Logo

TKİP'nin 12. Yılı etkinliği: Parti örgütlerinden gelen mesajlar...


12. Yıl etkinliği: Parti örgütlerinden gelen mesajlar...

TKİP Türkiye’nin devrimci geleceğine hazırlanıyor!


Merhaba dostlar, merhaba yolda
şlar!

Emperyalist-kapitalist dünya sistemine karşı işçi sınıfının kızıl bayrağını göndere çeken Rus proleterlerinin şanlı zaferi olan Ekim Devrimi 93, Türkiye işçi sınıfının öncüsü, özlemlerimizin kurmayı Türkiye Komünist İşçi Partisi 12 yaşında. Bu vesileyle düzenlemiş olduğunuz etkinliği proletaryanın başkentinden umut ve coşkuyla selamlıyoruz.

Dostlar!

Emperyalist-kapitalist sistem ekonomik, sosyal ve siyasal boyutları olan çok yönlü bir kriz içinde debeleniyor. Barbarlık düzeninin insanlığa ödettiği fatura her geçen gün büyüyor. Kapitalist düzenin merkezlerinde de işsizlik ve yoksulluk boyutlanıyor. Sokaklarda yaşayanların sayısı giderek artıyor. İşçi ve emekçiler barınaksızlık, işsizlik ve açlığın pençesinde çırpınıyor. İnsanlığı uçurumun eşiğine getiren kapitalizmin karanlığı dünyanın dört bir köşesine çökmüş durumda.

Bu karanlığın en koyu olduğu coğrafyalardan biri de yaşadığımız ülkedir. Emperyalist efendileriyle etle tırnak gibi kaynaşmış bulunan sermaye devleti, emekçi milyonlara kan kusturuyor. İşçi ve emekçiler katmerli bir sömürü çarkının dişlileri arasında ezilirken, Kürt halkına yönelik saldırganlık sürüyor.

Bugün her bakımdan büyük bir iflası yaşayan düzen, işçi ve emekçilere açlık ve sefaletten başka bir şey sunamamakta, Kürt halkı açılım aldatmacası eşliğinde saldırılarla yüzyüze kalmaktadır. Bu tablo da göstermektedir ki, kapitalist barbarlığın insanlığa verecek hiçbir şeyi kalmamıştır. Kısacası, kapitalizmin aşılması gerektiği gerçeği bugün her açıdan kendisini daha yakıcı bir şekilde hissettirmektedir. Bugün artık “tarihin sonu” değil ama kapitalizmin çaresizliği ve sonu tartışılmaktadır. Sosyalizm ise insanlığın tek ve gerçek kurtuluş yolu olarak, tüm gerçekliğiyle karşımızda durmaktadır.

Fakat biliyoruz ki, kapitalizmi yıkmak ve sosyalizmi zafere ulaştırmak için öncelikle yeni Ekimler’in partisine ihtiyacımız var. Türkiye işçi sınıfı ve emekçileri bugün böyle bir partiye sahiptir. Enternasyonal proletaryanın kızıl bayrağını Türkiye coğrafyasından yükselten TKİP, 12. mücadele yılını geride bıraktığı bu günlerde, işçi sınıfının tarihsel devrimci eylemini zafere ulaştırmak için güne yüklenerek geleceğe hazırlanmaya devam ediyor. Yeni bir toplumsal mücadeleler dönemine girdiğimizin açık bilincine dayanan bu hazırlıklar çerçevesinde bugün öne çıkan “sınıf eksenli partiye geçiş”tir. Önümüzdeki mücadele dönemine işçi sınıfının damgasını vuracağı kesindir. Bir dizi çelişki ve çatışmanın bağrında düğümlendiği Türkiye topraklarında partimiz işçi sınıfının pratik ve siyasal önderliğini adım adım inşa etmektedir, tüm çabası ve enerjisi bu yöndedir. Devrimci sınıf, devrimci teori, devrimci örgüt bütünlüğüne yaptığı vurgu ile partimiz, sınıfı partiye kazanma, partiyle devrimi örgütleme eksenli çalışmasına büyük bir azim ve coşkuyla devam etmektedir. Türkiye işçi sınıfını devrimimizin kızıl bayrağı altında birleştirmek için var gücüyle çalışmaktadır. İnsanlığın yeni Ekimler’e ihtiyaç duyduğu bir tarihsel dönemde böyle bir partinin varlığı, Türkiye’nin devrimci geleceği açısından çok büyük bir olanaktır.

Partimizin 12. yılını coşkuyla selamlıyor, yeni mücadele yıllarında buluşmak dileğiyle yoldaşlarımızı ve dostlarımızı bir kez daha selamlıyoruz.

TKİP İstanbul İl Komitesi

 

Sınıfın, devrimin ve sosyalizmin partisi!

Merhaba yoldaşlar, merhaba kavga dostları!

Bizler sermayenin başkenti Ankara'da sosyalizmin kızıl bayrağını dalgalandıran komünistler olarak “Ya kapitalist barbarlık, ya sosyalizm!” şiarı ile düzenlenen parti gecemizi ve siz katılımcılarını olanca coşkumuz ve devrimci duygularımızla selamlıyoruz.

Dostlar, yoldaşlar!

