Logo
< Zorlu döneme devrimci hazırlığın güncel anlamı

Siyasal kampanyaların sınıf çalışmamıza etkileri üzerine


 

Siyasal kampanyaların sınıf çalışmamıza
etkileri üzerine

Partimiz zorlu bir dönemi geride bıraktı. Kuşkusuz bu kolay olmadı, zorlu dönem zorlu mücadeleleri gerektirdi. Ancak partimiz bu zorlu dönemi geride bırakma çabasında başarıyla ilerledi. Bugün farklı bir döneme adım atmış bulunuyor.

Elbette partimiz açısından zorlu bir dönemin geride bırakıldığı vurgusu yanıltıcı olmamalıdır. Yeni bir dönemin çok yönlü görevleri tüm bir ağırlığı ile önümüzde durmaktadır. Ancak partimiz yeni dönemi kazanabilmenin zeminlerini güçlendirmiş ve sağlam adımlarla ilerlemiş bulunuyor.

Her ne kadar partinin zorlu bir dönemi geride bıraktığı yönünde bir belirleme yapmış olsak da, Türkiye'nin bugünkü siyasal koşulları, gelişmelerin yeni mahiyeti ve olayların seyri kritik bir dönemin içinde olduğumuzu tüm açıklığı ile göstermektedir.

Bu yeni döneme çok yönlü hazırlanabilmek, “Partiyi her alanda ve her açıdan güçlendirmek” çabasının ısrarlı, inatçı ve kesin bir kararlılıkla sürdürülmesini zorunlu kılıyor. Ancak böyle bir çabanın başarısı bizi kendi stratejik hedeflerimize yürümede ve bu hedefleri kazanmada sonuca götürebilecektir. Bu çaba ise, her şeyden ve öncelikle, sınıf çalışmasında sonuç alabilmekle doğrudan bağlantılıdır.

Partimiz sınıf çalışmasında yıllara dayanan anlamlı bir birikime ve zengin bir deneyime sahiptir. Bugün tüm gövdesiyle sınıfın içindedir. Sınıf hareketine müdahale çabasında çok değişik araç, yol ve yöntemi bir arada kullanabilmektedir. Sınıf çalışmasında yol katedebilmenin güç ve olanaklarını asgari ölçülerde yaratabilmiştir. Bu toplam tablo, sınıf çalışmasında yeni bir dönemine girdiğimize de işaret etmektedir. Ancak, bu yeni dönemi kazanabilmek için, burada ifade edilen olumlu yanlar kadar zayıf ve yetersiz kaldığımız alanlara işaret etmek, bunların üzerine kararlılıkla gidebilmek durumundayız.

Partimiz uzun bir dönemdir çeşitli gelişmeler ve gündemler üzerinden siyasal kampanyalar örgütlemektedir. Bu çapta kampanyaların örgütlenebilmesi, Partimizin geldiği düzeyi ve etkin bir siyasal faaliyet örgütleme kapasitesinin ulaştığı aşamayı göstermektedir. Partimizin artık politik bir odak ve güç haline geldiği tartışmasız bir gerçektir. Partimiz açısından bu yeterince açıktır. Burada asıl vurgulamak istediğimiz, Partimizin kazandığı bu düzeye ve çalışma kapasitesine rağmen çalışmanın sonuçlarını örgütleme alanındaki yetersizlikleridir.

Doğal olarak, bu düzeyde ve bu genişlikte örgütlenen siyasal kampanyaların sınıf çalışmamızı güçlendiren bir rol oynaması gerekir. Ancak ne yazık ki, bunun böyle olduğunu iddia edebilecek durumda değiliz. Bu kampanyalar genel planda politik etkimizi büyüten ve güçlendiren, sesimizi-soluğumuzu kitlelere taşıyan, şiarlarımızı ve adımızı işçi ve emekçilere tanıtan bir işlevi yerine getirmesine rağmen, asıl olarak etkili olması ve kendi sonuçlarını yaratması gereken alanda bir zayıflığa yolaçabilmektedir.

Böylesi siyasal kampanyaların yürütüldüğü dönemlerin ardından yapılan değerlendirmelerin açığı çıkardığı somut sonuç; kampanya faaliyetinin sınıf çalışmamızda zayıflamaya yol açtığı olgusudur. Partimizin sınıf çalışması alanındaki stratejik hedeflerini ve önceliklerini kazanabilmesi, bu sorunun çözümü ile de doğrudan bağlantılıdır. Bir dönemi boydan boya kaplayan etkili, yaygın ve süreklilik ifade eden bir çalışmanın -kampanyaların- ardından belirlenen hedeflerin kazanılmasının zor girebilmesi, dahası sınıf çalışmamımız mevcut düzeyinde bir gerilemeye yolaçabilmesi ciddi bir sorundur. Bu sorunun çözümü sınıf çalışmamızın geleceğini doğrudan ilgilendirmektedir.

Tüm temel çalışma alanlarımız gelinen yerde sınıf çalışmasında gündelik bir çalışma tarzını hayata geçirebilmekte, fabrika çalışmasında somut adımlar atabilmekte ve sendikal çalışma alanında anlamlı bazı ilerlemeler sağlayabilmektedirler. Sınıf çalışması alanında alınan bu mesafeye rağmen, yukarıda tanımlamaya çalıştığımız sorun alanını yine de geride bırakmayı başaramamış olmamız, bu zayıflığın gerisinde nelerin durduğunu ciddi bir biçimde sorgulamamızı gerektiriyor.

