Logo

13. Yıl etkinliği mesajları


13.Yıl etkinliği mesajları...

Yeni Ekimler için devrimin kızıl bayrağını yükseltiyoruz!

Şanlı Ekim Devrimi'nin 94., yeni Ekimlerin partisi TKİP'in 13. yılı vesilesiyle düzenlenen gecemize katılan değerli dostlarımıza ve bu etkinlikte emeği geçen tüm yoldaşlara kavgamızın başkenti İstanbul'danmerhabadiyor, mücadele sıcaklığında selamlarımızı iletiyoruz.

Dostlar, yoldaşlar!

Komünistlerin daha 20. yüzyılda insanlık tarihi için tespit ettikleri ikilem;ya barbarlık ya sosyalizmikilemi, bugün çok daha somut ve yakıcı bir olgu olarak karşımızda durmaktadır. Miadı çoktan dolan emperyalist-kapitalist sistemin bugün insanlık açısından anlamı; ekonomik krizler, kitlesel işsizlikler, servet-sefalet kutuplaşmasının derinleşmesi,bolluk içinde yaşanan kıtlıklar, kültürel yozlaşma, dinsel gericiliğin ve ırkçılığın artması, militarizm ve silahlanma yarışı ve bunlara eşlik eden gerici ve emperyalist bölgesel savaşlar, doğanın çok yönlü bir tahribata uğratılmasıdır.

Çürüyen ve kokuşan bu sistem aşılmadığı koşullarda insanlığa ne büyük acılar ve yıkımlar yaşattığını iki emperyalist paylaşım savaşı ve 20. yüzyılın bütün bir pratiği üzerinden biliyoruz. Şimdi 21. yüzyıldayız ve hala hüküm süren emperyalist-kapitalist sistem genel bir tıkanıklığın ötesinde bütünlüklü bir kriz içinde tüm melanetini insanlık üzerinde savurmaya devam ediyor. 

Sistem krizini sadece çeşitli dönemlerde şiddetlenen devresel ekonomik-mali krizler temelinde yaşamıyor. Son ekonomik krizle birlikte kapitalist dünya ekonomisi genel bir çöküş tehlikesi ile yüzyüze. Yanı sıra emperyalist dünya sisteminde bir hegemonya krizi yaşanıyor. Emperyalistler arası rekabet ve güç dengelerindeki değişim, dünyayı yeni emperyalist paylaşım savaşlarına gün be gün biraz daha yaklaştırıyor. Dünyada muazzam boyutlara ulaşan sosyal kutuplaşmaya, bölgeler ve devletler arasında yaşanan derin eşitsizlikler eşlik ediyor.

Sistemin yaşadığı bütünlüklü krizi tamamlayan sonuncu olgu ise, her gün yeni bir düzeyde bir yenisine tanık olduğumuz dünya çapında artan proleter kitle hareketleri ve halk ayaklanmalarıdır. Bugün kapitalist metropollerden Ortadoğu'ya, Amerika'dan Asya'ya kadar, gerek kapitalizm karşıtlığı temelinde, gerekse onun yarattığı sonuçlar üzerinden, kitlelerde artan bir hoşnutsuzluğa ve mücadelelerin yayıldığına tanık oluyoruz. 

Öyle ki artık kapitalizmin insanlığa genel bir refah, sosyal adalet ve barış getireceğine dair şarlatanca iddialar bir yana bırakılıyor, Marksizmin haklılığı bile teslim edilmek zorunda kalınıyor.

Evet, sistem bütünlüğü içinde bir kriz yaşıyor ama bunu aşacak dinamikler de bu çelişkiler içerisinde serpip geliştiriyor. Tüm bu olgulara tarihsel ölçütlerle ve Marksizmin bilimsel yöntemiyle yaklaştığımızda, yeni bir tarihsel döneme,bunalımlar, savaşlar ve devrimlerdönemine girdiğimizi görebiliyoruz.   

Dostlar, yoldaşlar!

