Logo
< Bolşeviklerin illegal çalışması - II

Bolşeviklerin illegal çalışması - I


 

Bolşeviklerin illegal çalışması

 

Solomon Isayevich Tchernomordik

"Devrimcilerin, jandarma teşkilatı tarafından sorgulanırken verecekleri herhangi bir beyan, onların niyetlerinden bağımsız bir biçimde, daha çok insanın sorguya çekilmesine neden olur. Beyan vermeyi reddetmek, eğer geniş ölçüde tatbik edilirse, proletaryanın devrimci eğitimine önemli katkıda bulunacaktır. İkinci kongre, bütün parti üyelerine sorgu esnasında herhangi bir beyanatta bulunmamayı tavsiye eder."

(RSDİP İkinci Kongresinde benimsenen bir önergeden, 1903, Londra)

Yazar Hakkında

Solomun Isayevich Tchernomordik (1880-1943), Bolşevik Partinin kurucu üyelerinden biriydi. 1902' den itibaren devrimci hareket içerisinde aktif yer aldı. Smolensk'te bir memurun oğlu olarak doğdu. Moskova Üniversitesi'nde Doğa Bilim ve Tıp okudu. Öğrenimi Çarlık makamlarının işkence ve tutuklamaları yüzünden sürekli kesintiye uğratıldı. 1905 devriminde yer aldı. Birinci Dünya Savaşı sırasında İran cephesinde ordu doktoru idi. 1917 devriminden sonra Halk sağlığı ve Çalışma Komiserliği  hizmetinde çalıştı. 1919'daki iç savaş sırasında Kızıl Ordu'nun Tıp servisinde çalıştı. Güney cephesinde Tifüs hastalığı ile mücadele etti. 1922-1924 arasında Moskova'daki Devrim Müzesinin yöneticisiydi. Daha sonra, SSCB Kızıl Haç  ve Kızıl Hilal'de çalıştı. 1938'den, 1943'deki ölümüne kadar Bilimler Akademisi Tarihi Enstitüsünde kıdemli üyeydi.

Giriş

Rus Bolşevik Partisi etkili bir parti olmadan önce yer altı çalışmasının uzun ve zahmetli çalışmasından geçmiştir. Ekim zaferi kolay kazanılmamıştır. Onlarca yıl boyunca Parti, işçi sınıfının özgürlüğü için Çarlık otokrasisine karşı amansız bir mücadele vermiştir. Marks'ın ve Engels'in öğretileri temelinde ve değişen sosyal yapı içinde ( gelişen kapitalizm ve büyüyen işçi hareketi) Bolşevik Parti, daha önceki Rus devrimci hareketinin çalışmalarını sürdürdü ve onların deneyimini Çarlıkla mücadelede kullandı.

Partimiz, mücadele eden kitlelerle zalim düşmanlarının sürekli çatışması boyunca pek çok zorluk çekti. Bir çok savaşçı proletaryanın zaferini göremedi. Şerefli bir biçimde savaş alanlarında, açık dövüşte veya darağaçlarında, hapishanelerde, kürek cezasında; işkenceden ve yer altı mücadelesinin ağırı koşulları yüzünden öldüler.

Kurbanların çokluğuna, Çarlık rejiminin zaman zaman güçlenmesine ve anlık geri çekilmelere rağmen, partimiz bir an bile mücadelesine ara vermedi, yılmadı. Geçici bozgunlardan sonra saflarını sıklaştırdı. Ve yeni koşullar altında mücadelesine devam etti. Sürekli zafere doğru ilerledi. Partimizin ülkemizde sosyalizmi inşa etme çabalarını kolaylaştıran temel örgütsel deneyim, ,yer altı çalışması sırasında kazanıldı. Bu deneyimin zenginliği Çarlığa karşı mücadelede çok çeşitli örgütsel metodun kullanılmasından kaynaklanıyordu. Bu metotların karmaşıklığı Bolşeviklerin esnek, inisiyatif sahibi, sebatkar olmalarını ve sürekli olarak devrimci güçlerin daha avantajlı kullanımını sağlayacak yeni örgütsel biçimleri araştırmalarını gerektiriyordu.

