Logo

Devrimci üretkenlik ve militanlık - M. Efe


Devrimcilik her şeyden önce sınıfın devrimci militan eylemini açığa çıkarma çabası içinde olmaktır. Sınıf devrimciliği tam da burada anlamını bulur. Düşünsel gelişimini sınıfın devrimci militan eylemiyle bütünleştirmeyen her akım ya da birey Marksizmin özünü kavramamış demektir. Hayat devrimcilerden düşünceyi eyleme dönüştürmeyi, bu çerçevede sürekli gelişim ve üretkenlik bekliyor.

Bolşevik üretkenlik ve militanlık

Tarihin gördüğü en tutarlı, ilkeli ve militan devrimci parti olan bolşevik parti tarihsel başarısını bütünlüklü bir devrimci kimliğe sahip olmaya borçludur. Marksizmin temel ilkeleri onun için her zaman eylem kılavuzu olmuştur. Bolşevikler olaylara, gelişmelere, izledikleri çizgi ve politikalara bu ilkeler üzerinden bakmışlardır. Yenilgilerden dersler çıkararak, yeni olanı Marksizmin temel ilkelerinden bulup çıkarmışlardır. Bolşeviklerin tarihi devrimci üretkenlik ve pratikle yoğrulmuş bir tarihtir. Geleceğe dair önemli bir deneyim ve birikim bırakmalarının, büyük devrime önderlik etmelerinin arkasındaki en önemli etken budur.

Lenin önderliğindeki bolşevikler zorluklar, yıkımlar ve yenilgilere rağmen, davalarına ve ilkelerine bağlı kalarak her zaman ayağa kalkmayı başarmışlardır. Burada önderliğin rolü tartışmasızdır, fakat önderlik de gücünü marksist ilkelere bağlılıktan almıştır.

Devrimci ilkeleri bir kenara bırakarak üretme çabalarının varacağı nokta ise yıkım ya da çürümedir. Düne kadar devrimci değerler taşıyan küçük-burjuva akımların bugün içine düştükleri durum tam da budur. Devrimci sakınım adına düzenle bütünleşmek, dönemin ihtiyaçları gereği diyerek düzen partilerinin yedeğine düşmek bitmişliğin ifadesidir. Bazıları ise devrimci militanlık adına sınıfın verili durumuna devrimci müdahale çabasından uzaklaşmaktadır. Devrimci ilkelere yaslanmayan, işçi sınıfını mücadeleye çekme hedefinden uzak her adım, devrimci militanlığın sınıfsal yanını bir kenara bırakarak küçük-burjuva maceracılığına kayar.

İçinden geçtiğimiz dönemin zorlukları, bolşeviklerin her dönemde ayakta kalmalarını sağlayan üretkenliklerini ve militanlıklarını dikkatlice incelemeyi gerektiriyor. Buradan çıkaracağımız dersler bizler için yol gösterici olacaktır.

Bolşevik deneyimin ışığında yolumuzu açmalıyız

İşçi sınıfının verili geriliği yeterince açık bir olgudur. Düzenin çok yönlü kuşatması altında olan sınıf kitleleri bu kuşatmayı kendiliğinden aşamayacaktır. En fazla ekonomik ya da düzen içi taleplerle hareketlenecektir. Ekonomik olanın arkasındaki siyasal ve sınıfsal gerçekleri işçi sınıfına göstermek, kendini işçi sınıfının kurtuluş davasına adamış her devrimcinin görevidir.

Bolşevikler sınıfın en geri olduğu dönemlerde dahi ekonomik sorunların gerisindeki siyasal gerçekleri ortaya koymuşlar, sınıfın devrimci eylemini geliştirmek için özel bir çaba sarf etmişlerdir. Gericiliğin en ağır yaşandığı dönemlerde bile sınıfı eyleme çekme ve militanlaştırma çabasından geri durmamışlardır. Kitlelere eylemlilik içinde politik bir kimlik kazandırmaya çalışmışlardır.

