Logo
< Parti’nin pratik faaliyetlerinden...

Avrupa'da TEKEL Direnişi’yle etkin dayanışma faaliyeti


TKİP Yurdışı Örgütü...

Avrupa'da TEKEL Direnişi’yle etkin dayanışma faaliyeti


TEKEL Direnişi Türkiye’de olduğu gibi Avrupa’da da önemli bir etki yarattı, toplumu emek düşmanları ve dostları olarak saflaştırdı.

Avrupa burjuvazisi işin özünde kendi eseri olan bir saldırıya karşı ortaya konan bu gözü pek direnişe cepheden tavır aldı. Bu doğal olarak sermaye medyasının tutumunu da belirledi. Direniş sıradan bir haber olarak sunuldu. Daha sonra da bilinçli bir suskunlukla geçiştirildi.

Türkiyeli dinci gerici ve milliyetçi çevreler direnişi önce şaşkınlıkla karşıladılar. Ardından cami ve vakıflar üzerinden organize edilen bir karşıt çaba içine girdiler. AKP’nin cephaneliğinden alınmış bir karalama kampanyası yürüttüler.

Direniş Avrupa’nın yerli ve göçmen tüm uluslarından işçi, emekçi, ilerici ve devrimci güçlerini ise oldukça olumlu etkiledi. İşçi ve emekçiler TEKEL Direnişi’ni kendi mücadeleleri için bir esin kaynağı olarak gördüler, her vesileyle bunu dile getirdiler.

 Direniş tereddütsüz biçimde ilk andan itibaren desteklendi. Avrupa’nın hemen tüm ülkelerinde ve belli başlı kentlerinde anlamlı dayanışma çabaları sergilendi. Man, Mercedes, Bosch gibi büyük ölçekli fabrikaların işçileri direnişe açık destek sundular, mesajlar gönderdiler, maddi destekte bulundular. Mercedes’de direnişi desteklemek amacıyla çıkartılan bildirileri işçiler bizzat dağıttılar. Bilgilendirmek amacıyla gerçekleştirilen toplantılara aktif katılım sağladılar. Kısacası, TEKEL Direnişi Türkiye’deki düzeyde olmasa bile, başta Almanya olmak üzere Avrupa’da da işçi, emekçi, ilerici ve devrimcilerin gündeminde önemli bir yer işgal etti.

Direniş Almanya’da Ver-di sendikasının ülke çapında gerçekleştirdiği uyarı grevleri sırasında da gündem oldu. Kürsüden duyuruldu, desteklendiği açıklandı.

Başta MLPD olmak üzere, yerli ilerici ve devrimci partiler, göçmen devrimci güçlere dönük ciddi ve aktif bir ilişki içine girdiler. Türkiyeli devrimci örgüt ve partilerle ortak komitelerde yer alarak eylemli bir dayanışma sergilediler. TEKEL Direnişi’ndeki her gelişmeyi büyük bir ilgiyle izlediler, basınlarında sürekli haber ve değerlendirme konusu yaptılar.

TEKEL Direnişi ve sol hareket

 TEKEL Direnişi devrimci hareketin yapısal zaaf ve zayıflıkları konusunda büyük açıklıklar yarattı. En başta bu hareketin sınıf dışılığını ve sınıfa yabancılığını açığa çıkardı.

Aralarındaki kısmi farklılıklar bir yana bırakılırsa, halkçı devrimci hareketin tüm bileşenleri, direnişin ilk günlerinde adeta seyirci gibi davrandı. Fakat direniş genişleyip büyüyünce, ulusal ve uluslararası planda hissedilir destekler alıp sürükleyici bir cereyana dönüşünce, nihayet bu çevrelerde de bazı kıpırdanmalar başladı. Direnişle dayanışma çabalarımızın güçlü olduğu yerlerde, bazıları direnişle dayanışma komitelerinde yer almak zorunda kaldılar.