 

1. BÖLÜM

Tutuklanma Rus Bolşevikleri kendilerinden önceki devrimci kuşağın Çarlıkla mücadelede kazandığı zengin deneyimlerden çok şey öğrendiler. Bolşevikler, teori, program ve taktik alanlarında 1870' lerdeki Narodniki(popülistler) ve Narodnaya Volya(Halkın İradesi) hareketlerinden kalan ideolojik mirası reddedip, kendilerini tümüyle Marks ve Engels'in öğretileri üzerine kurulmuş devrimci proleter sosyalizm temelinde konumlandırmakla birlikte, seleflerinin; özellikle de Halkın İradesi üyelerinin yer altı faaliyeti ve mahkemedeki kendilerini kontrol etme konularındaki deneyimlerinden yararlanmışlardır. Ekim devrimini takip eden birkaç on yıl boyunca, Rusya'daki devrimci partiler için yer altı çalışma koşulları açısından hemen hemen hiçbir değişiklik olmadı. Çarlık organlarının devrimci hareketlerle mücadelede kullandıkları yöntemler genel olarak aynıydı. Sadece yerel koşullara ve gizli polis şeflerinin şahsi fikirlerine göre değişiklik gösteriyordu. Bugün hakimiyetimiz altında olan Çarlık Gizli Servisi(Okhrana) ve polis idaresinin tanıklıkları, yer altı mücadelesine bulaşıpta Okhrana ajanları tarafından sistematik olarak takip edilmeyen neredeyse bir tek Bolşevik dahi olmadığını gösteriyor. Okhrana ajanlarının raporları o denli detaylı ki, ajanın kurbanının her adımını izlediğini düşündürüyor. Ancak "dışarıdan takip" Okhrana'nın faaliyetleri içinde önemli rol oynamadı. 1870'lerin sonlarında Çarlık hükümeti devrimci harekete karşı mücadele etmek için "ajan provokatörler" işe almaya başladı. Devrimci işçi hareketi büyüdükçe, polis bu yöntemleri yaygınlaştırdı. Okhrana örgütün "uluslar arası takibi" ve en aktif üyelerinin keşfi için üyelerini partinin yönetim organlarına soktu veya Parti üyelerini ajan olmaları için terörize etti. Çarlık Okhrana arşivleri; takma isimlerle kayıtlara geçmiş olan bu ajan provokatörlerin, (çoğu, dikkatli araştırmalardan sonra açığa çıkarıldı) örgütün faaliyetleri hakkında kapsamlı bilgi verdiklerini, üstelik, Okhrana' nın faaliyetlerini gizlemek için, parti içindeki takma isimleri ile kendi çalışmaları hakkında rapor da verdiklerini gösteriyor. Kitle provokasyonu devrimci hareketle mücadelede Çarlığın elinde güçlü bir silahtı. Bu silah mücadelemizi karmaşıklaştırdı, pek çok yenilgiye uğramamıza neden oldu ve kitle çalışmamızı sürdürmemizi güçleştirdi. Bizi aşırı derecede gizli bir biçimde  çalışmaya ve gizli bir örgütün dar sahasına çekilmeye zorladı. Ancak, ne Okhrana'nın örgüt dışındaki ajanlarının ne de ajan provokatörlerinin (örgüt içi ajanlar) topladığı bilgiler, örgütün tamamen açığa çıkmasına yetmedi. Bu bilgiler, barbar ve kanlı Çarlık rejimi altında bile en fazla, gizli polisin Bolşevikler üzerinde baskı kurabilmesine, hapis ve sürgün cezalarına gerekçe olabildi. Okhrana' nın Şubat devrimi sayesinde oluşturduğu kanunlar, örgütün açıkta olan aktif üyelerinin tutuklanmasını, duruşmasız uzun zaman hapiste tutulmasını ve yurt dışına sürgüne gönderilmesini olanaklı kıldı. Fakat bütün bunlara rağmen devrimcilerin örgüt içindeki yerlerini belirleyemedikleri gibi, onları ölüm ve kürek cezasına mahkumda edemediler. Bu durum mahkemeleri işlevsiz kıldı. Bir keresinde, 1870'lerin devrimcilerinden Mişkin, mahkemede: "Bir Çarlık mahkemesi (...) bir genelevden daha iyi değildir" demişti. Kuşkusuz, Çarlık mahkemesi bile hükümetin istediği cezaları verebilmek için bir takım hukuki temellere dayanmak zorundaydı. Dedektiflerin ve ajan provokatörlerin raporları hukuki delil sayılmadı. Öncelikle raporlar düzmeceydi -doğrudan tanıklığa dayanmıyordu-. Duruşma sırasında doğrudan yalanlanacak olan bu raporlar doğrudan delil sayılmadı. Ayrıca ajan-provokatörler, Okhrana kimliğini saklamak için mahkemelere gelmiyorlardı. Tekrar ediyorum, ne dedektifler ne de ajan-provokatörler örgütün faaliyetlerinin tümüyle açığa çıkaramadılar. Çünkü, Partinin gizli faaliyetlerini örgütleme sistemi, dedektif ve ajan-provokatörlerin en fazla tek tek işleri ve çalışmanın dış görünüşlerini bilmelerine yetiyordu. Bu nedenle Okhrana ve polis idaresi artık sadece örgütlere yaptıkları baskınlardan, tutuklamalardan sonra duruşmalarda ibraz edebilecekleri malzemeler toplamaya başladılar. Tutukluları sorguya çekerek elde ettikleri tanıklığa dayanarak örgütün bütünü hakkında bilgi elde etmeye çalıştılar. Bu yolla bilgi elde etmede başarısız olduklarında ise, tutukluları gözaltında tuttular veya diğer bölgelere sürgüne yolladılar. Kimi zaman, tutukluları delil yetersizliği nedeniyle serbest bırakmak zorunda kaldılar. Bu son durum polis makamları için çok tatsızdı. Çünkü bütün çabalarının boşa gittiğini düşünüyorlardı. Bu yüzden, polis makamları bazen yıllarca sürüp giden ön soruşturmalara çok güveniyorlardı. Polis görevlileri ve sorgu hekimleri, sorgu esnasında tutukluları örgütü tümüyle açığa çıkarmalarına yardım edecek deliller vermeye zorlamak ve duruşmalarda kullanabilecekleri malzeme toplamak için her şeyi yapıyorlardı. Tutuklu bir devrimcinin omuzlarında büyük bir sorumluluk vardı. Gizli polisin görünmez güçlerine karşı savaşmak kolay bir iş değildi. Ve şimdi tutukluyken, devrimci ilk kez kurnaz, tecrübeli, kurbanını tuzağa düşürmek için akla gelebilecek her türlü yola başvuran Okhrana ajanı ile yüz yüzeydi. Şunu söylemek gerekir ki, Okhrana ajanı bazen devrimcinin deneyimsizliği veya sorgu sırasındaki davranışlarının örgüt için önemini anlayamamış olması nedeniyle aradığı malzemeyi elde etmeyi başarmıştır.

