Logo

Öncü işçileri siyasallaştırma sorunu


Öncü işçileri siyasallaştırma sorunu

“Sınıf eksenli partiye geçiş”, diğer bir ifadeyle “partiyi proleterleştirme” hedefi II. ve III. parti kongrelerinin temel gündemleri arasındaydı. Bu hedef, partinin ideolojik, programatik çizgisi ve stratejik öncelikleriyle doğrudan bağlantılıdır. Zira devrimci sınıf partisinin tarihsel misyonunu oynayabilecek niteliğe ulaşması, ancak bu eşiği atlayabildiği koşullarda mümkün olacaktır.

Nasıl ki devrimci sınıf partisinin öncülüğünden yoksun kalan proletarya burjuvazi ile nihai hesaplaşmayı başarmazsa, maddi toplumsal zemini olan işçi sınıfıyla birleşemeyen bir komünist partisi de devrime önderlik etme misyonunu yerine getiremez.

Verili koşullarda işçi sınıfı bu birleşmenin tarihsel öneminin farkında olmasa da, komünistlerin bilinci bu konuda da berraktır. Dolayısıyla birleşme sürecinin başarıyla ilerlemesi, en azından şimdilik, sınıf devrimcilerinin bilinç, irade, kararlılık ve yaratıcılığına bağlıdır.

Bazı mevziler dışında sınıf hareketinin durgun olması, sözünü ettiğimiz tarihsel birleşme sürecinin verili koşullardaki nesnel zorluğuna işaret ediyor. Fakat bu zorluk, sınıfın öncüleri arasında partinin şiarlarına kulak kabartacak, dahası çağrısına yanıt verecek bir kesimin olduğu gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Hareketin durgunluğuna rağmen, örgütlenme girişimleri ve mevzi direnişlerin eksik olmaması, sınıf saflarında politikleşmeye eğilimli öncü potansiyelin varlığını göstermektedir.

Sınıf çalışmasında siyasal boyut

Sınıf çalışmasında ilk adımlar çoğu zaman çalışma koşulları, ücretler, zorunlu mesailer, hak gaspları, sosyal hakların yetersizliği veya yokluğu, sendikalaşma hakkının engellenmesi vb. sorunların teşhiri ve bunlara karşı mücadele çağrısıyla atılıyor. Yerel yayınlar, özgün araçlar, işçi toplantıları ya da işçilerle birebir ilişkilerde de benzer bir yöntem izleniyor.

İlk adımların somut sorunlar ve somut talepler üzerinden atılması doğal, hatta kaçınılmazdır. Ancak çalışmada ilk andan itibaren siyasal boyutun gözardı edilmemesi, sürece bağlı olarak da kapladığı alanın genişlemesi büyük önem taşır. Her çalışmada ilerici-öncü işçilerin en azından bir kısmıyla siyasal bağ geliştirmek, giderek bunu örgütlü düzeye çıkartmak tüm alanların somut hedefleri arasında yer alabilmelidir.

Unutulmamalıdır ki, siyasal boyuta taşınmayan sınıf çalışmasının/sınıf mücadelesinin reformizmi aşması mümkün değil. Ekonomik-demokratik taleplerle başlayan mücadele sömürü ve köleliğin tümüyle ortadan kaldırılması perspektifiyle ele alınmalı, eyleme geçen işçilerin, özellikle de öncülerinin bu bakışı kazanmaları için özel çaba sarfedilmelidir.

Vurgulamalıyız ki, deneyimler, öncü işçilerin bir kısmı politikleşmeden mevzi kazanmanın veya kazanılsa bile onu korumanın mümkün olmadığını, pek çok örnek üzerinden göstermektedir. 

Mesajı net vermek!

Seçilmiş hedeflere odaklanan sınıf çalışmasında ilk adımlarla birlikte sermaye iktidarının sınıf niteliği işçiler nezdinde deşifre edilmeye başlanmalı, işçi sınıfının siyasal alana da bağımsız sınıf kimliği ile çıkmasının önemi üstünde ısrarla durulmalıdır. İşçilerin gerici ideolojilerin etkisi altında olması, bu konuda tutuk davranma veya geri durmanın dayanağı olmamalıdır.

