Logo
< Emperyalist savaşa karşı savaş!

Emperyalist saldırganlığa ve savaşa karşı birleşelim!


Emperyalist saldırganlığa ve savaşa karşı birleşelim!

Emekçilere ve halklara savaş ilanı

Emekçilerin demokratik hakları ve halkların yaşamı tehdit altındaş Emperyalist gericilik ve saldırganlık dizginlerinden boşalmaya hazırlanıyor. “Terörizme karşı mücadele” adına temel demokratik hak ve özgürlükler, “suçluların cezalandırılması” adına ezilen halklar açıkça hedef tahtasına konuldu. ABD emperyalizmi ve ardından onun patronluğunu yaptığı emperyalist NATO güçleri, ilerici devrimci güçlere ve ezilen halklara dünya ölçüsünde açıkça savaş ilan ettiler. Emperyalist şefler bunun uzun süreli, acımasız ve kesin sonuç almaya yönelik bir savaş olacağını döne döne vurguluyorlar.

Kendi ülkesinde ve emperyalist kudretinin simgesi hedefler üzerinden vurulmuş olmak, ABD emperyalizmini kudurgan bir intikam girişimine yöneltmiş bulunmakta. Gözü dönmüş bir biçimde 11 Eylül’de yaşananları emekçilere ve halklara ağır bir fatura olarak ödetmek istiyor.

Emperyalist haydutluğun karargahları

Dünya Ticaret Merkezine ve Pentagon’a yönelik olarak gerçekleşen ve kaynağı henüz belirsiz olan saldırının ABD emperyalizmini düşürdüğü durum elbette içler acısıdır. Milyonlarca insanın hayatına ve milyarlarca insanın sosyal yıkımına malolan “yeni dünya düzeni”nin kibirli ve küstah jandarmasının yarattığı sahte imaj, bu saldırıyla birlikte yerle bir olmuştur. Bunun binlerce sivil insanın hayatı pahasına olması acı olmakla birlikte, bu durum, yaşananların politik önemini ve anlamını ortadan kaldırmamaktadır.

Saldırı, seçtiği çok özel hedeflerden de anlaşılacağı gibi, hiç de insanların hayatına değil, fakat tam da ABD’nin emperyalist güç ve kudretinin simgelerine yönelmiştir. “İkiz Kuleler” dünya kapitalizminin acımasızlığını, Pentagon ise ABD emperyalizminin dünya jandarmalığını simgelemektedir, bundan da öte, yönetim karargahlarıdır. Pentagon, ABD emperyalizminin dünya ölçüsünde milyonlarca insanın yaşamına malolan ve yüzmilyonlarca insanın yaşamını derinden etkileyen kanlı ve kirli icraatlarının planlama ve yönetim merkezidir. Bu konumuyla hiçbir duygusal demagoji ve istismara konu edilmeyecek kadar açık ve net bir politik-askeri hedeftir. Saldırının dünya ölçüsünde emekçiler ve ezilenler arasında yarattığı yaygın ve derin sempati işte tam da bundan dolayıdır. Seçilen hedefler üzerinden bakıldığında, saldırıyı emperyalist “yeni dünya düzeni”ne karşı emekçilerin ve halkların birikmiş öfkesinden ayrı düşünmek olanaklı değildir.

ABD emperyalizminin karşı saldırısı

ABD emperyalizmi, 11 Eylül’de yaşananların siyasal anlamının ve öneminin tümüyle bilincinde olduğu içindir ki, bunun yarattığı sonuçları emekçilere ve halklara karşı kudurgan bir karşı saldırıyla dengelemek istemektedir. Gerçekte sivil insanların ölümü onun hiç de umrunda değildir. Onun için önemli olan ve onu dizginsiz bir kudurganlığa iten, tam da kalbinden ve beyninden vurularak, emperyalist kibrinin beklenmedik bir biçimde kırılmış olmasıdır. İkiz Kuleler ve Pentagon şahsında, şişirilmiş kudretini simgeleyen tapınaklar yerle bir edilmiştir, onu çileden çıkaran budur. ABD emperyalizmi bunun acısını çıkarmanın peşindedir, bunun yerle bir ettiği imajını yenilemek hesabı içerisindedir.