 

2.  BÖLÜM

Delil Verme Çarlık rejimi altında uzun yıllar içinde edinilen tecrübe Bolşevikleri en iyi  politikanın sorulan soru ne olursa olsun, cevap vermeyi reddetmek olduğu sonucuna ulaştırmıştır. Bu taktikler Okhrana'nın hareketi meydana çıkartmak için kullandığı metotlardan yola çıkılarak kabul edilmiştir. Düşmanın eline düşen devrimci; dış dünyayla ilişkisi kesilip, bir veya iki ay boyunca hücre hapsinde tutulurdu. Hiçbir soru sorulmazdı, devrimci düşünceleriyle yalnız bırakılırdı. Bu adeta, devrimcinin psikolojik olarak hazırlanmasıydı. Bu süre içinde Okhrana, tutuklunun kimliğini ortaya çıkartmak için arşiv araştırması yapardı. Çok defa tutuklunun yakınları Okhrana'ya ziyaret izni almaya gelirlerdi. Okhrana görevlileri onlarla konuşmaya giderek tutuklunun aile hayatıyla ilgili detayları öğrenmeye çalışırlardı. Tutuklunun yakınlarını; oğullarını, kızlarını veya kız kardeşlerini(durum her neyse) bekleyen "korkunç akıbet" konusunda uyarıp, duyguları üzerinde çalışarak tutukluya "samimi itirafta" bulunmasını öğütlemelerini sağlamaya çalışırlardı. Okhrana ajanı, tutuklunun ancak bu sayede kendisini bekleyen akıbetten kurtulabileceğini söylerdi. Polis Sosyalizmi Bir ay kadar bir zaman sonra (bu süre, malzeme toplama hızlarına bağlıydı) tutuklu nihayet sorguya alınırdı. Okhrana hakimi tarafından yapılan sorgunun tipi tutuklunun sosyal pozisyonu ve kişiliği ile belirleniyordu. Eğer tutuklu bir işçi ise, sorgunun niteliği çok ilkel olurdu. Okhrana görevlileri tutukluları, Çarlık Rusya'sının vahşi adetlerini sürdürerek ve kural koyucu sınıfların aşağılık bir soya mensup varlıklar olan işçilere davrandığı gibi davranarak terörize etmeye çalışırlardı. "Orospu çocuğu, eğer itiraf etmezsen seni hapiste çürütürüm. Buradan sağ çıkamazsın." Okhrana'nın klasik tehdidiydi. Eğer işçi eski bir devrimciyse;  Okhrana ajanının tutumu "daha ılımlı" olurdu. Bu durumda, bu kaba hilelerin sökmeyeceğini bildikleri için tutukluya profesyonel bir devrimci gibi davranırlardı. Profesyonel devrimcilere yönelik yaklaşım daha "ince" idi. Tutuklunun karşısında oturanlar; onu parçalamaya hazır vahşiler, zalimler veya katline sevinecek alaycı düşmanlar değil, "talihsizliği" nedeniyle üzüntü duyan "insaniyetli" centilmenlerdir. "Konuşma" başlar, tonlama olağanüstü naziktir. Okhrana ajanının yüzü tutuklunun kaderiyle yakından ilgilendiğini gösteren mimikler yansıtır. Son olarak pahalı sigaralar, (tutuklu uzun zamandır sigara içmemiştir) çay ve bisküvi sahneye gelir. Bazen de en yakındaki lokantadan iyi bir yemek. "Henüz çok gençsin. Hayat seni bekliyor. yanlış bir adım bütün geleceğini mahvedebilir. Sana olan samimi saygıma rağmen sana yardım etmem zor. Çünkü sana karşı olan bir çok delil var. Elimizdeki bütün malzeme aleyhinde. Seni insafsız bir akıbet bekliyor. sadece içten bir itiraf seni kurtarabilir. Eğer itiraf edersen belki tümüyle özgür bırakılmanı sağlayabiliriz. Birkaç gün önce annen aradı. Zavallı kadına hiç acımıyor musun?  