağmen sınırlı sonuçlar yaratıyor. Dar anlamıyla ele alındığında dahi, kendi başına “kitlelere seslenmek” bugün için partinin sınıfla arasındaki mesafenin kapatılmasına yönelik çözümler üretemiyor.

Buradan hareketle denebilir ki, sınıfla ilişkileniş süreçlerimizde karşımıza çıkan sorun alanları tam da içerisinden geçilen dönemin zorluklarından, sınıf ve emekçi kitlelerin bilinç-örgütlenme düzeyindeki gerilikten ve en nihayetinde partimizin kendine has gelişim süreçlerinden beslenmektedir. Kitle çalışmasının “seslenme” faaliyeti sınırına dayanmasının gerisinde, tam da  partimizde temsil edilen nitelik ile kitlelerin bilinç ve örgütlenme düzeyi arasındaki dönemsel mesafe yer almaktadır. Bu yönüyle partimizin kendi sınıf temeline oturmakta yaşadığı zorlanmanın anlaşılır nedenleri olabilir. Fakat dönemin ortaya çıkardığı bu gerçekler politik kitle faaliyetine yönelik “tek yanlı algının” gerekçesi olamaz, olmamalıdır. Bunun kendisi nesnelliğe boyun eğmek, hayat içerisinde giderek etkisiz hale gelmek anlamına gelir. Zira pratikte tanımlanan sorun tam da sınıfın bilinç ve örgütlenme düzeyindeki gerilik ile partimizin toplam niteliği arasındaki güncel mesafeyse, siyasal mücadelede karşımıza çıkan bir dizi problem bu maddi temel üzerinde hayat buluyorsa, saflarımızda politik kitle çalışmasının genişliği ve sorumluluk alanları da bu kapsamda kavranmalı ve ele alınmalıdır. Yani diyalektik olarak çözüm sorunun içerisinde aranmalıdır. Bu kadarı bile kitle çalışmasına dair tek yanlı bakışın kırılmasına vesile olacaktır.

Elbette bir parti, sınıfla bütünleşebilmek ve onu siyasal sınıf mücadelesi içerisinde kazanabilmek için kitle faaliyeti sürecinde bir dizi araç kullanabilmelidir. Bu en başta politikayı etkinleştirebilmek için gereklidir. Yukarıda tek yönlü kitle çalışması üzerinden yapılan eleştirel değerlendirmeden partinin genel planda yürüttüğü politik seslenme faaliyetinin “zayıflatılması” sonucu çıkarılmamalıdır. Tersine toplum çapında politika yapan bir parti için çizgisini, şiarlarını ve çağrılarını kitlelere ulaştırmak amacıyla hayata geçirdiği seslenme faaliyeti büyük bir önem taşımaktadır. Bu açıdan kitlelere ulaşabilmenin araçları giderek çoğaltılmalı ve çeşitlendirilebilmelidir. Afiş, bildiri, bülten, web sitesi gibi işlevsel araçlar, olanaklar çerçevesinde günlük yayın, radyo, TV gibi yeni araçlarla güçlendirilebilmelidir de. En azından bu hedefle hareket edilmelidir. Fakat sınıfı devrime kazanmak üzere yürütülen bütünlüklü bir parti çalışması bu sınırlar içerisine “sıkıştırıldığı” koşulda istenilen sonuçları yaratmayacaktır. Önümüzdeki dönemde öncelikle yılların pratiği ve alışkanlıkları üzerinden şekillenen bu tek yanlı algı ve tarzı aşabilmek durumundayız.

Bunun için politik kitle çalışmasını bütünlüklü olarak ajitasyon-propaganda, eylem ve örgütlenme diyalektiği içerisinde ele almalı, yürütülen faaliyeti sınıfın bilinç ve örgütlenme düzeyini her adımda ileriye taşıyacak bir bakışla şekillendirmeli, kitle faaliyeti içerisinde temas kurduğumuz sınıf ve emekçi kitleleri politik yaşamın içerisine çekmek için özel bir çaba içerisinde olabilmeliyiz. Kitle içerisinde gündelik olarak hayat bulan parti çalışması bu yaklaşım üzerinden kurulabilirse, bugün önümüze çıkan bir dizi sorun alanı aşılmaya başlanacaktır. Böylece partimizde temsil edilen sosyalizm ile bugün için bilinç düzeyi açısından geri ve örgütsel olarak dağınık bir hale bulunan sınıf kitlelerinin bütünleşmesinin imkânları giderek artmaya başlayacaktır.