Benzer olguları ve çelişkileri emperyalist kapitalist sisteme göbekten bağlı Türkiye coğrafyasından da gözlemlemek mümkün. Bugün, yıllardır sürdürülen ağır sosyal yıkım programları sonucunda işçi ve emekçilerin birçok hakkı elinden alınmış, örgütlülükleri tasfiye edilmiş, kölece çalışma ve yaşam koşullarına mahkûm edilmişlerdir. İster kazasıdenilen cinayetlerle, ister Van depremiyle bir kez daha şahit olduğumuz gibi bir enkazın altında can vererek, isterse de ağır sömürü koşulları altında hayatları mahvolarak olsun, sermaye düzeni işçi ve emekçilere çok yönlü bir yıkımı dayatıyor. Toplumun her kesimi bu yıkımdan payına düşeni alıyor Yıllardır inkâr ve imha politikalarıyla en faşizan uygulamalara maruz kalan Kürt halkından geleceği belirsiz içerisinde en temel eğitim haklarından yoksun bırakılan gençlik kitlelerine, çifte sömürü ve baskıya maruz kalan emekçi kadınlardan dinsel inanç ve etnik kimliklerinden kaynaklı ayrımcılığa ve baskıya uğrayan farklı kesimlere kadar toplumun ağırlıklı bir bölümü bu düzen altında sömürüden, eşitsizlikten ve baskıdan öteye bir şey görmemektedirler.

İçerde sömürüyü koyulaştıran, dışarıda emperyalistlerin hizmetinde halkların köleleştirilmesi politikalarında aktif taşeronluğa soyunan sermaye devleti, toplumu yönetmede de faşizan yöntemleri, şovenizm ve ırkçılığı, dinsel gericilik ve militarizmi öne çıkarmaktadır. Bir yandananayasa tartışmalarıylasözde bir demokratikleşme yanılsaması yaratılmaya çalışılırken, diğer yandan artan polis cinayetleri, demokratik hakların ve özgürlüklerin gaspı, sansür ve baskıcı yasalarla polis devleti tahkim edilmektedir.

Dostlar, yoldaşlar!

Bunalımlar, savaşlar ve devrimlerdönemine giriyoruz demiştik. Bunalımlar ve savaşlar coğrafyasının tam ortasında bulunan Türkiye de devrime aday ülkeler arasında ilk sıralarda yer alıyor. Sermaye devletinin tüm militarist aygıtlarına, toplum üzerine bir karabasan gibi çöken dinsel gericiliğe rağmen bu böyledir. Bunun böyle olduğunu kendi toplumumuzun geçmiş mücadele deneyim ve birikimlerinden biliyoruz. Bunun böyle olduğunu Ortadoğu'da yaşanan halk ayaklanmaları üzerinden görebiliyoruz. Ve bunun böyle olacağını yanı başımızda özgürlük ve eşitlik talebiyle direnen Kürt halkının mücadelesi üzerinden görebiliyoruz.

Elbette sermaye düzeniyle esas ve nihai hesaplaşma, tüm toplumsal sorunların kalıcı çözümünü de sağlayacak olan muzaffer bir proleter devrimle gerçekleşecektir. Partimiz TKİP bu bilinç ve misyonla hareket etmekte, dünya komünist hareketi ile Türkiye sol hareketinin tüm devrimci mirasını sahiplenerek, başarılarında olduğu kadar yenilgilerinden de dersler çıkararak, içinden geçtiğimiz dönemin en acil görevini, devrimi örgütleme görevini önüne koymaktadır.

Parti, sınıf, devrim!şiarında özetlenen bu güncel görevin omuzlarımıza yüklediği sorumluluklar, üç-beş yılda yapılacak işler aylara sığdıracak bir devrimci enerji ve ataklığı gerektiriyor. Sınıfı örgütlemek ve devrime kazanmak için daha güçlü bir yüklenmeyi gerektiriyor.

Partimizin 13. yılı vesilesiyle düzenlemiş olduğunuz etkinlikte, kavganın sıcaklığı ve mücadelenin ortaklığıyla beraber olduğumuzu biliyor ve sizlere buradan söz veriyoruz: Partiyi kazandık, partiyle sınıfı ve devrimi kazanacağız! 

Yaşasın Türkiye Komünist İşçi Partisi!

Yaşasın devrim ve sosyalizm!

İstanbul İl Komitesi

“Yeni Ekimler için ileri!”

Değerli dostlar, yoldaşlar!

