Partimizin VII. Kongresi'ni selamlıyor, her türlü zorluk alanını aşarak kongrenin başarıyla sonuçlanmış olmasının heyecanını yaşıyoruz. Başarıyla gerçekleştirilmiş olmasını ve yapılan açıklamanın moral değerleri güçlendirecek yanını özellikle önemli buluyoruz.
Sınıf eksenli devrimci çizgide ısrar, moral değerlerin bilinç ve iradeyle harmanlanmasıyla sağlanacaktır. Sınıf mücadelesinin önemli bir deneyimi olan Greif'ın “işgal, grev, direniş” ruhunu kuşandıracak ve sınıfı tarihsel bilincine kavuşturacak çalışma hattını oluşturmamız önem taşıyor.
Kapanış konuşmasında, partide demokratik bir işleyişin sağlanmış olması ama disiplin noktasındaki zaafiyet önemle vurgulanıyor. Demokrasi-disiplin bütünlüğü birçok noktadaki zayıflığı aşmamızı, zaaflarımızı geride bırakmamızı kolaylaştıracaktır.
***
Dünya, Ortadoğu ve Türkiye'de önemli siyasal gelişmeler yaşanıyor ve çok boyutlu siyasal-ekonomik kriz işçi ve emekçilerin hayatına yansıyor. VII. Parti Kongresi'nde ele alınan siyasal gelişmeler çerçevesinde birkaç önemli noktanın altını çizmek istiyoruz:
- Doların dünya egemenliği zayıflıyor. Emperyalist odakların güç dengelerini yeniden belirleme çabaları dışa vuruyor. Rusya'nın da emperyalist olduğuna dair vurguyu, savaşa kaynaklık eden olgularla birlikte açıklıkla yapabilmemiz önemli. Ukrayna savaşıyla birlikte siyasal akımların bu konudaki sorunlu yaklaşımlarıyla karşı karşıya kaldık. Rusya'yı emperyalistler arası çatışmada bir taraf olarak tanımlamakta zorluk yaşadılar, bundan imtina ettiler. Bu tutum, solun ideolojik-teorik zayıflığının yeni bir örneği oldu.
- ABD Avrupa'da konumunu güçlendirse de dünya liderliğini kaybediyor. Avrupa ve ABD merkezli Rusya'yı şeytanlaştıran söylem ve politikalar geliştiriliyor. Bir yandan Rusya karşıtlığı oluşturulurken, bir yandan da Ukrayna savaşıyla birlikte Avrupa'da ırkçılık tırmandırılıyor.
- NATO gündemli çalışma yapmak önemli. NATO'nun ne olduğunu işçilere daha sistematik anlatabilmeliyiz. Türkiye'deki emperyalizm karşıtı, NATO karşıtı damarı açığa çıkartmalıyız.
- Filistin halihazırda önemli bir siyasal gündem, sınıfın içerisinde de duyarlılık noktası. Yayınlarımızda birçok yönüyle yer vermeyi sürdürmek ve işçi sınıfının tutumu noktasında tekrar tekrar ele almak önemli.
- AKP kaybetseydi de hiçbir şeyin değişmeyeceği, bundan dolayı AKP'nin iktidarda kaldığı bir seçim sonucunun işçi sınıfı ve toplumun ezilenleri diğer kesimleri açısından bir kayıp olmadığı, AKP kaybetse de AKP'siz AKP düzeninin devam edeceği vurguları güncel tablodaki sorun alanlarına bağlanmalıdır. Dinci iktidarın sermaye yanlısı ve işçi düşmanı kimliğini teşhir eden yoğunlaşmayı sürdürmeliyiz.
- “Parlamenter avanaklık” konusunda solda değişen bir şey yok. Her sandık sürecinde olduğu gibi son seçimlerde de solun gerçekliğini bir kez daha gördük. Seçimler gibi süreçlerde, düzene karşı devrimci mücadeleyi büyütme ve devrim fikrini yaymanın çabası ile hareket etmek gerekiyor. Fakat toplumsal bir mücadele gelişmeden, daha da önemlisi sınıfın devrimci bir çıkış arayışı oluşmadığı sürece, solun silkelenip bu açıdan yenilenmeyeceği açık.
