Logo
< Partimizin düşünen önderleri savaşan neferleri -II

Ölümüne sevdalı bir yürek!


 

Ölümüne sevdalı bir yürek!

 

Aradan tam bir yıl geçti. Bak yine yanıbaşındayız. Yoldaşların, ailen ve dostlarınla birlikte... Bir de üç çocuk... Çocuksu bakışlarıyla etrafı kolaçan edip ne olduğunu anlamaya çalışıyorlar. Sorular sorarak herşeyi öğrenmek istiyorlar. Çocuksu yürekleriyle...

Ölüm Orucu’nda ölümsüzleşmenin yıldönümünde mütevazi bir anma yaptık.

Senin şahsında devrim şehitleri için bir dakikalık saygı duruşu yapıldı. Kısa bir konuşmadan sonra çok seveceğin “Direnç çiçekleri” isimli şiir okundu. Pamuk tarlalarından, atölyelerden, fabrikalardan direnç çiçeklerini getirdik. Serpiştirdik etrafına, yeniden boy versin diye!.. Diğer siper yoldaşlarının mezarlarına uğrayarak, onlara da bıraktık.

Evet, baharın toprağı uyandırdığı 21 Mart’ın Newroz’unda Cengiz Soydaş bedenini namluya sürerek ateşledi ilk kurşunu. Ardından diğerleri... Ve sen 18. şehidimiz oldun. Partimizin ilk kadın şehidi... Kalın harflerle yazdırdın ismini tarihe...

Habip ve Ümit yoldaşların belirttiği gibi; “eğilererek yaşamaktansa ayakta ölmeği yeğleriz.” Senin de belirttiğin gibi; “Bu yanıyla emeğe saygı, insana saygı bu direnişe omuz vermeyi gerektiriyor. Sadece kendimiz için değil, yaşamı köleleştirilmiş milyonlarca işçi ve emekçinin haklı davasını savunmak için direniyoruz.” Birbirini tamamlayan bu sözler, devrime, sosyalizme ve partiye olan bağlılığın ifadesidir. Diğer bir deyişle, düşündüğü gibi yaşamak, idealleri uğruna tereddüt etmeden ölüme gitmek...

Denebilir ki, yaşamak dururken ölüm de neyin nesi? Bizler ölümü kutsamıyoruz. Yaşanılası bir ülke, bir dünya için ölüm bizim için en son seçenektir. Çünkü bizler, Kemal Pir’in söylediği gibi, “yaşamayı uğruna ölecek kadar çok seviyoruz.” Bunun için bir boran fırtınası tutuşturduk, yaşamaya bu kadar sevdalı iken... Çocuklarımıza, tarihin ilerleyen kuşaklarına bunu nesiller boyu aktararak... Nasıl bizler direniş destanları ile büyümüş isek, torunlarımız da anlayacak onurlu Ölüm Orucu Direnişimizi.

Bak Filistin’e! İşgale ve soykırıma karşı halk et-tırnak gibi bütünleşmiş, yeniden bir direniş destanı yazıyor. Toprağı talan edilen, yok edilmek istenen bir halkın başta emperyalizm olmak üzere İsrail siyonizmine başkaldırısıdır bu. Tüm dünya halklarına ayağa kaldıracak şekilde direniyor Filistin halkı. Özgür geleceğini kazanmak için ölmek zamanıdır Filistin’de.

Dünyada emperyalist sömürüye ve kapitalist barbarlığa karşı işçiler ve emekçilerin eylemleri yayılarak sürüyor. Henüz istenilen düzeyde olmasa da... Ülkemizde de başta İMF-TÜSİAD saldırı paketleri olmak üzere faşist teröre karşı eylemler yapılıyor. Filistin halkı ile dayanışma gösterileri gerçekleştiriliyor.

Evet sevgili yoldaşım! Sana dünya işçi sınıfının selamlarını getirdim. Senin selamını da 1 Mayıs’ta, işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma gününde haykıracağım. Devrettiğin kızıl bayrağı gönderde dalgalandıracağız.

Bundan hiç kuşkun olmasın.

R. Deniz
Nisan 2002


Üste