Logo
< Güncel gelişmeler ve sol hareket

1 Mayıs’ta kavga alanlarına!


TKİP mücadeleye çağırıyor!

1 Mayıs’ta kavga alanlarına!

 Kapitalizmin küresel krizinin giderek derinleştiği günlerdeyiz. İşçi sınıfının uluslararası birlik, dayanışma ve mücadele günü 1 Mayıs’ı böyle bir dönemde karşılıyoruz. Bu, bu yılın 1 Mayıs’ına apayrı bir anlam ve önem kazandırıyor.

fileadmin/PDF/1_Mayis_09-TKIP-.pdfEkonomik kriz, sömürü ve kölelik düzeni kapitalizmin yapısal bir sorunudur. Krizin kaynağı kurulu düzenin bizzat kendisidir. Ama fatura dünya ölçüsünde olduğu gibi Türkiye’de de işçi sınıfı ve emekçilere kesiliyor. İşsizlik, yoksulluk, düşük ücretler, yeni hak gaspları, çalışma ve yaşam koşullarının günden güne kötüleşmesi, bu anlama geliyor. Bu amaç çerçevesinde sermaye sınıfı ve devleti emekçilere pervasızca saldırıyor.

 

Emekçi kardeşler!

Küresel kriz, dünya sistemi olarak kapitalizmin, akıl dışılığı kadar barbarlığını da bir kez daha gözler önüne sermektedir. Kapitalizmde bolluk, emekçiler için işsizlik, yoksulluk ve sefalet anlamına gelmektedir. Bugün dünyada devasa bir zenginlik biriktiği halde, milyarlarca insanın yoksulluk ve açlık sınırının altında yaşamaya mahkum edilmesi, hergün gıda, temiz su, ilaç bulamayan binlerce çocuğun ölüme terk edilmesi, kapitalizmin insanlık dışı karakterini bütün açıklığıyla göstermektedir.

Silahlanma, militarizm, savaşlar, yıkımlar, toplu kıyımlar ise kapitalist barbarlığın bir başka kanıtıdır. Bugüne kadar kapitalizmin küresel çaptaki büyük krizlerini dünya ölçüsünde savaşlar izlemiştir. 20. yüzyılda korkunç bir kıyıma ve yıkıma yolaçan iki dünya savaşı bunun kanıtıdır. Bu sistem, insanlık ve uygarlık için büyük bir yıkım demek olan savaşlara başvurmadan krizini aşamamaktadır. Kapitalizm şimdi de dünya ölçüsünde derinleşen bir kriz içinde debelenmektedir. İnsanlık bu kez onu tümden yıkıma sürükleyebilecek yeni bir dünya savaşı belası ile yüzyüze bulunmaktadır. Kudurgan militarizm, büyüyen silahlanma yarışı ve yaygınlaşan bölgesel savaşlar, bunun lanetli ön işaretleridir.

Öte yandan bu yağmacı düzen, sadece işçi ve emekçilerin ürettiği zenginlikleri değil, doğayı da hoyratça yağmalamakta, tüketmekte ve tahrip etmektedir. Düzenin efendileri bile artık küresel ısınmanın büyük bir tehlike halini aldığını kabul etmek zorunda kalmaktadır. Buna rağmen ciddi bir tedbir alınamamaktadır. Kaptalizmin “daha fazla kâr”a dayalı işleyişi, bunun önündeki temel engeldir. Bu da gösteriyor ki, insanlığın kurtuluşu kadar gezegenimizin kurtuluşu da gelip kapitalizmin bir sistem olarak tasfiye edilmesine bağlanmıştır.

 

İşçiler, emekçi kardeşler!

İşbirlikçi sermaye iktidarı uzun yıllardan beridir emekçilerin zaten çok sınırlı olan hak ve kazanımlarına sistemli biçimde saldırıyordu. Şimdi ise buna ekonomik krizin yıkıcı sonuçları ve kapsamlı faturası eklenmektedir. Bütün bunlar emekçilerin yaşamını daha da katlanılmaz hale getirmektedir. Sermayenin fütursuz saldırılarına sessiz kalmayan, sınıf onuruna yakışır bir tutum alarak direnen işçiler ve emekçiler ise düzenin kolluk güçlerinin saldırıları ile yüzyüze kalmaktadır.