Fakat daha da ötesi ve önemlisi şudur: ABD, bu saldırıyı bir karşı saldırya çevrirerek hegemonik güç olarak yaşamakta olduğu gerilemeyi durdurmak, yaşananları dünya hakimiyetini güçlendirecek bir manivelaya dönüştürmek istemektedir. İç Asya’yı ve Ortadoğu’yu savaş alanı ilan etmek, Avrupalı emperyalistleri NATO üzerinden kendi etrafında kenetlemek, ekonominin militarizasyonuna yeni boyutlar ekleyecek girişimlere yönelmek, tüm bunlar bunun ifadesidir. Her zaman olduğu gibi onu yalnızca bencil emperyalist çıkarları ve hesapları ilgilendirmektedir. Saldırıda binlerce sivil insanın ölümü, bu amaç için onun elinde yalnızca demagojik ve ikiyüzlü bir biçimde kullanılan duygusal bir malzemeden ibarettir.

Tarihin en barbar devleti

Kaldı ki sivil ve masum insanların yaşamı sözkonusu olduğunda, ABD emperyalizminin hiçbir söz söylemeye hakkı yoktur. O bu alanda tarihsel ve güncel sicili en bozuk, en barbar devletlerin başında gelmektedir. Modern tarihte bu açıdan yalnızca Hitler faşizmiyle kıyaslanabilir. Onun son elli yıllık dünya egemenliği, milyonlarca insanın yaşamına ve milyarlarca insanın perişanlığına malolmuştur. Nagazaki ve Hiroşima’da, yok yere bir anda 300 bin insanı buharlaştıran odur. Kore’de yüzbinlerce yurtseverin yaşamına malolan emperyalist müdahalenin başını o çekiyordu. Vietnam halkının ulusal özgürlük istemini 3 milyon insanın yaşamı ve Vietnam’ın yakılıp yıkılmasıyla boğmaya çalışan o dur. Öteki Çin Hindi halkları bunu bir milyon insanın yaşamıyla ödediler. Endonezya’da bir milyon ilerici ve komünist onun tezgahladığı darbeyle 3-5 gün içinde katledildi. Son yarım asırdır dünyanın dört bir yanında yüzbinlerce ilericinin ve devrimcinin yokedilmesine neden olan gerici ve faşist rejimler hep onun ürünü oldu ve onun tarafından tam olarak desteklendi.

Daha yakın zamana, ‘90’ların başında ilan edilen “yeni dünya düzeni” dönemine gelelim. ABD’nin Ortadoğu egemenliği sarsılmasın diye sayıları yüzbinleri bulan Iraklı çöllere gömüldü. ABD’nin baskısıyla son on yıldır uygulanan vahşi ambargo nedeniyle yine Irak’ta sayıları bir milyonu bulan çocuk hastalıktan ve bakımsızlıktan öldü. ABD’nin ve öteki emperyalist güçlerin kışkırttığı etnik boğazlaşmalar sonucunda Afrika’da milyonlarca ve Balkanlar’da yüzbinlerce insan hayatını kaybetti. Bugün kendi kudretinin simgesi yapıların yerle bir olmasına ağlayanlar, Bağdat’ı ve Belgrad’ı kendi en modern silahlarıyla yerle bir etmekte bir an bile tereddüt etmediler. Filistin halkı, ABD’nin her alandaki tam desteğine dayanan siyonist savaş makinası tarafından aylardır soykırma tabi tutulmaktadır. Kendi emperyalist hakimiyeti uğruna en gerici, en ilkel ortaçağ akımlarını yaratan ve destekleyen, Usame bin Ladenler’i bizzat eğitip yetiştiren, bugün günah keçisi haline getirilenen Talibanları dün her yolla destekleyerek Afganistan halkının başına bela eden de, bizzat ABD emperyalizmidir.