Kadıncağız üzüntüden mahvolmuş durumda. Bütün bunların tek nedeni senin devrimcilik merakın. Eğer darağacına gönderilecek olursan, annen buna asla dayanamaz." Giriş buna benzer niteliktedir. Eğer bu, ortaya işe yarar bir şey çıkartmazsa, görevli tutukluyla her konuda «arkadaşça» bir konuşmaya girer. Amacı tutukluyu bir savunmadan uzaklaştırmaktır. Eğer şanslıysa, tutuklunun politik görüşlerini öğrenir ve hangi partiye üye olduğunu saptar. Bu tür görüşmelerde en becerikli Okhrana ajanları kullanılırdı. Bu tür ajanlar politik sorular konusunda oldukça iyi bilgi sahibiydiler. Bilgileri oldukça yüzeysel olmakla birlikte, « dar uzmanlık alanları» içerisinde oldukça yeterliydi. Sık sık illegal literatür ele geçirebildikleri için, bazen illegal literatürü sorguladıkları devrimciden daha iyi tanıyorlardı bu konuda Moskova Okhrana'nın şefi Zubatov(1), tam teşekküllü bir «eğitilmiş Okhrana ajanları» kurmakla ünlüdür. Bir düzmece «içtenlik»e kapılan bir çok devrimci tuzağa düştü. Okhrana ajanları tutuklu devrimcilerle yaptıkları bu «tartışmalar»dan devrimci örgüt elemanları hakkında çalışabilmelerini sağlayacak değerli malzeme topladılar. Bu «özgür ve kolay»  konuşmalardan sonra, Okhrana ajanı «asıl işe»  geçer. Sorgu başlar. Eğer tutuklu sorgu başlamadan önce ajanın kendisini «konuşmanın» içine çekmesine izin vermişse işin yarısı tamam demektir. Tutuklu, kendisi farkına bile varmadan, konuşmaya devam eder. Ajan, elindeki bilgilerin doğruluğunu göstererek tutukluyu şaşırtmaya çalışır. "Şu tarihte, şu saatte, şu yerdeydin. Gazete kağıdına sarılı, şöyle şöyle bir paket taşıyordun. Orada şu saatten şu saate kadar oturdun, falanca saatte oradan ayrılıp, falanca yere gittin." Tutuklu şaşkındır. "Falanca saatte, falanca toplantıdaydın, o toplantıda falanca kişiler vardı ve sen şöyle dedin." Tutuklu daha da şaşırır. "İnkar etmen hiçbir işe yaramaz, her şeyi biliyoruz. Hepsini yoldaşlarından öğrendik." Bu delillerle yıkılan, neredeyse Okhrana'nın ağına düşen tutuklu delil vermeye zorlanır, tutuklu ya ne kendini ne de başkalarını ayırmaksızın anlatmaya başlar, ve böylece istemeden bir itirafçı olur, ya da ajanın delillerini çürütecek deliller öne sürmeye çalışırken çelişkilere düşer ve Okhrana'nın delillerinin doğruluğunu pekiştirir. Her iki durumda da ajan, örgütün açığa çıkarılmasına yarayacak ve duruşmada kullanılabilecek taze malzeme toplama şansına sahiptir. Samimi beyanlar ve ajanların «delillerini» çürütme girişimleri talihsiz sonuçlar yaratmıştır. Bunlar Okhrana' nın durumun karışıklığını çözmesine, yeni tutuklamalar için ipucu elde etmesine ve örgütün tamamen yok edilmesi amacına hizmet etmiştir. Yoldaşların düşmanın eline teslim edilmesi ve delil uydurma durumunda, Okhrana'nın tutukluların devrimci örgüt içindeki rolleri ile ilgili fikir sahibi olmaları ile sonuçlanmıştır. Delil Vermenin Tehlikeleri Bir devrimcinin samimi beyanatta bulunması genellikle onun politik ölümünün başlangıcıydı. Okhrana, bu samimi itirafı tutukluyu örgütü karşısında küçük düşürmek ya da Okhrana ajanı olmaya davet etmek için kullanırdı. Ajan, "Şunu şunu bilmediğini, falanca kişiyle hiç tanışmadığını söylüyorsun ama, arkadaşın "X" söylediğinin tam tersini söylüyor. İşte şu ifadeye bakmak ister misin." der. Tutukluya "X" tarafından yazıldığını iddia ettiği ifadeyi verir. Tutuklu hücresine döndüğünde bütün siyasi tutuklulara ""X"e dikkat edin , bizi ele veriyor" demek için sabırsızlanır. Ve ihtiyatsızlığı yüzünden Okhrana'nın ağına yakalanan "X", devrimci hareketten uzaklaştırılıp, tüm hayatı boyunca bir itirafçı olarak damgalanır. Daha zayıf bir yoldaşın «samimi