Logo
< “Yeni süreç” ve Kürt sorunu

Fabrika merkezli çalışma


U. Devrez

Burjuva iktidarı yıkmayı hedefleyen devrimci bir parti tüm toplumsal kesimleri mücadeleye çekmeyi hedeflemekle beraber işçi sınıfını merkezine alarak, ona dayanarak bunu başarabilir. Bu parti bütün bir çalışmasını sınıfı devrimcileştirmek ve devrime kazanmak temel hedefi ekseninde planlamak, bütün toplumsal sorunlara işçi sınıfının penceresinden ve devrim hedefiyle yaklaşmak durumundadır. Bunun için ise sınıf temelli örgütlenme, bunun içerisinde de fabrika merkezli çalışma olmazsa olmazdır. Devrimci bir parti için temel bir sorumluluk olarak her dönem yürütülmesi ve yüklenilmesi gereken bir çalışmadır bu. Ne gericilik koşulları ne de sınıf hareketinin tablosu böyle bir çalışmayı ertelemenin gerekçesi olabilir.

İllegal ihtilacı bir parti için sınıf içinde güç olmak, hedeflediği alanlarda kaç fabrikayla bağ kurabildiği, bunlardan kaçını tutabildiği, fabrika zemininde örgütlenme planında hangi adımları atabildiğiyle ölçülür. Bolşevik parti deneyimi bunun yol gösterici bir örneğidir. Devrimin ön günlerinde toplumsal çapta ve işçi sınıfı içinde henüz çoğunluk olmamasına rağmen Putilov gibi temel fabrikalarda etkin bir güç olmak, Bolşeviklerin önderliği ele geçirmesinde ve toplumsal devrimin başarısında temel önemde bir rol oynamıştır.

Bolşevikleri güç haline getiren, devrimci bir programa, doğru taktik-politikalara ve bunları hayata geçirecek devrimci kadrolara sahip olmaları kadar sınıf çalışmasını fabrikalar zemininde ele almaları olmuştur. Sınırlı güçlerini büyük kentlerdeki hedef fabrikalara yönlendirmek, bütün zorluklara rağmen buralarda güç olabilme hedefiyle hareket etmek Bolşeviklerin en güçlü yanlarından biridir.

İllegal ihtilalci bir parti için fabrikalar sınıf çalışmasını kesintisiz yürütmenin en temel alanıdır aynı zamanda. Bütün legal olanakların ortadan kaldırıldığı veya denetim altına alındığı baskı ve yasak koşullarında, fabrika merkezli çalışma, çalışmayı güvenceye alacak ve güç olmayı sağlayacak yegane alan niteliğindedir. Burjuvazi eylemlere yasaklar koyabilir, gazeteleri toplatabilir, sendikaları, dernekleri kapatabilir, esnek örgütlenme araçlarına imkan tanımayabilir. Kısacası nefes aldırmamak için her türlü adımı atabilir ancak fabrikaları kapatamaz. Fabrika zemininde güç haline gelen bir parti ayakta kalmayı da başaracaktır.

Bugün içinden geçtiğimiz süreçte sınıf mücadelesinde öne çıkan bir dizi fabrikada içeriden konumlanabilmek, toplamında işçi sınıfını ve toplumsal muhalefeti etkilemenin, onu yönlendirebilmenin zeminine sahip olabilmek demektir.

Bir dizi direniş deneyimi sınıf çalışmasında içeriden konumlanmanın önemini döne döne ortaya koymaktadır. Greif Direnişi ile Metal Fırtına ise çok daha önemli deneyimler olarak önümüzde durmaktadır. Fabrika zemininde var olmanın hayatı önemini ve böylesi işçi eylemlilikleri üzerinden topluma söz söyleyebilmenin, etki alanını genişletebilmenin nasıl mümkün olduğunu göstermiştir. İçerden konumlanma imkanına sahip olduğumuz Greif’ta hala da aşılamamış olan bir örgütlenme ve direniş pratiği sergilenmiştir. Metal Fırtına ise etkili bir önderlik müdahalesi ile nasıl bir eylemlilik sürecinin önünün açılabileceğini... Fakat öte yandan Metal Fırtına, öncesinde içeriden konumlanmada mesafe alabilmenin nasıl bir önem taşıdığını ortaya koymuştur. Eğer fabrika merkezli çalışmanın gücünü kullanma imkanlarına sahip olabilseydik, bu sarsıcı işçi eylemliliğini çok daha ileri bir noktaya taşımayı başarabilecektik.