Krizler içerisinde debelenen emperyalist-kapitalist sistemin dünyamızı topyekun olarak yıkıma sürüklediği bir tarihsel süreçten geçiyoruz. Bugün emperyalist işgal ve savaşların dizginlerinden boşaldığı, yeryüzünün tüm zenginlikleri bir avuç asalağın elinde toplanırken milyarlarca insanın açlık ve sefalete mahkum edildiği, doğal zenginliklerin ve kaynakların burjuvazinin kar hırsı ile barbarca yağmalandığı, doğanın acımasızca tahrip edildiği bir dünyada yaşıyoruz. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı bu tablonun tüm ağır bedellerini de döne döne biz işçi ve emekçiler ödemektedir. Zira emperyalist savaşlarda kanı akıtılan, sömürü çarkları içerisinde emeği yağmalanan, bunalımların faturalarını omuzlayan, bir dilim ekmeğe, bir bardak temiz suya ve başını sokacak bir konuta dahi muhtaç kalan bizleriz.

Bütünlüğü içerisinde ele alındığında bu tablo, işçi sınıfı, emekçi kitleler ve tüm yeryüzünün geleceği açısından sosyalizmin güncelliğini, yaşamsallığını ve yakıcılığını gözler önüne sermektedir.

Önümüzde geleceğimiz ve kurtuluşumuz açısından tek bir seçenek durmaktadır; bu seçenek sosyalizmdir. Zira savaş ve yıkımların son bulacağı, zulmün ve sömürünün olmadığı, her türlü eşitsizliğin ortadan kalktığı bir dünya ancak ve ancak sosyalizmle mümkün olacaktır.

İşte biz komünistler 23 yıllardır bunun bilinci ile savaşmakta, işçi sınıfı ve emekçi kitleleri sosyalizm davasına kazanmak için var gücümüzle mücadele etmekteyiz. Her türlü baskı, zulüm ve engellemelere rağmen yılmaksızın devrim ve sosyalizm bayrağını bu topraklarda dalgalandırmaktayız. Biliyoruz ki, kan ve sömürü üzerine kurulu olan kapitalist sömürü düzeni insanlığın gelişimi ve geleceği önündeki en büyük engeldir ve yeni Ekimler ile aşılmak zorundadır.

Yoldaşlar,

Devrim ve sosyalizm hedefli tarihsel yürüyüşünde 13. kavga yılına girmekte olan partimiz TKİP'nin çizgisi, bu topraklardan yükselen militan bir savaş çağrısıdır. Geçmişin devrimci eleştirel bir zeminde aşılmasının ürünü olan partimiz, önceki devrimci kuşakların bıraktığı devrimci değerlerle birlikte onyılların emeği ve birikimi üzerinden şekillenmiştir. Geride kalan yol, kan ve can bedeli yürünmüş, sayısız sınav ve sınanmadan geçilmiş, bu uğurda bedeller ödenmiş, şehitler verilmiş ve bugünlere gelinmiştir. Deyim yerindeyse, çizgimiz ve parti örgütümüz, zor dönemlerin örsünde dövülmüş, çelikleşmiştir.

Yoldaşlar; insanlığın ve dünyamızın geleceği açısından her birimizin önünde, sınıfı devrim ve sosyalizm davasına kazanma, çizgimizi sınıf ve emekçi kitleler içerisinde maddi bir güce dönüştürme, partiyi ve devrim davasını her alanda ve her açıdan büyütme görev ve sorumluluğu duruyor.

Bir kez daha bu sorumluğun bilinci ve coşkusu ile savaşan komünistler olarak sizleri Ankara'dan selamlıyor, partimizin 13. mücadele yılına girmesi vesilesi ile düzenlenen gecemizin başarıyla geçmesini temenni ediyoruz. Geçtiğimiz yıl Kasım ayında partimizin ve sosyalizmin şiarlarını emekçi kitlelere taşırken şehit düşen Alaattin Karadağ yoldaş şahsında tüm parti ve devrim şehitleri huzurunda saygıyla eğiliyoruz.

Yaşasın devrim ve sosyalizm!

Yaşasın sınıfın, devrimin ve sosyalizmin partisi TKİP!

Parti ve devrim şehitleri ölümsüzdür!

TKİP Ankara İl Komitesi

Gelecek her yerde sosyalizmindir!

Avrupa’nın dört bir yanı grevlerle sarsılırken, “Ya kapitalist barbarlık ya sosyalizm!” şiarı ile düzenlediğiniz parti gecesini devrimci coşku ve kararlığımızla selamlıyoruz. Gecemizin hazırlanmasına emek harcayan tüm yoldaşları kutluyor ve dostlarımıza hoşgeldiniz diyoruz.

Kapitalizmin işçi ve emekçilere savaş, sömürü ve yıkımdan başka bir şey getirmediği ve getiremeyeceği her geçen gün daha iyi görülmektedir. Bugün dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler kapitalizmin sonu gelmez yıkımına karşı mücadele etmekte, başka bir dünya istemektedirler. Bilim ispat etmiş ve tarih göstermiştir ki, kapitalist yıkım ve barbarlığın tek gerçek alternatifi sosyalizmdir. Yalnızca sosyalizm, onun yüzyıllardır yarattığı tahribat ve felaketi ortadan kaldırabilir, insanlığı gerçek bir kurtuluşa götürebilir.