Partimizin yeni bir mücadele yılına giriyor olmasının verdiği coşku ve heyecanla sizlere merhaba diyor, etkinliğe emeği geçen herkese ve tüm katılımcılara Ankara’dan devrimci selamlarımızı iletiyoruz.

Yoldaşlar!

Komünist hareketimizin bundan 24 yıl önce, “Yeni Ekimler için ileri!” şiarıyla mücadele sahnesine çıktığı dönemde, kapitalistler sosyalizmin öldüğünü, tarihin sonunun geldiğini ve kapitalizmin ebediyetini ilan ediyorlardı. Başta Ekim Devrimi ve onun kazanımları olmak üzere işçi sınıfının geçtiğimiz yüzyıl içerisinde elde ettiği ne varsa, bu azgın karşı devrimci saldırının hedefi haline getiriliyordu. Tozu dumana katan kapitalistlerin bu geçici “zafer” çığlıkları karşısında tam bir bilinç açıklığı ile hareket eden, bu gerici ve boğucu atmosfer karşısında marksist dünya görüşünün kılavuzluğunda çizgisini koruyan komünistler, her adımında yeni ekimlerin yaratılması mücadelesini büyüterek yürüyüşlerini bugüne taşıdılar.

Tarihsel ölçekte ele alındığında kısa sayılabilecek bu iki on yılın ardından, gelinen yerde artık kapitalizmin sonu tartışılmaktadır. Bu, içerisine girmiş bulunduğumuz yeni dönemin en belirgin özelliğidir. Zira dünya kapitalizmi uzun bir süredir derin bir kriz içerisinde debelenmektedir. Buna paralel olarak gündeme gelen emperyalist işgal ve savaşlara her gün bir yenisi eklenmekte, emperyalist yıkım tüm yeryüzünü tehdit eden bir boyuta taşınmış bulunmaktadır. Bu tablonun öteki yüzünde ise, kapitalist krizin faturasını iktisadi, sosyal ve siyasal anlamda döne döne ödeyen emekçi kitleler içerisindeki hoşnutsuzluğun kendisini yeni kitle hareketleri, genel grevler, sokak eylemleri ve isyanlar biçiminde ortaya koymaya başlamış olması gerçeği yer almaktadır. Buna örnek Tunus’tur, Mısır’dır... Buna örnek Yunanistan’dır, İspanya'dır, İngiltere'dir, vb...

Yoldaşlar!

Bu dünya tablosu, 24 yıl önce yola çıkarken yükselttiğimiz “Yeni ekimler için ileri!” şiarının güncelliğini bir kez daha ortaya koymaktadır. Zira artık insanlık yeni bir dönemin eşiğindedir. Devrimler dönemi! Partimizin daha III. Kongre'de ortaya koyduğu bu tespit bir dizi gelişme ile doğrulanmıştır. Fakat bu aynı süreç dünyanın farklı yerlerinde ayağa kalkmış, isyana durmuş kitlelerin devrimci önderlik ihtiyacını da tüm yakıcılığı ile ortaya koymaktadır. Komünistler olarak kendi misyonumuza yeni dönemin ortaya koyduğu sorumluluklar üzerinden bakmak, buna uygun hareket etmek, günün görev ve sorumluluklarını bu çerçevede değerlendirmek durumundayız. Bunun kendisi, adım atmış olduğumuz 14. mücadele yılından başlayarak, bunu takip eden dönem içerisinde partimizin kitlelerin devrimci isyanına önderlik edecek bir düzeye taşınması, sınıf içerisinde buna uygun mevzilere kavuşturulması anlamına gelmektedir. Partimizin niteliğini ve savaşım gücünü her geçen gün büyütmek anlamına gelmektedir. Komünistler olarak önümüzdeki süreçte bu görev ve sorumlulukların da üstesinden başarıyla geleceğiz.

Değerli dostlar, yoldaşlar!

Sizleri bir kez daha mücadelemizin olanca sıcaklığı ile selamlıyor, devrim davası uğrunda hayatlarını tereddütsüzce ortaya koyan parti ve devrim şehitlerimizi 2009 Kasımında şehit düşen yoldaşımız Alaattin Karadağ şahsında saygıyla anıyoruz. Devrim yürüyüşümüzü onlarla birlikte sürdüreceğiz.