itiraf» ı esnasında verdiği deliller yüzünden zorlanan tutuklunun, delillerin doğruluğunu kabul etmek zorunda kaldığı veya karşı delil öne sürerek daha güç duruma düştüğü de olmuştur. Genellikle, tutuklu niyetlerin en iyisiyle bütün suçu yüklenerek yoldaşlarını bu işten uzak tutmaya çalışmıştır. Ama bundan iyi bir sonuç çıkmamıştır. Aksine bütün bunlar Okhrana'nın ekmeğine yağ sürmüştür. Yoldaş bu tutumuyla hiç kimseyi koruyamamış, tersine kendini itirafçıların delillerini doğrulayacak çelişkiler içinde güç duruma sokmuş, kendisinin itirafçı olma riskini arttırmış, ya da en azından kendini Partinin gözünde küçük düşürmüştür. Kharkov'da Voikov isimli, işçiler arasında çok popüler olan ve 1 Mayıs gösterilerindeki aktif rolü nedeniyle sürgün edilen bir işçinin durumu bir örnek teşkil eder. Bu işçi Kharkov Sosyal Demokrat Partisinin çalışmaları hakkında delil vermek üzere sürgünden Kharkov'a geri getirilmişti. Beyanda bulundu, suçlarını kabul etti ve pişmanlığını belirtti. Bunun üzerine ödül olarak serbest bırakıldı ve sürgün cezası iptal edildi. Daha sonra, aynı davadan tutuklu olanlardan biri, Voikov her şeyi ele verdiğine göre artık ifade vermeyi reddetmenin anlamsız olduğuna karar verdi. Kendini riske atarak jandarmaları şaşırtmak, yoldaşlarını temize çıkartmak amacıyla Voikov'un delillerinin kimini doğrulayıp, kimisini inkar eden bir ifade verdi. Sonuçta Okhrana'ya değerli malzeme vermiş oldu ve Voikov'un suç ortağı olmaktan, itirafçı olarak damgalanmaktan kıl payı kurtuldu. Ancak olay bütünüyle açığa çıktıktan sonra utançtan ve devrimci kamuoyunun kınamasından kurtulabildi. Ne yazık ki, samimi itirafların doğrudan devrimci mücadelenin ele verilmesiyle sonuçlanması pek çok kez yaşandı. Okhrana bu ortamı yaratmak için bir çok kez şantaja başvurdu: "İfaden samimi olsada, hatta mahkeme hafifletici sebepler bulsa da, lehinde karar veremez. Seni çeşitli cezalar bekliyor. öte yandan yoldaşların senin itiraf ettiğini duyduklarında devrimcilerin gözünde alçalacaksın, belki de seni öldürecekler. Evet, kötü durumdasın. Fakat seni kurtaracak bir yol var: Gel bizimle çalış. Senden çok fazla şey beklemiyoruz. Örgütte kalıp çalışmalarına devam edebilir ve bu arada bizi bilgilendirebilirsin. Eğer kabul edersen, ifadeni sır olarak saklamaya, seni özgür bırakmaya ve korkunç akıbetinden korumaya hazırız." Bu bize bir deyimi hatırlatıyor: "Şeytana bir parmağını ver, bütün elini kapsın." Pek çok genç, tecrübesiz devrimci benzer durumlarda Okhrana ajanının tuzağına düşmüştür. Gençlerin yaptığı hata; vahşi düşmanın «insan» olduğuna inanmak ve ajanın nazik tavırlarına kanarak tartışmaya çekilmeye izin vermekti.  Bir devrimcinin moral olarak çöküşünün ilk adımı, düşmana duyulan tiksinti ve nefret ateşinin bir an için de olsa sönmesidir. Çoğunlukla (hatta tecrübeli devrimcilerin durumunda bile) devrimci kendini temize çıkarmak için değil, kendince örgütünün yararı için ifade verirdi. Bazı devrimciler, örgütün sorumlu önderlerini aklamak için bütün suçu kendi üstlerine aldılar. Fakat bu taktikler ancak tecrübeli devrimciler tarafından kullanıldıklarında olumlu sonuçlar verdi. Genel olarak konuşursak, Okhrana en tehlikeli düşmanın kim olduğunu çok iyi bilirdi ve onu elinde tutmak için etkili araçlara sahipti. Tutuklunun kaçamaklarına