 

Gündelik parti çalışmasında politik hedefler öne çıkarılmalıdır

Yukarıda altını çizdiğimiz gibi, kitlelerle bütünleşme sorunu ve bunu doğrudan kesen yönleriyle birlikte kitle çalışmasının sorunları, uzun bir süredir partinin gündeminde olan kadro çalışması, mali kaynaklar yaratılması, örgütsel güvenlik vb. bir dizi sorun alanını dolaysız olarak kesmektedir.

Yeni dönemde kitle faaliyetini planlarken öncelikle bu sorun alanları üzerinden “politik bir açıklığa ve somut hedeflere sahip” olmayı temel almalıyız. Yani parti çalışmasının önüne çıkan her bir gündemi ve sorun alanını politik kitle faaliyetinin kapsamı içerisinde değerlendirebilmeli, bunun kendisini “genel” ve “soyutlanmış” haliyle değil tersine her bir faaliyet alanının canlılığı ve pratik özgünlüğü içerisinde yapabilmeliyiz.

Örneğin fabrika çalışmalarını ele alalım. Her bir çalışma alanı üzerinden belirlenmiş fabrikalar varsa, bu fabrikalara dair politik hedefler somutlanabilmişse, bu hedeflere ulaşmak için gündeme gelen araçlar işlevsel ve yaratıcı bir şekilde kullanılıyorsa, güç ve enerji bir plan dahilinde düzenlenip harekete geçiriliyorsa ilgili faaliyet alanındaki kitle çalışmanız buna uygun şekillenecektir. Kadro sorunundan faaliyetin ihtiyaç duyduğu mali kaynakların yaratılmasına kadar toplam faaliyetin her bir alanını bu yaklaşımla ele almalı, sorun olarak karşımıza çıkan her bir olguyu politik çalışmanın konusu haline getirebilmeliyiz. Zira parti çalışmasına politik hedefler yön verdiği koşullarda ancak bu sorunların aşılması doğrultusunda somut adımlar atılabilir, saflarımızda buna uygun bir pratik davranış çizgisi oturtulabilir, çalışmamız yeni bir biçim ve tarz kazanabilir ve etkili bir kitle çalışması ortaya konulabilir.

Parti olarak ancak bu yolla tek yönlü ve seslenme faaliyetine daralmış kitle çalışması sorununu geride bırakabiliriz. Böylece kitle içerisinde yürütülen “gündelik” parti çalışmamıza belli politik hedefler yön verecek, kullanılan araçlardan yol ve yöntemlere kadar her şey belirlenmiş bu hedeflere hizmet etmeye ve sonuç üretmeye başlayacaktır.

 

Kitle çalışmasında sınıfla temas esas alınmalıdır

Siyasal faaliyette genel sınırlara hapsolmuş çalışma tarzı ve alışkanlıkların yarattığı bir başka sorun alanı ise sınıf ve emekçi kitlelerle çok yönlü bağların kurulabilmesi noktasında kendisini ortaya koymaktadır. Genel bir faaliyet, sınıfla temas noktalarını da sınırlandırmaktadır. Bu sorun göz önüne alındığında, yeni dönem faaliyeti planlanırken her bir alanda emekçi kitlelerle “çok yönlü bağlar kurabilmeyi” özel bir hassasiyet alanı haline getirebilmeli, hedef alanlar üzerinden partinin sınıfla temas noktalarını çoğaltmayı başarabilmeliyiz.

Başka bir ifadeyle, kitle çalışmasını hayat geçirirken, sınıfla somut bağlar kurmayı, bunu çoğaltmayı ve çok yönlü kılmayı bir tarz olarak oturtabilmeliyiz. Çalışmanın her adımında ve yeni aşamalarında bu yönüyle katedilen mesafe özel bir başlık olarak değerlendirilebilmelidir. Bu kadarı bile her türlü “rutin”in kırılması için kapıları aralamaya zemin oluşturacaktır.

Bunun kendisi bir taraftan parti çalışmasına yeni imkânlar ve alanlar yaratacak, öte taraftan toplam politik faaliyetin sonuç yaratmasına ve hedeflere ulaşmak bakımından mesafe kat edilmesine hizmet edecektir. Politikanın sanıldığından daha çok insan kitlesine ulaşmasına vesile olacaktır. Çoğu zaman genel seslenme faaliyetinin “daha çok insan kitlesine” ulaştığına dair bir algı ile hareket edilebiliyor. Bu belli açılardan doğrudur. Ancak bir derinleşmenin ardından hedef kitle ile kurulan çok yönlü bağ en az genel bir seslenme faaliyetin yaratacağı etki kadar sonuç üretebilmektedir. Yakın dönem fabrika direnişleri deneyimleri buna örnek verilebilir.

