Logo
< Kısır döngü içinde çözümsüzlük

Bültenler ve güncel sorunları


Bültenler, dünden bugüne komünist hareketin siyasal sınıf çalışmasında tanımladığı temel araçlardan biridir. Partileşme sürecinin belli bir evresinde siyasal sınıf çalışmasında yeni bir düzeyin ihtiyacı olarak gündeme gelen bülten politikası, ilk örneklerini III. Konferans öncesinde verse de, asıl olarak konferans sonrası süreçte bültenler siyasal sınıf çalışmasında etkin bir biçimde kullanılmaya başlanmıştır. Bugünkü haliyle yaklaşık 20 yıllık bir deneyime yaslanan bültenler, tüm bu süreç boyunca parti tarafından değerlendirmelere ve müdahalelere konu edilmiştir. Parti, sınıf çalışması ve yayınlar eksenli tartışmalarda bültenlerin önemine dair vurgular yapmış, bülten politikasının daha ileri bir düzeyde hayata geçirilebilmesi için tespitlerde bulunarak görevler tanımlamıştır.

Bülten politikasındaki bu ısrar, bu aracın siyasal sınıf çalışması için taşıdığı önemden kaynaklanmaktadır. Partileşme sürecinde katedilen mesafe, siyasal sınıf çalışmasının ulaştığı düzey, bu düzeyin ortaya çıkardığı olanak ve ihtiyaçlar üzerinden gündeme gelen bültenler, aradan geçen bunca yıl boyunca sınıf hareketine devrimci müdahale görevinin önemli bir aracı olmuşlardır. Zira bültenler, ajitasyon-propagandanın yanısıra, örgütlenme aracı olarak da oldukça işlevsel bir yere sahiptir.

Bugün “eski”ye karşı “yeni”nin bayrağının yükseldiği sınıf hareketine devrimci önderlik için, sınıf çalışmasında yeni bir eşik atlama zorunluluğu ile yüzyüze bulunan parti için bültenler politikasının bir kez daha altının çizilmesi ve müdahalelere konu edilmesi gerekmektedir. 

 

Bültenler sınıf çalışmasının düzeyine göstergedir

Devrimci sınıf çalışmasını çeşitli araçlarla sürdüren parti, bunlardan biri olan bültenleri de kendi içinde çeşitlendirme kapasitesi ortaya koyabilmektedir. Yerel bültenler, işkolu bazlı bültenler, kamu emekçileri çalışması ve emekçi kadın çalışması çerçevesinde çıkarılan bültenler... Bunların tümü partinin siyasal sınıf çalışmasında ortaya koyduğu bülten politikasının bugün nasıl bir çeşitlilikle hayata geçirildiğinin göstergesidir. Aynı zamanda partinin siyasal sınıf çalışmasında sahip olduğu kapasitenin en somut sonuçlarıdır. Sınıf çalışmasında alınan mesafe, bültenlerin tablosu üzerinden bile görülebilmektedir.

Bültenlerin içeriği, yayın periyodu, yaygın ve etkili bir tarzda kullanımı ile sınıf çalışmasında alınan mesafe arasında doğrudan bir bağ vardır. Tersinden bülten çalışmasında görülen zayıflıklar ile sınıf çalışmasında yaşanan zorlanma da birbirine dolaysız olarak bağlıdır. Öte yandan, bültenler sınıf çalışmasının beslenip güçlendirilmesi için de önemli bir araçtır.

Bültenler ve sınıf çalışması arasındaki ilişkiyi bugünkü güncel durum üzerinden görmek mümkündür. Sınıf çalışmasının daha ileri bir düzeye sahip olduğu yerel alanlarda ya da işkolunda bültenler de düzenli olarak çıkmakta, öteki tüm zayıflıklarına rağmen, çalışmanın temel bir aracı olarak kendini göstermektedir. Sistematik bir faaliyeti örgütlemede zorlanmaların ya da dönemsel çıkışların yaşandığı çalışma alanlarında çıkarılan bültenlerin de bu tablonun kaçınılmaz bir yansıması olduğu, gerek periyodunda gerekse içeriğinde sorunlar yaşadığı görülmektedir.

Bültenlerin bir gösterge olduğunu belirtmekle beraber, sınıf çalışmasının düzeyini yansıtması bakımından tek kıstas olmadığını da hatırlatmalıyız.