kanmazdı, tutuklunun vereceği delil Okhrana için paha biçilmez değerdeydi. Çünkü bu delil devrimci örgütün tamamen açığa çıkması için ipuçları sağlıyordu. Örgütün «legal  zeminde» izlenmesi ve tasfiyesi için gerekli malzemenin toplanmasına yardım ediyordu. Bu nedenlerden ötürü Bolşevik Parti, Çarlık rejimi boyunca üyelerine sorgu esnasında ne türden olursa olsun delil vermemeyi öğütledi. Bu konuda Parti yalnızca kendi deneyimlerini değil, bir önceki neslin deneyimlerini de (Narodniklerin tecrübesi) rehber alıyordu. Bu 1870'lerin sonlarının olağanüstü devrimci örgütçüsü ve gizli örgüt üyesi, Halkın İradesi Partisinin üyesi Aleksander Mikhailov'un vasiyetnamesini hatırlatır. "Kardeşlerim; sizlere duruşma öncesi delil vermede değişmez bir yöntem kullanmayı vasiyet ediyorum. Dahası, sorgu altındayken suçlama ne kadar açık olursa olsun, gizli servisin raporları ne kadar açık görünürse görünsün herhangi bir beyanda bulunmayı reddetmenizi şiddetle tavsiye ediyorum. Bu sizi pek çok hatadan koruyacaktır." Bunları okurken özellikle de Bolşevik devrimciler için delil vermeyi reddetmenin beraberinde getirdiği ağır cezalar aklınıza gelmiş olmalı. Çoğu zaman illegal ya da yarı legal şartlar altında aktif bir Bolşevik olmak kolay değildi, ama düşmanın eline düşmüş bir Bolşevik olmak iki kere daha zordu. Ancak Bolşevikler bu taktiklerin sonuçlarına katlanmaya hazırlıklı olmak zorundaydı. İşkence Yukarıda söylediğim gibi, Çarlık Okhrana'sı tutuklu devrimcilerden akla gelebilecek her türlü yolu deneyerek, bilgi elde etmeye çalıştı. Ancak her zaman «insani » taktikler ve rafine usuller kullanılmadı. Okhrana genellikle bu taktikleri genellikle sorgulamanın ilk aşamalarında tutukluları ağlarına düşürmek umuduyla kullanırlardı. Fakat uzun süren deneyimler Bolşeviklere bu taktikleri yenmeyi öğretti. Okhrana'nın oltasına gitgide daha az kurban takılıyordu. Bunun üzerine ajanlar gerçek yüzlerini gösterdiler. 1905 devriminden sonra tutuklanan Bolşeviklerle, Marks'ın öğretileri, Bolşevik ve Menşevik Partilerin taktikleri veya genel politik sorunlar üzerine « arkadaşça»  tartışmaların sayısı çok azdı. İlk devrimin arifesinde ve esnasında polis idaresi ve büroları tarafından bütün ülkede örgütlenen katliamlar ile 1905 devrimini Çarlık rejimince vahşice bastırılmasından sonra, Okhrana ön soruşturmalarda kullandığı ikiyüzlü taktikleri ile hemen hemen hiç kimseyi hatta en deneyimsiz devrimcileri bile avlayamaz olmuştu. Zubatov hareketi tam bir çöküş yaşadı. Zubatov görevlerinden azledildi ve Moskova dışına gönderildi. Kartlar el değiştirmiş, Okhrana açıkça devrimci hareketin can düşmanı olarak belirmişti. Bundan sonra ajanlar, "sohbet"" ve « ikna»  pratiklerini terk ederek terör taktiklerini benimsediler. Düşman muzafferdi ve zaferini terörizm yoluyla pekiştirmeye çalışıyordu. Rus devriminin bu dönemi boyunca Okhrana genellikle soruşturma altındayken devrimcileri delil vermeye zorlamak için fiziksel güce başvurdu. Soruşturma sırasında sistematik olarak işkence uygulanırdı: parmak uçlarından asma, elleri ve bacakları burma, ağıza çok miktarda yağla karıştırılmış su boşaltma, sakat bırakma, kırbaçlama tutukluları delil vermeye zorlamak için kullanılan metotlardı. Okhrana'nın eline düşen pek çok Bolşevik hala uğradıkları işkencelerin izlerini taşırlar.

