Logo
< TKİP II. Kongresi kapanış konuşması...

1 Mayıs’ta mücadele alanlarına!


Kapitalist sömürüye ve soyguna,fileadmin/PDF/1_Mayis_2008.pdf

Sosyal yıkıma ve köleleştirmeye,

Emperyalist-siyonist saldırganlığa ve savaşa,

Faşizme, şovenizme ve gericiliğin karanlığına karşı,

 

1 Mayıs’ta mücadele alanlarına!


Tüm dünyada emekçiler işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs’ı kutlamaya hazırlanıyorlar. 1 Mayıs bir kez daha dünya ölçüsünde işçi sınıfı ve emekçilerin, toplumsal zenginliği tekelinde tutan, sömürü ve yağmayı katmerleştiren, insanlığı ve doğayı yıkıma sürükleyen kapitalist asalaklar dünyasına meydan okuyacakları bir gün olacaktır.

1 Mayıs hazırlığı ülkemizde de başlamış bulunuyor. Türkiye işçi sınıfının kadın-erkek tüm neferleri bu hazırlığa etkin bir şekilde katılmalı, 1 Mayıs’ı, mensubu oldukları sınıfa yakışır bir coşkuyla kutlamaya kararlı olduklarını dosta-düşmana göstermelidirler. Bu kavgada yer almak her onurlu işçinin ve emekçinin boynunun borcudur.

 

İşçi, emekçi kardeşler!

Kızıl 1 Mayıs, insanın insan tarafından sömürülüp köleleştirildiği kokuşmuş karanlıklar dünyasına, yani kapitalizme karşı kavgaya çağırıyor bizi.

Üretim araçları küçük bir azınlığın özel mülkiyetinde iken, toplumsal zenginlikler bu kan emici azınlık tarafından talan edilirken, yaşamı üreten işçi ve emekçi çoğunluğun payına kölece çalışma koşulları, işsizlik, yoksulluk, açlık, sefillik düşüyor. Safını bilen hiçbir işçi ve emekçi, mücadeleden uzak durarak bu rezil çarkın dönmesine seyirci kalamaz.

İşçi sınıfının fabrikalarda, tersanelerde, sanayi sitelerinde, tarım işletmelerinde, hizmet alanlarında ömür tüketerek ürettiği zenginliğin üstünde tepinen kapitalist asalaklar bu kadarıyla da yetinmiyorlar. Emperyalizmin ve işbirlikçi sermaye sınıfının emrine amade hükümetlerin uyguladıkları İMF patentli sosyal yıkım paketleri sömürüyü daha da derinleştiriyor, işçi sınıfının kölelik zincirlerini daha da kalınlaştırıyorlar. Ürettiğimiz toplumsal değerlerin yağmasından daha büyük paylar almak uğruna şu günlerde kendi aralarında kıyasıya dalaşan burjuva gericiliğinin farklı kanatları, emekçilere yaşamı zindan eden yıkım programlarını uygulamak sözkonusu olduğunda tam bir uyum içinde davranmaktan geri durmuyorlar.  

Oysa ülkemizde, işçi ve emekçilerin tüm temel ihtiyaçlarını karşılayacak, tüm temel sorunların çözülmesini sağlayacak, insanca yaşamalarına yetecek toplumsal zenginlik fazlasıyla mevcuttur. Ancak sömürü ve yağmaya dayanan kapitalist asalakların egemenliği bu zenginliğin tüm toplumun yararına kullanılmasına izin vermez. Çünkü bu zenginlik bir avuç asalaktan oluşan sermaye sınıfının tekelinde ve yönetimindedir. Elbette aynı durum yerküremizde yaşayan insanlığın tümü için de geçerlidir. Zira emperyalist-kapitalist düzen, sömürücü özü gereği, serveti bir yanda sefaleti öte yanda biriktirir, böylece muazzam zenginliklerin insanlığın büyük çoğunluğu yararına kullanılmasına izin vermez. Bu düzende zenginliğin muazzam boyutlarda artışına, insanlığın büyük çoğunluğunun yoksulluğu ve sefaleti eşlik eder.

Kapitalizmin dolaysız sonucu olan bu akıl almaz çelişki, insanlığı çoktandır “ya barbarlık içinde çöküş ya sosyalizm!” alternatifleri ile karşı karşıya bırakmıştır. Bu çelişkiyi ve onun yolaçtığı ikilemi işçi sınıfı, emekçiler ve ezilen halklar lehine çözmenin yolu, kapitalist sömürü düzenini yıkmaktan geçmektedir.  

 

Emekçi kardeşler!

Bugün 1 Mayıs’ı birlik, mücadele ve dayanışma değerlerinin ileri düzeyde yaşam bulduğu bir kavga gününe dönüştürmenin olanakları mevcuttur. Kadın-erkek işçiler ve emekçiler ile ezilen Kürt halkı 8 Mart'ta, 13-14 Mart'ta, 21-23 Mart'ta ve son olarak 6 Nisan’da sömürüye, baskıya ve zorbalığa karşı tepkilerini geniş kitleler halinde katıldıkları militan eylemlerle ortaya koymuş bulunuyorlar. Şimdi bunu daha ileriye taşımanın zamanıdır. Emekçiler olarak bu hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu sorumluluğun gereklerini yerine getirirsek, 1 Mayıs’a geniş kitleler halinde ve militan bir ruhla katılmayı başarırsak, böylece amerikancı sermaye iktidarının fütursuz saldırılarına karşı etkili bir barikat örmüş oluruz.

Bu, işbirlikçi sermaye iktidarının komşu halklara karşı emperyalist-siyonist güçlerle daha kapsamlı suç ortaklıklarına girmesini önlemek açısından da hayati önemdedir. 1 Mayıs alanlarındaki mücadele kararlılığı ile bu suç ortaklığına dur demeliyiz. Emperyalizmin ve siyonizmin sonu gelmeyen saldırıları altında acı çeken kardeş Ortadoğu halklarına karşı ertelenemez bir görevdir bu.  

 

Türkiye Komünist İşçi Partisi,

Kapitalizmin ücretli kölelik dışında seçenek sunmadığı işçileri ve emekçileri, geleceksizliğe mahkum ettiği gençliği, çifte baskı ve sömürü altında tuttuğu emekçi kadınları, sınıfsal baskının yanısıra ulusal, dinsel, mezhepsel bakıya maruz kalan tüm ezilenleri, 1 Mayıs’a etkin biçimde katılmaya çağırmaktadır!

 

Faşist baskı ve teröre karşı direnmek

Sosyal yıkım saldırısını püskürtmek,

Sınıfsal, cinsel, ulusal bakıya son demek,

İnkarcılığa ve kirli savaşa karşı özgürlük ve eşitliği haykırmak

Emperyalist-siyonist saldırganlığa ve savaşa dur demek,

İşçilerin birliği, halkların kardeşliği şiarını yükseltmek,

Kapitalist sömürü ve baskı düzenine karşı safları sıklaştırmak için,

1 Mayıs'ta kavga alanlarını dolduralım!

 

Yaşasın 1 Mayıs!

Yaşasın devrim ve sosyalizm!

Yaşasın proletarya enternasyonalizmi!

Türkiye Komünist İşçi Partisi (TKİP)

7 Nisan 2008

 fileadmin/PDF/1_Mayis_2008.pdf


Üste