Logo

Sınıf çalışmasında mevzi kazanmak


Sınıf çalışmasında mevzi kazanmak!

Sınıf çalışmasında somut mevziler kazanma hedefi/çabası komünistler için yeni olmamakla birlikte, III. Parti Kongresi’nin ilan ettiği “Sınıf eksenli partiye geçiş” süreciyle birlikte bu hedef, “anın görevi” olarak tanımlanmış oldu. Dolayısıyla artık her yerel parti örgütünün önünde sınıf çalışmasında mevzi kazanmak gibi üzerinde önemle durulması gereken somut bir görev de bulunmaktadır.

Gelinen yerde sınıf temelinde mevzi kazanmak, şu veya bu yerel çalışmada ulaşılan bir kazanım olmanın ötesinde anlamlar taşıyor. Zira devrimci bir sınıf hareketinin yaratılması, sendikaların çürümüş bürokrat takımından kurtarılıp esas misyonlarını yerine getirmesinin sağlanması, diğer bir ifadeyle sınıfın etkili mücadele araçları haline getirilmesi ve nihayet partinin proletarya ile organik bütünleşmesinin yolu, sınıf temelinde mevziler kazanmaktan, daha ötesi bu mevzilerin yaygınlaştırılıp korunmasından geçiyor.

Parti, önümüzdeki dönemde eşik atlama hedefini de güncel bir görev olarak saptamıştır. Kuşkusuz ki, bu hedefe bir değil birçok alanda alınacak mesafe ile ulaşılabilecektir. Eşik atlama politik önderliğe dayalı çalışma tarzının oturtulmasına, kadrolaşma alanında mesafe katedilmesine, illegal temelin güçlendirilmesine, ideolojik donanım yetersizliğinin giderilmesine, güçlü ve inisiyatifli yerel örgütlerin kurulmasına da bağlıdır. Ancak, diğer alanlarda alınacak mesafelerin sınıf temelinde somut mevzilerin kazanılmasıyla tamamlanıp pekiştirilmesi de şarttır. Bu aşamada sınıf içinde mevziler kazanmak diğer sorun alanlarının aşılmasına katkı sağlayacağı gibi, partinin diğer alanlarda güçlenmesi de, sınıf içinde mevzi kazanma mücadelesine yeni olanaklar sağlayacaktır.

Zorluklar-olanaklar diyalektiği

Sermayenin topyekün saldırısına rağmen sınıf hareketinin durgunluğu aşmakta zorlanması, sınıf çalışmasında mevzi kazanma hedefine ulaşmayı bazı bakımlardan zorlaştırıyor. Bu zorluk sınıfın ana gövdesi hareketsizken, bir bölüğünü kararlı, nispeten uzun soluklu bir mücadeleye sevk etme noktasında karşımıza çıkıyor. Sözkonusu zorluğu aşmak güç olsa da, olanaksız değildir.

Son yıllarda sınıf devrimcilerinin doğrudan önderlik veya müdahale ettikleri çok sayıda direnişin yaşanmış olması, sınıfın genelindeki durgunluğa rağmen, her zaman hareket halinde olan bölükler olduğunu gösteriyor. Sınıfın en azından bir kesiminin mücadele ve örgütlenme arayışı içinde olması, mevzi kazanabilmenin nesnel koşullarının varlığına işaret ediyor. Gerçekleşen mücadele/örgütlenme örnekleri halen sarsıcı etkiler yaratamıyor, ancak bu haliyle bile sınıfın mücadele dinamiklerinin kuvvetini göstermeye yetiyor.

Görünürde asalak kapitalistler lehine bir denge olsa da, bu uğursuz denge, artı-değer oranlarını arttırmak için yanıp tutuşan burjuvazi tarafından tehdit ediliyor. Diğer bir ifadeyle kapitalistler, sömürüye razı ettikleri işçileri rahat bırakmamakta, kölelik koşullarını daha da ağırlaştırarak “rıza”nın devamını bizzat kendileri dinamitlemektedirler.

Uzlaşmaz sınıf çatışmaları, sömürü ve kölelik düzeninin zorunlu kıldığı bu eğilimden besleniyor. Bundan dolayı dönemsel durgunluğa rağmen sınıfın bazı bölükleri her koşulda mücadele arayışlarını sürdürürler. Demek ki, işçi sınıfının burjuvaziye ve onun kokuşmuş düzenine karşı her koşulda öfke biriktirmesi de kaçınılmazdır. Nesnel tablo, sınıf çalışmasında somut kazanımlara ulaşmayı zorlaştıran bir durumda olsa da, aynı zamanda ağırlaşan sömürü ve baskıya karşı mücadele dinamiklerini de biriktirmektedir. Burada zorluklarla olanaklar bir ve aynı durumun iki farklı görünümü olarak karşımıza çıkıyorlar. Sistemin dayattığı sömürü ve kölelik koşulları bir yandan sınıfı mücadeleden uzak tutarken, öte yandan patlamaları hazırlayan öfkenin birikmesini de sağlar. İşte bu olgu, bir yanı zorluk alanı olan mevcut durumun, diğer yanının sınırsız olanaklar sunması anlamına da geliyor.

