Logo
< 15-16 Haziran, sol hareket ve işçi hareketi

Propaganda çalışması


Devrimci örgütlenme faaliyetinin temel bir öğesi...

Propaganda çalışması

Günün sınıf mücadelesi şartları düşünüldüğünde, partimiz kitle çalışması alanında önemli bir kapasiteye sahiptir. Faaliyetimiz politik muhteva, süreklilik, yaygınlık, araç çeşitliliği vb. açılardan incelediğinde, bu kapasite daha iyi görülebilir. Bu kapasiteye rağmen faaliyetimizin örgütlenme alanındaki sonuçlarının sınırlı kalması en çok tartıştığımız konulardan biridir. Sınıf ve kitle hareketinin geri durumu, örgütsel sorunlarımız, bu sorunlarla bağlantılı ancak onu aşan bir muhtevaya da sahip olan kadrosal yetersizliklerimiz, bu sınırlı sonuçta en belirleyici faktörlerdir. Ancak faaliyet kapasitemiz ile elde ettiğimiz sonuçlar arasındaki açı sadece bu faktörlerden kaynaklanmamaktadır. Kitle çalışmamız içerik, biçim, araç ve yöntem, vb.  açılardan da belli zayıflıklar taşımaktadır.

Nitekim bir bütün olarak parti bu sorunu bir yandan yukardaki faktörlerle bağlantısı içinde ele almakta, ama öte yandan da her bir sürecin ve dönemsel pratiğin yarattığı deneyimi kendi içinde değerlendirmeye çalışmaktadır. Özelikle son dönemde daha ağırlıklı olarak parti basınında kendini yer bulan “kitle çalışmamızın sorunları” başlığı böyle bir çabanın yansımasıdır da.

Bu başlık altındaki tartışmalarda üzerinden en fazla durulan konulardan biri propaganda-örgütlenme ilişkidir. Ancak bu ilişkinin her zaman tüm kapsamıyla kavranabildiğini söylemek zordur. Hedefsiz, zayıf ve dağınık propaganda faaliyetine duyulan tepki yer yer propagandanın öneminin yadsınmasına yol açabilmektedir. Oysa propaganda ve ajitasyon devrimci örgütlenme çalışmasının üstünde en fazla durulması gereken saç ayaklarından ikisidir.

 

Propaganda-örgütlenme ilişkisi

 

Marksist yazında, özelikle de bolşevik gelenekte, belli yanlarıyla birbirinden ayrılmış olsa da propaganda ve ajitasyon çalışması bir bütündür. Temel işlevlerinden ve bu işlevlerin daha iyi kavranmasını sağlamak için yapılan ayrımlardan yola çıkarak, “propaganda aydınlatır” “ajitasyon eyleme çağırır” türü kaba yaklaşımlar eksiklidir. Kitlelerin doğrudan siyasal iktidarı hedeflediği kalkışma dönemleri haricinde devrimci propaganda faaliyeti, örgütlenme ve devrimci bilincin geliştirilmesi sorunlarına yoğunlaşır.

Kuşku yok ki kitleler esasta kendi özdeneyimleri üzerinden eğitilir ve bilinçlenirler. Eylem bu sürecin en dönüştürücü öğesi olarak rol oynar. Ancak bilindiği üzere bu bilinç ve dönüşümün sınırları bellidir. Devrimci faaliyet ise siyasal bilinç kazandırmaya odaklanır. Güncel olanı teorik bir perspektifle ele alan, bunun üzerinden “temel siyasal ve sınıfsal gerçekleri ortaya koymayı hedefleyen”, üstünde yeterince düşünülmüş, hazırlıklı ve kendini doğru bir dil üzerinden ortaya koyabilen bir propaganda faaliyeti olmadan, bu başarılamaz.

 Partimiz böyle bir faaliyet için ciddi avantajları sahiptir: Öncelikle, bütünlüklü bir dünya görüşüne ve buna dayanan devrimci bir programa sahiptir. İkincisi, bu dünya görüşünü ve programı kitlelerle buluşturmayı her şart altında sürdürebilecek illegal örgütsel bir zemine dayanmaktadır. Üçüncüsü, yıllardır kesintisiz bir tarzda süren bir faaliyetin ürünü olan azımsanamayacak bir pratik deneyimi vardır. Ve son olarak, başta merkezi yayınlar olmak üzere bir dizi değişik aracı bir arada kullanabilmektedir.

