Logo
< Direniş sürecek, saldırı püskürtülecek!

“Taleplerimiz bütünüyle yaşamsal, insani, haklı, meşru ve demokratik taleplerdir”


Tüm devrimci tutsaklardan direnişin talepleri üzerine açıklama:

“Taleplerimiz bütünüyle yaşamsal, insani, haklı, meşru ve demokratik taleplerdir”

 

Halkımıza!..

F tipi sistemiyle biz devrimci tutsakları çifte baskı ve cezalara tabi tutarak, siyasi kimliğimiz ve düşüncelerimizden koparmak hedeflenmektedir. Bu, sınırsız bir faşist terörle, en acımasız tecrit, izolasyon ve hak gasplarıyla, saldırılarla oluşturmak istenen stratejik saldırı projesiyle yapılmaya çalışılmaktadır. Buna karşı insani, yaşamsal, haklı, meşru ve demokratik haklarımızı savunmak için meşru olan direnme hakkımızı kullanarak 20 Ekim 2000 tarihinde DHKP-C, TKP(ML), TKİP ve 9 Aralık 2000 tarihinde TKP/ML, MLKP, TİKB, MLSPB, TDP, DY, DH davası tutsakları ve hükümlüleri olarak, ÖO Direnişi’mizi yaşamsal ve demokratik taleplerle başlattık.

Taleplerimize cevap verilmesi yerine, bilindiği gibi bulunduğumuz bütün hapishanelere birden 19 Aralık 2000 tarihinde saldırıldı ve katliam yapıldı. En vahşi, dizginsiz, ağır koşullara maruz kaldık. Bu saldırı ve katliamda onlarca arkadaşımız katledildi ve onlarca arkadaşımız ise ağır biçimde yaralandı. Katliamlarla ve ardından ağır tecrit-izolasyon ve vahşetle direnişimizin bitirilebileceğini hesaplayanlar fena halde yanılmıştır. Bu koşullar biz siyasi tutuklu ve hükümlülerin direnişini bitirmek yerine, yeni ÖO ekiplerinin katılımıyla devam etmesini kaçınılmaz kılmıştır. İçeride ve dışarıda onlarca arkadaşımızın, yakınımızın ölmesi ve onlarca arkadaşımızın sakat kalmasına rağmen, mevsimlere yayılan direniş sürüyor. Düşüncelerimizden-ideallerimizden soyutlanıp insanlıktan çıkarılıp bu koşullar altında “yaşamaktansa” ölmeyi ve sakat kalmayı göze alması, insan özelliğini, vicdanını ve onurunu yitirmeyen her insanı düşündürmeli ve bu direnişe destek vermelidir. Bizler 20 Ekim ve 9 Aralık 2000 tarihinde yukarıda belirttiğimiz davalardan tutuklu ve hükümlüler olarak ÖO direnişimizin taleplerini açıklıyoruz.

TALEPLERİMİZ:

1) F tipi hapishanelerinde mimari ve hukuki düzenlemeler yapılarak bir ve 3 kişilik hücreler kapatılmalı, tutuklu ve hükümlüler olarak önkoşulsuz bir arada yaşamamız sağlanmalıdır. Tecrit, izolasyon ve yaşamsal hak gasplarına son verilmelidir. Tutuklu ve hükümlüler olarak ORTAK YAŞAM ALANLARI’mız sağlanmalıdır.

- Sportif, sosyal ve kültürel faaliyet için hazırlandığı söylenen ORTAK KULLANIM ALANLARI “Tredman” vb. koşullarına bağlı olmaksızın kullanıma açılmalı, bu bir hak olarak tanınmalı ve bunu engelleyen genelgeler kaldırılmalıdır. Bloklar arasında sportif, sosyal ve kültürel etkinlikler için ihtiyacı karşılayacak düzenlemeler yapılmalıdır.

- Yasal yayınlar (kitap, gazete, dergi) verilmelidir. Toplatma kararı olanlardan birer tane bulundurulmasının yürürlükteki yasalarca bile ‘suç’ sayılmadığı dikkate alınarak bu noktada keyfiyete son verilmelidir.

- Mektup ve haberleşme hakkımızın önündeki engeller kaldırılmalıdır. Yüzlerce km’lik uzaklardan gelen ziyaretçilerimizle görüşme süresi 30 dakika gibi bir zamanla sınırlandırılarak, görüşü adeta işkenceye dönüştürücü uygulamalardan vazgeçilmeli, sınırlama ve keyfiyetçi tutumlar ortadan kaldırılmalıdır. Açık görüş hakkı ön şarta bağlanmamalı, yeni düzenleme lehimize yapılmalıdır.

- Ailelerimizin getirdiği yiyecek, giyecek gibi temel kullanım eşyalarına sınırlama konulmamalıdır. Günlük yaşamın zorunlu kullanım gereçleri olan buzdolabı, ocak, fırın, radyo, teyp gibi ihtiyaçlarımızın ailelerimizce getirildiğinde içeri verilmesi sağlanmalıdır.

- Hukuki ve savunmalarımıza ilişkin avukatlarımızla görüşmelerimizde yaşanan her türlü keyfiyetçi uygulama kaldırılmalıdır. “Savunma hakkının gizliliği”ne saygı gösterilmeli, aynı davadan yargılananların avukatlarıyla birlikte görüşmeleri ve avukatların birden fazla müvekkiliyle birarada görüşmesi sağlanmalıdır ve hukuki savunmalarımıza yönelik keyfiyete ve avukatlarımıza yönelik aşağılayıcı, onur kırıcı uygulamalara son verilmelidir.

