Logo

Sınıf çalışmasında bir araç olarak fabrika bültenleri


Fabrika çalışması deneyimleri...

Sınıf çalışmasında bir araç olarak
fabrika bültenleri

 

Sınıf çalışmasında derinleşip ilerleyebilmenin yol ve yöntemlerini çeşitlendirdiğimiz bir dönemde, kendi çalışma alanımda örgütleyip kullandığımız bir çalışma aracı üzerinde durmak istiyorum. Gerçek işlevi ve istikrarlı kullanımında ortaya çıkan sonuçlar üzerinden fabrika çalışmasının eksikliklerini daha iyi görebildik. Bu, fabrikaya çizilen hat ile pratik arasındaki açı farkını görmemizi de sağladı.

Fabrika bültenine ilişkin deneyimimizin sonuçları aktarmadan önce şu noktaya işaret etmek gerekiyor. Fabrika bülteni tanımlanırken, bazen sadece fabrika sorunlarının işlenmesi gerektiği gibi bir sonuç çıkabiliyor. Fakat, özgün yanını bu ağırlık oluştursa bile, asıl belirleyen fabrikanın kendi güçleriyle çıkarılmasıdır. Dışardan bir yönlendirme ve hazırlıkla çıkan fabrika bülteninin ömrü uzun olmaz.

Yayın gündemini salt fabrika sorunlarına indirgemek zaman içerisinde bülteni kısırlaştırır. Aynı zamanda ihtiyacı da karşılayamaz. Fabrika bülteni, işçi sınıfının genel sorunları ile siyasal gündemleri de kendi yapısına uygun taşıyabilmelidir. Bülten ne kadar fabrika işçilerine mal edilebilirse o kadar zenginleşmeye ihtiyaç duyar. Örneğin, bölgedeki işçi direnişine dair somut anlatımlar da bültene taşınabilmelidir. Direnişler ve deneyimlerin yanısıra geçmiş sınıf hareketi süreçlerini inceleyen bir yapısı olabilir. Bu yanıyla her yeni sayı hazırlığı mevcut işçiler içinde önemli bir tartışma platformudur. Böylece fabrika sorunları ve sınıf hareketinin süreçleri üzerinden daha tanımlı çalışmalar örülebilir. Süren işçi direnişleri başka bir gözle değerlendirilebilir.

Bu, sınıf kimliğini ve bilincini güçlendirmek açısından da önemlidir. Bir sınıfın parçası olduğunu hissetmeyen ve çoğu zaman yaşanan gasplara karşı hak aramanın ötesine geçmeyen bir ufka sahip işçilerle karşılaşıyoruz. Sınıf bilinci ve örgütlülüğünden yoksun bugünün işçilerinin geçmişten kopuk mücadele talepleriyle yol yürümeye çalışıyoruz. Bu durumda, sorunların sadece kendi fabrikasında yaşananlar üzerinden işlenmesi, hak taleplerinin ötesine geçilemeyerek darlaşmaya neden olur. Bu zayıflığa yol açmamak için, bültenin işçi sınıfı kimliği ve bilincine özel tarzda vurgu yapması, mevcut direnişlere ve yaşanan diğer sorunlara yer vermesi gerekir. Yaşadığı sorunların mevcut sermaye düzeninden kaynaklandığı, fabrikadaki sömürü çarklarının düzenin yasaları ve polisiyle korunduğu her vesileyle anlatılmalıdır.

Fabrika bültenleri yapısı itibarıyla, hem fabrikalarda özgün bir politik müdahale aracı, hem de fabrika temelli ilk örgütsel şekillenişin başlangıç noktasıdır. Çünkü bülten üzerinden fabrikaya içerden müdahale eden yazılar, giderek bu sorunlara karşı mücadeleyi örgütleyen bir yapının şekillenmesinin önünü açar. Fabrika bülteninin çıkarılması için yan yana gelip tartışanlar, giderek fabrikadaki sorunlara müdahale üzerine de tartışmaya yönelirler. Böylece bülten hem örgütsel bir araç halini almakta, hem de fabrikanın sorunlarını içerden tartıştıran politik bir işçi kürsüsü misyonunu üstlenmektedir. Bu ikisi birbirine sıkı sıkıya bağlıdır ve sonuç almayı belirleyen de budur.

Bugün fabrikalarda karşılaştığımız en önemli sorun işçilerin örgütlü birliğini oluşturamamaktır. Fabrika bültenleri bu sorunu aşmanın bir ilk halkası olabilir. Bir iç işleyişe kavuşan bir bülten komisyonu, fabrika örgütlülüğünün ilk adımıdır. Komisyonun tüm fabrikayı ifade edilebilmesi, bunun için de farklı bölüm ve vardiyalardaki öncü işçilerden oluşması sağlanmalıdır. Yoksa bülten belli bölümlere daralır ve söz söylerken fabrikanın birliğini ifade edemez.

Fabrika bültenlerinin periyodunun aksamaması da önemlidir. Düzenli bir yayın, yol yürüyen faaliyet için önemlidir. Düzensizlik, mevcut işçi ilişkileriyle bağları zayıflatır, onların katkısının sınırlanmasına neden olur.

Bülten her açıdan fabrika işçilerine mal edilebilmelidir. Mali kaynağını oluşturmaktan bültenin hazırlamasına kadar, işçiler sürecin öznesi kılınabilmelidir. Bu, işçilerin çalışmanın sorumluluğunu hissetmeleri ve ihtiyaçlarını karşılamaları bakımından önemlidir.

Bir fabrikada düzenli olarak çıkardığımız bültenimiz üzerinden bakıldığında, yukarıda ifade edilen her eksiklik, fabrikaya yönelik müdahalenin de zayıflamasına neden olmaktadır. Bülten genel sorunlara müdahale edemediği, kendi çeperini aşamadığı yerde çalışma yıpranmaktadır. Kendi içine kapanmakta, etkisi ve gücü daralmaktadır. Böylece çalışmanın önünü açması planlanan bir araç giderek hantallaşmaktadır. Bu noktada, fabrika bültenini bir ekip çalışması olarak ele almanın ve sitematik bir çalışmanın bir parçası haline getirmenin önemine dikkat çekmek gerekiyor.

Sınıfın kriz sonrası hareketliliği ile sendikal örgütlenme çabalarının arttığı, yer yer fiili meşru mücadelenin fabrika işgali boyutlarına ulaştığı bir dönemden geçiyoruz. Sınıf devrimcileri olarak güne yüklenmenin, sınıf içinden örgütlenme çalışmasını daha ileri bir düzeye çekmenin çabası içerisindeyiz. Çalışmamızın yeni bir döneme girdiği şu günlerde sınıf çalışmalarını güçlendirmek, ileri taşıyabilmek tüm çalışma alanlarımızın ortak kaygısıdır. Bu çabanın deneyimlerini Ekim üzerinden paylaşmak ve sorunlarını tartışmak, bugün her zamankinden daha özel bir ihtiyaç haline gelmiştir.

T. Yıldız


Üste