 

Sınıf çalışması ve bültenlerin içeriği

Halihazırda bir dizi çalışma alanında kullanılan ve kayda değer bir çeşitliliği bulunan bültenlerimiz için yapılacak en önemli vurgular içerik konusunda olacaktır. Bültenlerimizin bugünkü tablosuna bakıldığında, içeriğe ilişkin belli başlı vurguları tekrar olma pahasına hatırlatmanın önemli bir ihtiyaç olduğu görülmektedir. Bundan hareketle, içeriğe ilişkin bazı esasları genel çerçevesi ile birlikte madde madde sıralayacağız.

* Partinin siyasal sınıf çalışması, genel seslenmenin yanısıra, seçili alanlara yoğunlaşan ve sınıf içinde mevziler kazanmayı amaçlayan bir hedefle sürdürülmektedir. Böyle olduğu ölçüde, bültenler de seçili alanlara yönelik müdahalenin hedefleri doğrultusunda şekillendirilmelidir. Sözkonusu alanın sorunlarını yansıtması gereken bültenler, buralarda müdahale ve mücadelenin gelişmesi konusunda da etkili bir içeriğe sahip olmalıdır. Örneğin bir yerel bültenin, partinin o yereldeki hedef fabrikalarına ilişkin gündemleri muhakkak olmalı, bülten bu fabrikalardaki işçilere seslenmenin ve bağ kurmanın olanağına dönüştürülmelidir. Hedef fabrikalara dönük her gelişmeyi sistematik olarak işlemeli ve işçileri devrimci sınıf mücadelesine çağırmalıdır.

* Bültenler, kapsamı içine giren alanda (kent, bölge, işkolu) sınıf hareketine dair yaşanan her gelişmeyi bir biçimde ele alabilmeli ve gerekli olduğu biçimi vererek işçilerin önüne koyabilmelidir. İlgili alanda işçilerin karşı karşıya kaldığı sorunları, fabrikalardan yansıyan gelişmeleri, sermaye cephesinden yapılan saldırı planlarını işçilere anlatabilmelidir.

Yereldeki ya da işkolundaki işçilerin eylem, direniş ve grevlerini yansıtmalı, buralardaki mücadeleyi sınıfın diğer bölüklerine taşımalıdır. Bununla beraber, mevzi direnişlerde dahi kazanmanın yolunun sınıfın birliğinden geçtiği ve sınıf dayanışmasının önemi konusunda bilinç açıklığı yaratmayı sistematik bir çabanın konusu haline getirmelidir.

* İlgili alana dair gelişmeleri yansıtmakla birlikte bültenler hiçbir biçimde kendisini bununla sınırlamamalı, sermayenin genel saldırılarını, ülkede ve dünyada işçi hareketi cephesinden yaşanan gelişmeleri gündemine almalıdır.

Seslendiği işçilere yerel ya da işkolu düzeyindeki saldırılar ile sermayenin sınıfa dönük toplam saldırıları arasında bağ kurmalı, saldırıların ya da gündemleştirilen gelişmelerin gerisinde bir sınıf tutumu olduğunun altını çizmelidir. Bu sınıfsal tutumu işçiler nezdinde güçlü bir teşhire konu ederek bilinç açıklığı yaratmayı hedeflemelidir.

Tüm bunların devamı olarak, “sınıfa karşı sınıf” vurgusunun yapılması bültenlerin en temel kaygılarından biri olmalıdır. İşçilere, sorunların kaynağında sermaye sınıfının olduğunu hatırlatarak, buna karşı ancak topyekun bir mücadele ile ayakta kalınabileceğini anlatmalı, sermayenin yekpare bütünlüğü karşısına işçilerin de birleşmiş bir sınıf olarak çıkmaları zorunluluğunu döne döne vurgulamalıdır.

* Bültenler, teşhirlerin yanısıra, sınıfın örgütlenmesi konusunda da yol gösterici olabilmelidir. Örgütlenme ihtiyacına sıklıkla vurgu yapan bültenler, sonu “Örgütlü mücadeleye!” çağrısıyla biten yazılarla kendini sınırlanmamalı, işçilerin bunu nasıl yapabileceği konusunda da yol açıcı olmalıdır. Örgütlenmeyi anlatan yazılar, bu konudaki deneyimlerin aktarımları, mümkünse örgütlenme süreci yaşamış işçilerin kaleme aldığı yazılar bültenlerde kendisine yer bulabilmelidir.

Taban örgütlenmeleri konusu ise bültenlerin temel gündemleri arasında yer almalıdır. Taban örgütlülüğü nedir, neden önemlidir, bugüne kadarki örnekleri nelerdir, nasıl kurulur vb. başlıklar bültenlerde vurgulu biçimde işlenebilmelidir.

