Logo
< Sınıfı devrimcileştirme sorunu

Sınıfın devrimci örgütlü birliği


Sınıf hareketi yeni bir döneme doğru yol alıyor. Son birkaç yıldır sınıf cephesinde yaşanan gelişmeler bu olguya işaret ediyor. Özellikle Greif Direniş ve ardından tüm metal sektörünü saran Metal Fırtınası bunun somut göstergeleri. 2016 yılı da, sınıfın eylemliliğinin belli bir ivmelenme ile süreceği bir yıl olacaktır. Zira sınıf saflarında çeşitli sorunlar ve farklı taleplerle büyüyen ve yaygınlaşan bir öfke, hoşnutsuzluk ve mücadele arayışı var. Fabrikalar içten içe kaynamaktadır. Bu hoşnutsuzluk ve mücadele arayışı henüz ülke çapında bir karakter kazanmamış olsa da, bu düzeye doğru evrilmesinin imkanları giderek büyümektedir. Kuşkusuz hareketin genelleşmesi ve sınıfın devrimci birliği ekseninde bir odak olarak öne çıkabilmesi, sınıf devrimcilerinin bu yöndeki çabaları ve yapacakları müdahalelerle de doğrudan bağlantılı olacaktır.

Partimiz sınıf içinde çok yönlü bir çalışma örgütlüyor. Bu çalışma giderek daha geniş bir alana yayılıyor. Farklı sanayi bölgeleri ve havzalarında süren bu çalışmamız esasta fabrikalarda yoğunlaşarak belli mevziler yaratmayı hedefliyor. Başta metal ve tekstil olmak üzere petro-kimya, maden ve gıda sektörüne doğru da yayılıp genişleyen bir kapsam sözkonusu.

Bir dizi sektöre yönelen bu çalışmalara daha bilinçli ve hedefli bir doğrultu kazandırmak, sınıfın hareketinin geneline yayacak bir hat izlemek, sınıf hareketini yeni bir eşiğe doğru ilerletmek gerekiyor. Bu da sınıfın birliği alanında katedilecek somut mesafeye bağlıdır.

 

Sınıfın örgütlü birlik ihtiyacı

Sınıfın devrimci örgütlü birliği sorunu, devrimci bir sınıf hareketi yaratma hedefinin esasını oluşturmaktadır. Partimizin V. Kongre’sinde ifadesini bulan “Devrimci bir sınıf hareketi için ileri!” şiarı tam da bu ihtiyacın güncel, somut ve yakıcı bir ifadesidir. Sınıf hareketini fabrikalar zemini üzerinden devrimci bir sınıf hareketine doğru büyütmek öncelikli bir görevdir.

Burada kavranacak en öncelikli halka stratejik fabrikalarda yoğunlaşıp derinleşen bir çalışma üzerinden belli örgütlü mevzilerin yaratılmasıdır. Sektörlere ve havzalara dönük olarak yürütmekte olduğumuz çalışmayı güçlendirmek ve ilerletmek, belli mevzilere ayağımızı basabilmemizle mümkündür. Stratejik fabrika hedefleri üzerinden yüklenmeyi hiçbir biçimde zayıflatmadan, sınıfın birliğini fabrika alanlarının dışına taşırma ve daha üst bir birliği evriltme hedefiyle hareket etmeliyiz. Sınıf hareketinin yeni bir düzeye sıçratılması buna bağlıdır.

Bunun için sektörel düzeylerde ortaya çıkan zeminlerin sağlamlaştırılması, yaygınlaştırılması ve büyütülmesi yönündeki adımların güçlendirilmesi bir ihtiyaçtır. Her düzeyde işçi sınıfının birliği politikası -fabrika, sektör ve havza- öne çıkarılmalıdır. Halihazırda sınıf çalışmamızda varolan örnekler çoğaltılmalı ve daha bilinçli bir ifade kazandırılmalıdır. Fabrikalarda oluşturulacak işçi birliklerinden sektörel ve havza işçi birliklerine kadar geniş bir alan önümüzde durmaktadır.

Partimiz gelinen yerde bu açıdan anlamlı bir birikim yaratmış bulunmaktadır. Özellikle metal sektöründe yaratılan mevzi bu politikanın pratikteki doğrulanmasıdır. Bu politikayı diğer sektörlere yaymalı ve genelleştirmeliyiz. Sınıf hareketindeki gelişmeler bu açıdan düne göre önemli imkanlar sunmaktadır.

Sektörel birliklerde mesaafe aldığımız ölçüde de, giderek değişik sektörlerden işçileri bölgeler üzerinden bir araya getirmeyi, “işçi sınıfının politik tutumuyla, politik platformuyla, politik programıyla bir işçi birliğini örgütleme”yi de hedeflemek durumundayız.

 

Sınıf karşı sınıf!

Sınıf karşı sınıf kimliğini ve sınıfın devrimci örgütlü birliğini geliştirmek ve maddi bir güce dönüştürmek, sınıf kitlelerine bu politikanın taşınması ve pratikleştirilmesine, böylece etkin bir güç haline getirilmesine bağlıdır. Ekonomik-sendikal taleplere sıkışan sınıf hareketinin yaşadığı darlığı aşmasının başka bir yolu bulunmamaktadır.

Sınıfın devrimci birliği sorunu “sınıf karşı sınıf!” çizgisinin sınıf hareketine ne ölçüde nüfuz edeceğine bağlıdır. Sınıf hareketinin mevcut tablosu “kendisi için sınıf'” olma bilincinden henüz uzak bir konumu ifade etse de, hareketin içsel dinamikleri böyle bir zemine oturtulması için önemli olanaklar sunmaktadır. Yeter ki, bu olanakları en iyi bir biçimde değerlendirerek, sınıfın bilincini, kimliğini ve eylemini geliştirmeyi başarabilelim. Sınıf devrimcileri bu bakışla hareket etmeli, sınıf hareketini yeni ve daha ileri bir düzeye yükseltmenin görev ve sorumluluklarıyla güne yüklenmelidirler.


Üste