Hoşnutsuzluğu eyleme dönüştürmek

Sınıf hareketindeki durgunluk çalışma ve yaşam koşullarından memnuniyet duyulduğu anlamına gelmiyor. Sınıf kitleleri hoşnutsuz, ancak çeşitli sebeplerden dolayı bu tepkisini aktif bir şekilde yansıtamıyor. Burada tepki eyleme dönüşemediği için, verili durum zamanla kanıksanabiliyor. Tepkiyi eylem düzeyine sıçratma noktasındaki zorlanmanın temel nedenlerinden biri ise, sınıf saflarında yaygın olan özgüven/güven sorunudur. Bu durum, verili koşullarda her çalışmanın neden öncelikle güvensizliği aşması gerektiğini de anlatıyor.

İşçinin yaşadığı özgüven sorunu, yanındaki sınıf kardeşine güvensizlik şeklinde dışa vurur. Burada koşullardan memnun olmak veya mücadelenin gereksiz olduğuna inanmaktan çok, mücadelenin hakkını verebilme noktasındaki tereddütler baskın eğilimdir. Diğer bir ifadeyle, sistemin doğası gereği dayattığı kölece çalışma koşullarına tepki var, fakat bu tepki aktif eylem şeklinde kendini göstermiyor ya da göstermekte zorlanıyor.

Zorlanma sıkışmışlık haline, daha da ötesi kısır döngüye dönüştüğü yerde, çaresizlik baş gösterebilir. Bu tür çaresizlikte, pasif de olsa var olanı kabullenememe durumu var. Bir memnuniyetsizlik hali olmakla birlikte bu, henüz değiştirme bilinci, gücü ve iradesinden yoksunlukla belirgindir. Öfke henüz eyleme sıçramasa da, düzenin dayattığı yaşam biçimini kabullenememe hali, bir mücadele arayışının gündemde olduğuna işaret eder. Diğer bir ifadeyle öfke eylem alanına çıkmak için yol arıyor. Seçilmiş hedeflere odaklı sınıf çalışması, baştan beri öfkenin eylem alanına inmesi için uygun araç ve yöntemlerle yolu açma perspektifiyle örülmelidir. Faaliyetin başarısı, bir anlamda yolun açılıp açılmamasıyla kendini gösterecektir.

Yolun açılması önemli bir adım olmakla birlikte, görev bu noktada bitmiyor. Mücadele arayışının pratik bir tutuma/eyleme dönüşmesi için muhatap olunan sınıf bölüğüne mücadele içinde güven verebilmek de gerekiyor. Güveni sağlamanın etkili yoluna gelince, bu, süreci titizlikle örgütlemek, hedefe odaklanmak, patrondan gelebilecek saldırılara hazırlıklı olmak, işçileri buna hazırlamak ve atılan ilk adımlarla birlikte belli başarılara imza atmayı da gerektiriyor.

Çalışmaya çok yönlü bir hazırlıkla başlamak

Her alanda olduğu gibi sınıf çalışmasında da talepler somut, hedefler net olmalı, dolayısıyla mücadelede harcanan emeğin amacı konusunda bir muğlaklığa yer bırakmamak esas olmalıdır.

Sınıf çalışmasında doğal olarak öncelikli hedef örgütlenme komitesi, mümkünse komiteleri oluşturmaktır. Koşullar elverdiği ölçüde bu komitelere katılımda güvenilirlik ve kararlılık konusunda hassasiyet göstermek, kararlık noktasında tereddütlü kişileri bunun dışında tutmak, süreci başarıyla geliştirmeyi kolaylaştırır.

Dayanak olan güçleri iyi tanımak, ileri ve geri yönlerini bilmek, olaylardan nasıl etkilenebileceklerini öngörmek/sezmek, buna hazırlıklı olmak, ihmal edilmemesi gereken önemli hususlardandır. Özellikle öncüler şahsında tereddütleri önlemek, herşeye rağmen böyle bir eğilime kapılanlar olduğunda buna karşı önlem almak, mücadelenin başarısı açısından kritik önemdedir. Olası tereddütlere karşı tetikte olmak, mücadele bir kez başladıktan sonra kararlılığı elden bırakmamak da özel bir önem taşır. Yalpalayanlar olursa eğer, sonuçlarına katlanmayı göze alarak, böylelerini komitelerin dışında tutmak isabetli bir tercih olacaktır.

