Logo

Hüseyin Temiz; Son nefesine kadar mücadelenin içinde


TKİP III. Kongresi’nin parti üyeliği onurunu iade ettiği Hüseyin Temiz yoldaşın anısına...

Son nefesine kadar mücadelenin içinde!

 

Sınıf bilinçli bir işçi olarak tüm yaşamı boyunca devrim ve sosyalizm davasına sıkı sıkıya sarılan, onu büyütmek için tam bir sıra neferi gibi çalışan Hüseyin Temiz yoldaşı kaybedişimizin ikinci yılını geride bıraktık.

Lise yıllarında devrimci mücadeleye adım atan, saflarında yeraldığı hareketin 12 Eylül’de yaşadığı yıkıma rağmen devrimci örgüt arayışını sürdüren Hüseyin yoldaş, nihayet '90'lı yılların ortalarında komünist hareketle buluştu. '95 Eylül'ünde örgüte sunduğu özgeçmişindeki şu ifadeler, onun son derece bilinçli bir tercih içinde olduğunu gösteriyordu:

“EKİM, sağlam bir marksist-leninist ideolojik çizgiye dayalı, bilimsel sosyalizm ile işçi sınıfının cisimleşmiş birliğinin ifadesi olan ihtilalci sınıf partisini yaratmak için siyasal faaliyetinin eksenine sınıfı kazanmayı, onu politikleştirmeyi koyan, bu doğrultuda ısrarlı ve sistematik bir politik-pratik faaliyet yürüten tek harekettir. Bu anlamda EKİM, parti öncesi bir parti inşa hareketidir aynı zamanda.”

 “Eskiden bayraklar karışıktı, oysa bugün bayraklar netleşmiştir, rengini belli etmiştir: Ya küçük-burjuva sosyalizmi ya da proletarya sosyalizmi!"

İşçi ve emekçi kitlelerle bağ kurma yeteneğiyle ve çalışma dinamizmiyle dikkat çeken Hüseyin yoldaş, çeşitli örgütlü sorumluluklar üstlendi. Sergilediği çalışma düzeyi ve yarattığı güven sayesinde çok geçmeden örgüte üye olarak kabul edildi. Örgütsel-politik faaliyetin ihtiyaçları doğrultusunda değişik alanlarda (legal ve illegal) görevler üstlendi. 1996'da gerçekleştirilen bir polis operasyonunda gözaltına alındı, direnişçi bir tutum sergileyerek düşmanın zulmünü yiğitçe göğüsledi. Partinin kuruluşunun ardından yaşanan operasyonlar sonrası dönemde enerjik bir çaba ortaya koydu. O döneme ilişkin olarak parti arşivinde yer alan ve "Habip Gül Çalışma Bölgesi" adına sunulmuş bulunan düzenli faaliyet raporları Hüseyin yoldaşın kaleminden çıkmadır ve onun etkin pratiğinin bir dönemine tanıklık etmektedir.

Tüm bu olumlu özelliklerine rağmen, ihtilalci bir örgüt açısından büyük bir önem taşıyan disiplin alanında sergilediği kimi zayıflıklar, yoldaşın parti üyeliğini zamanla tartışmalı hale getirdi. Belli eleştiri ve uyarı süreçlerinin gerekli sonuçları yaratmaması üzerine yoldaşın parti üyeliğine son verildi. Bugünden bakıldığında biraz “katı” gibi görünebilecek bu tutum, gerçekte partimizin disiplinli parti yaşamı konusundaki ilkeli titizliğinin bir göstergesiydi.

Fakat bu ilkeli katı tutum öte yandan Hüseyin Temiz yoldaşın belirgin bir üstünlüğünün ortaya çıkmasına da vesile oldu. Parti üyeliğinden ihraç edilmesi yoldaşın partisiyle politik-manevi ilişkilerini esası yönünden etkilemedi. Elbette bir devrimci olarak belli bir burukluk yaşadı ve partiye, alınan tutumun yöntemsel olarak yanlış olduğunu dile getiren eleştirel bir değerlendirme sundu. Sözkonusu değerlendirmede sorunu belli bir olgunlukla tartışıyor ve kendisine daha farklı yaklaşılmasının amaca daha uygun düşeceğini savunuyordu. Ama yoldaş yaşadığı burukluğu çabuk attı. Benzer durumları partiden ve devrimden kaçışın vesilesi haline getirenlerin aksine, partisine bağlı kaldı ve saflarında etkin bir şekilde çalışmaya devam etti.

Daha da önemlisi şudur. Parti üyeliğinden yoksun bırakıldığı dönem, Hüseyin Temiz yoldaşın parti ve devrim davasına çok daha sıkı sarıldığı bir dönem olmuştur. Yoldaş bu dönemde devrimci kimliğini daha da güçlendirmiş, disiplinli ve verimli bir çalışma içine girmiştir. Parti görevlerine daha enerjik bir biçimde sarılmış, bulunduğu bölgede partinin sınıf çalışmasının güçlendirilmesinde önemli bir rol oynamıştır. Bir dizi işçi direnişindeki belirgin yeri ve katkısı buna açıkça tanıklık etmektedir.

Öldürücü hastalığı bile yoldaşı bu enerjik çabasından ve verimli katkısından alıkoyamadı. Yaşadığı son derece ciddi sağlık sorunlarına rağmen gücünü, enerjisini ve yeteneklerini en ileri düzeyde partinin hizmetine sunmayı sürdürdü. Yaşamının son anına kadar ancak partili bir devrimcinin sergileyebileceği bir pratiğin temsilcisi oldu. Son nefesine kadar parti için çalıştı ve denebilir ki ayakta öldü.

Bunun içindir ki yoldaşları, ölümü sonrasında onu en ileri düzeyde sahiplendiler, mücadele içinde yitirilen bir parti şehidi olarak uğurladılar.

Yoldaşlarının Hüseyin Temiz’i sahiplenmesi bununla da kalmadı. Ölümünün ardından gerçekleşen TKİP III. Kongresi'nin İstanbul delegeleri, ortak bir önergeyle, yoldaşın parti üyeliği onurunun iadesini istediler. TKİP III. Kongresi önergeyi oy birliği ile kabul etti. Böylece Hüseyin Temiz yoldaşın gerçekte çoktandır haketmiş bulunduğu parti üyeliği onuru kendisine yeniden iade edilmiş oldu.

Tüm yaşamını partimiz üzerinden işçi sınıfı davasına adayan bu yiğit devrimcinin anısı önünde bir kez daha saygıyla eğiliyoruz!


Üste