***
Toplumsal muhalefet geri, sınıf hareketinde tekil mevzi çıkışlar yaşansa da sınıfsal bilinç zayıf. Son yılların kesintisiz eylem hattı ve dinamikliğiyle öne çıkan kadın hareketi/mücadelesine bakarsak:
-Kadın hareketi, son yılların kesintisiz eylem hattına sahip. Diri ve dirençli. Bu hareketi anlamak ve müdahale etmeyi sistematikleştirmek önemli. Hareketin kitleselliğinde geri çekilme olsa da, halihazırda önemli bir toplumsal dinamik olma niteliğini koruyor.
- Kadın hareketi toplumdaki dikey bölünmenin yansımasının en net görüldüğü alanlardan biri. Harekete feminist-reformist çizgi hâkim. Orta sınıf kökenli kadınların öncülük ettiği bir düzlemde. Yaşam tarzı ve orta sınıf duyarlılığı kendisini gösteriyor. Bu duyarlılıkları elbette önemsemek gerekiyor. Fakat asıl önemli olan kadın sorununun çalışma alanlarımızdaki yansımalarına ilişkin politikalarımızın daha görünür olmasını sağlamak.
- İşçi ve emekçi kadınları harekete geçirmek ve örgütlemek için, sınıfsal olan ile cinsel olanın iç içe geçtiği politikalar oluşturma çabamızı daha sistematik hale getirmeye çalışıyoruz. Pratikte yürüttüğümüz çalışmamızı kendi güçleriyle buluşturarak süreklileştirmeyi başarmalıyız.
***
Sınıf ve gençlik hareketinin tablosu karşısında sol hareketin durumu ve artık genelleşmiş bulunan devrimci çizgiden savrulma gerçeği ile karşı karşıyayız. Böylesi bir dönemde tüm alanlarda devrimci çizgide yürüme ısrarını sürdürüyoruz. Sınıf hareketi ve toplumsal mücadeledeki zayıflığın bir türlü aşılmadığı bugünün koşullarında geçmiş süreçlerden daha fazla zorlandığımız açık bir gerçek.
VII. Parti Kongresi'nin açıklamaları, çok yönlü tartışma başlıkları örgütümüzün zorlanma alanlarını ve sorunlarını bütünlüklü olarak en sade ve en vurgulu biçimde ifade ediyor. Kongremiz, devrimi ve devrimci birikimi sahiplenme, savunma ve güçlendirme çağrısı yapıyor. Türkiye devrimci hareketinin mirasyedi parti ve örgütleri bugün yılların bu birikiminin üzerinde tepiniyorlar. Bu durum sadece kendilerini etkilemiyor, toplumsal muhalefet güçleri ile bunların bir parçası olan bizim kitlemize de yansımaları oluyor.
Nasıl ki Türkiye'nin siyasal atmosferinden, baskı ve gericilikten, sınıf hareketinin ve toplumsal mücadelenin zayıflığından etkilenmemek mümkün değilse, Türkiye sol hareketinin tablosundan da etkilenmemek mümkün değil. Tabanımıza yansımaları moral kırılma şeklinde oluyor. Özellikle seçimler gibi süreçlerde, AKP'nin gitmesiyle “kazanılacak moral”e tutunma biçiminde reformist çizgi bir etki alanı yaratabiliyor.
Genel kitle açısından devrimci çizgi, söylem, yaklaşımlarla karşılaşma alanları daralmış durumda. Yeni genç kuşak, tüm tepkili ve öfkeli hallerine rağmen, devrimci mücadele ve düşüncelere uzaklar. Bu elbette anlaşılır, çünkü mücadeleyle temas alanlarından yoksunlar. Seçimler merkezli beklentiden kaynaklı gençliğin umut ve iradesi kırılmış durumda. Gençlik liberal yozlaştırma altında. Dinci gericiliğin yaşam tarzına dönük müdahalelerine tepkili ama bunun yanı sıra özellikle göçmen karşıtlığı üzerinden milliyetçi-şoven bir havaya kapılabiliyor. Liberal-ulusalcı-kemalist kesimlerin etkisi altına girebiliyor.