Yaşasın devrim ve sosyalizm!

Yaşasın Türkiye Komünist İşçi Partisi!

Ankara İl Komitesi

 

Devrim günlerine hazırlanıyoruz!

Sevgili dostlar, yoldaşlar!

Emperyalist kapitalizmin dünya halklarını her geçen gün biraz daha yıkıma sürüklediği bir tarihsel evrede “İşçilerin birliği halkların kardeşliği” şiarıyla düzenlediğiniz geceyi, işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş mücadelesine duyduğumuz sarsılmaz inançla selamlıyoruz.

Bugün dünyayı saran ekonomik kriz derinleşmekte, emperyalist devletler arasındaki hegemonya savaşı kızışmakta, iktisadi ve sosyal olarak olarak yıkıma uğratılan işçi ve emekçilerin mücadelesi ise büyüyüp gelişmektedir. Partimizin altını kalınca çizdiği gibi, “İnsanlık yeni bir bunalımlar, savaşlar ve devrimler dönemine girmiş bulunmaktadır”.

Partimizin İzmir il örgütü olarak içine girilen bu yeni dönemin bize yüklediği çok yönlü sorumlulukların farkındayız. Bu bilinçle hareket edecek, partiyi büyütmek ve işçi sınıfını partiye kazanmak için ortaya koyduğumuz çabayı her geçen gün daha da artıracağız. Türkiye işçi sınıfını o büyük görkemli günlere, devrim günlerine bugünden hazırlamak için bütün gücümüzü ortaya koyacağız.

Önümüzdeki dönemde genel olarak partinin özelde İzmir çalışmamızın önemli bir gelişim yaşayacağına açık bir inanç duyduğumuzu siz yoldaşlarımız ve dostlarımızla bu anlamlı etkinlik vesilesiyle paylaşırken, yurtdışı örgütümüze de çalışmalarında başarılar diliyoruz.

İzmir İl Komitesi

 

Partiyi kazandık, partiyle kazanacağız!

20. yüzyılın başında proleter devrimler çağını başlatan Ekim Devrimi hala işçi sınıfının kurtuluş yolunu aydınlatıyor. “Buz kırılmış, yol açılmıştır!” diyen Lenin'in sesine ses katan partimiz, “Her şey yeni Ekimler için!” diyerek 13 yıldır bu topraklarda proleter sosyalizmin bayrağını partili mücadelesinde taşıyor. 13 yıl önce gözbebekleri gibi koruyacakları tarihsel aracı kazanan komünistler, güncel sorumluluklarının bilinciyle davaya sahip çıkmaya, onu ileriye taşımaya devam ediyorlar.

"İki tane gözün varsa senin 
binlerce gözü var partinin

her yoldaşın bildiği kendi kenti, 
Be
ş kıtanın beşini de biliyor parti."

Bizler Sefaköy'den komünistler olarak, partinin bölgemizdeki gözleri olmaya, partili mücadeleyi yükseltmeye devam ediyoruz. Bugün tüm dünya krizlerle, ayaklanmalarla çalkalanırken, devrimci öncünün önemi tekrar tekrar karşımıza çıkarken, bizler çalışmamızın tüm hedeflerini devrimin silahlarını hazırlamaya yöneltiyoruz. Bu da temel çalışma alanımız olan sınıfın içerisinde devrimci bir odak olabilmeyi, onunla bütünleşmeyi, organik bağlar kurabilmeyi, kısacası onunla beraber soluk alıp vermeyi gerektiriyor.

Partimizin ideolojik-politik güçlülüğünü tüm çalışma alanlarımıza layıkıyla yansıtabilmenin çabası içerisindeyiz. Bu çaba, ideolojik eğitimde, örgütsel işleyişte ve kadrolaşmada mesafe katedebildiğimiz ölçüde anlamlı sonuçlar üretebilecektir. Bu noktada yerellerde bizlere düşen sorumluluğun bilincindeyiz. Bu bizim her anımızı devrim için yaşamamız gerektiğini, zamanın devrime aktığı gerçeğini bilince çıkartmamızı gerektiriyor. Kaybedecek tek bir saniyemiz yok!