İlişkilerde sınıfın sorunları, sorunların kaynakları, olayları ele alışta şaşmaz bir sınıfsal vurgu, asıl olanın etnik/dinsel alt kimlikler değil sınıf kimliği olduğu öne çıkarılmalıdır. Yaşamın her alanında hissedilen sınıf çatışmaları ve bunların farklı yansımalarına dikkat çekilmeli, her kişilikli işçinin sınıfına yakışır bir tutum alma sorumluluğu ile hareket etmesi gerektiği, dolaysız bir şekilde dile getirilmelidir.

Tüm bunlar, sınıf kimliği asgari düzeyde yerleşmiş her işçiyle konuşulabilmeli, sınıfsal temelinden soyutlanarak ele alınan olayların anlaşılamayacağı, buna göre belirlenen tutumların kişiyi sömürücü sınıfların kuyrukçusu haline getireceği, sınıfın ilerici-öncü kesimine döne döne anlatılmalıdır. 

Bazen yaşanabilecek gerilimleri önlemek adına siyasal kimliğin açığa vurulması ve siyasal tartışmalardan geri durulması tercih edilebiliyor. Sınıf çalışmasında kalıcı ilişkiler ve mevziler kazanma çabasının verimini düşürmekten başka bir sonuç yaratmadığı için böyle bir tutumdan kaçınılmadır.  

Sınıfın öncüleriyle yaptığımız siyasal tartışmalarda sınıf kimliği, sınıf ideolojisi, sınıf siyaseti ve uygun anda devrimci sınıf partisi üzerinde durmaktan çekinmemek gerekir. İlişkilerin niteliğine bağlı olarak, partimizin çizgisini ortaya koymak ve mücadele için parti saflarını işaret etmekten geri durmamalıyız. Uygun koşulların oluşmasını sağlayıp, partiyi, programını, tüzüğünü en azından ulaşabildiğimiz ilerici-öncü işçilere tanıtabilmeli, zamanlamayı iyi yaparak bu bayrak altında mücadele etmeye çağırmalıyız. Sınıfı adına kaygı duyan, kapitalistlere ve onların düzenlerine karşı bir sınıf olarak mücadele etmenin gereği ve önemini kavrayan ilerici-öncü işçilere, parti saflarında mücadele etme sorumluluğu ile karşı karşıya olduklarını anlatmalıyız.

Kalıcı mevziler yaratmak!

Sınıf çalışmasında eşik atlamanın kalıcı mevziler kazanmak ve bunları yaygınlaştırmaktan geçtiği, partinin birçok temel metininde vurgulanmaktadır. Kalıcı mevziler yaratma, diğer bir ifadeyle partiyi sınıf içinde bir güç haline getirme konusunda, seçilmiş hedeflere yoğunlaşan soluklu, planlı bir faaliyet örgütlemenin önemi, parti saflarında kavranmış bulunuyor. Ancak bu kadarı yeterli değildir, sorun pratikte bu yönde somut adımlar atabilmektir.

Bu alanda somut mesafe katedebilmek, ilerici-öncü işçilerle kurduğumuz bağı siyasal boyuta taşıyabilmemize bağlıdır. Seçilmiş hedeflere odaklanan sınıf çalışması veya mevzi direnişlere müdahalelerde içeride sağlam dayanaklar yarabilmek kritik bir önem taşıyor. Bu ise sınıfın öncülerinin en azından bir kesimiyle siyasal bağ kurup bunu örgütlü düzeye çıkarmak anlamına geliyor. Aksi halde kalıcı mevziler yaratmak olası değildir. Zira sağlam dayanaklar yaratmadan kimi mevziler kazanılsa bile onları kalıcılaştırmak mümkün olmamaktadır. Sınıfın öncülerinin bir kesimini siyasal olarak da kazanmak, bu handikabın aşılmasına zemin hazırlayacaktır.

Sendikal bürokratik kasta karşı etkili mücadele

Benzer sorunlar sendikal mevziler yaratma mücadelesinde de karşımıza çıkıyor ki, bu hiç de şaşırtıcı değil. Zira fabrika veya işletmelerde mevzi tutmadan, sendikal alanda mevzi kazanmak mümkün değildir. Sendikal mevziden kastımız pazarlıklarla bir yerlere gelmek değil elbette. Tersine, taban örgütlülüğüne dayanarak, sendikaları sınıfın gerçek mücadele araçları haline getirmektir.