Örgütlenme konusu bültenlerde çeşitli yönleriyle işlenebilir. Önemi ve sınıfı hareketindeki her deneyimin temel unsuru olduğu düşünülürse, bu konuda içeriğin çeşitli yönleriyle zengin biçimde işlenebilmesi çok da zor değildir.

Öte yandan, örgütlenme konusunda sendikal mücadele ve sendikal örgütlenme konuları da ele alınmalıdır. Bugün işçilerin örgütlenme dendiğinde akıllarına gelen ilk şey sendikalardır. Bildiği sendikalar üzerinden iyi kötü bir fikre de sahiptir. Ancak taban örgütlenmesi konusunda asgari bir açıklığa kavuşmayan bir işçi sendikal bürokrasi konusunda da açıklığa kavuşamayacağı için, ya sendikalar içinde “kötünün iyisi” arayışına girecek ya da mevcut sendikalara öfkesi örgütlenmeye de mesafeli durması sonucunu doğuracaktır. Bu nedenle bültenler sendikal alanla ilgili gerçekleri, sorun olan şeyin bir örgütlenme aracı olarak sendika değil, bugünün bürokratik-icazetçi sendikal anlayışı olduğunu anlatmalıdır. Sınıf hareketinin kastlaşmış-bürokratik sendikal çevrelerle yollarını ayırması ve taban örgütlülüklerine dayalı bir işleyişin yaratılması gerektiğini vurgulamalıdır.

* Güncel planda bültenlerimizde öne çıkan en belirgin zaafiyet olarak; bültenler siyasal gelişmeler konusunda sınıfı aydınlatma misyonu taşımalıdır. Sınıfı siyasallaştırma çabası doğrultusunda, ülkede ve dünyada yaşanan önemli siyasal gelişmeleri işlemeli, yaşananların arka planını işçilere anlatmalı ve mücadele çağrısını yükseltmelidir. Örneğin seçimler, emperyalist saldırganlık, düzen içi çatışma, Kürt sorunu gibi konuları ele alarak işçilere sınıfı tutumunu anlatmalıdır. Böylesi konuların bültende işlenmesinin, işçinin bülteni sahiplenmesinde zorlanma yaratacağı düşünülebilir. Ancak devrimci sınıf kavgasını esas alan komünistlerin genel politikalarının ekonomizmin sığ sularına hapsolmasını engelleyen şeyin, bu konuda herhangi bir kaygıya düşmemeleri, tüm siyasal gelişmelere sınıfsal bir bakışaçısı ve tutumla yaklaştıkları olduğu bilinmektedir. İşte bültenlerde yapılması gereken şey de bu tok tutumun araca özgü bir biçimle karşılık bulmasını sağlamaktır.

* Bültenler devrim ve sosyalizm mücadelesini büyütmeye dönük araçlar oldukları ve işçilere doğrudan seslendikleri ölçüde, devrim ve sosyalizmin propagandasını da yapabilmelidir. Elbette genel geçer şiarlarla değil, sosyalizmi işçilere özlü bir biçimde ve popüler bir dille anlatabilmelidir.

* Bültenlerin içeriği konusundaki son bir hatırlatma da emekçi kadın sorununun ele alınmasındaki zayıflık üzerine olacaktır. Tüm bültenler, emekçi kadınların yaşadığı sorunlara özel bir ilgi göstermeli, mücadele çağrısını onlara sistematik olarak taşımalıdır. Emekçi kadınlara yönelik ayrı bir bülten çıkarılması (ki sözkonusu bültenin düzenli hale getirilmesi henüz mümkün olmamıştır), diğer bültenlerin bu konuda zayıf kalmasını gerektirmez. Metal işkoluna yönelik bülten hazırlanmasına rağmen yerel bültenlerde de metal gündemlerinin işleniyor olmasındaki gibi, emekçi kadın gündemleri de tüm bültenlerde yer bulabilmelidir.

 

Süreklilik ve düzenli periyot önemlidir

Sınıf-kitle çalışmasında istenen sonucun alınmasının önemli koşullarından biri, faaliyetin sistematik ve düzenli bir biçimde sürdürülmesidir. Yazılı materyallerde de diğer araçlarda da bu böyledir.

İşçilere doğrudan seslenme ve örgütlenme aracı olarak bültenlerde bu kendisini periyot üzerinden göstermektedir. Düzenli periyotlarla çıkan, sistemli ve hedefli bir dağıtıma konu olan bültenlerin işçiler üzerinde yaratacağı etki ile, ne zaman çıkacağı belli olmayan ve rastgele dağıtılan bültenlerin yaratacağı etki arasında muazzam bir fark olacaktır. İlkinde işçilerin bültene olan ilgisi giderek artacak, bülten şu ya da bu düzeyde işçinin bilincinde yer edinecek; ikincisinde sürekli unutulan, ilgi toplayamayan ve verimsizleşen bir araç olacaktır.

