Logo
< Partide teorik-ideolojik eğitim sorunu

Parti çalışmasının örgütsel temelleri ve organik bütünlüğü


Örgütsel güçlenmenin güncel sorunları çerçevesinde, illegalite-legalite ilişkisi üzerine...

 

Parti çalışmasının örgütsel temelleri
ve organik bütünlüğü

 

Örgütsel gelişme ve güçlenme ihtiyacı

Komünistler örgütsel gelişmeyi hiçbir zaman politik faaliyetten ayrı ele almadılar. Kendi içinde bir örgütsel gelişme çabası, kalıcı bir sonuç vermeyeceği gibi, giderek örgütsel tükenmeye de yol açar. İdeolojik-politik çizgimizin özüne uygun bir örgütsel gelişme, kuşkusuz ki sınıf ve emekçi kitlelere yönelik pratik-politik faaliyet içinde yaşanabilir. Diğer yandan marksist-leninistler açısından güçlü ve etkili bir siyasal faaliyet de ancak sağlam, güçlü bir illegal ihtilalci örgüte dayanılarak yürütülebilir. Bu bakımdan örgütsel gelişmeyle siyasal pratik arasında kopmaz bir ilişki, dolaysız bir bağ vardır.

EKİM, siyasal mücadele sahnesine çıktığı ilk dönemlerden başlayarak hep bu ilkesel yaklaşım doğrultusunda hareket etti. Geçmişin kalıpları, kültürü, değerler sistemiyle kendisine akan ilk kadrolarını, ideolojik çizgisinin gerektirdiği bir siyasal sınıf faaliyetine yöneltti. Eğitim, değişim, yenilenme de ancak bu zeminde yaşanabilirdi. Nitekim partileşme süreci boyunca yaratılan birikim, artık tartışılmaz olan komünist kültür ve gelenek, bu tutumun ne ölçüde isabetli olduğunu yeterli açıklıkta göstermektedir.

Partili birikim, soyut bir düzlemde yaratılan soyut bir olgu olarak değil, bizzat örgüt omurgası ve kadroları şahsında somut bir temele kavuşturuldu. Dahası, doğrudan bu somut temelin yaratılması süreci içinde oluştu. Kuruluş Kongremizin hemen ardından gelen saldırılar işte bu temele, örgütsel omurgaya yönelikti. Parti örgütünün yediği polis darbelerinin hemen ardından ‘99 baharında yayınlanan “Devirmeyen Darbe Güçlendirir!” başlıklı temel değerlendirmede, inşa sürecinin sınıf hareketiyle bilimsel sosyalizmi birleştirmek bağlamında sürekliliği vurgulandıktan sonra, sorunun daha özel bir boyutuna da işaret edilmişti. Bu, örgütsel omurgada açılan yaraları hızla sarmak anlamında da bir yeniden inşa olarak ifade edilmişti. O günden bu yana şüphesiz anlamlı bir mesafe aldık. Fakat vardığımız yer, varmak istediğimiz yerin henüz uzağındadır. “Partiyi her alanda ve her açıdan güçlendirelim!” çağrısının örgüt boyutuna özel bir vurgu yapması, tam da bu durumun bir sonucudur.

Örgütsel güçlenme, her şeyden önce ve özellikle illegal örgütsel yapının güçlenmesidir ve bu, saflarımızda genel kabul gören bir ihtiyaçtır. Fakat bu ihtiyacın somut olarak karşılanması, yazık ki pratikte hala salt illegal yapının sorunu olarak görülmektedir. Ya da son bir yılın göstergeleri nesnel olarak böyle bir durumun varlığını işaret ediyor. Oysa çağrı ayrımsız her alandaki tüm partili güçleredir ve tanımlanan sorunun hızlı ve başarılı çözümü de partinin tamamının omuzlarındadır.

Mahalli komitelerinin
yetkinleşmesi

Elbette örgütü güçlendirmek herşeyden önce mevcut parti örgütlerinin niteliklerini geliştirmeleri, çeperlerini örerek ve yeni güçler kazanarak büyümeleri, kadrolarını hızla eğitmeleri, güçlü bir siyasal sınıf faaliyeti örgütlemeleri vb.’ni gerektirir. Bu bakımdan örgütün mahalli komitelerine büyük bir sorumluluk düşmektedir.