 Tüm bu avantajların ürünü olarak propaganda düzeyimizle sol hareket içerisinde ayrı bir yerde durmaktayız Ancak bunun böyle olması, yeterince güçlü ve amaca uygun propaganda yapabildiğimiz manasına gelmemektedir. Özellikle devrimci propagandanın güncel gelişmelere uyarlanıp, iktisadi, siyasi ve sosyal her türden gelişmenin “siyasal ve sınıfsal temel gerçeklerin açıklanmasına” bağlanmasında, değişik konu ve gelişmelerin “iç bağlantılarının kurularak bir bütün olarak devrimci bir perspektifle ortaya konulmasında” ve en çok da bunların “hergünkü siyasal faaliyetimize sistematik olarak yedirilmesinde” belirgin bir zorlanma yaşanmaktadır. Bu zorlanmanın aşılmasında merkezi yayın organlarımıza ve bu yayın organlarından beslenerek gündelik çalışmayı örgütlemesi gereken yerel örgütlenmelerimize özel bir rol düştüğü açıktır.

 

Merkezi yayın araçları ve propaganda

 

 Merkezi yayın organları partinin propaganda-ajitasyon ve örgütlenme çalışmasının yönlendiricisi ve taşıyıcısıdır. Merkezi yayın organlarının sözkonusu alanların hangisine ağırlık vereceği, döneme, sınıf mücadelesinin mevcut durumuna, yaşanan pratik sürece ve partinin içinden geçmekte olduğu gelişme aşamalara göre farklılaşabilir. Ama bu durum merkezi yayın organlarının kolektif örgütçü, propagandacı ve ajitatör” olduğu gerçeğini değiştirmez.

Yayın organları propaganda çalışması için önemli imkanlar sunarlar. Her türlü siyasal, iktisadi ve sosyal gelişme ışığında en genel devrimci gerçekleri tekrar tekrar işlerler. Güncel gelişmeler ışığında kitleleri ama özellikle de onların öncülerini aydınlatıp eğitmenin temel araçlarıdırlar. Fakat yalnızca kitlelerin ve öncülerinin aydınlatılıp eğitilmesinde değil, aynı zamanda kadroların gündelik faaliyette ihtiyaç duyacakları politik donanımın sağlanmasında da önemli bir misyon üstlenirler. Gündelik kitle çalışmasında hangi konuları ele alması gerektiğini ve bunların nasıl ele alınabileceğini gösterirler.

Bugün partimiz bir dizi merkezi yayın organına sahiptir. Bu yayın organları içerisinde konumuzla en bağlantılı olanı PYO’dur. PYO, taşıdığı bazı önemli yetersizliklere rağmen propaganda faaliyeti için önemli olanaklar sunmaktadır. Her türlü siyasal ve toplumsal gelişmenin nasıl ele alınması gerektiği noktasında önemli açıklıklar sağlamakta, veriler sunmakta, bazen ayrıntıya varacak bir içerikle siyasal çalışmada öne çıkacak temel başlıkları ortaya koymaktadır.

Ancak alan çalışmalarımızın bundan yeterince faydalandığını söylemek güçtür. PYO’nun ortaya koyduğu propaganda gücü ve düzeyinden gereğince yaralanamamak, bunu gündelik sınıf çalışmamızda etkin bir silaha çevirememek, mevcut çalışmamızın önemli sorun alanlarından biridir. Bunda politik yayın organının taşıdığı eksikliklerin tabii ki rolü vardır. Ama esas neden PYO'yu temel bir propaganda-örgütlenme aracı olarak kullanmaktaki pratik zayıflıktır.

