Logo

Partiyi sınıf içinde güçlendirelim! - B. İnanç


Devrime hazırlanmak için...

Partiyi sınıf içinde güçlendirelim!

B. İnanç

31 Mayıs’ta başlayan ve hızla ülkenin dört bir yanına yayılan halk direnişi, “Devrime hazırlanıyoruz” şiarını daha güçlü bir biçimde yükseltmenin ve elbette buna uygun bir pratik hazırlığın ne kadar yakıcı bir ihtiyaç olduğunu ortaya koydu. Aynı zamanda bunu bütünleyen “Parti, sınıf, devrim” şiarında ifadesini devrimci parti ve devrimci sınıf ihtiyacını da...

Biz komünistler için, ortaya çıkan bu sosyal patlamanın zamanlaması haricinde şaşırtıcı bir yan yok. Partimizin özellikle son yıllarda yaptığı değerlendirmeler, ileri sürdüğü şiarlar ve önüne koyduğu görevler, büyük fırtınalara hazırlanan bir partinin bilinç açıklığının ifadesidir. Parti kongreleri üzerinden yapılan tartışmalar, çıkarılan sonuçlar ve saptanan görevler bunu yeterli açıklıkta ortaya koymaktadır. Tam da bu noktada partiyi kendi çizgisi temelinde sınıf zemininde öngördüğü süreçlere hazırlamak görevi çok daha yakıcı bir ihtiyaç olarak duruyor önümüzde. Haziran Direnişi’nin ardından değişen koşulları en iyi bir biçimde değerlendirmeli, hedeflerimizi büyütmeli, adımlarımızı hızlandırmalı ve sürecin hakkını verecek bir faaliyet kapasitesi ortaya koyarak partimizi hızla öne çıkarmalıyız.

Bunun başarılabilmesi, kitlelere önderlik iddiasının karşılık bulabilmesi ise sınıf ile kurulan bağların düzeyine bağlıdır. Haziran Direnişi, işçi sınıfının sürece örgütlü sınıf kimliği ile katılamamasının yarattığı açmazı bir kez daha görmemizi sağlamıştır. Halk hareketinin en temel zayıflığı bu olmuştur. Alınan grev kararları durumu değiştirememiş, sınıf cephesinden yaşanan boşluk eylem süreci boyunca sürmüştür. Bu zayıflığın temel nedeni Türkiye işçi sınıfının bilinç ve örgütlülük düzeyinin geriliğidir. İşçi sınıfının sürece dahil olarak devrimci önderlik rolünü oynayabilmesi, bu doğrultuda alınacak mesafeye bağlıdır.

Mısır ve Tunus’ta yaşanan halk ayaklanmaları vesilesiyle yapılan değerlendirmede sınıfın devrimci önderlik rolünü nasıl oynayabileceği şöyle ifade edilmektedir:  

“Kuşkusuz işçi sınıfının bu türden toplumsal hareketlerde oynayabileceği tayin edici rol çok karmaşık etkenlere bağlıdır. Fakat bu rolün temelde işçi hareketinin bağımsız devrimci politik ve örgütsel gelişimde aldığı mesafe ile sıkı sıkıya bağlantılı olduğunu biliyoruz. Bu da devrimci bir sınıf partisinin devrime etkin bir hazırlığının, her şeyden önce sınıf hareketinin bağımsız politik ve örgütsel gelişiminde aldığı mesafe ile ölçülebileceği anlamına gelir. Partimizin III. Kongresi ile birlikte özellikle öne çıkardığı ‘Parti, sınıf, devrim!’ şiarı, ki kongre bildirisinin başlığıdır da aynı zamanda, buradaki kopmaz ve tayin edici bütünlüğü en özlü biçimde dile getirmektedir. Partinin sınıfla örgütlü birliğinin düzeyi ile devrimini kaderi birbirine sıkı sıkıya bağlıdır.” (Ortadoğu’da Halk Hareketleri/Tunus-Mısır Dersleri, H. Fırat)

Devrimin kaderinin partinin işçi sınıfı ile örgütlü birliğinin düzeyi ile sıkı sıkıya bağlı olduğunu vurguladığımız yerde biz komünistlere düşen temel görev “Parti, sınıf, devrim!” şiarına uygun bir hatta çalışmamızı derinleştirmektir.

Olağan dönemlerin rutin çalışma düzeni ve alışkanlıklarını bir kenara bırakacak bir dönemin içinde olduğumuzun bilinciyle hareket etmeli, disiplinli, enerjik ve somut politikalar ekseninde sistematik bir çalışmayı sınıfa taşımalıyız. Halk direnişinin yarattığı politizasyon ortamından yararlanarak sınıfa gitmeliyiz. Haziran Direnişi’nin yoğun eylemlilik sürecine örgütlü zeminler üzerinden olmasa da azımsanmayacak sayıda işçinin katıldığını biliyoruz. Onlar da herkes gibi eylemden öğrendiler. Artık fabrikalarda sorunlara karşı daha duyarlı bir işçi kitlesi ile karşılaşacağımızı bilmeliyiz. Ayrıca sınıfa yönelik çok yönlü  saldırıların dipten dibe öfkeyi mayalandığından kuşku duymamalıyız. Bunun belirtilerini gerek TİS süreçlerinden gerekse de sendikalaşma eğilimleri üzerinden görmek mümkün. Bu duyarlılığı örgütlemek, kendi talepleri ekseninde sınıfı eyleme sürüklemek, politik bilincini geliştirerek parti ile örgütlü birliğini güçlendirmek için artık daha uygun koşullara sahibiz. Sınıfın güncel taleplerini elbette önemsemeli ama aynı zamanda sosyalizm propagandasını öne çıkararak kapitalist düzeni bir bütün olarak hedef tahtasına çakan bir hat izlemeliyiz.

Partimizin ifade ettiği gibi, önümüzde uzanan ve giderek de yakınlaşmakta olan yeni tarihi döneme devrimci bir hazırlık için”  “Parti, sınıf, devrim!” şiarının rehberliğinde inatla ve ısrarla sınıfa giderek, işçi sınıfını yarının büyük kavgalarına hazırlamalıyız.


Üste