Logo
< Bültenler ve güncel sorunları

Sınıfı devrimcileştirme sorunu


Marks 1849 yılında Avrupa ülkelerinde yaklaşmakta olan ticari bunalıma dikkat çekerek, bunun etkisiyle “erken” patlak verecek Avrupa devrimlerinin, bu ülkelerdeki işçi sınıfının henüz “devrimci bir zihniyet” taşımaması nedeniyle bir “talihsizlik” olacağını ifade ediyordu. Bu değerlendirme, Fransa’da patlak veren -önce 1848 Şubatı'nda gerçekleşen burjuva devriminin, işçi sınıfının ardından gelen Haziran yenilgisinin- ve kıta Avrupası'nda yaşanan somut gelişmelerin ışığında yapılmıştı. Kapitalizmin bunalım ve savaş evresini yaşadığı o dönemde Marks, devrimci bir sınıf hareketine duyulan ihtiyaca dikkat çekmekteydi.

 

Devrimci bir sınıf hareketi için politik önderlik!

Devrimci bir sınıf hareketinin geliştirilmesi devrime doğru ilerleyen bir süreçtir. Önemli olan, bu sürecin zafere doğru gidecek şekilde nasıl hazırlanacağı, devrimci politik önderlik misyonunun bu yönde nasıl başarıyla hayata geçirileceğidir. Sınıfın gündelik sorunlarına dair yol göstermek, bu sorunlara yol açan düzen gerçekliğini görmesini ve düzenin kurmuş olduğu önyargıları kırmasını sağlayacak şekilde sınıfın harekete geçmesini sağlamak devrimci politik önderliğin bir boyutudur.

Diğer boyutu ise, sınıfın çok yönlü ve uzun vadeli olarak eğitilmesidir. Bu da gündelik sorunların arkasında yatan düzen gerçekliğini ortaya koymayı; kapitalizmin ve onun yol açtığı sorunların tarihsel-toplumsal bir arka planı olduğunu, tarihin bir evresinde ortaya çıktığını ve yok olacağını göstermeyi; işçi sınıfının çıkarlarının burjuvaziden ve toplumun diğer kesimlerinden farklılaştığını, toplumsal sorunların çözümü açısından işçi sınıfının çıkarlarını ve bunlarla birlikte devrimci rolünü ortaya koymayı, bunlarla bağlantısı içerisinde de sosyalizmin güncel ve zorunlu bir ihtiyaç olduğunu vurgulamayı gerektirir.

Kısacası politik önderlik misyonunun hayata geçirilmesinin bir yönü, sınıfın karşılaştığı gündelik sorunlar üzerinden harekete geçmesini sağlamak, diğer yönü ise harekete geçen sınıf bölüklerinin çok yönlü eğitimini yerine getirmektir. Bu konudaki zaafiyet kendini, devrimci bir sınıfın yaratılamamış olması olarak devrimci bunalım dönemlerinde ortaya koyar. Siz çubuğu gündelik sorunlara ve mücadelelere büker ve toplumsal-siyasal yönlerini geri planda tutarsanız, “sınıfa gündelik yol göstermek” adına gündelik sorunların dar alanında boğulursunuz. Düzen gerçekliğini ortaya koymayı, sınıfın önyargılarını kırmayı ileri bir tarihe ertelediğiniz sürece sınıf hareketinin yaşadığı kısır döngüyü aşmada mesafe alamazsınız.

Örneğin “taşeronluk kaldırılsın” talebiyle bir faaliyet yürütürken, bunu almaya dönük bir militan eylemliliği örgütlemenin yanısıra ulaştığınız sınıf kesimlerinin geri bilincini kırmayı hedeflemezseniz, sınıf hareketi adına ciddi bir kazanım yaratamazsınız. “Hele şu sorun bir çözülsün” veya “önce gündelik sorunları aşalım, ardından toplumsal sorunlara sıra gelir” anlayışıyla hareket ederseniz, devrimci bir çalkantı döneminde, sınıfın önden kırmayı başaramadığınız önyargıları ve geri bilinci sizi ezer geçer. Kısacası “günü kazanacağım” derken, geleceği kaybedersiniz!

 

Devrimci politik önderlik için güçlü bir yayın

Bu bütünlük içinde devrimci politik önderliğin hayata geçirilmesinin en temel aracı yayınlardır. Politik yayın organının bu yönde işlevine uygun bir niteliğe kavuşması ve yaygınlığa ulaşması için parti bir süredir adımlarını yoğunlaştırmış bulunuyor. Açık ki, hedeflerimizi hayata geçirmek açısından henüz yolun başındayız. Devrimci politik önderliğin hayata geçirildiği -bu açıdan niteliği güçlü, güncel ve sınıfı devrimcileştirme işlevine uygun- bir merkezi politik yayın, bu yayının sınıfın geniş kesimlerine ulaştırılması ve dağıtım ağlarının oluşturulması öncelikli bir yoğunlaşma alanımız olmalıdır. Devrimci sınıf hareketinin yaratılması hedefi doğrultusunda politik yayın organını temel bir araç haline getirmek bugünün en temel görevidir.

Bu “yalnızca birilerinin” yerine getirebileceği bir görev değildir. Bu görev, “devrimci bir sınıf hareketi için” emek harcayan işçilerin, emekçilerin ve devrimcilerin omuzlarındadır. Düzenin işçi sınıfı üzerindeki kuşatması ancak güçlü bir politik yayın organıyla kırılabilir. Politik yayın organının bu güce kavuşması elbette politik faaliyete ve sınıfı devrimcileştirme çabasında katedilecek yola bağlıdır. Ama öte yandan bu yönde mesafe alabilmenin yolu da politik yayın organını güçlendirmekten geçmektedir. Hedef devrimci politik önderliği güçlendirmek ise, öncelikle buna uygun aracımızı güçlendirmek durumundayız.

Bu yönde hedefler belirlemek ve bunları hayata geçirmeye dönük kolektif bir çaba harcamak zorundayız. Fabrikalardan doğru muhabirleri, yazarları, dağıtımcıları da olan bir yayın olabilmelidir bu. Hedefli, planlı ve ısrarlı bir kolektif çalışma ortaya koymalı, sınıfı harekete geçirecek ve devrimci siyasal bilincini geliştirecek politikaların taşıyıcısı, işçi sınıfının temel çıkarlarının savunucusu ve devrimci yol göstericisi, işlevine uygun bir politik yayın organı için seferber olmalıyız. Yerel örgütleriyle birlikte tüm parti buna uygun bir çalışma tarzını geliştirebilmelidir.

D. B. Keskin


Üste