Logo
< IV. Kongre sunumları: Liseli gençlik hareketi ve çalışması üzerine

25 yılın birikimi ve IV. Kongre’nin çağırısı ile Devrime yürüyoruz!


25 yılın birikimi ve IV. Kongre’nin çağırısı ile...

Devrime yürüyoruz!

Bugün TKİP şahsında temsil edilen komünist hareket, siyasal mücadelede 25. yılını geride bırakıyor. Her açıdan zorlu bir tarihsel dönemde mücadele sahnesine EKİM olarak doğan komünist hareket, aradan geçen 25 yıl içinde başta devrimci bir program ve onun vücut bulduğu TKİP olmak üzere, işçi sınıfına ve devrim davasına eşsiz kazanımlar sağlamış bulunuyor.

Daha ilk adımlarında marksist dünya görüşünü rehber edinen komünistler, tam da bu nedenle, her türlü zorluğa ve imkansızlığa rağmen geride kalan yıllar içerisinde çok anlamlı bir deneyim, sağlam temellere dayalı ihtilalci bir örgüt geleneği, bunların toplamı üzerinden şekillenen devrimci bir kimlik ve değerler sistemi yaratabildiler. Dünün devrimcisi bir dizi siyasal örgütlülüğün deyim yerindeyse döküldüğü, devrimden kaçarak düzene boylu boyunca uzandığı aynı tarihsel dönem içerisinde bütün bunları başaran komünistler, bugün yaratılan bu büyük devrimci geleneğin haklı onurunu taşıyorlar.

TKİP IV. Kongresi Açılış Konuşması’nda dile getirildiği gibi:

Ama biz yine de bu aynı yirmibeş yıl içinde, belirleyici önemde bir kazanım olarak, sağlam temellere oturan, ideolojik, politik, örgütsel ve moral açıdan güçlü, bütünlüğü ve iç tutarlılığı olan partili bir kimlik yaratmayı başardık. Oysa bu aynı yirmibeş yıl Türkiye’de geleneksel sol akımların tasfiyeci sürüklenişler içinde bozulup dağıldığı, devrimci olanın çok yönlü olarak çözülmeye uğradığı, geçmişten gelen devrimci birikimin tüketildiği, devrimci kazanımların terkedildiği bir tarihsel evre oldu. Bizim başarımızın değerini tam olarak takdir edebilmek için, bunu özellikle gözönünde bulundurmak gerekir.” (Ekim, Sayı: 274, Kasım 2012)

25. yıla güçlü giriş: TKİP IV. Kongresi

Komünist hareketin 25. Yılı ile TKİP IV. Kongresi’nin dönem olarak örtüşmesi, içerisinden geçilen sürece apayrı bir anlam kazandırmış bulunuyor.

Bunun kendisini salt moral değerler üzerinden değil, fakat asıl olarak parti kongresinin ortaya koyduğu yönelimler ekseninde ele almak gerekir. Zira komünist hareketin 25. Yılında toplanan IV. Parti Kongresi, döneme dair bir dizi somut hedef tanımlamış bulunuyor. “Devrime hazırlık” üst başlığında toparlanan bu hedeflerin başında ise her açıdan darlığı kırmak, sınıfla güçlü ve çok yönlü bağlar kurabilmek, bu çaba içerisinde sınıf öncü kesimlerini devrime kazanmak gelmektedir.

TKİP IV. Kongresi Bildirgesi’nde bu hedef şu sözlerle özetleniyor:

TKİP IV. Kongresi somut hedeflere ve başarı ölçülerine ilişkin tüm yerleşik kalıpların parçalanıp bir yana atılmasını, gerçek bir sınıf partisi olmanın bilinci, özgüveni ve iddiası ile sınıf kitleleriyle etkin bir birleşme çabası içine girilmesini, başta yeni seçilen Merkez Komitesi olmak üzere tüm parti örgütlerinin önüne temel önemde ve ertelenemez bir görev olarak koymaktadır.” (Ekim, Sayı: 273, Ekim 2012)

İçinden geçmekte olduğumuz sürece ve özellikle 25. Yıl gündemli çalışmalara öncelikle bu hedefler ve IV. Parti Kongresi üzerinden yukarıda altı bir kez daha çizilen temel yönelimler şekil verebilmelidir. Zira parti yeni bir döneme girmiş, bütün ölçüt ve hedeflerini IV. Kongre üzerinden yeniden belirlemiş bulunuyor. Artık her türlü parti çalışması, doğrultusunu ve pratiğini, kongrenin ortaya koyduğu hedefler üzerinden şekillendirme sorumluluğu ile yüzyüzedir.