"Her yolda
şın bir vakti saati var, 
Partinin ise tarih saati."

Tarihin partimize ve bizlere yüklediği sorumluluktan kaçmayacağız elbette. Partili mücadelede ölümsüzleşen yoldaşlarımızın bizlere bıraktığı miras ve onların gözbebeklerindeki geleceği yaratma mücadelesi bizleri birbirimize kenetliyor. Uğruna terddütsüzce öleceğimiz tarihsel aracın, partimizin varlığı bizlerin attığı her adımın güvenceye alındığının kanıtıdır.

"Her yolda
şı yok edebilirler her an. 
Parti ise yedi de
ğil, binlerce can."

Partinin öncü rolünü oynamasında kadrolarının belirleyiciliği ortadadır. Partinin yığınları yönetebilmesi yereldeki kadroların, partinin birikimini çalışma alanlarında ortaya koyabilmesinden, bu birikimi içselleştirip sınıfla bütünleşmesinden geçmektedir.

"Yı
ğınların öncüsü o çünkü 
Ve o yönetiyor cengi 
Gerçe
ğin bilinciyle işlenmiş olan 
Ba
şyapıtların kılıncıyla." (Bertolt Brecht)

Önümüzdeki mücadele yılı, bu topraklarda komünistlerin tarih sahnesine çıkışının 25. yılına hazırlık yılıdır. Çeyrek asırdır tasfiyeciliğin, düzene kaymanın, devrimci örgütten kaçışın, reformizmin bayrak edinildiği bir tarihsel süreçte devrimci mücadeleden, devrimci örgütsel işleyişten, devrimci konumlanmadan, devrimci sınıfa olan yönelimden taviz vermemiş bir partinin militanları olarak, bilimsel sosyalizmin ışığında partimizin 25 yıllık birikimini kavrayıp sınıfla buluşturacağımız sözünü dostun ve düşmanın önünde veriyoruz.

Şan olsun partimiz TKİP'ye!

Sefaköy Bölge Örgütü

 

Yaşasın proletarya devrimi! Yaşasın sosyalizm!

Bugün kapitalizmin kriz gerçekliği tüm dünyayı sarsan bir düzeyde hissedilmektedir. Bu sarsıcı gelişmenin ekonomik-sosyal-siyasal alandaki etkilerine dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler her geçen gün yükselen bir tepkiyle yanıt vermektedir. Derinleşen bunalımın ve emperyalistler arası kızışan rekabetin sonucu olarak ortaya çıkan savaş gerçekliğinin kendini hissettirdiği bir dönemde, biz komünistler kapitalist sömürü düzenini alaşağı edecek bir devrim sürecine hazırlanıyoruz. Dünya ölçeğinde yaşanan gelişmeler bize proleter devrimler çağının ön günlerinde olduğumuzu gösteriyor. Tüm bilincimizle bugünlerin görev ve sorumluluklarına uygun bir hazırlığın çok yönlü ihtiyaçlarına yoğunlaşmış bulunuyoruz.

Devrim dinamiklerinin mayalandığı böylesi bir dönemde stratejik hedeflerimize kilitlenerek, Türkiye burjuvazisinin kapsamlı saldırıları sonucu ortaya çıkan boğucu atmosferi değiştirme çabası içerisindeyiz.

Esenyurt sanayi havzası işçi kitlelerine ağır çalışma koşullarının dayatıldığı bir sömürü cennetidir. Uzun yılları geride bırakan devrimci sınıf faaliyetimizle bölgemizde sermayenin sömürü dişlilerini parçalama çabası içerisindeyiz. Fabrikalara partimizin sesini taşıyor, işçi sınıfı içinde soluk alıyor, böylece sınıfı devrime ve sosyalizme kazanmanın güncel öneminin bilinciyle günü örgütlüyoruz. Böyle bir faaliyet içerisinde Alaaddin Karadağ yoldaş sermaye devleti tarafından katledilerek parti ve devrim davasında ölümsüzleşmişti. Alaaddin yoldaşı güneşe uğurladığımızdan bugüne geçen iki yıl süresince, sermayenin korkularını gerçek kılacak sınıf kinimiz ve iktidar bilincimiz daha da bilendi.

