Logo
< Emperyalist nüfuz mücadeleleri ve Ortadoğu

Sorunlara zamanında müdahale!


Devrimci siyasal faaliyette her dönem çeşitli sorunlarla karşı karşıya kalırız. Bazı sorunlar mücadelenin gelişim seyri içinde, bazıları ise örgütün ve tek tek kadroların iradi çabaları ve parti çizgisine bağlılıklarıyla çözülebilir. Bu gibi sorunlara zamanında müdahale önemlidir. Küçük görüldüğü ölçüde çözümünün zamana bırakılması, örgüt birliğini zedeleyen, yoldaşlık ilişkilerini yıpratan, parti maneviyatını zayıflatan, devrimci disiplini esneten bir rol oynar, parti kararlarını ve tutumlarını tartışmalı gören ve uymama “hakkı” olduğunu düşünen eğilimleri güçlendirir.

Devrimci saflarda ve çeperinde yozlaşma, gerici kutuplaşmalar vb. genellikle bu zeminde yaşanır. Bu tür sorunlarla uğraşmak zorunda  kalan örgütler mevcut potansiyellerini gerektiği gibi değerlendiremezler. Bu durum kadrolarda ve ileri güçlerde özgüven kırılmasına ve örgütsel bütünlüğün zayıflamasına neden olur.

Partimiz bugün bu tür sorunlardan büyük ölçüde arınmış olsa da, yer yer tekil örneklerle yüz yüze kalabiliyoruz. Bu tür sorunların parti faaliyetinde engele dönüşmemesi için hızlı ve yerinde müdahaleler yapmalı, bu konuda parti çeperimizi eğiterek güçlü bir kültür oluşturmalıyız.

 

Düşenler ve düşkünleşenler

Siyasal yaşamda her dönem düşenler ve düşkünleşenler olacaktır. Kimin soluğu nereye kadar yetiyorsa oraya kadar mücadele etmesi, soluğu kesilenlerin bir kenara çekilmesi anlaşılır bir durumdur. Kimileri ise soluğunun yetmediği yerde çamur at izi kalsın yöntemini izlerler. Kendi zayıflıklarını gizlemek için partinin değerlerine saldırırlar. Bu gibi tutumlar birden açığa çıkmaz, zamanla farklı tonlarda kendini ortaya koyar. Zamanında çözücü müdahaleler yapılamadığında yıpratıcı sonuçlara yolaçar. Böylesi durumdaki kişiler çeşitli bahaneler uydurarak ya kendileri ayrılır ya da parti tarafından uzaklaştırılırlar.

Buna rağmen partiye karşı bozucu ve yıpratıcı tutumlar sergilemeyi sürdürmeleri, suçun ötesinde ihanettir. Böyle bir durumda devrimci bir partinin alacağı tutum açık ve nettir.

Eğer parti bir tutum almış, birilerini uzaklaştırmışsa, her kadro ve militan buna uygun davranmak zorundadır. Parti kararlarını uygulama konusunda hiçbir kadronun aması, fakatı olamaz. Alınan karara karşı yapılacak bir tartışma varsa, bu tartışmayı her kadro örgütlü olduğu zeminde, devrimci ilkeler ve kuralları çerçevesinde yapmak durumundadır. Bu sadece kadrolarımızın değil çeperimizin de genel tarzı haline getirilmeli, çevremizdeki güçler bu konuda eğitilmelidir. Çünkü partinin yakın çeperi aynı zamanda kadro rezerv alanıdır. Buradaki bozucu her tutum yeni ilişkilenilen güçlerin gelişimine de olumsuz etkide bulunur.

Zaman zaman çeperimizde bazı olumsuz tutumlarla karşılaşabiliyoruz. Bozucu ve yıpratıcı tartışmalar parti saflarından geri düşmüş bir takım kişilerin ortamlarında yaşanıyor. Partinin kimi bilgilerini deşifre etmeye kadar varabiliyor. Düşkünleşenlerin bu kadar rahat tartışıyor olmaları kimliklerindeki bozulmanın bir göstergedir. Fakat tek başına bundan kaynaklı değildir. Kimi parti kadroları ile ileri güçlerin bu gibi tartışmalara tanık olduğunda gerekli müdahaleyi yapmaması bu kişileri cesaretlendirmekte, bozucu tutumlarını daha rahat sergilemelerine neden olmaktadır.