Buradan hareketle denilebilir ki, 25. Yıl gündemi üzerinden ele alınacak her türlü çalışmanın belirleyeni IV. Parti Kongresi’nin ortaya koyduğu somut hedefler olacaktır. Partinin kendisini sınayacağı ilk alan ise bütün bir 25. Yıl çalışmaları süreci olacaktır. Komünistler olarak önümüzdeki günlerden başlayarak, IV. Parti Kongresi’nin ortaya koyduğu çağrıyı ilmek ilmek örmek, kongre iradesini ve çağrısını 25. Yıl gündemleri üzerinden ete-kemiğe büründürmek için seferber olmalıyız. İşte o zaman TKİP şahsında temsil edilen komünist hareket, 25. mücadele yılını başarıyla geride bırakabilir, devrim davasında yeni ve daha ileri sorumlulukları omuzlayacak bir konuma ulaşabilir.

Her açıdan anlamlı bir başlangıç

Bu açıdan IV. Parti Kongresi’nin ilanının ardından, dönemin hemen başında 25. Yıl kapsamında gündeme gelen ve bir ilk sınav sayılabilecek olan kitle etkinlikleri anlamlı bir başlangıç olmuştur.

Komünistler olarak, 25. Yıl vesilesiyle gündeme gelen kitle etkinlikleri üzerinden, gerek politik muhtevası gerekse de etkinliklerde yakalanan kitlesellikle asgari bir başarı elde etmiş bulunuyoruz. Böylece, partimizin çağrı ve şiarlarının güçlü bir şekilde sınıf ve emekçi kitlelere taşındığı, dahası, yapılan kitle etkinliklerinde ve gündelik çalışmada 25 yılın birikiminin kendisini ortaya koyduğu bir faaliyet dönemini geride bıraktık.

Elbette aşılmayı bekleyen bir dizi sorun alanı bu dönemde de bir kez daha karşımıza çıktı. Kitle çalışması, organizasyon kapasitesi, vb. kimi alanlarda ortaya çıkan eksikliklere rağmen politik kitle etkinlikleri esas itibariyle amaca uygun bir çalışma ve pratikle hayata geçirildi. Ortaya çıkardığı sonuçlara bakıldığında, partinin yeni dönem hedefleri üzerinden umut verici bir düzeyin yakalanabildiğini söyleyebiliriz. Kitle etkinlikleri sürecinde parti her zamankinden çok daha fazla sınıf ve emekçi kitlelerle buluştu. IV. Kongre’nin öne çıkardığı “darlığı ve her türlü kalıbı kırma” çağırısına bir adım daha yaklaşıldı. Kimi açılardan belli ilkler yaşandı.

Bu anlamlı başlangıcı kesintisiz bir şekilde ileriye taşıma görevi biz komünistlerin önünde duruyor.

Devrime hazırlanmak, darlığı kırmak ve
enginlerle buluşmak demektir

Partimizin IV. Kongre ile öne çıkardığı en önemli vurgu “darlığı kırmak” olmuştur. Darlığı kırmak ise herşeyden önce “enginlerle buluşmak”, sınıf ve emekçi kitleler içerisinde kökleşmek, buradan hareketle sağlam ve kalıcı mevziler elde etmek demektir.

IV. Kongre’nin bu çağrısı, tek başına TKİP’nin kendine özgü dar ihtiyaçlarına yönelik bir vurgu değildir. Tersine bu çağrı, içerisinden geçilen tarihsel dönemin ortaya koyduğu nesnel ve ivedi bir sorumluluğa işaret etmektedir: “Her açıdan devrime hazırlanmak!”

Bu ise her şeyden önce devrimin gücünü örgütleme ve partinin işçi sınıfını ile devrimci birliğini sağlama sürecidir. Zira TKİP’nin bu coğrafyada temel devrimci önderlik misyonunu oynayabilmesi ancak ve ancak işçi sınıfı ile çok yönlü bağlar kurması ile mümkün olacaktır. Bu ise en başta mevcut darlığın parçalanıp atılmasıyla başarılabilir. Komünistler mücadele sahnesine çıktıkları ilk günlerden itibaren parti davasına bu gözle bakmış, partiyi sınıf hareketi ile sosyalizmin birliği üzerinden tanımlamışlardır. Parti inşa sürecini de bu yaklaşım üzerinden şekillendirmiş, bu alanda katedilecek mesafeyi parti inşa sürecinin en kritik halkası olarak ele almışlardır.

