19 Mart süreci ile birlikte gençliğin mücadele dinamizmi açığa çıktı. Gençlik üniversitelerinde polis barikatlarını yararken, uzun süredir toplumsal muhalefetin önüne çekilmiş olan korku duvarlarında gedikler açılmasında önemli bir rol oynadı. “Bunlardan bir şey olmaz” denilen, apolitik olmakla suçlanan gençlik taşıdığı mücadele potansiyelini ortaya koydu. AKP iktidarıyla büyüyen, baskıcı ve gerici politikalarla şekillendirilmeye çalışılan gençlik çürümüş düzene kendilerini zorla bağlayan prangalarını kırmak için önemli bir irade gösterdi. Üniversitelerin açılmasıyla pek çok üniversitede gerçekleşen yurt, kulüp, yemekhane vb. gündemli eylemler gençliğin öfkesinin dinmediğinin, mücadele alanlarında kendisini göstermeye devam edeceğinin işaretlerini verdi. Kuşkusuz gençliğin önemli bir kesimini de liseli gençlik oluşturuyor. 19 Mart sürecindeki katılımları ve sonrasında gelişen proje okulları eylemleriyle liseli gençlik “mücadelede biz de varız” dedi.
15 Temmuz, pandemi süreci gibi gençlik hareketi açısından durgun geçen bir dönemin ardından içerisinden geçtiğimiz süreç gençlik hareketinin, daha özelinde de liseli gençlik hareketinin gelişmesi için fazlasıyla olanak barındırıyor. Komünistler olarak bu alana daha fazla yüklenebilmeliyiz. Kendi mücadele pratiğimiz liseli gençlik çalışması açısından önemli bir deneyime ve birikime sahip. Bu deneyimleri dönüp yeniden incelemeli, liseli gençliğe dönük hedefli bir çalışmayı örgütlemeliyiz. Yüzünü devrime ve sosyalizme dönen liseli gençleri saflarımıza kazanabilmek sorumluluğu ile hareket edebilmeliyiz.
19 Mart sürecini önceleyen dönemde kimi yerellerde yeni liseli güçlere ulaşılmıştı. 19 Mart sürecinin ardından liseli gençlik çalışmasında derinleşecek ve alanla bağımızı güçlendirecek yeni adımlar atıldı. Bu adımlar belli sonuçlar da verdi. Henüz sınırlı olan bu ilişki ağını genişletebilmemiz, mevcut ilişki ağımızı aşarak yeni güçlere ulaşabilmemiz, alanda derinleşmemizin öncelikli ayaklarından birini oluşturuyor. Bunun için yerellerde bu çalışmayı yürütebilecek en uygun yoldaşlarımıza sorumluluklar vermek, somut planlamalar yapabilmek gerekiyor. Liseli gençlik platformumuz imzalı çeşitli materyallerin ve sosyal medya hesaplarının aktif bir şekilde kullanılması için imkanlarımızı zorlamak, çalışmamızın tanınırlığının artmasını ve arayış içerisindeki liselilere ulaşmayı sağlayacaktır. Liseliler zamanların çoğunu sosyal medyada geçirmektedirler. Liseli gençliğin olduğu kadarıyla sol eğilimlerinin oluşmasında sosyal medyanın önemi açıktır. Kendi temaslarımızda da bunu belirgin biçimde gözlemliyoruz. Dolayısıyla özellikle sorumluluk üstlenen yoldaşlarımızın, başta sosyal medya olmak üzere ajitasyon-propaganda araçlarının etkin ve amaca uygun bir şekilde kullanılabilmesini sağlamaları gerekiyor.
İlişki kurabildiğimiz liselilerin çoğunluğu devrimci değerlere ilgisi olan, AKP’nin baskıcı, gerici politikalarına, bilimsellikten uzak eğitim müfredatına ve paralı eğitim uygulamalarına öfke duyan gençlerdir. Özellikle kadın öğrencilerin kadın sorununa hassasiyeti ve kadın eylemlerine ilgisi bulunmaktadır. 19 Mart sonrası süreç ilgilerini genel olarak gerçekleşen eylemli süreçlere kaydırmıştır. Çoğunun politik bilinci yüzeysel ve daha çok sosyal medya üzerinden oluşmuştur. LGS puanıyla öğrenci alan, görece iyi eğitim veren liselerde okuyan liseliler de dahil olmak üzere çoğunluğu okuma alışkanlığına sahip değildir. Bu gençlerin politik bilinçlerini yüzeysellikten çıkartıp devrimciliğe adım atabilecekleri bir zemin oluşturabilmek için esnek zeminler ve buna uygun araçlar yaratılabilmelidir. Liselilerin tablosuna göre bir fanzin ekibi, tiyatro-drama topluluğu, futbol takımı, ders çalışma grupları gibi farklı araçlar kullanılabilmelidir. Örneğin, yakın dönemde bir il çalışmamızda bağlantı kurulan bir liseli üzerinden oluşturulan fanzin ekibi, kısa zamanda çevremizde olan ancak irtibat kurmakta zorlandığımız kimi liselileri toparlamanın ve ilişki ağını genişletmenin bir aracına dönüşmüştür.
Ayrıca gençler arasından yaygın görülen dikkat dağınıklığı, depresyon gibi sorunlar sola-sosyalizme yakın pek çok liselide de gözlemlenmektedir. Bu sebeple bu liselilerle bire bir ilgilenmeli, sosyal aktivitelerde bulunmalı, bunalımlı ruh halinden çıkabilmelerini sağlamak için sıcak-samimi yoldaşlık ilişkileri kurabilmeliyiz. Yoz arkadaş çevresi ve baskıcı aile ortamlarından bunalan pek çok liseli çıkarcılıktan uzak devrimci kimlikten ve yoldaşlık ilişkilerinden etkilenmekte, devrimcilerle gönül bağını hızlıca kurabilmektedir.
Esnek zeminlerde bir araya getirdiğimiz liselilerden öne çıkanlarla ilişkimizi ileriye taşıyabilmek için zamanında müdahalelerde bulunmalıyız. Bu güçlerin öncelikle okuma alışkanlıklarını güçlendirmeye çalışmalıyız. Devrimci önderlerin hayatlarının, devrimci romanların, temel marksist eserlerin, kendi parti yayınlarımızın ve kitaplarımızın okunması için ısrarcı bir çaba göstermeliyiz. Özellikle birden fazla liseliye ulaşılan okullarda okul odaklı çalışmanın okul meclisi, fanzin grubu, okuma grubu gibi biçimlerde oluşturulması, çalışmamızı kalıcı zeminlere oturtabilmek açısından önem taşımaktadır.
Geleceksizlik, yoksulluk, baskı ve zorbalıktan bunalan pek çok liseli bugün bu cendereden çıkmak için bir arayış içerisindedir. Bu arayış devrimci bir odakla karşılaşamadığında düzen içi muhalefet kanallarına akmaktadır. 19 Mart sonrası süreçte CHP giderek pek çok genç için mücadele için tercih edilebilecek bir alternatif haline gelmektedir. Ya da Zafer Partisi gibi milliyetçi-şoven partiler gençler için bir adres olabilmektedir. Gençliğin AKP ve düzen karşıtı öfkesini ve arayışını devrimci bir kanala akıtabilmek, onların öne çıkan en ileri unsurlarını parti saflarımıza kazanabilmek komünistlerin önünde önemli bir sorumluluk olarak durmaktadır.