Unutulmamalıdır ki, kritik anlarda sergilenen hata veya zaaflar mücadelenin yenilgisine yol açabilir. Bu hatalar özellikle de işçilerin kazanabilme inancını/umudunu zayıflatan cinstense…

Başta öncüler olmak üzere mücadeleye katılan işçilerin çeşitli araç ve etkinliklerle bilinçlendirilmesi, belli hedeflere bağlı işler/görevler saptanması, hem boşluk oluşmasını hem umutsuzluğun boy verme riskini azaltır. O halde çalışma, öncü işçilerle birlikte yapılan somut planlamalarla ilerlemeli, duruma göre mücadeleye katılan tüm işçileri de kapsayabilmelidir. Planlama, uygulama ve denetim süreci yine öncü işçilerle birlikte işletilmeli, sürece katılan her işçinin kendini mücadelenin öznesi olarak hissetmesi sağlanmalı, bu bilinçle hareket etmesi teşvik edilmelidir.

Süreç fiilen başladığında, bir anlamda ok yaydan çıkmış oluyor. O halde karar anı geldiğinde tereddüt etmeden harekete geçmek, propaganda ve ajitasyonda dillendirilen şiarlara uygun davranmak, partiyi temsil eden sınıf devrimcilerinin söz ve eylem birliği konusundaki tutarlılık ve ciddiyetlerini pratiğin içinde ortaya koymaları büyük bir önem taşır. Başta öncüler olmak üzere hedef işletmedeki tüm işçiler de, mücadele sertleştiğinde, mensup oldukları sınıfa yakışır bir duruş sergileyerek, mücadelede kararlılık göstermeye çağırılmalıdır.

Kazanabilme inancı ve kararlılığının diri tutulması ve buna bağlı olarak dağılmalara yol açabilecek umutsuzluk ruh halinin yayılmasına meydan verilmemesi, bir diğer önemli noktadır.

Unutulmamalıdır ki, kazanabilme inancı işe dört elle sarılmayı sağlarken, bu umudun yitirilmesi işlerin savsaklanmasına, planların boşa düşürülmesine, giderek güven atmosferinin yitirilmesine yol açabilir ki, bu, çalışmanın başarısızlığı anlamına da gelir. O halde sınıf devrimcileri ile öncü işçilerin mücadeledeki kararlılıklarıyla da örnek olmaları, bu konuda da sınıf kitlelerine yol göstermeleri, diğer bir ifadeyle umudu diri tutmaları şarttır. Kapitalistlere karşı mücadelede kazanmanın temel koşullarından biri de budur.

Kalıcı mevziler için yüklenmek

İşaret ettiğimiz mücadele arayışının pratik eyleme dönüşmesi noktasında sınıf adına başarılı mücadele örneklerinin yaratılması, mevcut koşullarda özel bir önem taşıyor. O halde sınıfın kazanımıyla sonuçlanmış çatışma örneklerine büyük bir ihtiyaç vardır.

Deneyimler, bir sanayi sitesi veya OSB’de başarıyla sonuçlanmış çatışmaların örnek oluşturduğunu, bu örneklerin işçilerde başarabilme inancını pekiştirdiğini ve yaşanan deneyimden öğrenerek mücadeleye atılma eğilimini güçlendirdiğini gösteriyor. Bu olgu, başarıya ulaşmış mücadele örneklerinin, diğer bir ifadeyle sınıf temelinde kazanılmış mevzilerin taşıdığı büyük öneme işaret ediyor. Zira başarılı örneklerin yayılması, sınıfın kazanma umudunu güçlendirecek, özgüveni arttıracak, biriken öfkeye mücadele kanalı açacak, daha da önemlisi sınıf hareketinin içine sıkıştığı cendereyi parçalamasını sağlayacak süreci de hızlandıracaktır.

Vurgulamak gerekiyor ki, sadece mevzi kazanmak değil, aynı zamanda koruyabilmek de gerekiyor. Deneyimler, kararlı öncüden yoksunluğun kazanılan mevzileri korumayı zorlaştırdığını, ciddi bir saldırı gündeme geldiğinde ise kaybedildiğini gösteriyor. Çatışmaya giren sınıf bölüklerinin, en azından öncülerinin bir kısmını politikleştirip mücadelede kalıcılaştırmak, hem mevzi kazanmak hem kazanılan mevzileri korumak açısından da belirleyici önemdedir.

Sınıf lehine sonuçlanmış çatışma örneklerine dayanarak yeni mevziler yaratma perspektifiyle süreci örgütlemek bir diğer önemli noktadır. Suskunluk/durgunluk güvensizliği beslerken, mücadele bu illetin panzehiridir. Dolayısıyla güvensizliği mücadele ile bizzat hayatın içinde kırmak, hem sınıf hareketinin önünü açmak hem partinin sınıf içindeki mevzilerini çoğaltmak için etkili bir yoldur.

Önümüzde hedef fabrikalar üzerinde faaliyeti yoğunlaştırmak, koşulları zorlayarak içeriden konumlanmak, seçilen hedefleri farklı yönlerden kuşatmak, güç, imkân ve araçları mevzi kazanmaya odaklı çalışmanın ihtiyaçlarına göre seferber etmek, var olanla yetinmeyip, yeni olanaklar yaratarak mevziler kazanmak ve korumak görevi durmaktadır.


Üste