İşçi sınıfı derinleşen ekonomik ve siyasal krizin çok boyutlu sorunlarıyla boğuşuyor. Öyle ki geçmişte görülmemiş boyutlarda hızlı bir yoksullaşma sürecini yaşıyor. Egemen sınıf ve onun siyasi iktidarı işçi sınıfını sefalete razı etmek için ideolojik ve siyasi saldırılarını çok yönlü sürdürüyor. Tüm bu saldırılara, manipülasyonlara, aldatmacalara rağmen, işçi sınıfı birçok yerde mücadele bayrağını yükseltiyor. Bu mücadeleler ya sınırlı haklarını korumayı, sömürüyü bir nebze olsun sınırlamayı hedefliyor ya da örgütlenme çabalarına saldırılar üzerine gerçekleşiyor.
Bu mücadele süreçleri sendika ağalarına mahkum kalma, burjuva hukuksal süreçlerde eritilme, taleplerin sermayenin verebileceklerine indirgenmesi vb. zayıflıklar taşıyor olsa da, bunların azgınlaşan sömürü çarklarına karşı gerçekleşmesi önemlidir. Tüm örgütsüzlüğüne ve dağınıklığına rağmen işçiler harekete geçiyorlar. Bilinç planındaki gerilik ve örgütsüzlük, harekete geçen işçilerin kendilerini sermaye sınıfı karşısında güçsüz hissetmeleri ise mücadele süreçlerini darlığa ve yetersizliğe mahkum ediyor.
Uzun soluklu direnişlerde de, kısa süren militan direnişlerde de bu tabloyla karşılaşıyoruz. Bunu değiştirecek olan, direnişe öncülük eden ya da öncü potansiyeli taşıyan işçiler, onları da değiştirip dönüştürecek olan da sınıf devrimcileridir.
Kuşkusuz tüm yerel örgütlerimiz ve kadrolarımız bunun bilincindedir ve gereklerini yerine getirme çabası içindedir. Sorun bunda ne kadar başarılı olabildiğimizdir. Kadrolar olarak partimizin çizgisini sınıfa ulaştırmakla yükümlüyüz. Bu ise yerel örgütlerimizin ve kadrolarımızın gündelik devrimci politikada ne kadar başarılı olduklarına bağlıdır. Başarı ise mevcut olanla yetinmemeyi, onu değiştirip dönüştürme çabasıyla birlikte yaratıcılık ve inisiyatifi gerektirir. Marksist dünya görüşünü özümsemiş olmak sayesinde, siyasal süreçleri isabetle tahlil edebilen, sınıfın tablosunu, kitlelerin durumunu, olanakları ve güçlüklüleri iyi gören bir partiyiz. Gündelik politika planında partinin bu üstünlüğünden yararlanmak yerellerin ve kadroların görevidir.
Yıllardır sürdürdüğümüz kesintisiz faaliyetle sınıf çalışması alanında birçok deneyim biriktirdik. Partinin toplam deneyiminin parti kadroları tarafından özümsenmesi ve yerellerdeki birikimin, zorlanma alanlarının aşılması için çözüm yollarının partinin toplamına sunulması önümüzde duran görevlerdir. Üstünlüklerimizi yaslanarak, yetersizliklerimizin üstüne giderek çalışmamızı daha ileriye taşıyabiliriz.
Her kadronun başucunda olması gereken parti programımız şunları söylemektedir: “Komünist Partisi, işçi sınıfının bağımsız sınıf konumu ve çıkarlarının temsilcisi ve güvencesidir. Büyük tarihi görevini gerçekleştirme mücadelesinde işçi sınıfına yol gösterir. Her günkü mücadelesinde ona önderlik eder, bu mücadeleyi toplumsal devrim hedefine bağlar.” Bizler sınıfın çıkarlarının temsilcisi ve güvencesi isek, bunu daha fazla işçiye, daha fazla alana taşımakla yükümlüyüz. Bunun gereklerini yerine getirebilmek için nesnel zorluklara takılmamalı, son dönemdeki olumlu örneklerimizi çoğaltarak, sınıfın partisini daha çok alanda varetme çabasına yoğunlaşmalıyız.
M. Ararat