Logo
< Fransa’da ve Almanya’da köylü sorunu - Friedrich ENGELS

Ekonomi politiğin eleştirisine katkı’ya ÖNSÖZ - Karl MARX


Karl Marx

Ekonomi politiğin eleştirisine katkı’ya ÖNSÖZ[1]

 

Burjuva iktisat sistemini şu sırayla inceliyorum: sermaye, toprak mülkiyeti, ücretli emek; devlet, dış ticaret, dünya pazarı. İlk üç başlık altında modern burjuva toplumunun bölündüğü üç büyük sınıfın iktisadi varlık koşullarını inceliyorum; öteki üç başlığın birbiriyle bağlantısı besbellidir. Sermayeyi ele alan birinci kitabın birinci kısmı, şu bölümlere ayrılmıştır: 1. meta; 2. para ya da basit dolaşım; 3. genel olarak sermaye. İlk iki bölüm, bu kitabın içeriğini oluşturmaktadır. Basılmak üzere değil, kendi aydınlanmam için uzun zaman aralıklarıyla karaladığım ve tasarlanan plan gereğince sistemli olarak hazırlanması koşullara bağlı bulunan monografiler şeklinde materyaller, toplu halde önümde bulunmaktadır.

Hazırlamış olduğum bir genel girişi yayınlamıyorum; [2] çünkü, düşünüp taşındıktan sonra, bana öyle geldi ki, ilkönce tanıtlanması gereken sonuçlar hakkında önceden yargılara varmak ancak sıkıcı olabilirdi ve beni izleyecek okurun, tekilden genele geçmesi gerekecekti. Buna karşılık, benim kendi ekonomi politik incelemelerimin seyri hakkında bazı bilgiler sunmam, bana, burada, yerinde bir hareket gibi gelmektedir.

Benim uzmanlaşmış çalışmalarımın konusu, felsefe ile tarih yanında ikincil bir bilgi kolu saymış olmama karşın, hukuktu. 1842-43’te Rheinische Zeitung’un [3] başyazarı olarak, ilk defa, maddi çıkarlar denen şey üzerine yazı yazmak gibi zor bir yükümlülükle karşılaştım. Renanya Landtag’ındaki orman kaçakçılığı ve toprak mülkiyetinin parçalanması üzerine tartışmalar, o zamanlar Renanya eyaletinin birinci başkanı olan Bay Von Schaper’in Mosel köylülerinin durumu üzerine Rheinische Zeitung ile giriştiği polemik, ve nihayet serbest ticaret ve himayecilik konusundaki tartışmalar, iktisadi sorunlarla uğraşmam için, ilk nedenler oldular. Öte yandan, “öne geçme” yolunda iyi niyetin sık sık bilginin yerini aldığı o dönemde, Rheinische Zeitung’da, Fransız felsefesine, sosyalizmine ve komünizmine hafif çalan bir yankı duyulmaktaydı. Ben, bu acemi işine karşı çıktım, ama aynı zamanda, Allgemeine Augsburger Zeitung [4] ile giriştiğim bir tartışmada, o zamana kadar yapmış olduğum incelemelerin, Fransız eğilimlerinin asıl niteliği üzerinde herhangi bir hükme varma cesaretini göstermeme olanak vermediğini açıkça itiraf ettim. Bunun yerine gazeteleri için verilmiş ölüm fermanını, gazeteye daha ılımlı bir tutum vererek affettirebileceklerini sanan Rheinische Zeitung yöneticilerinin bu hayalinden özenle yararlanmayı, politika sahnesini terketmek ve çalışma odama kapanmak için yeğliyordum.