“Ya barbarlık içinde çöküş ya sosyalizm!” İnsanlığın önündeki bu ikilem er ya da geç çözülecektir. Bugün kapitalizm sorgulayan milyonlar giderek yüzünü sosyalizme dönecektir. İnsanlık, devrimci proletaryanın yol gösterici önderliği altında, kapitalist barbarlıktan kurtulmayı olanaklı kılan tek gerçek çözüme, sosyalizme yürüyecektir. Sarsılmaz bir inançla bilmekte ve görmekteyiz ki, gelecek her yerde sosyalizmindir!

Sosyalizm kazanacak, tüm dünya emeğin olacak!

Ya barbarlık içinde çöküş ya sosyalizm!

TKİP İzmir İl Komitesi

 

İşçi sınıfı partisiyle artık çok daha güçlü!

Partimizin 12., şanlı Ekim Devrimi’nin 93. yılını tüm devrimci coşkumuzla selamlıyoruz!

İçinden geçtiğimiz tarihsel süreç, emperyalist-kapitalist sistemin dünya işçi sınıfına ve ezilen mazlum halklara yaşattığı barbarlık düzenine tanıklık etmektedir. Lakin işçi ve emekçi eylemleriyle ısınan dünyanın sokakları da göstermektedir ki, rüzgar ekenler fırtına biçmektedirler. Emperyalist-kapitalist sistem, ebedi yok oluşa giden bir yoldadır artık. Kendi mezarı kazılırken çıkan sesleri duyar gibi dinlemektedir işçi sınıfının ayak seslerini. Evet, bir hayalet dolaşmaya devam etmektedir kapitalizmin metropollerinde. Komünizm hayaleti!

Kapitalist düzenin Türkiye cephesindeyse yerli işbirlikçiler benzer bir akıbetin korkusuyla irkilmektedirler. Türkiye işçi sınıfının, Türk ya da Kürt, Alevi ya da Sünni, Laz ya da Çerkez hiçbir ayrıma takılmadan bir sınıf olarak ayağa kalkmasının korkusunu yaşamaktadırlar. O günler yakındır çünkü. Türkiye işçi sınıfı, kaderini bir avuç para babasının yazdığı çaresiz bir sınıf değildir artık. İşçi sınıfı artık partisiyle daha güçlüdür.

12 yılı geride bırakan TKİP, zor dönemlerden güçlenerek çıkmış, bugünlere gelmiştir. Her yönüyle çürümüş bu düzeni yıkmak ve sosyalizmi gerçekleştirmek için, işçi sınıfıyla devrimci temellerde örgütlü birliğini ilmek ilmek örmektedir.

Bizler de, sınıfı devrimci hedef ve amaçlar doğrultusunda kazanmak için üzerimize düşen sorumlulukla mücadele bayrağını Çukurova’dan dalgalandırıyoruz. Partimizin 12. yılını  karşılıyor olmanın onurunu yaşıyoruz.

Mustafa Suphiler’den, Denizler’den, Mahirler’den, İbrahimler’den bugüne yaratılan devrimci gelenek partimiz tarafından güvenceye alınmıştır. Devrimci önderlerin ektiği ihtilal tohumları filizlenmeye devam etmektedir. Artık hiçbir gücün bu filizleri budamaya gücü yetmeyecektir. Çünkü bu filizler parti parti büyümektedir. Devrim davamızın mayası tutmuştur. Habibler’ce, Ümitler’ce, Haticeler’ce, Hüseyinler’ce, Alaattinler’ce büyümektedir işçi sınıfının devrim davası.

Sermaye sınıfı bin bir yalan ve hileyle saltanatını ayakta tutmaya çalışadursun, modern silahlarla öldürücü kuvvetlerini donatadursun, nafiledir. Çünkü Rosa Luxemburg’un katledilmeden önceki son yazısında bu sömürü düzeninin sahiplerine haykırışı gerçek olacaktır: “Sizi budala zaptiyeler! Sizin ‘düzen’iniz kumdan inşa edilmiştir. Yarın devrim bir kere daha ayağa kalkacak ve trompet sesleriyle haykıracaktır: “Vardım, varım, hep varolacağım!”

Yaşasın Türkiye Komünist İşçi Partisi!
Yaşasın devrim ve sosyalizm!
İşçi sınıfı savaşacak, sosyalizm kazanacak!

Adana'dan Komünistler


TKİP Yeni Ekimler yaratma iddiasının adıdır!

Değerli dostlar ve yoldaşlar!

Büyük Sosyalist Ekim Devrimi'nin 93., Yeni Ekimler'in Partisi TKİP'nin 12. yılında “Ya kapitalist barbarlık ya sosyalizm!” şiarıyla düzenlemiş olduğunuz etkinliği, devrime ve sosyalizme olan sarsılmaz inancımız, partimize olan derin bağlılığımızla selamlıyoruz.