Düzenliliği, bültenin periyodunun sıklığı tamamlamaktadır. Bugün bülten konusu açılınca akla aylık bir periyot gelmektedir. Çoğu bültenimiz bu periyotta dahi ısrarcı olamamaktadır. Buna karşın, sınıf hareketindeki gelişmeler, bültenlerin de daha sık periyotlarla planlamasını ihtiyaç haline getirmektedir. Öyle ki, sınıf hareketinde eylemli süreçlerin yaşandığı bir evrede, sınıfa bir aylık zaman dilimi içinde seslenmek, sürecin akışına müdahale etme olanağını ortadan kaldırır, ancak geride kalan olaylar üzerine söz söyleme sınırına daraltır. Çok yönlü devrimci sınıf faaliyetinde süreçlere müdahale yalnızca bülten üzerinden yapılmadığı için, hatta bültenler bu konuda daha geri planda kaldığı için sınıf çalışmamız bir boşluk yaşamayabilir. Ancak bültenlerin amaca uygun bir işlev taşıması için, bülten politikası ekseninde ortaya çıkan bu sorun giderek geride bırakılmalıdır.

İlk olarak bültenler aylık da olsa düzenli bir periyoda oturtulmalı ve bu konuda ısrarcı olunmalıdır. Giderek de 15 günlük yayınlar olarak hayata geçmesinin zemini hazırlanmalıdır. Kaldı ki, yukarıda içerik ile ilgili olarak yaptığımız vurguların hayata geçirilmesi tek bir bültende mümkün olmayacağı için, daha sık söz söyleme zorunluluğu da doğmaktadır.

Bazı özel süreçlerde de bülten olağan periyodu beklenmeden hazırlanmalı ve işçilere ulaştırılmalıdır. Yolunu yürüyen bir harekete yön verme çabasına hizmet edecekse, bülten olayların sıcağında işçilerle buluşmalı ve yol göstermelidir. Özellikle metal işkolunda son süreçte yaşanan işçi eylemlilikleri karşısında bültenler hemen devreye sokulmalıydı. Bazı alanlarda bunu engelleyen özel durumlar dışta tutulursa, yerellerde böyle bir pratiğin sergilenmemesi, metal işçilerinin mücadele ateşinin sınıfın diğer bölüklerine taşınması çabasında da bir eksiklik yaratmış oldu. Tersinden, bu konuda bir başarı gösterilseydi, bu, bültenle işçinin bağ kurması konusunda da önemli bir imkan yaratacaktı.

 

Teknik hazırlıktaki başarı ilgi ve etkiyi arttırır

Bülten çalışmasının bir parçası da onun teknik hazırlığıdır. Teknik konuda gösterilecek başarı, işçilerin bültene olan ilgisini artıracak, bültenin daha etkili bir hale gelmesini sağlayacaktır.

Varolan bültenlerimizden yola çıkacak olursak, bu konuda dikkat edilmesi gereken ilk nokta, bültenlerdeki dil ve üslup sorunudur. Popüler bir araç olarak bültenlerin dili de buna uygun olmalı, ajitatif dilin kullanılmasına özen gösterilmelidir. İlgi çekici ve çarpıcı başlıklar kullanılmalıdır. Bu açıdan politik yayının küçük bir kopyası olmasından kaçınılmalıdır. Ancak popüler-ajitatif dil kullanma kaygısı, bültenin içeriğinde bir zayıflama da yaratmamalıdır.

Okunabilirliği açısından bültenler 8 sayfayı geçmemeli, hatta mümkünse 4 sayfa olmalıdır. Periyot ile ilgili olarak vurguladıklarımızla bağı içinde, söz gerekirse daha sık söylenmeli, ancak en etkili biçimiyle söylenmelidir. Buna ek olarak, işçilerin “okuma“ eylemiyle olan mesafeleri gözetilerek, mümkün olduğunca kısa ve özlü metinler hazırlanmalıdır.

Bültenlerin mizanpajı, dikkat edilmesi gereken bir başka noktadır. İyi bir mizanpaj, bültenin ciddiyetinin algılanmasını sağlar ve okunurluğunu arttırır. Dağınık, belli bir düzeni olmayan, okumayı zorlaşan bir düzenleme ile hazırlanan bültenler, işçiler nezdinde de ilginin konusu olmamaktadırlar.