Marksist-leninist teoriden gücünü alan ideolojimizin, bu çizginin ürünü olan programızın doğruluğu bizzat yaşam içerisinde sınanmıştır. Komünist hareket 23. yıllık süreciyle devrimin ve sosyalizmin kızıl bayrağını bu topraklarda yükseklerde dalgalandırmanın onurunu taşımaktadır.

Bugün devrim ve sosyalizm davası daha da günceldir. TKİP devrimin ve sosyalizmin bu topraklardaki tek güvencesi olduğunu, sayısız zorlu dönemden güçlenip çıkarak kanıtlamıştır. İşte bu nedenle geleceğe kazanacak güce ve iradeye sahiptir.

 Esenyurt'ta TKİP'nin toplam birikim ve deneyimine yaslanarak sınıfı devrime ve partiye kazanma irademizi bir kez daha vurguluyor, gecenizin başarılı geçmesini diliyoruz.

Esenyurt Bölge Komitesi

“Parti, sınıf, devrim!”

Merhaba yoldaşlar, dostlar!

Kapitalizme karşı öfkenin kitleselleştiği bugünlerde kutlanan Türkiye Komünist İşçi Partisi'inin kuruluş yıldönümünü, devrime ve sosyalizme olan inanç ve bağlılığımızla selamlıyoruz.

Wall Strett'den Tahrir Meydanı'na, Lonra'dan Atina'ya kadar bir ses yankılanıyor. Dünya işçi sınıfı ve emekçilerinin sesi kapitalizmin karanlığına karşı giderek daha güçlü bir biçimde yükseliyor. Coğrafyamızda bu sesin temsilcisi olan ve sınıfı devrime kazanma mücadelesini kararlılıkla sürdüren partimiz, “Parti, sınıf, devrim!” şiarını bayraklaştırarak işçi sınıfını mücadeleye çağırıyor.

Biz de bölgemizde fabrika fabrika sınıfın mücadelesinin önündeki engelleri parçalamaya, siyasal bilinci yaygınlaştırmaya çalışıyoruz. Sınıfı partiye kazanmanın devrimi ve sosyalizmi kazanmak olduğu bilinciyle gecemizi gündüzümüzü katıyoruz. Patimizin bayraklaştırdığı “Parti, sınıf, devrim!” şiarı bölgemizdeki fabrikaların üstünde dalgalanıyor. Bu bayrak şehit yoldaşlarımızdan devralınmıştır. Onların anısını bu bayrağı kapitalizmin burçlarında dalgalandırarak yaşatacağız.

Partimizin kuruluş yıldönümü vesilesiyle düzenlemiş olduğunuz geceyi devrim ve sosyalizm mücadelesindeki tüm kararlılığımızla selamlıyoruz.

İşçi sınıfı savaşacak, sosyalizm kazanacak!

Yaşasın Türkiye Komünist İşçi Partisi!

TKİP Ümraniye Bölge Örgütü

 

Geleceği kazandıracak adımları atanlara selam olsun!

Yeni bir dönemin eşiğinde böyle anlamlı bir geceye katılan tüm işçi ve emekçileri ve yoldaşlarımızı devrimci coşkumuzla selamlıyoruz.

Dostlar!

Ortadoğu'dan Avrupa'ya uzanan ve şimdi de Amerika'da karşımıza çıkan toplumsal hareketler partimizin ortaya koyduğu  değerlendirme ve tespitlerin doğrulanmasıdır. Partimizin yeni dönemi tahlil ederken yaptığı "geleceğin büyük mücadelelerine hazırlanmak" vurgusu tüm çalışmalarımızın ana eksenidir. Bizler bu önemli vurgunun ışığında mücadelemizde yoğunlaşıyoruz. Partimizin sınıf içindeki mevzileri güçlendikçe, sınıf mücadelesinde yükselen her bir bayrak devrimin de dolaysız habercisi olacaktır.

Dünden daha iddialı, daha kararlı ve daha tok bir biçimde yolumuzda yürüyoruz. Bugün sendika bürokatları ve devletin kolluk güçleri işçi sınıfı içerisinde örgütlenme ve hak talepleriyle gündeme gelen mücadelelerde devrimci sınıf kimliği ve ihtilalci örgüt iradesi ile yüzyüze geliyorlar. Bu somut gerçeklikle dünden daha güçlü bir mücadele zeminine sahibiz.