Kafamda biriken kuşkuları gidermek için ilk giriştiğim çalışma, hegelci hukuk felsefesini [5) eleştirici bir gözle yeniden gözden geçirmek oldu. Bu çalışmanın girişi Paris’te, 1844’te yayınlanan Deutsch-Französische Jahrbücher’de [6] çıkmıştır. Araştırmalarım, devlet biçimleri kadar hukuki ilişkilerin de ne kendilerinden, ne de iddia edildiği gibi insan zihninin genel evriminden aşılamayacağı, tam tersine, bu ilişkilerin köklerinin, Hegel’in 18. yüzyıl İngiliz ve Fransız düşünürlerinin örneğine uyarak “sivil toplum” adı altında topladığı maddi varlık koşullarında bulundukları, ve sivil toplumun anatomisinin de, ekonomi politiğin içinde aranması gerektiği sonucuna ulaştı. Ben ekonomi politiği incelemeye, Paris’te başlamıştım ve bu incelemeye, Bay Guizot’nun hakkımda verdiği sınırdışı edilme kararı sonucu göçmek zorunda kaldığım Brüksel’de devam ettim. Ulaşmış olduğum ve bir kez ulaşıldıktan sonra incelemelerime kılavuzluk etmiş olan genel sonuç, kısaca şöyle formüle edilebilir: Varlıklarının toplumsal üretiminde, insanlar, aralarında, zorunlu, kendi iradelerine bağlı olmayan belirli ilişkiler kurarlar; bu üretim ilişkileri, onların maddi üretici güçlerinin belirli bir gelişme derecesine tekabül eder. Bu üretim ilişkilerinin tümü, toplumun iktisadi yapısını, belirli toplumsal bilinç şekillerine tekabül eden bir hukuki ve siyasal üstyapının üzerinde yükseldiği somut temeli oluşturur. Maddi hayatın üretim tarzı, genel olarak toplumsal, siyasal ve entelektüel hayat sürecini koşullandırır. İnsanların varlığını belirleyen şey, bilinçleri değildir; tam tersine, onların bilincini belirleyen, toplumsal varlıklarıdır. Gelişmelerinin belirli bir aşamasında toplumun maddi üretici güçleri, o zamana kadar içinde hareket ettikleri mevcut üretim ilişkilerine, ya da bunların hukuki ifadesinden başka bir şey olmayan mülkiyet ilişkilerine ters düşerler. Üretici güçlerin gelişmesinin biçimleri olan bu ilişkiler, onların engelleri haline gelirler. O zaman bir toplumsal devrim çağı başlar. İktisadi temeldeki değişme, kocaman üstyapıyı, büyük ya da az bir hızla altüst eder. Bu gibi altüst oluşların incelenmesinde, daima, iktisadi üretim koşullarının maddi altüst oluşu ile —ki, bu, bilimsel bakımdan kesin olarak saptanabilir—, hukuki, siyasal, dini, artistik ya da felsefi biçimleri, kısaca, insanların bu çatışmanın bilincine vardıkları ve onu sonuna kadar götürdükleri ideolojik şekilleri ayırdetmek gerekir. Nasıl ki, bir kimse hakkında, kendisi için taşıdığı fikre dayanılarak bir hüküm verilmezse, böyle bir altüst oluş dönemi hakkında da, bu dönemin kendi kendini değerlendirmesi gözönünde tutularak, bir hükme varılamaz, tam tersine, bu değerlendirmeleri maddi hayatın çelişkileriyle, toplumsal üretici güçler ile üretim ilişkileri arasındaki çatışmayla açıklamak gerekir. İçerebildiği bütün üretici güçler gelişmeden önce, bir toplumsal oluşum asla yok olmaz; yeni ve daha yüksek üretim ilişkileri, bu ilişkilerin maddi varlık koşulları, eski toplumun bağrında çiçek açmadan, asla gelip yerlerini almazlar. Onun içindir ki, insanlık kendi önüne, ancak çözüme bağlayabileceği sorunları koyar, çünkü yakından bakıldığında, her zaman görülecektir ki, sorunun kendisi, ancak onu çözüme bağlayacak olan maddi koşulların mevcut olduğu ya da gelişmekte bulunduğu yerde ortaya çıkar. Geniş çizgileriyle, asya üretim tarzı, antikçağ, feodal ve modern burjuva üretim tarzları, toplumsal-ekonomik şekillenmenin ileriye doğru gelişen çağları olarak nitelendirilebilirler. Burjuva üretim ilişkileri toplumsal üretim sürecinin en son uzlaşmaz karşıtlıktaki biçimidir — bireysel bir karşıtlık anlamında değil, bireylerin toplumsal varlık koşullarından doğan bir karşıtlık anlamında; bununla birlikte burjuva toplumunun bağrında gelişen üretici güçler, aynı zamanda, bu karşıtlığı çözüme bağlayacak olan maddi koşulları yaratırlar. Demek ki, bu toplumsal oluşum ile, insan toplumunun tarih-öncesi sona ermiş olur.