Kitlelerin çok yönlü gerici kuşatma altında olduğu günümüzde bu kuşatmayı parçalamanın yolu sınıfın eylemli süreçlere çekilmesidir. Ekonomik mücadelenin dar alanına sıkışmadan, sınıf, siyaset ve örgütlülük bütünlüğünü kurarak örgütleme çabası içinde olmaktır. Bunu başarmak zor ve meşakkatli bir iştir, fakat imkansız değildir. Sınıf kitlelerine sistemli ve doğru yöntemle gitmek, zaman içinde sonuçlarını üretecektir.

Bugün yaşanan bazı direnişler üzerinden bile sabırlı ve soluklu bir çabanın sonuç getirdiğini görebiliyoruz. Direnişe çıkan bazı işçi bölükleri direnişlerinin önemli bir aşamasında AKP’nin ve uzlaşmacı sendikaların savunuculuğu yapıyorken, yapılan müdahaleler ve karşılaştıkları pratikler üzerinden bazı gerçekleri görebiliyorlar. Bunda pratikte yaşadıklarının önemli bir payı olsa da, gelişim sadece yaşadıkları üzerinden olmamaktadır. Zira pratik içinde bazı gerçekleri gören işçiler umutsuzluğa düşerek kenara da çekilebiliyorlar pekala. Devrimci müdahalenin olduğu yerlerde ise işçilerin bilinçlerinde ileri doğru bir gelişme yaşanıyor.

Sınıf devrimcileri yeni yol ve yöntemler geliştirerek sınıf bölüklerini her açıdan öne çıkarma çabalarını artırmalıdırlar. Geleceği kazanmak ve işçi sınıfının damgasını vuracağı günlere hazırlanmak için bu olmazsa olmazdır. Bunu için imkanlarının olduğu her yerde işçi ve emekçileri çalışma grupları, eğitim grupları vb. üzerinden bir araya getirme ve eğitme çabasını yoğunlaştırmalıdırlar. Kaç kişinin bir araya getirildiğine, ilişkilerin düzeyine bakılmaksızın bu adımlar atılmalıdır. Her işçiye ya da işçi grubuna düzeylerine göre esnek alanlar yaratılmalı ve zamanla bunların daha tanımlı örgütlenmelere dönüştürülmesi sağlanmalıdır.

Yeni Ekimleri yaratmak için!..

Büyük devrimin 100. Yılını geride bıraktık. 100 yıl önce zamanın akışına yön veren işçi sınıfı, en devrimci sınıf olduğunu göstermiştir. Muazzam deneyimlerinden ve birikiminden faydalandığımız bu büyük devrim, geleceği kazanma mücadelemizde önemli bir kilometre taşıdır. Bugünün görevi, 100 yıl önce devrimi gerçekleştiren partinin ve militanlarının mirasına sahip çıkmak ve geleceğe taşımaktır. İşçi sınıfını devrimci mücadelenin içine çekmek ve militanlaştırmaktır.

Devrimi kazanmak için üretkenlik ve militanlık tutulması gereken önemli halkalardan biridir. Militanlığı maceracılıkla karıştırmadan, devrimin ve işçi sınıfın ihtiyaçlarına yanıt verecek bir üretkenlikle birleştirerek ele almak gerekir. Düzenin her türlü saldırısına direnmek ve işçi sınıfın devrimci programını temsil etmek, bu çerçevede sınıfa tok mesajlar vermek, sınıf devrimciliğinin militan duruşudur. Militanlık gelişmelere göre ilkelerden taviz vermeyen bir duruştur. Mesele örgütlülükle bütünleşmiş bir militan tutum geliştirmek ve sergilemektir. Bu da parti programımızda ifadesini bulan temel ilkelerin taşıyıcısı olmak demektir.

Sınıf devrimcileri için devrime hazırlanmak, bu doğrultuda hızlı ve bilinçli yol almakla mümkündür.


Üste