Logo
< Feminizm ve ideolojik mücadele alanındaki görevlerimiz - A.Ekin

25. yıl ve parti programını içselleştirmenin önemi - K.Yusuf


25. yıl ve parti programını içselleştirmenin önemi

Bilimsel sosyalizmi temel alan parti programımız, onun 150 yılı aşkın deneyimlerinden ve incelenmesinden hareketle oluşturuldu. Programımız, bu topraklarda artık işçi sınıfının bir öncüsü ve yol göstericisinin olduğunun ilanıdır.

Komünist hareket açısından da bu artık yeni bir düzey demektir. 25. yıl vesilesiyle daha güçlü vurgulamamız gereken önemli bir nokta olarak program devrimciliği bir kez daha işlenmelidir. Gerek parti örgütleri gerek tek tek partililer açısından bu sorun bir kez daha gündeme alınmalıdır. Halihazırda yapılan devrim okulu çalışmaları planlanırken bu ihtiyaç gözetilmiştir. Ama bu mümkün mertebe partinin geneline yayılabilmelidir.

Türkiye'de 25 yıldır işçi sınıfı adına söz söyleyen bir hareketiz. Bu bize, toplumsal bir sınıfın temsilcisi olmak gibi çok önemli bir misyon yüklemektedir. Bir sınıfın temsilcisi olmak, o sınıf adına söz söyleyen kişilerin ve örgütün donanımlı olmasını gerektirir. Bu sorun bizde ideolojik-teorik donanım, program hakimiyeti ve programdan hareketle dönemsel politikalar üretebilmek olarak gündeme gelmektedir.

Şunun elbette bir ölçüde doğallığı var. Bir hareket olarak partileşme sürecini yaşıyor ve onun en önemli halkalarından biri olan programınızı oluşturuyorsunuz. Dolayısıyla tüm parti örgütlerinde bunun tartışmaları yapılıyor, buradan gelen bir canlılık yaşanıyor. Gündelik faaliyetinizi örgütlerken, politika üretirken programınıza bakmak ihtiyacını hissediyorsunuz.

Fakat aradan geçen yıllar, Türkiye devrimci hareketinin mevcut tablosunun saflarımıza etkisi ve toplumsal politik atmosfer nedeniyle bu canlılık kısmen gerileyebiliyor. Bu sorun saflarımızda, programatik meseleler üzerinden yetkinleşmeme, dolayısıyla bunu gündelik pratik içerisinde yeterince üretememe olarak yaşanabiliyor.

Kürt sorunu, emekçi kadın sorunu, anti-faşist mücadele, anti-emperyalizm, emperyalist savaş vb. tüm sorunlarda programatik bakışımız temelinde işçi ve emekçilere gündelik olarak propaganda yapabilmek durumundayız. Fakat bu programımız üzerinden donanımlı olmayı gerektiriyor ki bu alandaki zayıflığımız yeterince açık. 25. yılımızı bu zayıflığımızı aşmanın bir vesilesi haline getirebilmeliyiz.

Programatik bakıştaki yetersizlik kimi yoldaşlarımız açısından bir eksiklik olarak görülemeyebiliyor. Açıktan ifade edilmese de, bunun gerisinde şu var: “Bu iş böyle de yürüyor”! Bu aslında var olan ya da var olduğu düşünülenle yetinmektir. Ama biz kendimizi, dünyayı, işçi ve emekçileri değiştirme işini yaşam biçimi haline getirmek isteyen devrimciler olduğumuza göre, bu çarpık düşünce tarzı varoluş sebebimizle çelişir. İşçi sınıfını örgütlemek isteyen bir devrimci bütün programatik sorunlara asgari düzeyde de olsa hakim olmak zorundadır.

Yaşadığımız bu zayıflık, yıllar önce mücadele içerisinde yer almış, kimisi başka siyasetlerden kişilerden bize yansıyabiliyor: “Biz eskiden bir şeyler öğrenmek için Ekimcilerin ağzına bakardık”! Bu sözler suratımıza vurulmuş sert bir tokattır. Bu bizim birikimimize derinlemesine bakmamızı gerektiren bir eleştiridir.

O halde yapılması gereken, 25. yılı vesile yapıp, program sorunlarına ilişkin eksikliklerimizi kapatmaya çalışmaktır. Devrime hazırlık perspektifi ile her ihtiyaca yanıt verebilen kadrolar olabilmek için bu zayıflığın üzerine gitmek zorundayız.

K. Yusuf