Logo
< Partimizin düşünen önderleri savaşan neferleri -II

Haklılığımızı işçi sınıfının sarsılmaz ideolojisinden alıyoruz!


TÜPRAŞ işçilerine...

Haklılığımızı işçi sınıfının sarsılmaz ideolojisinden alıyoruz!

 

Merhaba;

Öncelikle sizlerin, örgütlülüğünüzün gücüyle verdiğiniz onurlu mücadelenizi selamlıyor, başarılar diliyorum. Sizler, yaşanan hak gasplarına, kölece çalıştırılmasonucunda verilen sefalet ücretlerine mahkum edilmeye, patron ve onun uşağı olan şeflerimiz tarafından ezilerek, hakarete uğrayarak çalıştığınız her günün bir işkenceye çevrilmesine artık dur demek, insanca çalışma koşulları yaratmak için sınıf gücünüzü bilince çıkararak haklı bir mücadele veriyorsunuz. Ve verdiğiniz bu mücadele ile diğer sınıf kardeşlerinize de yol göstericilik yapıyorsunuz. Verdiğiniz mücadelenin haklılığı, sonuna kadar direnip haklarınızı kazandığınızda kanıtlanacaktır. Sizlere tekrar, verdiğiniz mücadelede başarılar diliyor, sınıf gücünüzden aldığınız direngenlik ve bilinçle sonunda kazanacağınıza inanıyorum.

Sizlere yazma nedenime geçmeden öncelikle kendimi tanıtayım. İçinde yaşadığımız bu baskıcı ve sömürüye dayalı sisteme karşı, ezilenin, bir köleden farksız muamele görerek yaşamaya mahkum edilen işçi ve emekçilerin saflarında yer alarak, insanın insanı sömürmediği, haksızlıkların yaşanmadığı, herkese köle değil insan gibi davranıldığı özgür ve eşit bir dünya mücadelesi verdiğim için bu düzen tarafından “suçlu” görülerek tutsak edilen bir sınıf devrimcisiyim.

Bugün düzen sizlere, işçi sınıfına, nasıl özelleştirmeleri, işsizliği, sefaleti, yoksulluğu, kölece çalışma koşullarını dayatıyor, en meşru haklarını kullanarak greve giden işçilerin grevlerini erteleyerek aslında yasaklıyorsa, işte bu aynı düzen, aynı kokuşmuş sistem biz devrimci tutsaklara da F tipi adı altında hücreleri dayatıyor. Aslında amaç tek, kendisine muhalif olan, onu tarihin çöplüğüne göndererek yerine işçi-emekçi iktidarını yani sosyalizmi kurma mücadelesi veren devrimicilerden başlayarak, ilk önce onları F tipi hücre cezaevlerine koymak, daha sonra, şimdiden uygulamasına başladıklları işçi ve emekçilere yönelik saldırı dalgasıyla (bunlar özelleştirmeler, esnek üretim, sendikasızlaştırma, sosyal hakların gaspı vb.) sadece devrimci tutsakların değil toplumun tüm ezilen kesiminin yaşamlarını hücreleştirmektir. Herşeyde kendi çıkarını düşünen bu baskı ve sömürü düzeni yine kendi sınıfının çıkarlarını düşünüyor. Bu tekelci sermaye devleti ve düzeni ne sizi ne bizi, yalnızca nasıl daha çok kâr elde edebileceğini düşünüyor. İşte bu kâr hırsı sonucunda bizlere böyle insanlık dışı koşulları dayatıyorlar.

İşçi arkadaş!

İşte gördüğün gibi senin sorunlarınla bizim sorunlarımız görünürde farklı olabilir ama özünde bir. Bu kokuşmuş düzen önce bizi, sonra da sizi teslim almak istiyor. Bizler bugüne kadar hiçbir şekilde teslim olun dayatmalarına boynumuzu bükmedik, buna karşı sürekli mücadele verdik ve bugüne kadar da görülmemiştir bizlerin teslim olduğu. Çünkü biz haklıyız. Haklılığımızı ise işçi sınıfının sarsılmaz ideolojisinden ve pratiğinden alıyoruz.

İşte bizler, bu haklılığımızla hareket ederek sermaye devletinin F tipi cezaevi uygulamasına karşı hücrelerin kapatılması, Üçlü Protokol’ün iptal edilmesi, DGM’lerin kapatılması, değişik tarihlerde Buca, Ümraniye, Diyarbakır, Ulucanlar, Burdur hapishanelerinde arkadaşlarımızın ölümlerinden ve ağır yaralanmasından sorumlu olanların yargılanması talepleriyle 20 Ekim tarihinden itibaren TKİP, TKP(ML) ve DHKP-C’li tutsaklar olarak, şu günlerde Ölüm Orucu’na çevrilen Süresiz Açlık Grevi direnişini başlatarak bedenlerimizi ölüme yatırdık. Bizler kararlıyız, geçmişte olduğu gibi bugün de bedeller pahasına bu saldırıyı püskürteceğiz. Ama bedelleri daha aza indirmek sizlerin ellerinde. Sizler tam da burada bizlerin bu mücadelesini sahiplenmeli ve destek olmalısınız. Saldırı tek, sorunlarımız ortak, ......... ........ ortak diyorsak mücadelemiz de ortak olmalıdır.

Bu saldırıyı püskürtme mücadelesinde bizlerin, devrimci tutsakların yanında olacağınıza inanıyor ve desteğinizi bekliyoruz.

Saygılarımızla...

Hatice Yürekli
Ulucanlar Cezaevi

(Not: Mektupta ...  biçiminde boşluk olarak bırakılan yerler, cezaevi idaresi
tarafından üzeri çizilen ve okunamayan ifadelerdir… )


Üste