Logo
< Parti ve Lenin

Fabrika çalışması üzerine notlar


 

Fabrika çalışması üzerine notlar

Fabrika çalışması kapsamlı bir alan çalışmasını ifade eder. Bu nedenle, bu kapsamda bir çalışmada birçok şeyi tartışmak ve bilince çıkartmak, fabrikaya olan yönelim ve hedefler açısından son derece önemlidir.

Öncelikle işçilerle ilişki kurma biçimlerini açıklığa kavuşturmak gerekiyor. Çünkü çoğunlukla, işçilerle diyalog üzerinden şekillenen çalışmaların sonuçsuzluğu ile karşı karşıya kalıyoruz.

Dernek, kahve ve benzeri mekânlarda kurulan ilişkiler üzerinden şekillenen fabrika çalışması, hiç de yoğunlaşmış bir çalışmanın ifadesi ve sonucu değildir. Bu tür diyaloglar belki belli bir düzeye ulaşabilir. Hatta bu işçilerin çalıştıkları fabrikalar üzerinden bir takım yönelimler geliştirilmesine olanak bile yaratabilir. Fakat bu çalışma tarzı kolektif bir çalışmayı ifade etmediği gibi, aynı zamanda hedefsiz ve plansız bir çalışmaya sürüklenişi beraberinde getirir.

Hedeflediğimiz fabrikalardan işçilerle kurduğumuz ilişkileri geliştirebilmek ve sosyal diyalog zeminini oluşturabilmek için elbette bu tür mekânlara gidilebilir. Fakat işçilerin politize edileceği zemin birebir üretim sürecidir. Hedef fabrikada var olan sorunlara karşı mücadelenin örgütlenmesi veya yeni hakların elde edilmesi için somut çözüm önerilerinin doğru bir perspektifle ortaya konulması mesafe almayı kolaylaştırır. şurası çok açıktır ki, biz bu işçileri ancak eylemlilik süreci içerisinde kazanabiliriz.

Dolayısıyla, bir fabrika çalışmasının hangi zemine oturması gerektiği konusunda açıklık taşımak, nasıl bir planlama yapmak gerektiğini ciddi bir tartışma konusu yapmak, sonuçları açısından son derece önemlidir. Çalışma, yukarıda işaret ettiğimiz ilişki tarzına dayandığı ölçüde, kendiliğinden ve hedefsiz kalma akibetinden kurtulamaz.

Bu tarz bir çalışma, rastlantısal kurulmuş ilişkiler ve diyaloglar üzerinden bir ilişki tarzı üzerinde şekillenmektedir. Hedef, stratejik bir fabrikaya yönelik bir siyasal faaliyet yürütmek değil, işçi ilişkileri edinmek, bu ilişkileri bir biçimde faaliyete kazanmak olmaktadır. Bu durum sınıf çalışmasına kolektif bakış planında ciddi bir zayıflığın ifadesidir ve bir sonuç üretememektedir. Fabrika çalışması herşeyden önce bir kolektif planlama ve yönelim sorunudur.

Fabrika çalışması birebir fabrikada bulunan yoldaşın bireysel yoğunlaşma ve çabasıyla sınırlı bir çalışma değildir. Çalışma kolektif tartışma, karar alma ve planlama zemininde ilerleme sağlayabilir. Bu anlamıyla çalışma kolektif bilgilenme, eğitim ve etkileşim süreci üzerinden şekillenmelidir. Fabrika çalışması çok yönlü bir kuşatmayı gerektirir.

Aynı zamanda alan çalışması üzerinden kolektif planlamayla fabrikalar belirlenirken, eldeki güçlerin niteliğinin gözönünde bulundurulması, somut hedefler üzerinden faaliyetin şekillenmesi gerekir. Genel bir alan çalışması yürütmek kaygısıyla hedefsiz ve şekilsiz bir tarzda değişik fabrikalara bildiri dağıtmak gerçek bir fabrika-sınıf çalışması yürütüldüğü anlamına gelmez. (İleride bu konu üzerinden daha  ayrıntılı duracağız.) Nihayetinde böyle bir çalışma hedeften yoksun bir çabadan başka bir şey olmayacağı gibi, kayda değer bir kazanım da elde edilemez. Dolayısıyla fabrika ve alan çalışmasının ön sürecinin iyi bir hazırlığa dayanması ve net hedeflere sahip olması son derece önemlidir.