Yerellerde bütünlüklü bir faaliyet örgütlenmeden mahalli önderliğin tesis edilemeyeceği açıktır. Bütünlüklü bir faaliyet ise elbette öncelikle örgütsel çalışmayı yetkinleştirmek sorunudur. Eğer bir bölgede işlevsel, oturmuş, partili düzey üzerinden kolektif bir irade ortaya koyan bir örgüt yoksa, orada hem sağlıklı bir gelişme yaşanmaz, hem de gereği gibi bir siyasal sınıf faaliyeti yürütülemez. Bu yüzdendir ki sıklıkla organ çalışmasının sorunlarını, düzenli bir organ yaşantısının önemini tartışıyoruz. Nitekim bu konuda partinin yerel örgütlerinde de hayli anlamlı kolektif bir bilinç mevcuttur.

Bilinç hayati bir önem taşır, ancak gerçek karşılığını, anlamını pratiğe geçtiğinde bulur. Organ toplantıları düzenli olduğu kadar işlevsel değilse, kolektif bir tartışma ve bilinçlenme üzerinden belli bir karar iradesi ortaya konulmuyorsa, bu kararların hayata geçmesini sağlayacak bir planlamaya, yapılacak işlerin somutlaştırılmasına, işbölümüne gidilemiyorsa, uygulamayı sürekli denetleme ve gerekli müdahaleleri zamanında yapma mekanizmaları işletilemiyorsa, örgütsel işleyişin önemiyle ilgili genel bilincin de, bu bilinç ne kadar güçlü olursa olsun, fazla bir kıymeti kalmaz. Kararlar ya hayata geçirilmek için alınır ya da hiç alınmaz. Eğer bir karar alıyorsak, bunun yanlışlığını doğruluğunu sınamak için bile, ortaya öncelikle bir uygulama ve eylem iradesi, bir pratik çaba koymak zorundayız. Bu çaba örgütsel yetkinleşme konusundaki bilincin, devrimci bir iradeye dönüştüğünün başlıca göstergesidir.

Örgütsel yetkinliğin, kuşkusuz ancak ihtilalci bir örgütsel zemin üzerinden şekillenebilir olan temel önemdeki diğer bir göstergesi de, siyasal faaliyette ve örgütsel işleyişte illegalitenin gereklerini yerine getirmek, ilke ve kurallara, genel olarak örgüt disiplinine sıkı sıkıya bağlılık göstermektir. Devrimci iç yaşama dair sorunlarda da, doğrudan parti adına ve araçlarıyla yürütülen ajitasyon-propaganda faaliyeti konusunda da, yayınlarımızda ayrıntılı tartışma ve değerlendirmeler mevcut. Bu nedenle burada yalnızca, bunları döne döne incelemek, güncel boyutuyla irdeleyip yaratıcı biçimde geliştirmek ve uygulamak ihtiyacını belirtmekle yetinebiliriz.

Örgütsel çalışmayı yetkinleştirmek bütünlüklü bir faaliyetin yalnızca zeminini döşeyebilir. Bundan sonrası politik kitle çalışmasıyla ilgilidir ve esasta legalite-illegalite ilişkisi alanına girmektedir. Parti inşasının belli evrelerinde sorun daha çok, yerel parti örgütlerinin siyasal sınıf çalışmasında legal imkanları gereğince kullanamamaları olarak kendini göstermekteydi. Kuruluş Kongresi de dahil, partileşme sürecimizin dönüm noktalarında, vurgu genellikle legalitenin etkin istismarına yöneliktir. Sınıfa içerden müdahale etme imkanlarına kavuştuğumuz dönemlerden itibaren özellikle böyle bu.