Hedefte Afganistan, geride başka ülkeler var

Suç dosyası bu kadar kabarık ve sicili bu kadar kirli olan bu aynı ABD emperyalizmi, 11 Eylül saldırısında sivil insanların yaşamını yitirmiş olmasını kullanarak, şu günlerde tam bir kudurganlıkla dünya halklarına savaş ilan ediyor. Bu intikam savaşı için seçilen ilk hedef Afganistan’dır. Kendi yetiştirmesi Usame bin Laden’i ele geçirmek ve kendi dolaysız desteğinin ürünü Taliban rejimini devirmek adına Afganistan’ı yakıp yıkmak, mazlum bir halka acıların en büyüğü yaşatmak gündemdedir. En ileri teknolojiye dayanan modern savaş makinası bu amaç çerçevesinde harekete geçirilmiş bulunmaktadır. Bu saldırganlık durdurulamazsa eğer, Afganistan’ı başta Irak olmak üzere bir dizi başka ülkeye saldırı izleyecektir. Emperyalist şefler bu korkunç niyetlerini gizlemiyorlar da.

Sonuç olarak, ABD emperyalizmi, kendi imajını sarsan saldırıları kendi egemenliğini pekiştirmenin, yeni nüfuz alanları kazanmanın bir imkanı olarak kullanmak istiyor. Bunun bir dizi yoksul ülkenin yıkımı ve mazlum halkların kitlesel kırımı pahasına olması onu zerre kadar ilgilendirmiyor. Bu onun her zamanki tavrıdır, tarihsel davranış çizgisidir.

“Terörizme savaş” adına temel hak ve özgürlüklere saldırı

Aynı şekilde, ABD emperyalizmi ve onun etrafında kenetlenmiş emperyalist NATO güçleri, “terörizme karşı mücadele” adı altında, bir başka kapsamlı saldırıyı daha gündeme getirmiş bulunuyolar. Dünyanın tüm ilerici-devrimci akımları “terörizm”le damgalanarak, kökü kazınması gereken düşmanlar olarak ilan edilmişlerdir. Bu, doğası gereği, emekçilerin temel hak ve özgürlüklerine saldırı ile birarada yürütüyecektir. Bunun ilk adımı, “güvenliği sağlamak”, “kanun ve düzeni egemen kılmak” adına, temel demokratik hak ve özgürlüklerin budanması, yer yer tümden yokedilmesidir. Buna ilişkin hararetli tartışmalar ve hummalı hazırlıklar emperyalist metropollerde başladı bile.

Bu saldırının bağımlı ülkelere yansıması ise, gerici ve faşist baskı ve terör rejimlerinin daha da pekiştirilmesi olacaktır. Artık toplumsal muhalefetin ve devrimci akımların üzerine daha kuralsızca ve acımasızca gidilecek, bu alanda emperyalizimin tam desteğine sahip olmanın rahatlığı ile hareket edilecektir. Nitekim ABD emperyalizminin akıl hocaları, bundan böyle bu tür rejimlere “insan hakları” adına sıkıntı yaratmak yerine, tersine, onların bu doğrultuda daha da cesaretlendirilmesi ve her açıdan desteklenmesi gerektiğini açıkça dile getiriyorlar.

Emperyalist gericiliğe, saldırganlığa ve savaşa karşı birleşelim!

Sonuç olarak, temel demokratik hak ve özgürlükler ile halkların yaşamı emperyalist gericiliğin saldırı tehditi altındadır. Temel demokratik haklara yöneltilecek gerici saldırılara ve günah keçisi olarak seçilen halkların yaşamına yönelik emperyalist saldırı ve savaşa karşı mücadele, günümüzün en acil enternasyonal devrimci görevidir. TKİP, dünya işçi sınıfını, emekçilerini ve ezilen halkları ile tüm ilerici-devrimci güçlerini dünya çapında emperyalist gericiliğe, saldırganlığa ve savaşa karşı tam bir birlik ve dayanışma içinde hareket etmeye çağırır.

Kahrolsun emperyalizm!

Kahrolsun emperyalist saldırganlık ve savaş!

Bütün dünya işçileri ve ezilen halklar, birleşiniz!

TKİP (Türkiye Komünist İşçi Partisi)

18 Eylül '01


Üste