Son yıllarda üniversiteliler, genç işçiler ve üniversiteden yeni mezun olanlar yurtdışına göçüyorlar. Son bir beklentiyle genel seçimleri bekleyenler de Nisan 2023'den beri gidiyorlar veya halihazırda odaklanma noktaları bu yönlü. Ülkenin atmosferinden bıkmış sol, demokrat, ilerici kesimleri için de durum farklı değil. Durum böyle olunca biz de bu kesimleri harekete geçirmek ve örgütlemek açısından zorluk yaşıyoruz.
VII. Parti Kongresi'ndeki tartışmaların hedeflerinden biri de, nitelik olarak gelişmek ve nicelik olarak artmak. Sermaye devletinin baskı ve yasaklarının yoğunlaştığı, devrimci iddia ve zeminden savrulmaların yaşandığı zorlu dönemin etkileri kadrolarımıza ve çalışmamıza da yansıyor. Nitelik olarak da nicelik olarak da gelişmekte zorlanıyoruz. Politik önderliğe dayalı çalışma tarzındaki zayıflığımızı aşmalıyız. Bunu aşamamak belli alışkanlıklar ve ezberlerle sorunların devamlılığına, gelişimin yavaşlığına neden oluyor.
Devrimci birikimi sahiplenmek ve tüm güçlerimizin bu birikime hâkim olmasını sağlamak, VII. Parti Kongresi'nin çıkardığı sonuçları kendi temel organlarımıza ve çevremize mal etmek, ilerici-devrimci kamuoyuna duyurmak öncelikli görevimiz.
Kadroların gelişiminden kadro kazanmaya, ideolojik-teorik-politik açı farkının kapanmasından yayınlara bu yönlü katkı sağlanmasına ve katkıların güçlenmesine, reformizmle-feminizmle-sendikal bürokrasiyle mücadeleden sol güçlerle-kadın örgütleriyle-sendikalarla ortak işler yapabilmeyi başarabilmeye kadar çok yönlü bir bakış ve pratiğin gelişmesi gerekiyor.
Bununla birlikte reformizmle ideolojik mücadele içerisinde olmak, teorik-politik tartışma zeminlerimizi canlı tutmak da önemli. Burada dili tutturmak noktasında özenli davranmamız gerekiyor. Kongre metninde sendikal bürokrasiye karşı yürütmemiz gereken mücadelede tutturmamız gereken dil vurgusu sola, reformizme ve feminizme karşı yürütülecek tartışmalar için de geçerli.
Tüm bu zorluk ve zorlanmalar içerisinde, devrimci irademizi güçlendirmek için, elbette kongrenin altını çizdiği disiplin noktasındaki zayıflığımızı hızlıca geride bırakmalıyız. Bunu başaramadığımızda hem tek tek kadroların hem de örgütümüzün yenilenme zeminleri iyice zora girecektir. Devrimi ve devrimci birikimi savunma hattından geriye düşmemek için devrimci iradenin ve disiplinin sağlanması, bunun için de ideolojik-teorik-politik-pratik kimlikte gelişim ve bütünlük düzeyine ulaşma çabasıyla hareket etmeliyiz.
İdeolojik-teorik eğitim konusunda öncelikli bir planlama dönemin temel bir ihtiyacı. Kendimizden başlayarak yoldaşlarımızı, çevremizi eğittiğimiz, partinin birikimiyle açı farkını kapattığımız bir süreç işletebilmeliyiz. Bu hedefin başarılmasıyla, partinin uzun yıllardır altını çizdiği bir zayıflık alanını geri bırakabileceğiz.
Demokratik cumhuriyetçi ve ulusalcı-laik iki kanada sıkışmış bugünkü sol hareket tablosundan ayrı duran üçüncü bir taraf olarak biz varız. Tek başına kaldığımız ölçüde, bunun üzerimize yüklediği daha fazla sorumluluk var. Bu tek başınalık oldukça zorlayıcı olsa da biz güçlü yanlarımızı ısrarla ortaya koyarak yolumuzu yürüyeceğiz. İdeolojik mücadele ve fabrika eksenli sınıf çalışması noktasındaki ısrarımız ve tutarlılığımız, bugünkü sınırlılığımızla bile çekim merkezi olabiliyor. Bu yanları her daim güçlü tutmamızın büyük bir önem taşıdığı bilinciyle hareket etmeliyiz.
İstanbul İl Komitesi
Ocak 2024