Sınıf cephesinde yaşanan eylemliliklere rağmen sınıf hareketinin bir türlü ileriye çıkamaması ve sınıfın genelinin geri tablosu, bugün fabrika çalışmasına çok daha özel bir yüklenmeyi gerektirmektedir. Fabrika zemininde belli mevziler yaratabildiğimizde, onlara yaslanarak daha geniş işçi kesimlerini etkilemeyi başarabileceğiz. Nitekim bugün kimi reformist hareketler bile fabrikalar üzerinden bir etki alanı yaratmaya çalışıyor. Onlar elbette bunu sendikal zemin sınırlarında, sendika bürokratlarıyla iş tutarak, karşılıklı çıkar güderek yapıyorlar. Açıktır ki bizler onlar gibi her yol mübah diyemeyeceğimiz gibi sınıf hareketine müdahaleyi onların daralttığı sınırlarda da ele alamayız. Sınıf hareketini politikleştirmeyi hedefleyen devrimci sınıf çizgisi kendini güçlü bir biçimde fabrika zemininde üretebilmek durumundadır. Bunun güçlükleri ve sorunlarının üzerine ısrarlı ve kararlı bir biçimde gitme planındaki zayıflık artık geride kalabilmelidir.

Krizin faturasına ve faşist baskıya karşı yürüttüğümüz çalışmanın ana eksenini de seçilmiş alanlara yönelik fabrika yoğunlaşmaları oluşturmalıdır. Çalışmamızı fabrika merkezli olarak güçlendirmek, içeriden konumlanmak kadar toplam çalışmamızı fabrikalara yönlendirmekle olanaklıdır. Hedeflediğimiz fabrikalara dönük özgü politikalar belirlemeli, çok yönlü bir kuşatmayla sonuç alıcı bir çalışmaya kilitlenmeliyiz.

Sınıf hareketine etkin bir müdahalenin yolu da fabrikalar üzerinden mücadele örnekleri yaratılarak açılabilir. Belli bir ön hazırlığa, iç örgütlülüğe dayalı örnekler yaratabilmek, öncü işçilerle ve mücadelenin önündeki güçlerle bağ kurmamızı, onları yönlendirebilmemizi sağlayacaktır. Hiçbir gerekçe, hiçbir yoğunluk bizi bu hedefimizden alıkoymamalıdır.

Toplam hedeflerimize ulaşabilmek, sınıf içinde güç olabilmek, politik bir odak haline gelebilmek, fabrika merkezli çalışmada mesafe almaktan geçiyor. Seçilmiş alanlara yoğunlaşmak ise güç ve olanaklarımızı verimli kullanabilmeyi gerektiriyor. Çok iş yapmayı, dağıtıcı bir biçimde birçok işe koşuşturmayı değil, sistemli, hedefli ve sonuç alıcı bir yönelimi gerektiriyor.

Sınırlı güçlerle bir dizi çalışmayı yürütmeye çalışmak, gündelik hayatın rutinleri, zorlukları vb., tüm bunlar önceliklerimizi doğru belirlememizin önemini daha da artırmaktadır. Zira, temel olan ile tali olanı ayırt edemeyen bir çalışmanın kendini üretmesi mümkün değildir.

Toplamında parti, yerel örgütler ve kadrolar olarak önceliklerimizi doğru tespit etmeli, yoğunlaşma alanlarımızı yeniden gözden geçirmeli ve güçlerimizi doğru konumlandırıp yönlendirmeliyiz. Fabrika merkezli çalışmaya özel bir tarzda yüklenmenin en öncelikli işimiz olduğunu tüm güçlerimize kavratmalıyız. Bu zeminde yoğunlaşmış kuşatıcı bir çalışmayı örgütlemekte neden zorlandığımızı, ısrarlı bir yönelimi neden gösteremediğimizi, önümüze çıkan güçlükleri nasıl aşabileceğimizi vb. döne döne tartışmalıyız.

Elbette böyle bir çalışmayla kolayından güç olma beklentisi içinde değiliz. Fabrika merkezli çalışmanın zorlukları konusunda açık olmalı ancak hiçbir zorluğun bizi hedeflerimizden uzaklaştırmasına izin vermemeliyiz.


Üste