İşçileri ve emekçilere işsizlik, yoksulluk, sefalet, moral yozlaşmayı reva gören sermaye iktidarı, öte yandan ABD emperyalizmi adına bölgede “etkin taşeronluk” yapmanın hazırlığı içindedir. İşçilere, emekçilere, tüm ezilenlere “iç düşman” muamelesi yapan işbirlikçi iktidar, ABD’nin izinden giderek bölge halklarını da “dış düşman” olarak görüyor. Emperyalistler ve siyonistler hesabına, başta Filistin, Irak ve Afganistan’da olmak üzere, bölgenin kardeş halklarına karşı tetikçiliğe soyunuyor.

 

İşçiler, emekçi kardeşler, gençler!

Sınıflar mücadelesinin seyri açısından kritik önem taşıyan böylesi bir dönemde 1 Mayıs’ı kutlayacağız! 1 Mayıs, birbirine karşıt iki dünyanın, asalak kapitalistler dünyası ile emekçiler dünyasının karşı karşıya geldiği bir büyük mücadele günüdür. İçinden geçmekte olduğumuz günler, 1 Mayıs’ın güçlü ve militan bir biçimde kutlanmasının önemini artırmaktadır. Büyük kitleler halinde mücadele alanlarına çıkılması ve militan bir duruşun sergilenmesi, sermayenin yeni saldırılarına karşı kitlesel bir mücadele kararlılığının ortaya konulması anlamına gelecektir. Bu kitlesel ve militan kararlılık, sınıf ve emekçi hareketinin 1 Mayıs’tan sonraki gelişme seyrini de derinden etkileyecektir.

Krizin faturasını kapitalistlere ödetmek, hak ve özgürlükleri kazanmak, ‘77 1 Mayıs katliamının hesabını sormak,  Taksim’i kalıcı biçimde 1 Mayıs alanı haline getirmek konusunda sergilenecek kararlılık, sermayenin saldırılarını püskürtme mücadelesine büyük bir ivme katacaktır. Krizin yıkıcı sonuçlarına karşı grev, direniş, işgal gibi etkili eylemlerin yaygınlaşmasına önemli katkılarda bulunacak, sınıf dayanışmasını güçlendirip birleşik mücadelenin örülmesini kolaylaştıracaktır.

Bütün bunları gözönünde bulunduran Türkiye Komünist İşçi Partisi;

Kapitalizmin krizinin yıkıcı sonuçlarını yaşayan işçileri ve emekçileri, düzenin geleceksizliğe mahkum ettiği gençliği, çifte baskı ve sömürü altında ezilen emekçi kadınları, sınıfsal baskının yanısıra ulusal, dinsel, mezhepsel baskılara maruz kalan tüm ezilenleri, sermaye düzeninden hesap sorma kararlığıyla 1 Mayıs alanların çağırmaktadır!

Krizin faturasını kapitalistlere ödetmek,

İşsizliğe ve hak gasplarına karşı direnmek,

Sınıfsal, ulusal ve cinsel baskıya dur demek,

İşbirlikçilerin ABD adına tetikçilik yapmasını durdurmak,

İnkarcılığa karşı “Özgürlük, eşitlik ve gönüllü birlik!” diye haykırmak,

İşçilerin birliği halkların kardeşliği şiarını yükseltmek,

Emperyalist saldırganlığa ve savaşa son demek için,

1 Mayıs’ta kavga alanlarına çıkalım!

 

Kahrolsun kapitalist kölelik düzeni!

Yaşasın devrim, yaşasın sosyalizm!

Yaşasın proletarya enternasyonalizmi!

 

Türkiye Komünist İşçi Partisi (TKİP)

14 Nisan 2009


Üste