Duruşma

Bolşeviklerin delil vermeyi reddetmede inat ettikleri oranda işkence sisteminin kullanılması da artıyordu. Delil vermeyi reddetme taktikleri o zaman geçerli olan politik koşullar tarafından belirleniyordu. Çarlık hükümeti, Bolşevik hükümeti daha hızlı tasfiye etmek amacıyla Bolşeviklerin davalarını ceza yasasına kadar ölüm ve kürek cezalarını gerektiren suçlamalarla askeri ve yerel mahkemelere gönderiyordu. Duruşma yapmaksızın Doğu Sibirya'nın uzak köşelerine idari sürgüne göndermek bir sonuç vermedi. Çünkü Bolşevikler uzun süre sürgünde kalmadılar. Çoğunlukla kaçtılar. Hatta bazen, sürgün yerine giderken yolda kaçtılar. Bu nedenle Çarlık rejimi aktif Bolşevikleri tamamen devre dışı bırakmaya karar verdi.

Bu koşullar altında soruşturma sırasında sarf edilen her dikkatsiz söz  sadece bütün örgütün değil, aynı zamanda soruşturma altındaki kişinin de telafi edilemez zararlara uğramasına yol açabilirdi. Bazı zayıf karakterleri kendilerini aklamak için açık beyanda bulunma girişimleri amaca ulaşmadı. Üstelik uzun süreli hapis ve kürek cezasıyla karşılaştılar.

Delil vermeyi reddetme taktikleri Bolşevikler için ölçülmesi mümkün olmayan ızdırapları içeriyordu. Ama bu sadece vücudun ızdırabıydı. İşkencecinin, işkence ve azapları Bolşeviklerin devrimci onuruna hiçbir leke süremedi. Tersine işkence altındayken delil vermeyi reddetmek devrimcinin yürekliliğinin ve düşmana karşı takındığı küçümseyici tavrının bir ifadesi idi. Bolşevik, soruşturma esnasında delil vermeyi reddederek  «faaliyeti açığa çıkarmada»  herhangi bir rol oynamayı kararlı bir biçimde reddettiğini tebliğ ediyordu. Çarlık hükümeti ellerine düşen savunmasız Bolşevikleri cezalandıracak etkili yollara sahipti: « kaçmaya kalkıştı»  bahanesi ile öldürebilir, hapiste iken boğabilir veya arkadan vurabilirdi. Ama Bolşevikleri duruşmalara çağırarak « legal »  yolla cezalandırmaya kalkıştı.