Şimdi artık alan ve fabrika çalışmasına geçebiliriz.

Hedefli bir çalışma

Hedef fabrika kolektif tarafından bilinçli bir tercihle belirlenmelidir. Bu belirleme sektörel önemi ve ekonomide tuttuğu yer üzerinden yapılmalıdır. Hedeflenen fabrikaların stratejik önemde işletmeler olması öncelikli tercih olmalıdır.
Bu tür fabrikalarda konumlanma koşullarının olmaması veya zor olması buraların bizim öncelikli hedefimiz olduğu gerçeğini değiştirmez. Bu tür zorluklardan dolayı buralara yönelmemek kolaycılığın ifadesidir.
Bir fabrikaya yönelimimiz taktik tutum, stratejik hedef ve örgütsel çıkarlar üzerinden şekillenir.
Biz güçlerimizi fabrikalara yönlendiriyor ve gidin çalışın diyebiliyoruz. Ancak insanlarımızın fabrikalarda çalışıyor olması bizim gerçekten hedefli, oturmuş, planlanmış bir bölge ve sınıf çalışması yürüttüğümüz anlamına gelmez. Bu işyerine girerken hedefimiz nedir, ne kadar işçi çalışıyor, işçilerin düzeyi nedir, sorunları nelerdir, fabrikanın geçmişi nedir, nelerin yapılması gerekir vb. gibi sorular cevaplanamıyorsa eğer, girilen fabrika hedef fabrika olabilir mi? Bu durum çalışmanın kendiliğinden şekillendiği anlamına gelmez mi?

Fabrika ve alan çalışmasında
kolektif planlama

* Fabrikanın temel üretim alanı nedir? Kullandığı hammadde ve yardımcı maddeler nelerdir? Nereden temin edilir? Alternatif seçenekleri var mıdır? Bu yardımcı maddelerin üretimdeki etkisi nedir? Mamul maddenin kalitesini nasıl etkilemektedir?

* Sektöründe pazar payı nedir? Mamül maddeler nasıl dağıtılmaktadır? Pazarlama yöntemleri nelerdir?

* Makinelerin teknolojisi eski mi, yeni mi? Bundan doğacak sonuçlar nelerdir?

* Mühendislik denetimi düzenli olarak yapılıyor mu? Denetim kapsamlı mı, yüzeysel mi?

* Kullanım özelliğini çeşitli nedenlerle kaybetmiş parçalar revizyondan geçiriliyor mu?

Bu ve benzeri sorular fabrikayı tanımak için ciddi bir çaba harcamak gerektiği göstermektedir. İlk bakışta bu başlıkların ne işe yarayacağı sorulabilir. Fakat emek yoğunluğu, işçi sağlığı ve meslek hastalıkları, sömürü oranının tespiti, işçilerin kararlılığı, ne zaman eylem yapılabileceği ve nasıl etkili olunacağı çerçevesinde yapılacak tartışmalarda bu bilgiler çok önemlidir. Hedef fabrikaya yönelirken bu bilgiler büyük bir yarar sağlayacaktır. Taktik politika üretmeyi kolaylaştıracak, somut müdahalenin önünü açacaktır.

Çalışma koşullarının bilinmesinin
önemi

Geçmişte ve bugün çalışan işçi sayısına ilişkin net bilgilere ulaşılmalıdır. Ne zaman işçi alınıp çıkarıldığı, dönemsel veya mevsimlik artışlar, dolayısıyla tensikat zamanları bilinmelidir. Çalışma koşullarını iyi bilmek ve tartışmak gerekir. Fabrikada iş hukukuna uygun çalışılıyor mu sorusuna cevap verilebilmelidir. Bunun için de iş hukuku asgari düzeyde öğrenilmelidir.