Gerek merkezi müdahaleler, gerek pratik-politik faaliyetin zorunlulukları, örgütte belli bakımlardan kendi sonuçlarını yaratmış oldu. Nihayetinde daha parti adımı öncesinden başlayarak, illegal alandan legaliteyi, legal yöntem, imkan ve araçları kullanabilme konusunda epey bir yol katettik. Kitle içinde parti çalışmasının kendisi doğallığında bunu dayatıyor zaten. Verili koşullarda DKÖ ve sendikalarla ilişkilenmeden, merkezi ve yerel legal materyalleri, örgütsel biçimleri ve araçları kullanmadan, işçi ve emekçilerle yaygın ilişkiler geliştirmek de mümkün olamıyor.

Bu konuda yıllar içinde oluşan davranış çizgisine rağmen, gene de halen legal olanakları yeterince kullanabildiğimizi iddia edemeyiz. Nedir ki halihazırda örgüt alanından yaşadığımız sorun, esasta tahmin edilebilecek teknik imkanlarla ilgilidir. Yer yer legal örgütlenmelerde, partiyle sınıf ve emekçi kitleler arasında “volan kayışı” diye tabir edilen yapılarda mevzilenmenin sadece açık çalışma üzerinden olabileceği yönlü yanlış anlayışlarla karşılaşmak dışında, parti örgütleri ve yoldaşlarımız açısından sorun düşünsel planda aşılmış sayılır. Teknik imkansızlıklar olarak yaşadığımız zorluklar ise ancak kitle ağını, çeper örgütlenmelerini genişletmekle, kadrolar için kimi teknik olanakların sağlanmasıyla ya da uygun kadroların yetiştirilmesiyle aşılabilecektir. Yerel örgütlerin kitle çalışmasını yoğunlaştırmayı önceliğe alması, bu nedenle de zorunludur.

Örgütsel gelişme ve kadrolaşmada
legalite-illegalite ilişkisi

Buraya kadar söylenenlerden de anlaşılacağı üzere, kısa vadede örgütsel gelişme-güçlenme, dolayısıyla organik bütünlüğe sahip bir faaliyet, kendi başına ve mevcut nitelikleriyle yerel örgütlerin sorumluluğuna bırakılmaz. Partinin örgütü güçlendirme çağrısı, tüm birimlere ve yoldaşlarımızadır. Nitekim açığı ve yeraltısıyla tüm örgüt birimlerimizde olumlu bir atmosfer yarattı. Çalışma alanlarının politik faaliyet kapasitesinde önemli bir büyüme yaşandı. Fakat sadece politik faaliyeti yaygınlaştırmakla, örgütü büyütmenin imkanı yoktur. Büyüme ve güçlenme, bir yandan siyasal sınıf çalışmasını yoğunlaştırırken; diğer yandan da, buna paralel olarak örgütsel omurgayı sağlamlaştıracak tarzda illegal komitelerin sayısını arttırmakla, dolayısıyla bu komitelerde görev ve sorumluluk alabilecek kadroların çoğalmasıyla başarılabilir. Bu açıdan bakıldığında parti örgütünün güçlenmesinin güncel karşılığı, herşeyden önce partinin çevresinde toplanan, özelikle de açık alanda biriken güçlerin hızlı bir tempoda eğitilmesi ve kadrolaştırılmasıdır.

Bu soruna bağlı olarak öncelikle belirtmek gerekir ki, komünist partisinin mücadelenin çok yönlü görevlerini üstlenecek ve sorunlarını göğüsleyecek kadroları, ancak partinin illegal örgütsel zemininde yetişebilir. Bunun pratikteki karşılığı, illegalite-legalite ilişkisinin, illegal-legal çalışma bağıntısının doğru okunması üzerinden verilebilir.

Maalesef genel olarak yaşanan tasfiyecilik süreçleri, özellikle de son yıllarda geleneksel sol grup ve akımlarda yaşananlar, genç kuşaklarda çarpık anlayışların oluşmasına yol açtı. Özellikle son 4-5 yılda devrimci saflara akan insanlar, önemli ölçüde tasfiyecilik ve legalizmin genel atmosferinden bir şekilde etkilenmektedirler. Bu kendisini illegalite sorununa ve illegal örgütlenme anlayış ve pratiğine bir ilgisizlik ve yabancılık olarak gösteriyor. Bizim saflarımızda ise bu, illegal örgütlenme anlayışını yerli yerine oturtamamak; daha somut olarak, yer yer illegaliteyi komplocu bir çalışmayla aynı sanmak, ya da en iyi durumda gizlilikle bir görmek biçiminde bir karşılık buluyor.