Emperyalist-kapitalist sistem derin bunalımlar içerisinde debelenmeyi sürdümektedir. Dünya ölçeğinde milyonlarca işçi ve emekçi için açlık, yoksulluk ve sefalet üretmeye devam eden kapitalist sömürü düzeni, derinleşen krizinin faturasını da yine işçi ve emekçilere ödetmeye çalışmaktadır. Ücretli emek sömürüsü ve artı-değer yağması ile sömürü çarklarını döndüren kapitalizmde servet-sefalet kutuplaşması her geçen büyümekte, emek-sermaye çelişkisi her geçen gün daha da keskinleşmektedir. Sonu gelmeyen emperyalist işgalleri kardeş halkların birbirine kırdırıldığı gerici savaşlar, ağır doğa tahribatını ardı arkası kesilmeyen çevre felaketleri izlemektedir.

İşte böylesi bir dönemde, “Ya kapitalist barbarlık ya sosyalizm!” ikilemi çok daha belirgin biçimde bizlerin karşısında durmaktadır. İnsanlığın özgür yarınlarına giden yolda, işçi ve emekçiler için baskı, sömürü ve kölelik anlamına gelen kapitalist barbarlık yıkılmayı beklemektedir! Gençlik kitleleri için geleceksizlik, emekçi kadınlar için çifte sömürü, ezilen halklar için imha, inkar ve asimilasyon demek olan bu sömürü düzeni tarihin çöplüğüne yollanmayı beklemektedir! 

93 yıl önce gerçekleşen Büyük Ekim Devrimi ise, dünya proletaryasına ve ezilen halklara bugün de izlenilmesi gereken yolu çok net bir biçimde göstermektedir. Bu yol devrimdir, bu yol sosyalizmdir!

İşçi sınıfının devrimci bir program etrafında birleşerek sömürü çarklarını kırdığı Büyük Sosyalist Ekim Devrimi, aynı zamanda proletarya ile et ve tırnak gibi kaynaşan sınıf partisinin de adıdır. Burjuva sınıf egemenliğine karşı örülecek pratik mücadeleyi devrimle taçlandıracak partinin bu topraklardaki adı ise, çok açıktır ki TKİP'dir.

Öyle ki, daha önce de vurgulandığı üzere; partimizin “ideolojik-ilkesel temeli nettir, stratejik doğrultusu açıktır, programı dostun düşmanın gözleri önünde göndere çekilmiştir.”

“Proleter dünya devrimi ordusunun Türkiye cephesindeki öncü müfrezesi TKİP”, dünya genelindeki emperyalist-kapitalist zincire bu topraklardan vurulacak kalıcı darbeyi örgütleyecek yegane güçtür. Ve TKİP, burjuva devlet aygıtını tüm kurumlarıyla parçalayarak proletarya iktidarını kuracak ve devrimin bayrağını burjuvazinin kalbine saplayacak biricik partidir.

Yoldaşlar!

Alaattin Karadağ yoldaşımızın polis tarafından sokak ortasında kurşunlanarak katledilişinin birinci yıldönümü de yaklaşıyor. Bir yandan Partimizin 12. yıl coşkusunu yüreğimizde büyütürken, öte yandan Alaattin yoldaşımızı katleden sermaye devletine dönük sınıf kinimizi ve öfkemizi daha da biliyoruz.

Habip, Ümit ve Hatice yoldaşlar gibi “sözünü can pahasına tutarak” ölümsüzleşen Alaattin yoldaşımızı da devrim ve sosyalizm mücadelesinde yaşatmaya devam edeceğiz. Devrim şehitlerimizin leke sürdürmediği bu onurlu bayrağı partimiz TKİP ile zafere ulaştırarak, biz de verdiğimiz sözü tutacağız!

Yaşasın Türkiye Komünist İşçi Partisi!
Yaşasın devrim ve sosyalizm!

Komünist Basın Çalışanları

 

Haramilerin saltanatını yıkacağız!

Yoldaşlar, dostlar!
Büyük Ekim Devrimi'nin 93., yeni Ekimler’in partisinin 12. yılını kutlamanın coşkusuyla devrimci selamlarımızı gönderiyoruz.

Selam olsun Ekim Devrimi'ni yaratanlara! Selam olsun Yeni Ekimler'in Partisi'ne!

Yoldaşlar, dostlar!
Her bakımdan zor ve sancılı bir dönemden geçiyoruz. Emperyalist-kapitalist düzen işçi sınıfı karşısında onyıllardır ezici bir üstünlük kurmuş durumda. Çeşitli dönemlerde bu üstünlüğü aşmaya yönelik çıkışlar yaşansa da, bu egemenliğin parçalanması başarılamamıştır. Bunun faturası, çok kapsamlı ve ağır bir yıkımdır. Katmerli sefalet, açlık, yoksulluğun küreselleşmesi ve halkların kırılmasıdır. Doğanın tahribi ve toplumun çürütülmesidir. İnsana ait olan her şeyin mahvedilmesidir. Kapitalist kriz bu çok yönlü yıkım tablosuna yeni boyutlar eklemiş, insanlığı bu barbarlık düzeninden kurtarmak acil hale gelmiştir.

Tüm yetersizliklerine karşın işçi ve emekçiler dünyanın her köşesinde ve ülkemizde bu bu yıkım düzeninden bir çıkış yolu arıyorlar. Militan eylemlerle onu zorluyorlar. Fakat sonuca ulaşamıyorlar, elde ettikleri mevzileri kalıcı hale getirip, bu düzenin efendilerini yere seremiyorlar.