Bu konuda alınacak doğru tavır çeperimizde devrimci ciddiyet ve disiplinin gelişmesini sağlayacaktır. En uzak çeperimize kadar parti değerlerine bağlılığı benimsetmeyi başarmak durumundayız.

 

Partiye karşı açıklık!

Başta yakın çeperimiz olmak üzere parti çalışmasına şu veya bu düzeyde katkı sunan bütün güçler partiye karşı açık olmak zorundadır.

Devrimci bir örgütte açıklık hayati bir önem taşımaktadır. Güvenlik açısından olduğu kadar çeperimizi/güçlerimizi tanımak açısından da önemlidir. Bu devrimcileşmenin ilk adımıdır. Partiye karşı açıklık konusunda sınırlılığı olan bir kişi, ne kadar yetenekli olursa olsun, partiyle arasına mesafe koymuş demektir. Böyleleri, devrimin ve partinin ihtiyaçlarını karşılamak için yeteneklerinin tamamını sunmayı da başaramazlar.

Çeperimizde devrimcilik konusunda yaratacağımız her açıklık bu sorunların çözümünü de kolaylaştıracaktır.

Benzer sorunlar tekil de olsa partinin ileri güçlerinde de açığa çıkabiliyor. Partiye her yönüyle tam bir açıklık gösterilmediğinde, zamanla devrimci kimlikte aşınmalar meydana geliyor. Bazı şeyleri saklamak zamanla küçük yalanlara, partiyle açık tartışmaktan sakınmaya, bazı bilgileri aktarmamaya varabiliyor. Bu giderek parti görev ve sorumluluklarının aksatılması gibi bir sonuca dönüşebiliyor.

Parti bütün güçlerinin her anını denetim altında tutamaz. İlgili zeminlerde kararlar alınır, görevler saptanır, her yoldaş alınan görev ve sorumluluğa göre zamanını en verimli şekilde planlamakla yükümlüdür. Her yoldaş partiye daha fazla katkı sunma hedefiyle hareket etmelidir. Kişisel ihtiyaçların belirleyici olmaya başladığı durumlarda sunulacak katkı da sınırlanmaya başlar. Bu da zamanla yapılan sınırlı işten “tatmin olma”, hatta en fazla işi yaptığını düşünme vb. sonuçlar doğurur. Her eleştiriye buradan doğru cevaplar üreterek kendi durumunu meşrulaştırmaya başlar. Kendi zayıflıklarını görmekten uzaklaşır. Yaşanılan sorunlarla ilgili kendisine yapılan müdahalelerde haksızlığa uğradığını düşünür. Partinin önünü kestiği gibi bir düşünceye kapılır. Böyle düşünmesinin nedenleri konusunda partiye ve kendisine karşı net bir cevabı yoktur. Sürekli kendi gerileyen yanlarına gerekçeler üretmeye çalışır. Devrimci eleştiri ve sorgulama yetisi zamanla kaybolur. Devrimin ve partinin çıkarlarının önüne düzen içi kişisel ilişkiler (eş, dost, akraba) ve bencilce davranışlar geçer, vb...

Bir devrimci her şeyden önce devrimin ve partinin çıkarlarını gözetmek, bütün ilişkilerini buna göre şekillendirmek durumundadır. Bu da düzenin topluma dayattığı her türlü yoz ilişkiden uzaklaşmak, partinin temsil ettiği dünya görüşünü hayatın her alanında hakim kılmak için çaba sarf etmek demektir. Buna uygun düşmeyen her davranışın devrimcilikten ve partiden uzaklaşmaya yol açacağı unutulmamalıdır.


Üste