Sınıfın öncülerini siyasallaştırmak, sadece sermayeye değil, sendikalara çöreklenmiş bürokratik kasta karşı mücadelede de kritik bir yer tutar. Taban inisiyatifinin kendini gösterdiği yerde kapitalistlerin düşkün bürokratlarla kol kola girip saldırıya geçmeleri, bu gerçeğin fakında olmalarından kaynaklanıyor. Onlar asıl tehlikenin nereden geldiğini gayet iyi biliyorlar. İşçi sınıfının sırtına yapışan bu asalaklara karşı etkili bir mücadele, ancak sınıfın öncüleri siyasallaştığı yerde mümkün oluyor.   

Sermaye de onun hizmetindeki bürokratik sendikacı kast da sınıfa siyaset taşıyor. Ancak farklı araçlarla taşınan bu siyasetin her tarafından gericilik fışkırıyor. Sınıf devrimcilerinin, bu gerici kuşatmaya karşı çalıştıkları tüm alanlarda kendi siyasetlerini, davasını savundukları sınıfın saflarına taşımaları, bu konuda da kararlı ve iddialı olduklarını göstermeleri, ihmal edilemez görevlerdendir.   

Sınıf içinde kadrolaşmak, sınıfın öncülerini kadrolaştırmak!

Parti, her alanda olduğu gibi sınıf çalışmasında da yetkinleşmiş kadrolara ihtiyaç duyuyor. Yeni dönemin yüklenme halklarından birinin kadrolaşma olması bu ihtiyacın dolaysız sonucudur. Sınıf çalışmasında yetkinleşme noktasında ideolojik donanım ve devrimci kimlik ne kadar önemliyse, sınıf çalışmasının pratiğinde yoğrulup deneyim kazanmak da o kadar önemlidir.  Partinin sınıf çalışmasında yetkin kadro ihtiyacı bu alanda planlı, yaratıcı, uzun soluklu, mevzi kazanıcı bir pratik içinde bulunan parti militanları tarafından karşılanacaktır. Bu ihtiyaca yanıt verebilmek için, partili kadro ve militanların sınıfın öncülerini siyasallaştırıp bu alanda kalcı mevziler yarabilecek düzeye ulaşmaları, gelinen yerde bir zorunluluktur.

Bu süreci “sınıf çalışmasında kadrolaşırken, sınıfın öncülerini kadrolaştırmada yetkinleşmek” şeklinde tanımlamak da mümkündür. Sınıf çalışmasında kalıcı mevziler yaratmaya odaklanan kadroların yetkinleşmesi ve sınıfın öncülerinden parti saflarına kadrolar kazanması, sınıf çalışmasında sıçrama olanağının yaratılması anlamına da gelecektir. Bu, partinin temel yüklenme alanlarında kayda değer bir mesafe katetmesinin somut göstergelerinden biri olacaktır.

Partiyi proleterleştirmek, sınıfın öncülerini partilileştirmektir!

“Partiyi proleterleştirme” şiarı, sınıf çalışmasında kalıcı mevziler yaratmak ve sınıf içinden kadrolaşmak, başka bir ifadeyle sınıf zeminini güçlendirerek partinin geleceğini güvence altına almak anlamına geliyor. İşçi sınıfının çoğunluğunun politikleşmekten uzak veya gerici ideolojilerin etkisinde olduğu verili koşullarda hayati önem taşıyan bu hedefe ulaşmanın, sınıfın öncülerinden kadrolaşma dışında bir yolu bulunmuyor.

Sınıfın öncülerini parti saflarına kazanmadan “partiyi proleterleştirme” hedefine ulaşmak mümkün olmayacağına göre, her organ kalıcı mevziler kazanmaya odaklanan sınıf çalışmasında bu hedefi özel bir tarzda gözetmek durumundadır.

Kalıcı mevziler yaratma ve öncülerden kadrolaşma çabası, tek tek işçilerle ilgilenmeyi gerektirse de, çalışmanın kapsamı bunun çok ötesindedir. Sınıfın öncülerini siyasallaştırma çabası, ancak toplam faaliyetin siyasal araçlarıyla yapılacak paralel bir yüklenme ile sonuç verebilir. O halde her organ veya kolektif sınıfın sorunlarını sistemle, siyasal iktidarla bağını kurarak ele almalı, güncel siyasal gelişmeleri sınıfın gündemine taşımalıdır.

Öncüleri şahsında sınıfı siyasallaştırma sorununun taşıdığı önemi gözeterek faaliyeti planlayıp hayata geçiren parti organları, komiteleri, kadro ve militanları, araçları da etkin ve yaratıcı bir şekilde kullandıklarında, partinin bu temel yüklenme noktasında da mesafe katetmesini sağlayacaklardır.


Üste