Fakat biz gelecekten eminiz. Çünkü bu karanlık kölelik düzeninden nasıl bir yoldan gidilerek kurtulacağımızı biliyoruz. Çünkü Ekim Devrimi yolumuza ışık tutuyor. Ekim Devrimi'nden öğrenen ve onun ışığında yürüyen bir Parti'ye sahibiz. Bunun için Parti'yi gözümüz gibi koruyacak, onun bayrağını işçi sınıfının ellerinde dalgalandıracağız. Haramilerin saltanatını yıkacağız, sosyalizmi kuracağız.

Kahrolsun emperyalist-kapitalist barbarlık!

Yaşasın devrim ve sosyalizm!

BDSP


Gençlik, devrime, partiye, sosyalizme!

Kavganın sıcaklığını yüreklerinde taşıyan tüm dostlara ve kavga ateşini körükleyen tüm yoldaşlara merhaba!..

Bugün düzenlenen parti gecesinde bir kez daha “Ya kapitalist barbarlık ya sosyalizm!” şiarını yükseltiyoruz. Kapitalizmin girdabında tükenenlere, modern barbarlıkta sömürülmekten, emperyalist savaşların gölgesinde yaşamaktan, geleceksizliğe mahkum olmaktan başka bir seçenekleri daha olduğunu anlatıyoruz. Emperyalist-kapitalist sistemin insanlığa ve doğaya dayattığı barbarlığa karşı sosyalizm diyoruz. Burjuvazinin karşısında proletaryanın safında mücadele ediyoruz. Çünkü insanlığı ve doğayı yıkıma uğratan bu düzeni reddediyoruz. Çünkü işçi sınıfının iktidarı ile her türden eşitsizliğin, baskı ve sömürünün son bulacağını biliyoruz.

Yoldaşlar,

Ekim Devrimi'nin 93. yıldönümündeyiz. Ekim Devrimi, sosyalizm seçeneğinin somutlanmasıdır. Ekim Devrimi bugün de hala tüm canlılığı ile işçi sınıfına ve ezilen halklara yol göstermeye devam etmektedir.

Sovyetler Birliği’nin çöküşünün ardından kapitalizmi “tarihin sonu” ilan ederek, insanlığı umutsuzluğa sürüklemeye, karanlığa gömmeye, böylece bir kez daha başkaldırmasını engellemeye çalıştılar. Ama sosyalizmin bilimsel temellere dayandığı son krizle birlikte bir kez daha görüldü. Bizzat düzenin ideologları Marks'ın haklı çıktığını itiraf etmek zorunda kaldılar.

Yoldaşlar,

Yeni Ekimler'in partisinin, Türkiye Komünist İşçi Partisi'nin 12. mücadele yılındayız.  Hareketimiz, tarih sahnesine çıktığı günden bugüne 23 yıldır sınıfın içinde nefes alıp vermeye çalışıyor. Geride bıraktığımız yıllar, önümüzdeki süreçte her birimize büyük görev ve sorumluluklar yüklüyor.

Partimiz bu süreçte döne döne aşılması gereken zaaf ve eksikliklere çubuk bükmektedir. Tüm açıklığı ile kendisiyle hesaplaşan partimizin her vurgusu yükümlülüklerimizin altını çizmektedir. Sınıfın hareketlendiği, işçilerin yer yer çıkışlar yaptığı bir dönemdeyiz. İşçiler, Betesan'da, Paşabahçe'de olduğu gibi tek başlarına olsalar dahi, işçi sınıfı adına onurlu bir direniş sergiliyorlar. ÇEL-MER'de, Mutaş'ta olduğu gibi fabrikaları işgal ediyorlar. Bu direnişleri büyütmek, sınıf hareketini ileri taşımak sorumluluğu bizlerin omuzlarında.

Partimizin kuruluşunu ilan ederken, partiyi kazandığımızı, partiyle sınıfı kazanma sorumluluğu ile yolumuzu yürümemiz gerektiğini söylemiştik. Partimizin sınıfla etle tırnak gibi kaynaşma, sınıf eksenli partiyi yaratma hedefine daha hızlı yürüyebilmemiz, eksiklik ve zaaflarımızı aşmamıza, bu çerçevede üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmemize bağlıdır.

Yoldaşlar,

Bizler, kapitalizmin barbarlığına karşı devrim ve sosyalizm mücadelesini büyütmek iddiasıyla kavga bayrağını daha da yükseklere taşımaya çabalıyoruz. Geçmişin mirası üzerinden, geçmişi aşarak geleceğe yürüyoruz. Tam da bu nedenle, parti gecesi vesilesiyle önümüzdeki süreçte yükümlülüklerimize işaret etmek ihtiyacı duyuyoruz.

Genç komünistler, sınıfın partisini güçlendirmek için yetersizlik ve zaafları ile hesaplaşacaklardır. Sınıfın partisini güçlendirmek için partinin çağrısına yanıt üretmeye çalışacaklardır. Sınıfın partisini güçlendirmek için iddialarını büyütecek, hedeflerini ileriye taşıyacaklardır.

Gençlik, devrime, partiye, sosyalizme!

Yaşasın Türkiye Komünist İşçi Partisi!

Genç Komünistler

Partiyi kazandık, geleceği de kazanacağız!