- İç ve dış kantin ihtiyacı makul bir şekilde düzenlenmeli, karşılanmalı, fahiş fiyat uygulamasına son verilmelidir. TV ve elektrik parasının tutsaklardan alınması, ilaç parasının tutsaklara ödetilmesi vb. Gibi dayatılan “paralı mahpusluk” uygulamasına son verilmelidir.

- Temsilcilik hakkı tanınmalı ve işletilmelidir.

- Aynı davadan yargılanan tutuklu ve hükümlüler aynı ortak mekanlarda olmalıdır.

- Taleplerimiz, haklarımız gerek F tipinde gerekse siyasi tutuklu ve hükümlülerin bulunduğu tüm hapishanelerde tam ve eksiksiz uygulanacak bir statü olarak yasal güvenceye alınmalı, ayırımsız uygulanmalıdır. Döneme, hapishanelere göre değişen keyfi uygulamalar, düşüncelerimizi yargılayan ve teslim almayı amaçlayan “ıslah etme” anlayış ve uygulamalarından vazgeçilmelidir.

2) TMY’nin 16. maddesi kaldırılmalıdır. 16. maddede yapılan değişiklikle izolasyon, tecrit ve saldırı meşrulaştırılıp, bunun uygulanması her hapishane yönetiminin keyfiyetine bağlanıp, tecrit ve izolasyonu pekiştirerek yasal hale getirilmiştir. Ayrıca Adalet Bakanlığı, 19 Aralık operasyonu öncesi TMY’nin 17. maddesi ve buna bağlı olarak 5. maddede gerekli düzenlemeyi sağlayarak siyasi ve adli tututlu, hükümlüler arasında “cezaların infaz”ındaki çifte standardı ortadan kaldıracağına dair verdiği sözünde durmalıdır.

3) “Üçlü protokol” iptal edilmelidir. Bu protokol savunma hakkımızı gaspetmekte, müvekkil ve vekil arasındaki davaya, dosyaya ilişkin gizliliği yok etmekte, dosyaya-davaya ilişkin bilgi, belge vb. savunma için zorunlu ihtiyaçların teminini olanaksız hale getirmektedir. Savunma hakkımıza fiili bir saldırı olmakla kalmayıp, tutsaklara yönelik saldırı ve katliamların dayanağı olup, ailelerimize ve hekimlere de saldırı maddelerini içerdiğinden dolayı tümden iptal edilmelidir.

4) “İzleme kurulları” tecrit, izolasyon ve baskıyı uygulayanların tayin ettiği kişilerden değil, Barolar, TTB, TMMOB, İHD, TAYAD-TUYAB, Tüm Yargı-Sen gibi kurum temsilcilerince belirlenecek Bağımsız İzleme Komisyonlarının düzenli denetimine açılmalı ve bunların hazırladığı raporlar doğrultusunda gerekli önlemler zaman geçirilmeden alınmalıdır.

5) Yalnızca biz siyasi tutsakların değil, aynı zamanda tüm demokratik güçlerin talebi olan DGM ve TMY gibi kurum ve yasaların kaldırılması yönünde ileriye dönük olarak siyasi tutsaklara ve demokratik kamuoyuna bu doğrultuda güvence verilmelidir.

6) 1996 yılında SAG ve ÖO direnişi, bugünkü ÖO direnişi ve hapishanelerde yapılan operasyonlarda zihinsel ve fiziksel ağır tahribatlara uğrayan tutsaklar başta olmak üzere hapishanelerde tedavisi imkansız, bakıma muhtaç durumda olan, ağır hasta tutukluların Cumhuriyet Başsavcılarının yetki kullanmasıyla cezaları ertelenmelidir.

7) Başta 19 Aralık, Buca, Ümraniye, Diyarbakır, Ulucanlar, Burdur operasyonları olmak üzere hapishanelerde yaşanan katliamlar bağımsız Demokratik Kitle Örgütleri ve meslek odalarından oluşan bağımsız kurumlarla ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu’nun katılımı ile oluşacak komisyonlarca araştırılıp-soruşturulmasına hiçbir kısıtlama getirilmeyecek olanaklar sağlanmalı ve bu komisyonların soruşturma raporları kamuoyuna açıklanmalı, tespit edilen sorumlular yargılanıp cezalandırılmalıdır.

Taleplerimiz bütünüyle yaşamsal, insani, haklı, meşru ve demokratik taleplerdir. Sürdürülen yalan, demagoji ve çarpıtmaların ötesinde taleplerimiz karşılanmayacak talepler değildir. Taleplerimizin karşılanması, görüşülmesi ve çözümü için tutuklular ve hükümlülerin özgür iradeleriyle belirledikleri temsilcilerle koşulsuz görüşülmelidir.

Ercan Kartal, Cemal Çakmak, Muharrem Kurşun,
Nezahat Turan, Can Ali Türkmen,
Ramazan Sadıkoğulları, M. Aytunç Altay,
Yunus Aydemir, Nizamettin Doğan,
Hasan Yüksel, Ziya Büyükışık (DÇS)


Üste