Bu sorun nereden kaynaklanmaktadır? Partimiz yaşadığı gelişim çizgisinin ortaya çıkardığı zeminleri ve imkanları kullanmada bu yanıyla neden zayıf kalmaktadır? Bu bir planlama hatası mıdır ya da genel süreçlerle somut çalışma planlaması arasındaki ilişkinin doğru bir temelde kurulamamasından kaynaklanan bir yetersizlik midir? Bu sorular doğru yanıtlanmadığı, bu konuda bir açıklık sağlanamadığı ölçüde, önümüzdeki dönem yürütülecek kampanyalarda aynı sorunla yüzyüze kalacağız.

Öncelikle şu noktayı açıklıkla ifade etmeliyiz; sınıf çalışmamızda belirgin bir gelişme kaydetmemize rağmen genel çalışma ile yerel çalışma arasındaki kopmaz ilişkiyi doğru bir temelde kuramayı, bu iki çalışmayı bütünleştirmeyi başaramıyoruz. Genel bir çalışmanın yerel bir çalışma alanında somutlanması süreçlerinde hala ciddi bir zorlanma yaşıyoruz. Kuşkusuz, güç planındaki tablomuz, bu sonucunu ortaya çıkmasında önemli bir rol oynuyor.

Gündelik çalışmanın kendi akışı içinde birçok işin birarada yapılması zorunluluğu, karşımıza “güç sıkışması” sorununu çıkarmaktadır. Güçlerimizin çalışmamızın çok yönlü ihtiyaçlarına ve önceliklerine uygun olarak doğru bir temelde görevlendirilmesi, bu sorunun çözümünde belirleyici bir öneme sahip olacaktır. Sorunun bir yanını bu oluşturmaktadır.

Sorunun diğer yanı ise şu. Genel süreçlerin öne çıkardığı tüm gündemleri kendi asli çalışmamızı güçlendirici bir tarzda işleyebilmeli, bunun için de genel siyasal gündemleri yerel çalışmaya uyarlamayı başarabilmeliyiz. Bu alanda hala ciddi bir yetersizlikle karşı karşıyayız.

Yaşanan sorun genellikle; genel siyasal gündemler yerel çalışmalarımızı sekteye uğratıyor, yerel çalışma alanlarında belirlenen hedefleri ve somut görevlendirmeleri belirsizleştiriyor, bir alandaki yoğunlaşmamızı zayıflatıyor vb. argümanlarla tanımlanıyor.

Sorunun böyle algılanması ve tanımlanması bir tek yanlılığa işaret ediyor. Bu tek yanlı bakışa dayalı algılama ortadan kaldırılmadan işaret edilen sorunu aşmak da mümkün olmayacaktır. İkincisi, genel bir sorun ya da gündemin mutlaka somut yerel çalışmayla bağının kurularak işlenebilmesi gerekiyor. Bu başarılamadığı içindir ki, işaret ettiğimiz zayıflık alanı aşılamıyor.

Yeni dönemde daha ileri mevzilere!

Sınıf çalışması, işçilerin fabrika yaşamı üzerinden ortaya çıkan sorunlarına müdahaleyle sınırlı kalan bir çalışma değildir. Biz bu konuda her zaman bir açıklık içinde olduk. Hiçbir zaman sınıf çalışmamızın mahiyet ve kapsamını bu darlıkta ifade etmedik ve hiçbir dönem çalışmamızda böyle bir darlığı yaşamadık. İlk ortaya çıktığımız andan itibaren sınıfı devrimcileştirme, devrimci bir sınıf hareketi geliştirme perspektifinin yön verdiği bütünlüklü ve çok yönlü bir çabayı öne çıkardık. Bu çaba zaman içinde güçlenerek devam etti. Artık bunun sonuçlarını somut olarak toparlayacak bir aşamaya girmiş bulunuyoruz.

Olayların bugünkü seyri sınıf çalışmamızda hızla yol kat etmemizi zorunlu hale getirmiş bulunuyor. Sınıf içinde maddi bir güce dönüşebilmek, örgütsel temelimizi bu alanda oluşturabilmek, kadrosal güçlerimizi bu zeminden devşirebilmek, geleceğin zorlu devrimci görev ve sorumluluklarını yüklenebilmenin biricik güvencesi olacaktır. Bugünün Türkiye'sinde sınıfa dayalı bir temel yaratılmadan ileriye doğru hiçbir ciddi adım atılamaz. Bu gerçek tüm çıplaklığı ile gözler önündedir. Olayların bugünkü tablosu bunu ayrıca doğrulamaktadır.

Sınıf devrimcileri geleceğin zorlu görevlerine bugünden hazırlanırken, bu basit ama temel önemde gerçeği hiçbir biçimde gözden kaçıramayacaklardır. Bu bilinç ve perspektifle hareket ederek sınıfın bağrında kök salmayı başarabildiklerinde, geleceğin daha zorlu dönemlerinin karşılarına çıkarabileceği her türlü güçlüğü altedebilecek bir kuvvet ve iradeye sahip olabileceklerdir.

Komünistlerin ideolojik çizgileri, yıllara dayalı faaliyetlerinin sağladığı bilinç açıklığı, misyonlarının yüklediği devrimci sorumlulukları, onların bu zorlu görevi başarabilmelerinin güvencesidir.


Üste