Deutsch-Französische Jahrbücher’de, iktisadi kategorilerin eleştirisine katkının dahice denemesini [7] yayınlamasından beri yazışarak devamlı surette fikir alışverişinde bulunduğum Friedrich Engels, benim vardığım sonuca, başka bir yoldan (İngiltere’de Emekçi Sınıfların Durumu adlı yapıtıyla karşılaştırınız) ulaşmıştı, 1845 ilkyazında, o da gelip Brüksel’e yerleştiği zaman, birlikte çalışmaya ve Alman felsefesinin bakış açısı karşısında kendi bakış açımızı oluşturmaya karar verdik: bu, gerçekte, bizim geçmişteki felsefi bilincimizle hesaplaşmamızdı. Bu planımız, Hegel-sonrası felsefenin bir eleştirisi biçiminde gerçekleşti. Elyazması, formalar halinde, iki cilt olarak, Vestfalya’daki yayınevi sahibinin elindeydi ki, yeni gelişmelerin yapıtın basılmasını olanaksız kıldığını öğrendik. Biz, görüşlerimizi açıklığa kavuşturmak olan başlıca amacımıza vardığımız için, elyazmasını, farelerin kemirici eleştirisine seve seve terkettik. Bu dönemde çeşitli sorunlar üzerine görüşlerimizi kamuoyuna açıkladığımız dağınık çalışmalar arasında, ancak Engels ile birlikte kaleme aldığımız Komünist Parti Manifestosu ile benim yayınlamış olduğum Serbest Ticaret Sorunu Üzerine’yi [8] belirteceğim. Bizim görüş tarzımızın kilit noktaları, polemik tarzında olsa da, ilk defa olarak bilimsel şekilde 1847’de yayınlanmış olan ve Proudhon’u hedef tutan Felsefenin Sefaleti vb. adlı yapıtımda sunuldu. Almanca olarak yazılmış olan ve Brüksel’deki Alman İşçileri Derneğinde konuyla ilgili konferanslarımı toplayan Ücretli Emek, üzerine incelemenin basımı, Şubat Devrimi ve bunun sonucu olarak Belçika’dan sınırdışı edilmem yüzünden yarıda kesildi.

Neue Rheinische Zeitung’un [9] 1848-49’da yayınlanması ve bunu izleyen olaylar, iktisat üzerine incelemelerimi kesintiye uğrattı ve ben, bu konuya, ancak 1850’de Londra’da dönebildim. British Museum’da toplanmış olan ekonomi politiğin tarihi ile ilgili malzemenin bolluğu, burjuva toplumunun gözlemi için Londra’nın elverişli mevkii ve nihayet Kaliforniya ve Avustralya altınının bulunmasından sonra burjuva toplumunun girer gözüktüğü yeni gelişme aşaması, işe baştan başlamanın ve yeni malzemeyi eleştirici bir anlayışla derinliğine incelemeye karar vermemin nedeni oldu. Bu incelemeler, beni, kısmen kendiliğinden asıl konumdan uzaklaştırır gibi görünen ama gene de üzerinde az ya da çok bir zaman süresi durmam gereken bilgi kollarına doğru yöneltti. Ama bu çalışmaya ayırmak istediğim zamanımı asıl kısaltan şey, para kazanmak amacıyla çalışmak zorunluluğu oldu. İlk İngiliz-Amerikan gazetesi olan New York Tribune’deki [10] artık sekiz yılı bulan işim, asıl gazetecilikle ancak istisnai olarak uğraştığım için, incelemelerimin olağanüstü dağılmasının nedeni oldu. Bununla birlikte, İngiltere’de ve Kıtadaki kayda değer iktisadi olaylar üzerine makalelerim, bu gazeteye katkılarım arasında öyle önemli bir yer tutuyordu ki, asıl ekonomi politik biliminin alanına girmeyen pratik ayrıntılar hakkında bilgi edinmek zorunda kaldım.

Ekonomi politik alanındaki incelemelerimin seyri hakkındaki bu taslakla, ben, sadece görüşlerimin, nasıl değerlendirilirse değerlendirilsin ve yönetici sınıfların çıkarcı yargılarıyla ne kadar az uyuşursa uyuşsun, uzun ve özenli incelemelerin sonucu olduklarını göstermek istedim. Ama bilimin eşiğinde, cehennemin giriş kapısında olduğu gibi, şu kurala uymak zorunludur:
Qui si convien lasciare ogni sospetto

Ogni viltà convien che qui sia morta. [11]

Londra, Ocak 1859

(Marks-Engels, Seçme Yapıtlar, Cilt: I, s: 607-612,
Birinci Baskı, Sol Yayınları, Aralık 1976)