Yanısıra, bülten yazılara boğulmamalı, görsel kullanımına önem verilmelidir. Bilindiği gibi, resim ve fotoğraflar insanların görsel algılarını daha fazla etkiler. Resim ve fotoğraflar üzerinden verilen mesajlar beyne daha hızlı iletilir. Konuya uygun resimlerin seçilmesi, gerektiği yerde sorunun özünü ifade edecek karikatürlerin kullanılması, bunların yazıyla bütünlüklü bir kurgu ve teknik düzenleme içinde işçilere sunulması, bültenlerin etkileyiciliği konusunda önemli katkılar sunacaktır.

 

Varolan bültenler üzerine hatırlatmalar

Ortaya koyduğumuz bu çerçeve içinde ele alındığında, tüm bültenlerimizde şu ya da bu düzeyde eksiklik olduğu görülecektir. Buna karşın, bazı alanlarımızda hazırlanan bültenler, dünden bugüne anlamlı bir mesafe katetmiştir ve gelinen yerdeki haliyle toplamı içinde öne çıkmaktadır.

Genel tabloya bakıldığında ise, bültenlerimiz için ortaklığı ifade eden ve çözülmesi gereken ek sorunlar olduğu görülmektedir. Öne çıkan başlıkları madde madde sıralayalım.

* İşkolu bazında hazırlanan bültenleri ayrı tutarsak, bültenlerimizin hemen tümünde hedef alanlara yönelik müdahaleyi güçlendirici bir içerikten yoksunluk görülmektedir. Yaratıcı bir tarzda hedef alanların/fabrikaların sorunlarını işleyen ve düzenli olarak seslenen örnekler varsa bile, sistemli biçime kavuşturulamamış, genel nitelik haline getirilememiştir.

* Bültenlerimizin çoğu düzenli periyotlarla yayınlanma konusunda sorun yaşamaktadır. Gelinen yerde bu sorun geride bırakılabilmeli, ileri örnekler sergilemek hedeflenmelidir.

* Bültenlerimizin bazılarında hala da mizanpaj sorunu vardır. Görsellik konusunda güçlendirilme, ilgi çeken ve rahat okunabilir bir tasarım ihtiyacı göze çarpmaktadır. Varolan bültenlerimiz içinde tasarım konusunda örnek olabilecek, işin bu cephesinde diğerlerine göre daha ileride duran bültenlerimiz mevcuttur. Sözünü ettiğimiz şey teknik bir içerik taşımaktadır. Ancak önemli olan buna uygun bir hazırlığın yapılması, bu alanda gelişmeye yönelik çabanın harcanmasıdır.

* Ne yazık ki bazı bültenlerimiz politik yayından “kopyala-yapıştır” yöntemiyle alınan yazılarla hazırlanmaktadır. Kimi zaman bu kopya yazılar üzerinde çalışma gereği bile duyulmamaktadır. Araya birkaç kısa okur mektubu serpiştirilerek bülten sayfalarını doldurmak yoluna gidilmektedir.

Bu artık kesin olarak geride bırakılması gereken bir tutumdur. Elbette politik yayında işlenen bir konu bültende de ele alınacaktır. Ancak bu politik yayının dili ve tarzıyla değil, bültene özgü bir üslupla yapılmalıdır. İşlenmek istenen konu yeniden yazılmalı, politik yayın kaynak olarak kullanılmalıdır. Kopyalama yoluyla hazırlanan bir bültenin siyasal sınıf çalışmasındaki işlevselliği tartışmalıdır.

* Bültenin hazırlık süreci, ilgili parti organının denetiminde olmalıdır. Hangi yazının nasıl kullanılacağı, bülten boyutundan tasarımına kadar, hangisinin daha işlevsel olacağı ve seslenilen işçilerin ilgisini çekeceği, işçilerin nelere dikkat ettiği gibi hususlar ilgili organ tarafından tespit edilmeli ve bülten de buna göre hazırlanmalıdır. Bu sadece “teknik bir iş” değil, bülten politikasının yaşam içinde sürekli üretilmesidir. Elbette ilgili organ bülten hazırlığı konusunda teknik olanaklarını da yaratmak durumundadır.

Bültenler, partinin sınıf çalışmasında temel araçlardan biri olma özelliğini hep koruyacaktır. Bu nedenle, ilgili yoldaşların ve parti organlarının bültenler konusunda daha özenli davranmaları, işlevsel bültenler için daha çok çaba harcamaları gerekmektedir. Bülten hazırlamak bir parti yayını çıkarmak demektir. İçeriğinden teknik hazırlığı ve dağıtımına kadar her aşaması, partiyi temsil ettiği bilinci ve ciddiyetiyle ele alınmalıdır.


Üste