Logo
< Sektörel birlik deneyimi - Z. Yalçınkaya

Yerel yayınlarda üslup ve devrimci sınıf çizgisi


14 yıldır ülke yönetimini elinde bulunduran dinci gericilerin koyulaştırdığı karanlık tablo, toplumun azımsanmayacak bir kesimini rehin almış durumda. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından dinci gericiliği ırkçı-şovenizm sosuna bulayan AKP güdümündeki sermaye iktidarı, “dinci-ırkçılık” gibi bir ucubeliği topluma egemen kılmaya çalışıyor. 

Başarısız darbe girişimini fırsata çeviren Tayyip Erdoğan AKP’si, “demokrasi nöbeti” adı altında kitleleri dinci-faşist politikalarının dolgu malzemesi olarak kullandı. Zehirli “demokrasi nöbeti” cereyanı yazık ki fabrikalarda da etkisini hissettirdi. İşçilerin bir kısmı buna tepki gösterseler de kayda değer bir kesim sergilenen rezil oyunun figüranı olabildi. İşçiler arasında bazı gerilimlere de yol açan bu durum, devrimci sınıf çalışmasında gericiliğe karşı mücadelenin önemini daha da artırmıştır.

 

“Geçici sapma” durumu

Dinci-ırkçılığın sınıf saflarındaki etkisi bir sapmayı anlatıyor aynı zamanda. Zira gericiliğin emekçilerin inançlarının istismar edilerek yayılması, sınıf kimliği, sınıf kültürü, sınıf mücadelesi, sınıf birliği ve kardeşliği gibi değerleri aşındırıyor. Bu ise çalışma ve yaşam koşullarının daha da ağırlaşmasına, sermayenin keyfi dayatmalarda sınır tanımamasına zemin hazırlıyor. Oysa en geri bilinçli işçi bile insanca çalışma ve yaşam koşullarına özlem duyar.

Sapma, işçilerin özlemi ile tercihleri arasındaki zıtlıkta belirginleşiyor. Dinci-ırkçılığın etkisi altına giren işçi, bu siyasi “tercihi” ile farkında olmadan kendi özlemlerini boğan bir canavarı besliyor. Elbette siyasi tercihindeki sapmaya rağmen hak arama mücadelesine katılanlar da var. Mücadeleye atılan işçilerin bilinçlenme süreçlerinin hızlanması, sınıfsal çıkar ile siyasi tercih arasında bu çatlağın giderilmesinin en azından nesnel koşullarını hazırlar.

Ancak nesnel koşullarının oluşması bu sapmanın kendiliğinden ortadan kalkacağı anlamına gelmiyor. Mücadelenin hazırladığı nesnel zeminin işçilerin bilincinin dönüşümüyle sonuçlanabilmesi için öncü müdahale olmazsa olmazdır. Bu olgu devrimci sınıf çalışmasının kritik önemine işaret eder. Dolayısıyla gerici ideolojilerin egemenliğini parçalama mücadelesi devrimci sınıf çalışmasının temel kıstaslarından biridir. Bu çalışmada özellikle somut verilere (hem kapitalist üretim ve bölüşüm ilişkileri hem sermaye iktidarı kesintisiz şekilde veri üretir) dayandırılan politik mesajların her imkan kullanılarak kesintisiz şekilde sınıfa taşınması gerekir.

 

Yerel yayınların kritik rolü

Devrimci sınıf çalışmasının temel araçlarından biri yerel yayınlar. Yazılı ve görsel yayınlara sosyal medyayı da ekleyebiliriz. Bu yayınların hem nispeten yaygın dağıtılabilmesi hem sınıf tarafından kabul görmesinden dolayı önemi büyüktür. Geniş işçi kitlelerine seslenmenin araçları olan yerel yayınların dilinin popüler, üslubunun geniş sınıf kitlelerinin durumunu gözetmesi ne kadar önemliyse, mesajlarının politik olması da o ölçüde önemlidir.

Toplumsal muhalefetin zayıf, gerici burjuva ideolojilerin sınıf kitlelerinin geniş kesimlerini etkilediği bugünkü gibi koşullarda, içeriği zayıflatmadan uygun dil ve üslubu tutturmanın belli zorlukları var. Yanı sıra gericiliğin etkisindeki işçilerden olumsuz tepkilerin gelmesi de kaçınılmaz. Bu nesnelliğe rağmen sınıf devrimcilerinin ilkesel duruştan taviz vermemeleri büyük önem taşıyor. 