Dipnotlar

[1] Marks’ın Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı adlı kitabı, marksist ekonomi politiğin yaratılmasında önemli bir aşamadır. Bu kitabı yazmaya başlamadan önce Marks, iktisadi öğretisinin temellerini oluşturan onbeş yıl süreli bir inceleme yapmıştır. Marks bu incelemesinin sonuçlarını iktisat konusundaki bir temel yapıtta ortaya koymayı tasarlamıştı. 1857 Ağustos ve Eylül aylarında topladığı malzemeyi düzene koymaya ve yapıtının ilk kaba taslağını yazmaya başladı. Bunu izleyen aylarda Marks ayrıntılı bir plan yaptı ve bundan sonraki çalışmalarını tek tek basılacak ayrı kısımlar olarak yayınlamaya karar verdi. Berlinli bir yayıncı olan F. Duncker ile yaptığı ilk sözleşmeden sonra, Haziran 1859’da basılmış olan ilk kısım üzerinde çalışmaya başladı.

Bu birinci kısmın hemen ardından Marks, sermaye sorunlarına ilişkin olan ikinci kısmı yayınlamayı planladı. Ama daha sonraki incelemeleri Marks’ı bu ilk planını değiştirmeye zorladı. Planladığı makaleler yerine, Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı adlı yapıtında yeralan temel düşünceleri de gözden geçirerek içine kattığı Kapital’i yazdı.

[2] Marks burada iktisat konusundaki yazmayı planladığı temel yapıtının tamamlanmamış Giriş’ine değiniyor.

[3] Rheinische Zeitung für Politik, Handel und Gewerbe — 1 Ocak 1942’den 31 Mart 1843’e kadar Kolonya’da (Köln) yayınlanmış günlük bir Alman gazetesi. Nisan 1942’de Marks bu gazeteye yazılar yazmaya başladı ve aynı yılın Ekim ayında da yöneticilerinden biri oldu.

[4] Allgemeine Zeitung — Gerici bir günlük Alman gazetesi; 1798’den sonra çıkmaya başlamıştır. 1810-1882 arasında Augsburg’da yayınlanmıştır. 1842’de ütopyacı komünizmin ve sosyalizmin düşüncelerini çarpıtan bir makale yayınlamıştı. Marks bu çarpıtmayı “Der Kommunismus und die Augsburger Allgemeine Zeitung” adlı makalesinde teşhir etmiştir.

[5] K. Marx, Hegel’in Hukuk Felsefesinin Eleştirisine Katkı. -Ed.

[6] Deutsch-Französische Jahrbücher — Karl Marx ve Arnold Ruge’un Paris’te çıkardıkları Almanca bir dergi. Yalnıca (Şubat 1844’te) bir sayısı yayınlanmıştır. Bu sayıda Karl Marx’ın iki makalesi —“Yahudi Sorunu Üzerine” ve “Hegelci Hukuk Felsefesinin Eleştirisine Katkı. Giriş"— ve Friedrich Engels’in de gene iki makalesi —“Bir Ekonomi Politik Eleştirisi Denemesi” ve “İngiltere’nin Durumu ‘Dün ve Bugün’, Thomas Carlyle, Londra 1842”— yer alıyordu. Bu yapıtlar Marx ve Engels’in materyalizme ve komünizme nihai geçişlerini belgelemektedir. Derginin yayınlanması esas olarak Marx ile bir burjuva radikali olan Ruge’un arasındaki görüş farklılıkları yüzünden kesilmiştir.

[7] Engels’in adı geçen yazısı için bkz: Karl Marx, 1844 Elyazmaları, Sol Yayınları, Ankara 1976, s. 397-433. -Ed.

[8] Bkz: Felsefenin Sefaleti, Sol Yayınları, Ankara 1975, s. 216-233. -Ed.

[9] Neue Rheinische Zeitung. Organ der Demokratie — 1 Haziran 1848’den 19 Mayıs 1949’a kadar Köln’de yayınlanmış bir günlük gazete; Marks gazetenin başyazarı, Engels de yazıkurulu üyesiydi.

[10] The Tribune — 1841-1924 yılları arasında yayınlanmış ilerici bir burjuva gazetesi olan The New-York Daily Tribune’ün kısaltılmış adı. Marx ve Engels, Ağustos 1851’den Mart 1862’ye kadar bu gazeteye yazılar yazmışlardır.

[11] “Burada bütün kuşkular kovulsun.

Ve burada her türlü korku yok olsun.” (Dante, İlahi Komedi.) -Ed.


Üste