Çalışma süreleri, iş başı, paydos ve ara dinlenme saatleri, gece-gündüz çalışma koşulları, fazla mesailer, haftalık-aylık-yılık çalışma düzenlemeleri, izin uygulamaları, soyunma-giyinme alanları, temizlik ve duş alanları, lavabolar, yemekhane düzeni ve yemek kalitesi yine bilinmesi gereken konulardır.  Kadın işçilerin çalışma koşulları, kreş, emzirme odaları ve zamanları, doğum ve hastalıklarda kullanılan izin ve istirahatlar hakkındaki bilgiler de özel bir öneme sahiptir.

Genelde yönetim hiyerarşisi patron, müdür, şefler, amirler, ustabaşları ve ustalar biçimindedir. Bu hiyerarşi içerisindeki unsurların kişilik özellikleri (sakin, küfürbaz vb.), çalışma sürecindeki baskı koşulları da önemlidir.

İşçilerle bağ kurmak

Fabrikada dostluk, arkadaşlık çerçevesinde kurulan ilişkide ortak yaşam alanlarının ötesine geçilmeli, ilişki kurduğumuz işçinin birçok özelliği öğrenilmeli, bunun için ciddi bir emek harcanmalıdır.

İlişki kurduğumuz işçi ile güvene dayalı bir ilişki geliştirmek önemlidir. İşçi seni tanımak ve nasıl biri olduğunu bilmek ister. Özgüvene sahip bir kişi etkisi yaratmak, ona güvendiğimiz hissi kazandırmak bize güven duymasını hızlandırır. Özgüven sorunu yaşayan bir devrimcinin işçilere güven vermesi çok zordur. Eğer bu alanda bir zayıflık varsa, bu sorunun üzerine gitmek, sorunu kendi sorunu olarak görmek, zayıflığın nedenlerini sorgulamak ve bunu bir eğitim konusu haline getirmek kollektifin sorumluluğudur.

İlişkilerimizin yaşadığı ekonomik, sosyal, ailevi sorunları konuşabilme rahatlığını mutlaka sağlayabilmeliyiz. Sorunları karşısında alacağımız tutumun son derece önemli sonuçlar yaratacağını unutmamalıyız. Bizim için önemli olmayan bir nedenden dolayı ilişkimiz bir sorun yaşıyor ve bize anlatıyor olabilir. Umursamaz ya da önemsemez bir tutumu almamız ilişkiyi zedeler. Yaşadığı sorun bizim için ne kadar önemsiz olursa olsun işçi için önemlidir. Bunu gözeten bir tutumla soruna gereken ilgiyi göstermek, kurulan ilişkinin çok hızlı gelişmesini sağlayabilmektedir. İlişkimizin bize rahatlıkla sorunlarını anlatıyor olması bize güven duyduğu anlamına gelir. Bu durum sadece ilişkide olduğumuz işçiyi değil, onun çevresinde bulunan diğer işçileri de etkiler.

Örgütlenme süreci

Örgütlenme süreci birebir kolektifin belirlediği ve yönlendirdiği bir süreç olmak durumundadır. Elbette kolektifin iradesinin dışında gelişmeler olabilir. Kolektif bu gelişmelere de hızla müdahale edip yönlendirebilmelidir.

Örgütlenme süreci, net bir biçimde formüle edilmiş, özgün koşulları kapsayan bir mücadele perspektifi ile şekillenir. Örneğin fabrikadaki en acil sorun yemek sorunu ve biz bu sorun üzerinden örgütlenme çalışması hedefliyoruz. Harekete geçmek için neler yapılması gerektiği kolektif tarafından hızla belirlenmeli ve tartışılmalıdır.

Bu aşamadan sonra sıra fabrikada komite çalışmasını hayata geçirmeye gelmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken, bir araya getirilen üç-beş işçinin önüne birşeyler koyarak  böyle bir çalışmanın başlatılamayacağıdır. Zaman zaman somut hedefleri olmaksızın belli bir grup işçi bir araya gelebiliyor. Biz de bu gruba komite diyoruz. Somut bir hedefi olmayan bu bileşeni politikleştirebilmek amacıyla önüne belli işler koyuyoruz. Bu tür müdahaleler çoğunlukla başarısızlıkla sonuçlanıyor. Burada önemli olan, kendiliğinden oluşan bir bileşenin önüne iş koymak değil, tanımlanan bir iş üzerinden bir komiteyi şekillendirmektir.