Elbette devrimci militanlar da sınıfla karşılıklı etkileşim içindeler. Devrimci siyasal faaliyetin diyalektiğidir bu. Kitle çalışmasında ustalaşma, sınıfla diyalog kurmaya uygun bir dilin-üslubun oluşturulması ve bu konuda yaratıcı yöntemler geliştirmek için işçilerden gelen tepkiler yol göstericidir aynı zamanda. Özellikle dinci-ırkçılığın yaygın olduğu dönemlerde gerici tepkilerle karşılaşmak kaçınılmazdır. Bu gerici tepkiler karşısında gerilememeli, uygun bir üslupla gericiliğe karşı her koşulda mücadele sürdürülmelidir. Gericilik dönemlerinde kimi zaman işçilerin komünistlere saldırtıldığını da biliyoruz. Buna rağmen komünistler sözlerini söylemekten geri durmamışlardır. Sınıfın nesnel bilinç ve örgütlülük düzeyi üslup ve biçime özen göstermeyi zorunlu kılsa da, hangi gerekçeyle olursa olsun sözün özüne dair tartışma olmamalı, mesaj politik olmalıdır.

 

Verili durumu değiştirme iradesi

Sınıfı devrimci temelde politikleştirmek amacıyla gerçekleştirilen öncü müdahale sırasında sınıfın verili durumuyla yaşanan etkileşim yer yer mesajı etkili bir şekilde iletmekten geri durma ya da yeterince tok olamama sorununun yaşanmasına yol açabiliyor.

Böylesi tutumlar niyetten bağımsız olarak tehlikeli ve kaygan bir zemin yaratmaya müsaittir. Bunun önünü kesmenin en etkili yolu partinin stratejik çizgisine dayalı ilkesel tutumdan taviz vermemektir. Elbette verili durumu gözardı edemeyiz. Ama onun farkında olmakla kendini ona uydurmak ayrı şeylerdir. Sınıfın verili durumunu dikkate almayan bir öncü müdahalenin istenen sonucu yaratması nasıl mümkün değilse, kendini bu durumla sınırlayan müdahalenin öncü niteliği de eksik kalacaktır.

Verili nesnel durumu nedenleriyle kavramak, olgu ile nedensellik arasındaki bağı sınıf nezdinde görünür kılmak, sınıfı esir alan gerici ideolojilerin zincirlerini kıran özne durumuna gelebilmesi için hazırlamak vb... Bunları verili durumu değiştirme bilinci ve iddiasına dayalı bir çalışma tarzı ile başarmak mümkündür. Öncü müdahalenin gücü, etkisi ve başarısı bu alanlarda alınacak mesafeyle belirginleşecektir.

 

Uygun üslup, sağlam ilke, güçlü söz

Devrimci bir sınıf hareketi yaratmanın taşıdığı kritik öneme sık sık vurgu yapıyoruz. Dinci-ırkçılığın dayattığı karanlık tablodan tek çıkış yolu öznesi işçi sınıfı olan örgütlü birleşik mücadeledir. Bunun için sınıf hareketinin devrimci temelde politikleştirilmesi gerekmektedir. Tüm bunlar devrimci sınıf hareketi yaratma hedefiyle kesişiyor. Parti için bu, sınıfla devrimci temelde birleşiminin de koşuludur aynı zamanda.

Bu hedefleri gerçekleştirmenin yerellerden bağımsız olmayan ama onları aşan uzun soluklu, kararlı bir mücadele gerektirdiği aşikar. Bununla birlikte sınıfla dolaysız etkileşimin temel araçlarından biri olan yerel çalışmanın/yerel yayınların bunda oynayacağı rol de özel bir önem taşıyor. Ancak yerel yayınların bu devrimci rolü oynayabilmeleri için üç temel noktada tutarlı bir çizgi inşa etmeleri gereklidir. İlki, uygun dil ve üslup sorunu. Sınıfla organik bağ içinde olan komünistlerin yaratıcı bir çaba ile sınıfın benimseyeceği bir dili ve üslubu hayatın içinde yaratmalarıdır. İkincisi, devrimci ilkesel tutumdan taviz vermemektir. Sınıfın verili durumuna takılmadan, bazı gerici tepkileri göze alarak ilkesel tutumda net bir duruş sergilemek. Üçüncüsü, gerilik ifade eden verili koşullara takılmadan politik mesajı net vermek, sözü güçlü söylemektir.

Bir bütün olarak bu devrimci çizgi kolektif çabayla inşa edildiğinde, sınıf devrimcilerinin farkını, samimiyetini, kararlılığını, ciddiyetini, tutarlılığını işçi sınıf nezdinde görünür kılacak, en azından öncüleri şahsında partiye yakınlaştıracaktır. Bu hedefe hemen varılmasa bile, varılacak nokta burasıdır. Zaten bunu başarma yolunda mesafe katetmeden ne sınıfı devrimcileştirmek, ne partiyi maddi toplumsal zeminine oturmak, ne de tarihsel misyonumuzu oynamak mümkün olur.


Üste