Sınıf hareketinin tablosu gün geçtikçe derinleşen ekonomik ve siyasi krizin etkisiyle ağırlaşmaktadır. Bu durum 12 Eylül’ün getirdiği yıkımın bir sonucu olarak karşımızda duruyor. Nedenine baktığımızda ise, sol güçlerin “sınıfa yönelmek”ten imtina etmeleri, reformist-parlamentarist çizginin ağır basması olduğunu görüyoruz. Artık söylemde bile “biz devrimciyiz” sözünü unutmuş durumdalar. Nice akım düzen partilerine yedeklenmiş bulunuyor. Bunun en somut örneğini 14 Mayıs seçimlerinde gördük. Seçimi bir “yenilgi” olarak niteleyip her ne kadar “sokaklar daha önemli” deseler de, yerel seçimlere bakıldığında, onlar açısından neyin daha önemli olduğunu görebiliyoruz.
Partimizin gerçekleşen VII. Kongre'sinde vurgulandığı üzere, bugün önemli olan, devrimci kalabilmek ve devrimci birikimimizi savunabilmektir. Tablonun vahametine bakıldığında, yapılan değerlendirmelerin önemini bir kez daha anlıyoruz. Gün geçtikçe fırtınaya dönüşen bu rüzgâra karşı, devrimi büyütebilmek ve birikimimizi savunabilmek zorundayız.
Yaşasın TKİP!
Hakan