Logo
< Abajo la agresión y las guerras imperialistas!

Devrimci yenilenme ihtiyacı - M. Efe


Kapitalist düzen insanlığa ve tüm canlı hayata yıkımdan başka bir şey sunmuyor. Barbarlık içinde çöküş ya da kapitalizmi yok etmek dışında bir seçenek bulunmuyor.

İnsanlığın ve doğanın yaşadığı tüm yıkıma son verecek olan, devrimci partisiyle birleşmiş işçi sınıfının diğer ezilen ve sömürülen kesimlere önderlik etmesiyle gerçekleşecek toplumsal devrimdir. Devrimci partinin işçi sınıfı ile et ve tırnak gibi birleşmesinde ise kolektifler, daha özelinde ise kadrolar önemli bir yere sahiptir.

Devrimci partinin güçlenmesi, kadrolarının nitel ve nicel güçlülüğü, bunu kolektife mal etmesiyle doğru orantılıdır. Nihayetinde devrimci partiler, tek tek partililerin ortak amaçlar ekseninde bir araya gelmesiyle oluşurlar. Onlar geçmişin ve günümüzün kolektif birikiminin temsilcileridir. Mevcut birikimin geleceğe taşınmasında ve yeni birikimlerle güçlendirilmesinde, kolektifin ve tek tek kadroların fazlasıyla rolü vardır.

Kapitalist düzen karşısında insanlığın ve tüm canlı hayatın kurtuluşu mücadelesini güçlendirmek için sınırlarımızı sürekli olarak aşmak, kendimizi yenilemek durumundayız.

Kendi dar sınırlarını aşmak ve geleceğe daha güçlü adımlarla ilerlemek devrimdir. Küçük-burjuva yargıları terk etmek devrimdir. Yoldaşça ilişkileri güçlendirmek, kişisel yaklaşımlardan uzak durmak, kıskançlık, kendini beğenmişlik gibi davranışlardan arınmak devrimdir. Eleştirirken özeleştirel olmayı başarmak devrimdir. Nesnel olana boyun eğmemek devrimdir. Yeni bir yol bulma ya da açma çabası içinde olmak devrimdir...

Devrimcilerden oluşmuş ve devrim davası için mücadele eden partilerin görevi devrime yürümektir. Bunun için ise devrimci yenilenme olmazsa olmazdır.

Nesnelliğe teslim olan kaybeder!

Günümüzün nesnel koşulları devrim mücadelesinin güçlendirilmesi açısından elverişsiz bir ortam sunuyor olsa da, bu tablo geçici olmaya mahkumdur. Böylesi durumlarda kolektif iradi müdahale ve bunun hayat bulması için bireysel iradi çaba, her zamankinden daha fazla önem kazanıyor. Yarını kazanmak için bugünün elverişsiz ortamında sağlam durmak hayati önemdedir. Bunu yapmak yerine “sürecin değişmesini-yumuşamasını bekleyelim” diyerek atalete düşmek ya da kendiliğindenci bir tarzla davranmak, nesnelliğe teslim olmaktır. 1905 Devrimi’nin yenilgisinden sonra nesnelliğe teslim olmuş bir Bolşevik parti ve kadroları olsaydı eğer, şanlı Ekim Devrimi yaratılabilir miydi?

En zor koşullarda dahi devrimci yaratıcılık ve yol açıcılıkla davranmak, bizi yarına hazırlayacaktır. Nesnelliğe teslim olanlar, ya devrim mücadelesinden düşerler, ya da verimli koşullarda dahi geçmişin yarattığı ideolojik, politik, pratik erozyonun etkileriyle davranırlar.

Partimiz geçmişin deneyimlerini ve birikimini fazlasıyla irdelemekte ve anlamlı sonuçlar çıkarmaktadır. Daha fazla sonuçlar çıkarmak bugünün temel görevlerindendir. Fakat çıkarıldığı kadarını partinin toplamına mal etmede bir zayıflık olduğu da ortadadır.

Bu görev partinin kolektif görevidir. Fakat her yoldaşın da bu konuda azami çaba sarf etmesi gerekir. Sürekli bekleyen ve bir şeyler talep eden konumda olmak, mevcut birikimin gerektiği gibi kavranamamasına yolaçar. Kişilerin farkında olmadan kafalarına duvarlar örmesine neden olur.

Önyargılar, sürekli eleştiren fakat kendini eleştiri üstü gören anlayışlar, vb. bu duvarlara verilecek örneklerden bazılarıdır. Böyle hareket eden yoldaşlarımız kolektife katkı sunmak bir yana, gereksiz bir meşguliyete de yol açarlar. Örgütsel zeminlerimiz zamanla teknik planlamaya indirgenir. Her şeyin teknik planlamaya indirgendiği ve düşünsel gelişime kapalı zeminler oluştuğunda, dağıtıcı, bozucu, yıpratıcı, zamanla düzeniçileşen ilişkilerin oluşması kaçınılmazıdır.

Yarını kazanmak için!

Zor dönemleri ideolojik, programatik ve pratik açıdan çizgisinden sapmadan karşılamış ve aşmayı başarmış partimiz, bu pratiğiyle geleceğin temsilcisi olduğunu defalarca göstermiştir. Şimdi bizlere düşen görev yarını kazanma mücadelesine daha fazla katkı sunmaktır. Yarını kazanmak için kendimizi yenilemek, mücadelede öne çıkan ileri unsurları partiye, kitleleri de devrim mücadelesine kazanma çabasını güçlendirmektir.

Tarihin en görkemli devrimleri bu diyalektik bütünlüğün hayat bulmasıyla gerçekleşmiştir. Burjuva devrimlerden proleter devrimlere kadar, bir programa sahip olanlar ve bu uğurda örgütlü mücadele edenler, tarihin akışına da yön verebilmişlerdir.

Şanlı Ekim Devrimi bu açıdan bize çok önemli bir birikim ve sayısız deneyim sunmaktadır.

Bu deneyimlerden öğrenerek, yarını kazanmak için adımlarımızı sıklaştırmalıyız.


Üste