Bu bakımdan partimizin yaklaşımını bazı temel noktalar üzerinden yeniden hatırlatmakta yarar var. İllegalite gizliliğe indirgenemez, fakat gizliliği de temel bir boyut olarak kapsar. Komünist partinin illegalitesi, esasta onun düzen dışılığını ifade eder. Zira parti hem teorik-programatik çerçevesiyle verili düzenin karşısındadır, onun siyasal ve hukuki çerçevesini aşar, hem de hedeflerine ulaşmada kullanacağı yöntem ve araçlarla düzen çerçevesine sığmaz. Programı bu düzeni temelden reddeder; onu yıkmayı, yerine tam karşıtı bir düzeni, sosyalizmi geçirmeyi hedefler. Sömürü düzeninin ancak devrimci şiddet yoluyla yıkılabileceğini açıklar. Bunun kendisi, düzenin denetimi dışında bir savaş örgütlenmesini ve siyasal faaliyeti zorunlu kılar. İhtilalci bir komünist örgütlenmenin zemini de ancak proletaryaya sınıf karakteri veren üretim alanları, fabrikalar olabilir. Bu açıdan leninist parti modelinin temel unsuru, fabrika hücrelerine dayalı illegal örgütlenmedir. Parti böyle bir örgütlenme üzerinden kitlelere yönelik açık bir faaliyet yürütür. Faaliyetinde yasal ve yasadışı biçim ve yöntemleri içiçe kullanır. Gizlilik teknik anlamıyla örgütsel omurganın, ilişkilerin, işleyişin bilinmemesini, denetim dışı olmasını ifade eder. Bunlar partinin illegal örgütlenmesinin neden stratejik ve ilkesel önemde olduğunu da açıklamaktadır.

Öte yandan partinin illegal örgütsel temele sahip olması, onun legaliteyi kullanmasını dışlamaz, tersine özellikle gerektirir. Partimiz konuya ilişkin değerlerdirmelerinde, legalitenin çok yönlü ve etkin bir kullanımına dayanmayan, ondan en iyi biçimde yararlanamayan bir illegal örgütlenmenin başarısız kalacağının, en iyi durumda kısır komplocu bir yapı olmaktan öteye gidemeyeceğinin altını çizmektedir. İllegalite ilkesel önemdedir ve stratejik çerçeve belirleyicidir, fakat onu legalitesiz düşünmek de olanaksızdır. Partinin stratejik hedeflerine ulaşabilmek için başvurduğu taktik-politikaların hayat bulması, geniş proleter ve emekçi kitleleri devrime kanalize edilebilmesi vb. için legal yol, yöntem ve araçlardan devrimci bir tarzda yararlanması şarttır. Bu çerçevede, legalitenin kullanılması büyük bir taktik önem taşır. Doğal olarak taktik olan, stratejik ve ilkesel olana tabi olmalıdır. Yani legalitenin kullanılması hiçbir şekilde kendi başına bir sorun olarak ele alınamaz, hele hele “yasalara uygunluk” çerçevesiyle hiçbir biçimde karıştırılamaz. O yüzdendir ki komünist partinin legal olanakları kullanması, legalitenin istismarı olarak tanımlanmaktadır. Legalitenin devrimci istismarı, gerek legal, gerekse illegal araç ve örgütlenmelerin faaliyeti yasalara göre değil, meşruluk ölçütüne ve mücadelenin gücüne göre yürütmeleridir. Bu proletaryanın sınıf mücadelesinin tarihi haklılığına dayalı bir meşruluk ve bu mücadelenin gücüne sıkı sıkıya bağlı bir etkin kullanımdır.