Halkçı çevrlerin direnişe yönelimi kendiliğindendi. Sınıfa ve sosyalizme dair düşünceleri ideolojik bir kavrayışa dayanmadığı için başka türlü de olamazdı. Alışılageldik yöntemler ve çalışma biçimlerini aşamadılar. Yerli ve göçmen işçi ve emekçilere dönük ısrarlı, tanımlı ve hedefli bir çalışmanın içine girmediler. Yasak savma türünden kimi eylem ve etkinliklerle yetindiler. Kimi ilişki ve imkanlarından yararlanarak, Ankara’ya delegasyon göndermeyi asıl iş haline getirdiler.

Halkçı gruplar genelde direnişin niteliği konusunda bir açıklıktan yoksundular. Daha da kötüsü, içlerinden bazıları sağlıksız düşünce ve duygularla da yüklüydüler. Kimileri “abartmamak lazım” diyerek direnişi küçümsedi. Böyleleri direnişin gücü ve sarsıntısı açığa çıkınca da hırçınlaştılar. Bilinç altında tuttukları ideolojik önyargılarını dışavurdular. Türkiye işçi sınıfının milliyetçi-şoven önyargılarla malul olduğunu, yer yer linç kültürünün ifadesi pratikler sergilediğini dile getirdiler.

Kürt yurtsever hareketi özellikle ilk haftalarda ilgisiz ve küçümseyici bir konumdaydı. Direniş birleştiriciliği ve dönüştürücülüğüyle şovenizme ve linç kültürüne darbeler vurup halkların kardeşliğini ete-kemiğe büründürünce, Kürt yurtsever hareketinin tutumunda da belli değişiklikler oldu. Zayıf da olsa yer yer direnişle dayanışmacı çabaların içinde yer almaya başladılar.

Reformistlerden ÖDP ve DİDF çevresi belli bir çaba içinde oldular. DİDF her zamanki gibi devrimci parti ve örgütlerden olduğu kadar devrimci eylem biçimlerinden de özenle uzak durdu. Çok istisnai olarak devrimcilerle birlikte oldu.

TEKEL Direnişi ve sınıf devrimcileri

Avrupa’da TEKEL Direnişi’ne dönük anlamlı ve az-çok tatmin edici çalışmayı TKİP Yurtdışı Örgütü olarak bizler yürüttük. Direnişin hemen başında doğal bir refleksle direnişi selamladık, tam desteğimizi açıkladık. Tüm ilerici ve devrimci güçleri direnişle eylemli dayanışmaya çağırdık. Fakat başlangıçta bunu politik-pratik bir faaliyetle birleştirmekte zayıf kaldık. Bir-iki bölge dışında kısa süreli bir atalet yaşandı. Bunun gerisinde direniş konusunda yeterli açıklıktan yoksunluk vardı. Partimizin merkezi müdahalesiyle bu zaafiyetin üzerine gidildi. Vakit geçirilmeksizin bir çalışma planı saptandı, kararlar alındı ve eylemli bir dayanışma için harekete geçildi.

Bulunduğumuz her ülke ve kentte çok yönlü ve verimli çalışmalar yaptık. Rutin yöntemleri bir yana bırakıp, daha yaratıcı yol, yöntem ve çalışma biçimlerine başvurduk. Kimi yerlerde daha önce ilişki kurulmayan ilerici çevrelerle direnişle dayanışma komiteleri kuruldu. Onların sahip olduğu ilişki ve imkanlardan yararlanıldı. Çalışmada devrimci yol ve biçimler izlendi. Yürütülen çalışmaların eksenini esas olarak biz oluşturduk. İlkelere dayalı sağlıklı ilişkiler temelinde verimli ve anlamlı çalışmalar gerçekleştirdik.

Direnişi duyurmak amaçlı seslenme faaliyeti önemliydi. Özellikle çok sayıda çevrenin içinde yer aldığı yerlerde bu asgari bir başarıyla yerine getirildi. Fabrika ve işyerlerinde, emekçi semtlerinde, halk pazarlarında, U-Bahn giriş ve çıkışlarında, kahve ve kafeteryalarda, ajitasyon konuşmaları eşliğinde bildiri dağıtımları yapıldı. Her toplantı ve etkinliğe katılınıldı, direnişe destek çağrısı yapıldı. Emekçi semtlerinde ve kentlerin işlek meydanlarında afiş çalışması yapıldı. Berlin’de haftanın belli bir gününde 250-300 kişinin katıldığı mitingler gerçekleştirildi.