 

Bir başka kritik halka: Politik refleksleri diri parti örgütleri

Kitle çalışmamızın bir başka sorun alanı süreçlere etkin müdahale noktasında kendisini ortaya koymaktadır. Buna yakın dönem gelişmeleri üzerinden gündeme giren sınav skandalları, Ortadoğu'da yaşanan sıcak gelişmeler vb.’ne yönelik müdahalelerimiz örnek verilebilir. Bunlara her bir alan üzerinden yaşanan özgün gelişmeler eklenebilir. Tüm bu gelişmeler partimizin uzun bir süreci kapsayan “Haklarımız ve geleceğimiz için örgütlü mücadeleye!” başlıklı dönem kampanyasıyla örtüşen ve etkili bir şekilde değerlendirildiği koşulda kampanya çalışmasına soluk katacak gelişmelerdi. Bu süreçlerden, özellikle liseli gençlik içerisinde gerçekleştirdiği müdahalelerle sınav skandalları üzerinden sonuç elde eden kimi çevrelerin olduğunu biliyoruz.

Halihazırda planlanmış politik faaliyet ile toplumsal yaşamda gündeme gelen bu ve benzeri gelişmeleri etkin bir şekilde bütünleştirebilmek, politik refleksleri diri, siyasal açıdan güçlü parti örgütleri ile mümkün olabilir. Önümüzdeki süreç içerisinde toplumsal gelişmeleri büyük bir dikkatle izleyen, buralardan politik sonuçlar çıkaran ve hızla müdahaleye konu eden bir niteliği gerek kadrolarımız şahsında gerekse parti örgütlerinde cisimleştirebilmeliyiz. Bunun kendisi gelişim süreçlerimizi çok daha hızlandıracak, kitle çalışmamızın dinamizmini arttıracaktır.

 

Kitle çalışması ve örgütlenme sorunu

Yukarıda politik kitle faaliyetini ajitasyon-propaganda, eylem ve örgütlenme bütünlüğünü üzerinden tanımlamış, bu diyalektik ilişkide yaşanabilecek herhangi bir kopukluğun faaliyette kesintiye ve elde edilecek olan birikimin sınırlanmasına yol açacağını ifade etmiştik. Dolayısıyla çeşitli gündemler üzerinden ortaya konulan etkin bir kitle çalışmasının muhakkak bir örgütlenme ayağı olabilmelidir. Bir başka ifadeyle, belirlenmiş ve planlanmış bir politik kitle faaliyeti içerisinde etrafımızda örgütsüz tek bir ilişki, kolektif faaliyetin dışında kalan tek bir olanak bırakılmamalıdır. Çevremizde yer alan her bir insan politik faaliyetin içerisine bir plan dâhilinde çekilebilmeli, etrafımıza bu gözle bakabilmeliyiz. Zira politik çalışma, dışınızdaki güç ve olanakları sürece katma ve harekete geçirebilme sanatıdır aynı zamanda.

Bu noktada kendiliğindencilik, kalıpçı yaklaşımlar, alışkanlıklar ve biçimsel algılardan kaçınmak önem taşımaktadır. Kitle içerisinde örgütlenmek ve yeni mevziler kazanmak ancak hedefli, bilinçli ve yaratıcı bir çabanın ürünü olabilir. Böylesi bir çaba içerisinde kalıpların kırılması, alışkanlıkların bir kenara bırakılması için, politik kitle örgütlerinin toplumsal yaşamın ve sınıflar mücadelesinin çeşitli alanları üzerinden ihtiyaca bağlı olarak doğduklarını, kendine özgü işlev ve misyonlara sahip olduklarını unutmamak gerekir.

 

Yeni dönemi kazanmak için ileri!

Parti ve devrim davasının ihtiyaç duyduğu her şeyin sınıf ve emekçi kitleler içerisinde yer aldığını siyasal yaşamın her anında akıldan çıkarmamalıyız. Komünistler olarak kitlelerin bağrında yer alan ve her geçen gün daha da artan güç ve imkanlarla buluşabilmek için çok daha istekli davranabilmeli, yeni mücadele dönemini bu bakış ve çabayla örebilmeliyiz. Bunu başarabildiğimiz ölçüde tarihin bugün için önümüze çıkardığı bir dizi sorun alanını geride bırakmış olacağız.