Geçmişi aşma, geleceği kazanma inancı, iddiası ve cüretiyle “Yeni Ekimler için ileri!” şiarıyla çıktığımız devrim ve sosyalizm yürüyüşümüz sürüyor. Attığımız adımlarımız her geçen gün güçleniyor, sınıfı kazanma irademiz çelikleşiyor. Dünya işçi sınıfının mücadele deneyimlerinden öğreniyor, Partimizin marksist-leninist temellere dayalı ideolojik-politik bakış açısının ışığında sınıfla bağlarımızı güçlendirme çabası veriyoruz.

Emperyalist-kapitalist barbarlık düzeninin saldırılarının yoğunlaştığı böylesi bir dönemde, işçi sınıfını partiye kazanma, sınıfa ve partiye yaslanarak devrimi kazanma misyonumuzun bilinciyle hareket ediyor, günün görev ve sorumluluklarına bu gözle bakıyoruz. III. Kongre’mizin önümüze koyduğu “sınıf eksenli partiye geçiş” hedefiyle hareket ediyor, tüm planlamalarımızı buna göre yapıyor, tüm dikkat ve enerjimizi bu çerçevede yoğunlaştırıyoruz. Ekim Devrimi’nin paha biçilmez deneyimlerinden öğreniyor, hedeflerimize onun ışığında yürüyoruz.

Gücümüzü ve coşkumuzu; işçi sınıfının tarihsel devrimci misyonuna olan inancımızdan, Lyon işçilerinin görkemli ayaklanmasından, Paris barikatlarında dalgalanan kızıl bayrağımızdan alıyoruz.

Gücümüzü ve coşkumuzu; tarihin akışını değiştiren Ekim Devrimi’nden, Mustafa Suphiler’den, Denizler’den, Mahirler’den, İbolar’dan alıyoruz.

Gücümüzü ve coşkumuzu; “esnemektense kırılmayı” tercih eden, yaşamlarıyla olduğu kadar ölümleriyle de bizlere yol gösteren Habip, Ümit ve Hatice yoldaştan alıyoruz.

Gücümüzü ve coşkumuzu; Esenyurt’un dört bir yanını partimizin afişleriyle donatan, duvarlarını TKİP şiarlarıyla kızıla boyayan, ve en son kanıyla sokaklara devrimin kızılllığını yayarak şehitler kervanına katılan Alaattin yoldaştan alıyoruz.

Ve söz veriyoruz; şehit yoldaşlarımızın bizlere devrettiği kızıl bayrağımız er ya da geç sermayenin kalelerinde dalgalanacak. 12. mücadele yılını geride bırakan partimiz bunun en büyük kanıtı ve teminatıdır.

Geceye katılan tüm dostları ve yoldaşları coşkuyla selamlıyoruz.

Alaattin yoldaş ölümsüzdür!   

Yaşasın proletarya devrimi ve sosyalizm!

Yaşasın TKİP!

Esenyurt’tan Komünistler


Devrim ve sosyalizm için TKİP saflarına!

Merhaba dostlar, yoldaşlar!

Ekim Devrimi’nin 93. partimiz TKİP’nin 12. mücadele yılı vesilesiyle düzenlemiş olduğunuz gecemizde emeği geçen yoldaşlara ve katılan tüm değerli dostlarımıza kavgamızın şehrinden yürek dolusu sevgilerle merhaba diyoruz.

Dostlar;

İşçilerin ve emekçilerin kanı-canıyla beslenen barbarlık düzeni kapitalizm, zincirlerinden boşalmışçasına insani olan ne varsa her şeye saldırmaktadır. Uygulanan sosyal yıkım politikaları nedeniyle işsizlik ülkemizde milyonlarla, dünyada milyarlarla ifade edilmektedir. İşsizlik, açlık, yoksulluk, insanlık dışı çalışma ve yaşam koşulları tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de işçi ve emekçilerin yaşamını cehenneme çevirmektedir.

Toplu katliamlara dönüşen iş cinayetlerine hergün yenileri ekleniyor. İşsizlik ve kölece çalışma koşulları arasında işçi ve emekçilerin hayatları cendere altına alıyor. Bir yandan “demokratikleşme” masalları okunurken, diğer yandan sömürüye karşı direnenler, “parasız eğitim, parasız sağlık” gibi en insani talepleri dillendirenler bile katmerli bir devlet terörüne maruz kalıyor.

Sermaye iktidarı Kürt halkına yönelik saldırı politikasından vazgeçmiyor. Kürt halkı açılım aldatmacasıyla teslim alınmaya çalışılırken, devlet terörü sistematik bir şekilde sürüyor.

İşçi ve emekçilere sosyal yıkım dışında bir şey sunmayan bu barbarlar sürüsü dışarıda da emperyalizm hizmetinde kardeş halklara karşı suç işlemeye devam ediyor. Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren emperyalist savaş baronlarının yanında yer alarak, onların etkin taşeronluğunu üstlenerek, dünya halklarına karşı işlediği suçlara yenilerini ekliyor.

Dostlar;

Kapitalist barbarlar tüm dünyada krizin faturasını işçi ve emekçilere kesmek için amansızca saldırıyorlar. Demokratik haklar ve özgürlükler adına ne varsa bir bir ortadan kaldırıyorlar. Ancak bu saldırılar karşısında işçi ve emekçilerin direnişi, ezilenlerin haklı mücadelesi de gitgide büyüyor, yaygınlaşıyor.