Direnişin belli bir aşamasında, çalışmayı yoğunlaştırmak, direnişe dönük ilgiyi artırmak ve eylemli dayanışmayı büyütmek amacıyla dayanışma çadırları kurduk. İlgi yaratan çadırlar sıradan insanlarla bire bir temaslar için imkan yarattı.

Mercedes ve Man gibi fabrikalarda işçilerinin katılıp görüş bildirdikleri toplantılar yapmak, bir diğer anlamlı çalışmamız oldu. İşçiler TEKEL işçilerine mesajlar yolladılar.

Direnişin en kritik aşamasında, TEKEL işçilerinin kendi taleplerini içeren imza metnini ve çağrılarını anında yerli dillere çevirip oldukça yoğun ve yaygın biçimde dağıttık. Kimi yerlerde bilgilendirme standları açtık. Standlar TEKEL işçilerinin çağrısını duyurmak bakımından hayli yararlı oldu.

Bunların yanı sıra, dayanışma ağını daha da büyütmek amacıyla, önceden çalışmamızın olmadığı kimi kentlerde anlamlı katılımların olduğu toplantılar gerçekleştirdik. Bağımsız faaliyet yürüttüğümüz yerlerde Bir-Kar üzerinden, direnişle dayanışma komitelerinin olduğu yerlerde ise bu komiteler aracılığıyla yardım kampanyaları yürütüldü. Anlamlı karşılıklar alındı. Kimi kentlerde delegasyonlar oluşturulup TEKEL işçisi sınıf kardeşlerimize dönük ziyaret örgütlendi. Avrupa’nın bazı ülke ve kentlerinde TEKEL Direnişi konusunda açıklıklar yaratma amaçlı toplantı ve paneller düzenlendi. Essen ve Stuttgart gibi kentlerde TEKEL Direnişi’yle dayanışma etkinlikleri gerçekleştirildi.

Dayanışma sürecinin kazanımları
 TEKEL Direnişi ile dayanışma faaliyeti vesilesiyle ilk kez güçlerimizi, biraz gecikmeli de olsa kendi çizgimiz temelinde ve kendi tarzımızda topluca bir çalışmanın içine soktuk. Çalışmamıza hatırı sayılır bir hız, tempo ve bütünlük kazandırdık.

Böylesi dönemler devrimci politik çalışmanın yoğunlaştırıldığı ve genişlemesi için imkanların arttığı dönemlerdir, gerçekten de böyle oldu. Yurtdışı örgütü olarak bu durumu asgari ölçüde değerlendirdiğimizi söyleyebiliriz. Nitekim bu çalışma vesilesiyle her şeyden önce kendi güçlerimizi kazandık. Başta kimi kentlerdeki önemli fabrikaların öncü işçileri olmak üzere, çok sayıda emekçi ve ilerici çevre ile temas kurduk. Bizim için yeni çalışma alanları olabilecek alanlara ulaştık.

 TEKEL Direnişi partimizin programında dile getirilen tüm temel düşüncelerimizi tam olarak doğruladı. Bu ise, saflarımızda gözle görülür bir heyecana, coşkuya ve partimize olan güvenin daha da pekişmesine yol açtı.

Direnişin çizgimiz hakkında sağladığı açıklıklardan da güç alarak, yurtdışı örgütü olarak bu elverişli dönemi, yeterli düzeyde olmasa da, dönüp çizgimizin kavranması ve kavratılmasının imkanına çevirdik, güçlerimize dönük bir eğitimin vesilesi yaptık.

Dikkate değer bir başka kazanımımız ise, yerel yurtdışı örgütlerimizin, yerel bildiriler çıkarmak, yerel çalışmalar planlayıp yerel organizasyonlar gerçekleştirmek gibi önceden nispeten zayıf kaldığı yönlerini bu çalışma sırasında geliştirmeleri oldu.

Partimize her zamankinden daha çok güveniyoruz ve her zamankinden daha moralliyiz. Henüz yeterli düzeyde olmasa da saflarımızda devrimci ruh günden güne güç kazanıyor. Bu ruhla 1 Mayıs’a hazırlanıyoruz.

TKİP Yurtdışı Örgütü


Üste