Somut bir iş üzerinden bir araya gelme ve doğru bir yönlendirme çok daha sonuç alıcı olmaktadır. Böyle bir örgütlenme çalışmasında elbette birçok araç da kullanılabilmelidir; piknik, gezi, futbol turnuvaları vb. gibi.

Komiteleşmede dikkat edilmesi
gereken noktalar

Komiteleşme ciddi bir ön hazırlık sürecini gerektirir. Bir komite çalışması herhangi bir gündem üzerinden işçileri bir araya getirmek üzerinden kurulmamalıdır. Bir komite çalışmasında temel hedef elbette işçileri bir araya getirmektir. Fakat çalışma, fabrika özgülünde komite bileşenlerinin ve tüm fabrika işçilerinin en çarpıcı sorunları ve gerçekçi çözüm önerileri üzerinden şekillendirilmelidir. Aksi takdirde iyi diyologlarımız üzerinden şekillendireceğimiz komitenin ortak hareket etmesini ve sürekliliğini sağlamak fazlasıyla zor olacaktır. Diyelim ki konumlandığımız fabrikanın en temel sorunu sigortasız çalıştırılma, işçileri en çok etkileyen sorun bu. Ama aynı zamanda işyerinde fazla mesai dayatmaları var. İşçiler isteksiz de olsalar mesailere kalmayı bir zorunluluk olarak görüyorlar. Ama biz tutmuşuz mesai sorunu üzerinden bir komiteleşme çalışması yürütüyoruz. Böyle bir çalışmayla ilişkilerimize gidiyor, fabrikada gündem oluşturmaya çalışıyoruz. Büyük bir ihtimalle, herkesin mesailerden yakındığı ama mesaiye kalmamak içinde hiçbir girişimde bulunmayacakları bir tablo ile karşı karşıya kalacağız.

Böyle bir sürecin ardından eğer bir de komite işlevsiz kalmış ve dağılmış ise, arkasından başka bir gündem üzerinden yeni bir çalışma yürütmek (bu çalışma ne kadar doğru bir pesfektifle başlatılırsa başlatılsın), işçileri yeniden toparlamak fazlasıyla zor olacaktır. Dolayısıyla, bir komite faaliyeti için fabrikanın tümünü kesen ve bir ihtiyaç olma niteliği taşıyan gündemler tercih edilmelidir.

Komite oluşturma safhasında sorunu ve çözümü tamamen biz ortaya koyar ve yönlendirmeye çalışırsak, işçilerde çekimserlikler oluşması muhtemeldir. Bir takım sorunları tartışmaya açılmalı, sorular sorarak ya da tartışmaya yön vererek ortak kararı birlikte almalıyız. Böylelikle işçiler alınan kararı sahipleneceklerdir.

Karşımıza çıkan diğer bir sorun, tartışmalara politik bir hat kazandırmak ve inisiyatifi ele almak için aceleci davranmaktır. İşçilere inisiyatif kazandırmaya çalışırken, aslında böylesi açık ve doğrudan yönlendirmelerle işçi inisiyatifinin gelişmesini engellemiş oluruz.

Çalışmanın başarısı ve açığa çıkmaması, ilişkilerin çalışmayı sahiplenmesiyle, söz sahibi oldukları için faaliyetlerini ciddiye almalarıyla mümkündür.
Bu nedenle kollektif, çalışmayı yürüten yoldaşın bireysel olarak öne çıkmasını engellemeli, ona yön vermelidir. 

Fabrika çalışmasında eylem süreci ve bu sürecin örgütlenmesini ayrıca ele alacak, çalışmalarımızın ortaya çıkardığı deneyimleri aktarmaya devam edeceğiz.

(Kolektif tartışmanın ürünü bu notlar
N yoldaş tarafından kaleme alınmıştır...)