Bundan sonrası bizim için, ideolojik gücümüzü yukarıdan aşağıya hakim kılmak, hedefli sistematik çalışmada sonuç üretmek ve sınıf mevzilerinde yoğunlaşmaktır. Geçmiş onyılların birikim ve deneyimi bunun için yeterli koşulları sağlamıştır. Şimdi partimizin iddiasını ete-kemiğe büründürmek sorumluluğuyla yüzyüzeyiz.

Kartal'dan Komünistler

 

Yaşasın partimiz TKİP!

İşçi sınıfı ve emekçilere dönük saldırıların kapsamlı bir şekilde yürütüldüğü bir süreçten geçiyoruz. Bir yandan işçi sınıfının geçmişten bugüne can bedeli kazanımları birer birer gaspedilirken, öte yandan çalışma ve yaşam koşulları ortaçağı aratmayacak şekilde ağırlaştırılıyor. Son gelişmelerle saldırıların mahiyeti tümüyle gün yüzüne çıkmış bulunuyor. Ulusal istihdam stratejisi saldırısıyla, torba yasa ve kıdem tazminatının gaspıyla beraber çalışma yaşamının esnekleştirilmesi ve taşeronluğun yasallaştırılması hedefleniyor. Sermayeye dikensiz bir gül bahçesi yaratılıyor.

Bölgemizde bu süreç kendisini daha ağır bir şekilde hissettiriyor. Sömürü ve vahşet daha da katmermeşirken, her türlü kuralsızlık ve esnek üretim kural haline getiriliyor. Tersaneler, işçilerin örgütsüzlüğü nedeniyle sermayenin çok rahat at koşturabildiği bir alan durumunda.

Komünistler olarak sınıfın olduğu her alanda faaliyet yürütüyoruz. Marksizmin-Leninizmin kılavuzluğunda sınıfı örgütlemek ve devrime götürmek için yoğun bir çaba içindeyiz. Önümüzdeki dönemin bu çabaların filizlendiği bir dönem olacağı umudu ve coşkusuyla hepinizi selamlıyoruz.

Yaşasın partimiz TKİP!

Tuzla'dan Komünistler

Yaşasın devrim, yaşasın sosyalizm!

Sevgili dostlar, yoldaşlar!

Partimizin 13. kuruluş yıldönümü vesilesiyle “İşçilerin birliği, hakların kardeşliği!” şiarıyla düzenlenen etkinliği coşkuyla selamlıyoruz.

Hiç şüphe yok ki, tüm dünya halklarının kardeşçe bir arada yaşayabileceği tek sistem sosyalizmdir. Sovyetler Birliği’nin çökmesinin ardından gerileyen mücadelenin dünya halklarına faturası ağır olmuştur. Emperyalizm uyguladığı savaş ve saldırı politikaları halklar arasına kin tohumları ekmiş, dün kardeşce bir arada yaşayanlar birbirine düşman hale getirilmiştir.

Ancak, olayların gelişim seyri, işçi sınıfı ve ezilenlerin mücadelesinin büyüyeceği yeni bir dönemin içinde olduğumuzu açıklıkla ortaya koymaktadır. Dünya yeni bir devrimler dönemine doğru ilerlemektedir. Bu da demektir ki, tüm dünya halklarının proletaryanın kızıl bayrağı altında eşit, özgür, birlikte ve kardeşce yaşayabileceği günler uzak değildir.

Fakat bu günlerin kendiliğinden gelmeyeceği, bunun, tek devrimci sınıf olan işçi sınıfının kendi tarihsel rolünü oynamasına bağlı olduğu açıktır. İşte bu açıklıkla davranan partimiz, işçi sınıfını kazanmak için büyük bir çaba içerisindedir. Gerçekleştirilen eylem, etkinlik ve direnişlerin de tanıklık ettiği bu çabanın bizi yeni dönemin ihtiyaçlarına yanıt vermeye muktedir kılacağı inancıyla etkinliğinizi bir kez daha selamlıyoruz.

Yaşasın devrim, yaşasın sosyalizm!

Yaşasın partimiz TKİP!

Bursa’dan komünistler


Üste