Yunanistan emekçilerinin yükselttiği bayrak şimdi Fransız emekçilerinin ellerinde dalgalanıyor. Kapitalizmin beşiği Avrupa yeni grevler gerçekleşiyor. Ortadoğu'da, Latin Amerika'da ezilen hakların ve emekçilerin direnişi emperyalist oyunları boşa düşürüyor.

Türkiye'de de TEKEL işçilerinin yaktığı kıvılcım Çel-Mer işçilerinin eylemleriyle alevleniyor. Direniş ateşi UPS'ye, Mutaş'a, Anakonda'ya, tersanelere ve daha adını anamadığımız birçok fabrika ve işyerine sıçrıyor. Yaşamları her gün daha fazla köleleştirilen işçi ve emekçilerde direnme eğilimi büyüyor.

Dostlar,

Emperyalist-kapitalist sistemi saldırlar karşısında çaresiz değiliz. Bizlere açlıktan, sefaletten ve sömürüden başka bir şey vermeyen bu sisteme karşı tek kurtuluşumuz sosyalizmdedir. Şu günlerde 93. yılını kutladığımız şanlı Ekim Devrimi işçi sınıfı ve emekçi halklara örnek olmaya devam ediyor. Partisiyle bütünleşmiş işçi sınıfının neleri başarabileceğinin en dolaysız örneği olarak önümüzde duruyor.

“Yeni Ekimler için ileri!” şiarıyla yola çıkan biz komünistler de Ekim Devrimi’nin ışığında, önder kurmayımız partimiz TKİP'nin kılavuzluğunda, sosyalizm güneşinin bu topraklarda da doğması için varımız ve yoğumuzla çalışıyoruz. Eminiz ki bu bereketli topraklar bağrından daha nice Habipler, Ümitler, Haticeler ve Alattinler çıkaracaktır.

Bir kez daha gecemizde emeği geçen tüm yoldaşlarımızı ve katılan tüm değerli dostlarımızı en devrimci duygularımızla selamlıyor, ortak mücadelemizde başarılar diliyoruz.

Sefaköy’den Komünistler


Ekim Devrimi’nin yolundan ileri!

Dostlar, yoldaşlar!

Ekim Devrimi, üzerinden geçen 93 yıllık sürece rağmen bizlere yol göstermeye devam ediyor.  Bolşeviklerin tüm fırtına dönemlerde Marksizmi esas alarak yürüdüğü yol bugün de bizim izlememiz gereken yol olarak önümüzde duruyor. 

İçinden geçtiğimiz dönemin tüm güçlüklerine, sınıf ve kitle hareketinin zayıflığına, devrimci örgütlerin yaşadığı tasfiyeci sürüklenmeye rağmen devrim yürüyüşümüzü kararlılıkla sürdürüyoruz. İhtilalci örgütün sınıfla birleşmedikçe misyonunu oynayamayacağı bilinciyle hareket ediyor, bu doğrultuda görev ve sorumluluklarımıza yükleniyoruz.

Dünya ölçüsünde burjuvazinin saldırıları boyutlanırken, buna karşı mücadele dinamikleri de büyüyor. Yunanistan’da gerçekleşen 6 genel grevi Fransa'da 7 genel grevden oluşan dalga izliyor. İşçi ve emekçiler hak ve kazanımlarının kaybına karşı direniyor.

Türkiyede de durum farklı değil. Bugüne dek hayata geçirilen saldırılara yenileri ekleniyor. Ulusal İstihdam Stratejisi, Kıdem Tazminatının gaspı saldırıları adım adım örülüyor. Tüm bu saldırılara karşı Türkiye işçi sınıfı da direniş yolunu tutmaya başlıyor. 78 gün Ankara'yı sermayeye dar eden TEKEL işçilerinin yarattığı moral güçle canlanmaya başlayan sınıf hareketi, 1 Mayıs Taksim zaferiyle mücadelesini bir adım ileriye taşımıştır. Ve gelinen yerde direnişler yaygınlaşmakta, sendikal örgütlenme girişimleri artmakta, fabrika işgalleri gerçekleşmektedir.

Ekim Devrimi’nin sınıfa gösterdiği yoldan “Kapitalizme karşı sosyalizm!” şiarıyla, komünistler olarak kararlı adımlarla yolumuzu yürüyoruz. 12 yıllık parti tarihi onurlu bir geçmiş olarak ellerimizde dalgalanıyor. Habipler’den, Ümitler’den devranılan bayrak Haticeler’le, Alaattinler’le taşınmaya devam ediliyor.

Gün hedeflerimize yüklenme günüdür! İşçi sınıfının partisi kazanılmış, sınıfın partisinin sınıfla bütünleşme zamanı gelmiştir. 13. mücadele yılımız belirgin farklılıkların altının çizilebildiği bir dönemeçtir. Devrimci demokratlar ideolojik zaaflarıyla erirken, işçi sınıfını nihai zaferine taşıyacak olan partimiz bu topraklarda kendisini var etmiştir ve kararlılıkla yolunu yürümektedir. Devrimci örgütün yaşamsal olduğunu döne döne vurgulamakta, pratiğiyle de bunun yılmaz bir savunucusu olduğun göstermektedir.