Parti örgütünün güçlendirilmesi, bu esaslara bağlı bir örgütsel ve siyasal faaliyet üzerinden başarılabilir. Ne var ki, bu kadarı işin sadece ideolojik-politik çerçevesini oluşturuyor. Bu çerçeveyi yaratıcı biçimde hayata geçirmek, illegal ve legal çalışmayı pratik olarak organik bir bütünlük içinde yürütmeyi gerektiriyor. Merkezi araç ve işleyiş bakımından legal çalışmayla illegalin bağını asgari ölçüde kurabiliyoruz. Somut hedefler ve politik yönelimler bakımından iki alandan yürütülen faaliyet arasında paralellikler sağlanabiliyor. Fakat örgütsel bakımdan iki alan arasında güçlü bir bağlantı yaratabilmiş değiliz. Bir başka deyimle, açık alan çalışmasını - elbette yayınları değil, legal yöntem ve örgütlenmelerin kullanıldığı toplam siyasal çalışmayı kastediyoruz- illegal örgütün bir örtüsü, örgütü çevreleyen halkalardan oluşmuş bir ağ haline getirebilmiş değiliz. Bu, iki alandan faaliyet yürüttüğümüz yerellerde kendisini çok daha belirgin biçimde hissettiriyor.

Sorunun çözümü yönünde
ilk adımlar

Bunun sakıncaları ya da kadrolaşma planında yarattığı zorluklar iki yönlü aşılabilir.

Bunlardan ilki, partinin açık alanda biriken güçlerini sistemli ve merkezi bir tarzda eğitmesidir. Özellikle illegal örgütlenme düşüncesi ve illegalite-legalite ilişkisi bahsinde geçen ilkeler temelinde sürekli bir eğitim, örgütsel kimliğin gelişmesinin, pekişmesinin başlıca koşuludur. Kaldı ki böylesi bir eğitim, legaliyle illegaliyle tüm birimlerimiz ve yoldaşlarımız için her zaman yadsınamaz bir önem taşımaktadır. Partinin konuyla ilgili çizgisi, örgüt konferansları, Kongre belgeleri, MYO’nun çeşitli sayıları ve teorik dergide bütün yönleriyle işlenmiştir. Her bir partili için bu birikimi özümsemek ve onu tarihsel deneyimlerle pekiştirmek sorumluluğu gelinen yerde çok daha yakıcı bir hal almıştır.

İkincisi ise, yerel çalışmada organik ilişkinin kurulmasıdır. Partimizin bu konuda öteden beri varolan yöntemsel bakışına rağmen, pratikte aşmakta zorlandığımız bir mevzudur bu. Kadrolaşmada yaşadığımız sorun da güncel planda gelip bu soruna dayanmaktadır. Zira yukarıda da vurgulandığı üzere, illegal ihtilalci bir parti gerçek kadrolaşmayı, ancak illegal ihtilalci örgütsel zeminde ve bu temele bağlı yürütülecek bütünlüklü bir siyasal sınıf faaliyeti içinde sağlayabilir. Bu açıdan yerellerde açık alan faaliyetini ve birimlerini yerel parti örgütlerinin organik bir parçası haline getirmek durumundayız. Bunu, yerellerde yürütülen bütün bir faaliyetimizin, partinin illegal örgütlenmesinin ve faaliyetinin “dış çeperi” haline getirilmesi olarak da ifade edebiliriz.

Sınıf ve fabrika zeminine dayalı çalışma, bu alandaki pratik zorlanmaları aşmamızın olanaklarını fazlasıyla taşıyor. Bu olanakların görülüp sağlıklı bir şekilde değerlendirilebilmesi, birincisi her bir partilide perspektif planında güçlü bir bilinç oluşturulmasıyla; ikincisi de, merkezi bir plan dahilinde belli somut adımların atılmasıyla mümkündür. Olanakları gereğince değerlendirdiğimiz oranda, illegal ihtilalci zeminde bir örgütsel güçlenme ihtiyacını karşılamakla kalmayacak, siyasal sınıf çalışmasını da çok yönlü olarak, dolayısıyla daha güçlü yürütecek, böylece sınıf içinde kökleşmeyi de başarabileceğiz.

(Ekim, Sayı: 232, Aralık 2003)

 


Üste