(Ocak 2024'te partiye sunulmuş Rapor'un
4. alt başlığını oluşturan bölümdür...)
Siyasal çalışmamızın uzun bir süredir mevcut sınırlarını aşmakta yaşadığı zorlanma biliniyor. Son yıllarda toplam çalışmamızda esasa ilişkin bir değişiklik yaşanmadığı ve gözle görülür bir ilerleme kaydedilemediği bir tablo ile karşı karşıyayız. Belli yerellerde ise siyasal çalışmamız süreç içerisinde zayıflayarak, dar bir çerçeveye sıkışmış bulunuyor.
Parti örgütlerinin son raporları da bu tablonun devam ettiğini ortaya koymakta, yerel organların da benzer değerlendirmelere sahip olduğunu göstermektedir.
Siyasal çalışmada mesafe almak ve etki alanımızı güçlendirmek konusunda nesnel koşullar ve sınıf hareketinin verili tablosu elbette önemli bir etkendir. Faşist baskı ve zorbalığın tırmandığı, devrimci ve ilerici güçlere dönük sistematik saldırıların yaşandığı, toplumsal mücadelenin kuşatma altında tutulduğu ve sınıf hareketinin geriliği-parçalılığı koşullarında, siyasal mücadelede mesafe almanın güçlükleri yeterince açıktır.
Bununla birlikte, siyasal çalışmamızda belirgin şekilde göze batan darlığın ve gelişim sorunlarının tek etkeni bu değildir. Bu yönüyle bakılması gereken ilk sorun alanı, siyasal çalışmanın kısır bir rutin içerisinde devam eden seyridir. Politik kitle çalışması bağlamında hayata geçirilen pratiktir. Çalışma tarzımız ve yöntemimizdir...
Kuşkusuz, örgütsel ve kadrosal plandaki darlığımız, siyasal çalışmanın gelişimini sınırlandıran önemli bir etkendir. Bu ikisi arasında diyalektik bir ilişki olduğu, mevcut güç ve olanaklarımızın siyasal çalışmanın gelişiminde belirleyici bir diğer etmen olduğu yeterince açıktır. Bu noktada sorun, güç ve olanakların ne şekilde değerlendirildiği, siyasal mücadelenin ihtiyaçları kapsamında ne şekilde konumlandırıldığıdır.
Siyasal çalışmanın ve mücadelenin öznesi parti organları ve kadrolarıdır. Bu özne, politik çalışmada ve siyasal mücadelede nesnel olarak yaratıcı yol ve yöntemleri bünyesinde barındırmaktadır. Zira konumu itibariyle hayatın içindedir, canlı ve dinamik olması gereken bir çalışmayı sürüklemektedir. Bu yönüyle de kendi darlığını aşan bir potansiyel taşımaktadır. Dolayısıyla örgütsel darlığın aşılması, siyasal rutinin kırılmasından, mevcut güç ve olanakların kendini aşan bir potansiyeli açığa çıkarmasından bağımsız olmadığı gibi, siyasal mücadelede mesafe almak da öznel zaafiyet ve yetersizliklerimizin aşılmasına doğrudan bağlıdır.
Bu bağlamda ele alındığında, son raporlarda yer alan bazı deneyimler, çok sınırlı güçlerle de olsa inisiyatifli ve dinamik bir çalışma tarzı hayata geçirildiğinde, yeni ve güç ve olanaklarla buluşulabileceğini ortaya koymaktadır. Hedef bölge ve birimlere dönük sürekli ve ısrarlı bir yüklenmeyle ortaya çıkan olanaklar inisiyatifli bir şekilde değerlendirildiğinde, mevcut rutinin dışına çıkıp dinamik bir şekilde hareket edildiğinde, etki alanımızın genişleyebileceğini göstermektedir.
Siyasal çalışma alanında önümüzde iki sorumluluk durmaktadır:
Bunlardan ilki, çalışmanın verili kısırlığını aşmak, etki alanımızı genişletmek ve yeni güç ve olanaklarla buluşmaktır. İkincisi ise, hedef olarak saptanan alan ve birimlerde derinleşmek, buna dayalı olarak elde edilen güç ve olanakları kalıcılaştırarak örgütlü zeminler yaratmaktır. Önümüzdeki dönemde bu iki sorumluluğu bir arada yerine getirmekle yükümlüyüz.
Diğer bir dizi sorun alanında olduğu gibi, kadrosal darlık sorununun da devrimci bir temelde çözüme kavuşacağı alan, siyasal sınıf çalışması ve parti yaşamıdır. Mevcut zorlu koşullar karşısında parti kadrolarının sistematik olarak güçlenmesi de, etrafımızdaki sınırlı güç ve ilişkilerin yeni bir düzeyde kazanılıp kadrolaştırılması da, politik mücadelenin ve siyasal çalışmanın gücü ve niteliğinden, parti yaşamının devrimci temeller üzerine oturtulmasından bağımsız ele alınamaz. Zira devrimci kadronun kendini yenileyeceği ve güçlendireceği, eldeki güçlerin gelişip serpileceği nesnel zemin, tam da politik mücadele ve örgütsel yaşam alanıdır.
Aynı olgu, yeni güç ve imkanlarla buluşmak, partinin çeperini sistemli olarak genişletmek için de geçerlidir. Siyasal çalışma ve mücadele gelişip güçlenerek yeni alanlara doğru açıldığında, mevcut çalışma alanlarındaki örgütsel zeminler güçlendirilip alta doğru derinleştiğinde, yeni ulaşılan alanlarda amaca uygun örgütsel zeminler oluşturulduğunda, partinin yaşadığı darlık bir yerlerden kırılmaya başlayacaktır. Sorunun başka bir çözümü bulunmamaktadır.
Tüm yerel parti örgütleri kendi tablosuna, özellikle de siyasal sınıf çalışmasına bu gözle bakabilmeli, bundan somut sonuçlar çıkarabilmelidir. Zira darlık sorununun gerçek ve kalıcı olarak çözüleceği alan yerel çalışmalardır. Siyasal sınıf çalışmasında ve genel kitle çalışmasında ortaya konulacak inisiyatif ve yaratıcılık, rutinin kırılması, kısırlığın aşılması vb., bunların tümü yerel parti organlarının önünde duran sorumluluklardır. Çözüm hayatın içinde, politik mücadelenin kalbinde yer almaktadır. Bu yönüyle darlık sorununu kırmanın özel bir reçetesi bulunmamaktadır. Çözüm somut durumun somut tahlilini gerektirmektedir.
Yerel parti organları kendi siyasal faaliyetini ve toplam çalışmayı bu gözle ele almalı, devrimci eleştirinin süzgecinden geçirmeli ve parti çalışmasının sıçramalı bir şekilde gelişmesinin önünü açmak hedefiyle sonuçlar çıkarmalıdır.