İçine girmiş bulunduğumuz “bunalımlar, savaşlar” ve nihayetinde “devrimler dönemi”, gelinen yerde sınıf hareketi ile sosyalizmin birliği üzerinden tanımlanan sürecin hayat bulmasını pratik olarak çok daha yakıcı bir hale getirmiş bulunuyor. “2009 yılında toplanan TKİP III. Kongresi’nin yükselttiği ‘Parti, sınıf, devrim!’ stratejik şiarının anlamı ve önemi buradadır. Bu şiar devrimci parti ile devrimci sınıfın devrimci organik birliğini vurgulamakta, bunu da devrimin kendisine ve elbette ki zaferine bağlamaktadır. Böylece hem bugünün en temel, en öncelikli görevine, yani devrimci parti ile sınıfın devrimci birliğine, hem de bunun devrimin ve zaferinin biricik gerçek güvencesi olacağı olgusuna bir arada işaret etmektedir. Bugünün dünyasında devrimci partinin toplumun gerçekten devrimci biricik sınıfıyla devrimci organik birliği, toplumsal çatışmayı devrime doğru büyütmenin ve devrimin zaferini hazırlamanın zorunlu koşuludur. Devrim için devrimci sınıfın hazırlığı ve inisiyatifi, devrimin zaferi içinse öncü devrimci parti, olmazsa olmaz koşullardır.” (TKİP IV. Kongresi Bildirgesi)

Bu açıdan sürecin öne çıkan iki temel çağrısı, “darlığı kırmak” ve “devrime hazırlanmak”, birbirleri ile diyalektik bir bağ içerisinde ele alınmalıdır. Komünistler IV. Kongre’nin öne çıkardığı “Her açıdan devrime hazırlanıyoruz!” çağrısını en başta buradan anlamlandırmalı, gündelik faaliyet ile tarihsel dönem arasındaki ilişkiyi buradan kurabilmelidirler.

Her şey sınıfı devrimcileştirmek
ve devrimi örgütlemek için!

Parti IV. Kongre ile birlikte yeni bir döneme girmiş bulunuyor. Buradaki “yeni” vurgusu, içerisine girilen “yeni tarihsel dönemden” çok TKİP’nin kendine özgü gelişme düzeyinin kongreyle birlikte geldiği noktayadır. Bu düzey IV. Kongre Bildirgesi’nde şu sözlerle özetlenmektedir:

TKİP IV. Kongresi, bu yeniden inşa sürecinin yeni ve son aşamasını işaretlemektedir. Bu, parti eğer IV. Kongre’nin saptadığı yeni görev ve hedeflere ulaşmada da asgari bir başarı gösterirse, yeniden inşa sürecinin artık esası yönünden tamamlanacağı anlamına gelmektedir. Böylece TKİP, kendini sınıf mücadelesi görevlerine, ki partimiz için bu devrime çok yönlü hazırlık ile aynı anlama gelmektedir, her açıdan çok daha bilinçli, güçlü ve etkin bir biçimde hazırlamış olacaktır. Bu, devrimci sınıfı temsil eden bir parti olarak TKİP’nin toplum düzeyinde siyasal mücadele sahnesine daha etkin ve iddialı bir taraf olarak çıkması demektir aynı zamanda.”

Partiyi toplum çapında politika yapan bir düzeye kavuşturmak için herşeyden önce onu kendi sınıf zeminine güçlü bir şekilde oturtmak gerekmektedir. Bu ise ısrarlı ve yaratıcı bir sınıf-kitle çalışmasıyla başarılabilir. Sınıfı devrimcileştirmek temel yaklaşımı üzerinden ele alınması gerken bu sorumluluk “devrime hazırlık” çağırısının da maddi temelini oluşturmaktadır. Bu başarılmaksızın, yani işçi sınıfı ısrarlı ve kesintisiz bir politik faaliyet üzerinden devrimcileştirilmeksizin, dahası öncüleri parti şahsında devrime kazanılmaksızın gerçek bir devrimci hazırlık sürecinden bahsetmek mümkün olmayacaktır.

Komünistler ve tüm parti örgütleri önümüzdeki süreçte partiyi yukarıda tanımlanan düzeye kavuşturma bakışıyla hareket etmelidirler. Geride kalan 25 yıllık mücadele birikimi bunu başarmanın da en temel güvencesi ve dayanağıdır.


Üste