Rus Bolşevikleri bu « adli komedi» nin bir parçası olmayı reddettiler ve savunmasız Bolşevik sonuna kadar devrimci kararlılığını ifade etti. Savunma yapması için verilen son konuşma hakkını kullanarak devrimin bayrağını yükseltti ve düşmanlarını suratına meydan okudu. 

Gizli Takip

Gizli Takip Bolşeviğin tutuklanması ile sona ermez. Okhrana, Bolşeviğin hapisteki hayatını ve davranışlarını keşfetmeye çalışırdı. Bu amaçla ajanını, eğer ortak hücreye konmuşsa Bolşevik'le aynı hücreye ya da Bolşevik tek başına hücreye konduysa yan hücreye yerleştirirdi. Tutuklunun acemiliğine, boş boğazlık edebileceğine veya hapiste gizlilik kurallarını ihlal edeceğine güveniyorlardı. Hücrede bulunan ajan, devrimcinin güvenini kazanmaya, onunla arkadaş olmaya ve faaliyetin detaylarını öğrenmeye çalışırdı. Bazen aynı hücrede uzun bir süre kaldıktan sonra, eğer ajan deneyimli ise ve davranışları ile şüpheyi çekmedi ise bu manevra başarılı olurdu. Tutuklanan devrimcinin sosyal ilişkiye girme isteği genellikle onu hücre arkadaşlarıyla tedbirsiz tartışmalara sürükler, hapiste bile ihtiyatlı olma gereğini unutmasına neden olurdu. Özellikle yeni ve deneyimsiz devrimciler cezaevi parmaklıklarının gerisinde gizlilik kurallarının gerekli olmadığını düşünürlerdi. Okhrana ajanları bunun üzerine oynayabiliyorlardı. Bolşeviklerden kendilerini suçlu gösterecek dokümanlar elde etmeye bile çalıştılar. Bolşeviği «dışarı» mektup yollamaya ikna edip sonra da bu mektupları alıkoyarak duruşmalarda delil olarak kullandılar.

Fakat eğer Bolşevik kendi ile içli dışlı olmazsa, ajan kendini kurbanını izlemekle sınırlandırırdı. Bolşeviklerin kendi aralarında yaptıkları konuşmaları dinlerdi. Farklı hücrelerde hapsedilen üyelerin duvarlara vurarak haberleşmeleri sırasında notlar alırdı. Ve böylece bir şekilde Okhrana'ya vereceği raporlar için oldukça iyi malzeme toplardı.

Daha çok Bolşevik tek başına hücre hapsindeyken ajan yandaki hücreye yerleşirdi. Bolşevik hücreye konur konmaz, yan hücreden siyasi tutukluların tarzında parmak uçlarıyla sinyal göndermeye başlardı:: "Adın ne, hangi davadansın,, nasıl tutuklandın, seninle başka kimler tutuklandı". Gizli örgüt çalışmasında yeterince deneyimi olmayan acemi, kendisiyle «muharebe» içinde bulunan kişinin bir yoldaş olduğunu düşünüp, zokayı yutardı. Bazen, yeni tutuklu yoldaşları tarafından zamanında uyarılırdı: "Yoldaş dikkat et, şu hücrede şöyle şöyle biri var, polis ajanıdır." Eğer bu yapılmamışsa ajan tutuklunun güvenini kazanırdı ve tutukluyu Okhrana tarafından el konulacak mektuplar yazmaya teşvik ederdi.

Sadece tutuklularla aynı hücrelere yerleştirilen ajanlar değil, gardiyanlar, hapishane müdürü ve yardımcıları da Bolşevikleri yakından izler ve gördüklerini Okhrana'ya rapor ederlerdi.

Bir Bolşevik, gizlilik kurallarına içerde de «dışarıda» olduğu kadar sıkı sıkıya bağlı kalmalıdır genel kuralı işte bu nedenler yüzünden oluşturulmuştur.


Üste