Komünistler olarak, geçtiğimiz her sınamaya, her ateş çemberine inat iddiamızı daha da güçlendireceğiz.

Parti, sınıf, devrim!

Yeni Ekimler için ileri!

Kartal’dan Komünistler

 

Yaşasın proletarya enternasyonalizmi!

Partimizin kuruluşunun 12. yılı vesilesiyle düzenlemiş olduğunuz etkinliği Ümraniye’den komünistler olarak tüm devrimci coşkumuzla selamlıyoruz.

Yoldaşlar, dostlar!

Partimizin 12 yılını, komünistlerin sınıf devrimciliğinde ustalaşmakla geçirdiği yıllar olarak özetleyebiliriz. Partimiz, marksist-leninist dünya görüşünün özü demek olan işçi sınıfının tarihsel rolünü boş bir söz kalıbı olmaktan çıkartarak, teorik hattı, programı, ilkeleri ve tüm pratiği ile ete-kemiğe büründürme çabasındadır. Bu bakış sayesinde, zorlu bir tarihsel dönemde stratejik hedefler gözetilebilmiş, ihtilalci kimlik diri tutulup geliştirilebilmiştir. Sınıf hareketinde yaprağın kımıldamadığı dönemlerde dahi sınıfa müdahale çabası içinde olunmuştur. Sınıf hareketinde yaşanan gelişmeyle birlikte bu çabanın meyveleri toplanmaktadır. Sözün kısası, işçi sınıfının ihtilalci partisi TKİP, sıfatını hak edecek yolda güçlenmeye devam etmektedir, edecektir.

Yoldaşlar, dostlar!

Emperyalist-kapitalist sistemin boğuştuğu krizin işçi sınıfı ve emekçiler üzerindeki yıkıcı etkileri her geçen gün artmaktadır. Emperyalist güçler arasındaki çıkar çatışmaları derinleşmekte, sefil paylaşım kavgaları yeni biçimler kazanmaktadır. Emperyalist savaş ve saldırganlık politikaları, insanlığa ve uygarlığa yeni yıkımları hazırlamaktadır. “Ya barbarlık içinde çöküş ya sosyalizm” ikilemi mevcut durumu en iyi şekilde özetlemektedir.

Diğer taraftan, tek alternatif olan devrim ve sosyalizm için de yeni olanaklar birikmektedir. Krizin yıkıcı etkilerine karşı işçi direnişleri yaygınlaşmakta, sendikal örgütlenme girişimleri artmaktadır. Partimiz tüm enerjisini bu olanakları daha ileriden örgütlemeye harcamaktadır. Bu işçilerden bir şey çıkmaz gevezeliklerinin yapıldığı bir dönemde Ümraniye’de, fabrika işgaline kadar varan birçok işçi direnişi gerçekleşmiş, partimiz her birine müdahale çabası içinde olmuş, sınıfla bağlarını daha da geliştirmiştir. Türkiye’de gerçekleşen birçok direnişte yine partimiz misyonunu oynamaya devam etmektedir. Siz dışardaki yoldaşlara ve dostlara, bu direnişlere sunduğunuz anlamlı destekten dolayı burada teşekkür etmek istiyoruz.

Katılan tüm dostları tekrar tüm devrimci coşkumuzla selamlıyor ve etkinliğin başarılı geçmesini diliyoruz.

Yaşasın proletarya enternasyonalizmi!

Yaşasın devrim ve sosyalizm!

Yaşasın Türkiye Komünist İşçi Partisi!

Ümraniye’den Komünistler

 

İşçi ve emekçi kadınlar parti saflarına!

Değerli dostlar, yoldaşlar

“Proletaryanın devrimci sınıf mücadelesi olmaksızın kadınların gerçek ve tam kurtuluşu olanaksızdır. Kadınlar bu mücadeleye katılmaksızın kapitalizmin parçalanması, sosyalist yeniyi yaratma olanaksızdır.”
Clara Zetkin

Proletaryanın kurtuluşu bütün bir insanlığın, demek oluyor ki, kadının da kurtuluşudur. Bu bilimsel gerçek, kadın davasının işçi sınıfı davasıyla sıkı sıkıya olan bağına işaret eder.

Bu gerçeği göz önünde bulunduran TKİP, kadın-erkek tüm işçileri ve emekçileri sömürüden ve zincirden kurtulma hedefiyle omuz omuza mücadele etmeye çağırıyor.

Biz komünist kadınlar olarak, gerçek ve kalıcı kurtuluşumuzun sosyalist devrimle mümkün olduğunun bilincindeyiz.

Bugün burada “Ya kapitalist barbarlık, ya sosyalizm!” şiarıyla düzenlen Türkiye Komünist İşçi Partisi’nin 12. mücadele yılı ve aynı zamanda Ekim devriminin 93. yılını BİR-KAR Kadın Komisyonu olarak selamlıyoruz.

İşçi ve emekçi kadınlar parti saflarına!

Kadın olmadan devrim olmaz, devrim olmadan kadın kurtulmaz!
Kadının kurtuluşu sosyalizmde!

BİR-KAR Kadın Komisyonu

13 Kasım 2010


Üste