 

Devrimci propagandanın içeriği

 

Politik önderliğe dayalı bir çalışma tarzının en fazla yoğunlaşacağı konulardan biri devrimci propagandanın içeriği olmalıdır. Propaganda çalışmasında yaşanan yetersizliğin en önemli nedeni, yerel örgütlerimizin, sanıldığının aksine bu alana gereken önemi vermemesidir. Gerektiğinde yaygın bir propaganda faaliyeti örgütleyebiliyor olmak, sık sık merkezi materyal kullanmak, buna yerel materyallerin eşlik ediyor olması, değişik araçların kullanımında sağlanan yetkinleşme ve partinin son dönemde nihayet eylem alanında da belirgin bazı adımlar atıyor olması, propaganda faaliyetimizin kendi içindeki sorun alanlarını gölgelemektedir. Örgütlerimiz kitle çalışmasında yaşadığı sorunları daha çok “araç, yöntem ve eylem” sorunu olarak tartışmakta, doğrudan propaganda-ajitasyon alanı ile ilgili olan “politik muhteva” sorunu üzerinde ise yeterince durmamaktadırlar.

Merkezi propagandanın hiçbir özgünleştirme ve alana uyarlama kaygısı duyulmadan kuru bir biçimde tekrarlanması ya da yerel çalışmanın iç gündemlerinin kendi içinde bir çalışmaya konu edilmesi sık sık karşılaşılan bir durumdur. Oysa, başarılı bir propagandanın en temel niteliği, değişik olgu ve süreçlerin iç bağlantılarını ortaya koyabilmek, kitlelerin farklı sorun, talep ve istemleri arasındaki bağları gösterebilmek ve bunları devrimci mücadeleye bağlayabilmekteki ustalığıdır. “Genel gündemler ile yerel gündemler arasındaki ilişkinin kurulması” ya da “genel politikaların özgünleştirilmesi” sorununda mesafe alabilmek için, her bir çalışma alanında bu çerçevede propagandanın somutlanması bir ihtiyaçtır.

Bu alandaki zaafiyet ilk bakışta yerel organ ve kadrolarımız niteliği ile ilgili bir sorun gibi görünse de, esasta politik önderliğe dayalı bir çalışma tarzının çalışmaya hakim kılınmasındaki yetersizliklerimizin ürünüdür.

Her türlü siyasal ve toplumsal gelişme çalışmamızın temel gündemi haline getirilmeden, bunun çalışmamızın yoğunlaştığı her bir alanda, hatta gerektiğinde her bir öncü işçi sahsında nasıl özgünleştirileceği yeterince tartışılmadan, ortaya konulacak bir pratiğin örgütsel sonuçlarının sınırı daha baştan bellidir.

Dünya ve Türkiye yeni bir döneme girerken, partimiz sınıf hareketi içinde sağlam ve kalıcı mevziler kazanmak, buradan toplum nezdinde hissedilir bir taraf haline gelmek amacını gütmektedir. Seçilmiş alanlara dayalı fabrika çalışmaları bu amaca ulaşmanın en önemli dayanaklarından biridir. Sınıf içerisinde bu türden mevziler yaratmak, tek başına seçilmiş alandaki işçileri iktisadi sorunları etrafında bir araya getirmek, onları bunun üzerinden eyleme çekmek ve mümkünse bu arada marksist eğitim vermekle sağlamaz. Kendi içinde gerekli ve çok anlamlı olan bu çabaya, genel siyasal ve toplumsal sorunların işlendiği bir politik propaganda-ajitasyon faaliyeti mutlak biçimde eşlik etmek zorundadır.

 Partinin, hedefsiz, dağınık, yorucu propaganda tarzına dair eleştirilerinin ya da eylem alanındaki tutukluğa dikkat çekmesinin, propagandanın muazzam önemini gölgelemesi için hiçbir neden yoktur. Dönemsel taktiğimiz olarak öne çıkan seçilmiş alanlara yoğunlaşma yaklaşımı ise, propaganda çalışmasını zayıflatmayı değil, tersine onun niteliğini geliştirip belli alanlara yoğunlaştırmayı gerektirmektedir.

Örgütlenme alanındaki başarısızlıkta “propagandacılık” neden değil sonuçtur. Ve bu sonucun aşılması herşeyden önce propaganda faaliyetinin etkili ve amaca uygun bir içerik ve tarzda yapılabilmesiyle mümkündür.

Bu alandaki zayıflığı aşabilmek için her bir çalışma döneminde yürütülecek propagandanın içeriğine dair ayrıntılı tartışmalar yapılabilmelidir. Özellikle yerel önderliklere bu konuda önemli sorumluluklar düşmektedir.


Üste