Logo
< Nurettin yoldaşın anısına… - Ş.Kaya

Alaattin yoldaşın katledilişinin 1.yılında... - Derya Işık


Alaattin yoldaşın katledilişinin 1. yılında… - Derya Işık

Sarsılmaz bir dava adamı, sağlam bir proleter devrimci!

Sınıfın ve devrimin partisi TKİP’nin, partimizin 12. mücadele yılını kutladığımız şu günler aynı zamanda, geçtiğimiz yıl katledilen Alaattin Karadağ yoldaşın ölüm yıldönümüne denk geliyor. Alaattin yoldaş 19 Kasım akşamı, Avcılar Esenyurt bölgesinde parti afişlemesi yaparken, sermayenin silahlı katilleri tarafından infaz edilmiştir. 19 Kasım gecesinde Saadetdere sokakları sadece vahşete değil, Alaattin yoldaş şahsında direnişçi kimliğe, devrimci adanmışlığa, yoldaşlık sevgisine ve partiye ölümüne bağlılığa tanıklık etmiştir. 

Alaattin yoldaş katledildiğinde, bir süredir Esenyurt’ta sınıf çalışması yürütüyordu. Partinin sesinin ve şiarlarının işçi ve emekçilere taşınması için büyük bir enerji sarf ediyor, örnek bir pratik sergiliyordu. Bölgedeki emekçilere, "hangi yana baksam TKİP yazılamasını görüyorum, partinin varlığı çok güçlü hissediliyor” dedirten türden yoğun bir pratikti bu.

Alaattin yoldaş, oldukça genç bir yaşta, henüz 19’unda, büyük bir coşkuyla profesyonel devrimciliğe adım atmış, katledildiği ana kadar, illegal ihtilalci bir örgütün saflarında komünist devrimci olarak siyasal yaşamını sürdürmüştür. O, proleterleşmiş bir ailenin proleter çocuğu olarak, devrimci mücadelenin sınıfsal temelini kavramış, bu bilinç açıklığıyla bir proleterin bulunması gereken yeri, TKİP saflarını seçmiştir. Partiye üyelik başvurusunu “evet yoldaşlar bir proleter sizi bekliyor” diye bitiren bir proleter devrimcinin, partisiyle buluştuğunda ne denli militan, ne denli özverili ve ne denli sadık olduğu görülmüştür Alaattin yoldaş şahsında.

Kuşkusuz, Alaattin yoldaşın devrimci adanmışlık ve direnişçi kimliğe sahip olmasını, bu özelliklerin onda toplanmasını olanaklı kılan partimiz TKİP’dir. Alaattin yoldaş saflarında yetiştiği partinin üstünlüklerini temsil ediyordu. Tıpkı, daha önce şehit düşen Habip, Ümit ve Hatice yoldaşlar gibi... O da, onların yarattığı gelenekle açtıkları yoldan yürüyerek gitti. Giderken de bize parti üyesi olmanın gereklerini, bunun için izlenmesi gereken yolu gösterdi.

Alaattin yoldaş kime karşı ne için mücadele ettiğini çok iyi bilen bir yoldaştı. Partinin birikimini özümsemeye ve ihtiyaçlarına yanıt vermeye çalışan, sorunlarına kafa yoran, gelişmesi için bütün benliğiyle çaba gösteren, bunun için kendi deyimiyle partiyle etle tırnak gibi bütünleşen yoldaşlardandı. En zorlu koşullarda partisinden güç almasını bilen, partisini güçlendiren seçkin bir yoldaştı.

Hücrelere atıldığında partisiyle ilişkisi olmadığı halde Ölüm Orucu direnişinde yer almak için sabırsızlanan, direnişte kararlılıkla yerini alan, dışarıda partiyle ilişkisi kesildiğinde tek başına bir örgüt gibi çalışan Alaattin yoldaş, partinin çalışmasını etkin biçimde yürütemediği zaman için için rahatsızlık duyardı.

Sınıf çalışması yürüttüğü fabrika ve sanayi bölgelerinde işçiler tarafından sevilen ve saygı duyulan, yoldaşlarına son derece bağlı, insani ilişkilerinde güven veren bir devrimciydi. En küçük bir imkânı bile partinin çıkarları için değerlendirmesini bilen, bu yönde partiye yeni olanaklar ve alanlar açan bir yoldaştı.

O, devrimci mücadelede zayıf davranan, parti saflarından şu ya da bu nedenle uzaklaşan kimi insanlara büyük bir sorumlulukla yaklaşmayı başarabilen bir devrimciydi. Her türlü eleştiriye açık, sekter davranışları soğukkanlılıkla düzeltmeye çalışan, bürokratik eğilimlerin önüne dikilen bir tutumun temsilcisiydi.

Kısacası O, sarsılmaz bir dava adamı, sağlam bir proleter devrimciydi.

Alaattin yoldaş, ölümüyle olduğu gibi yaşamıyla da, Habip, Ümit ve Hatice yoldaşlar gibi, partili mücadelemizde yarattığı değerlerle, sahip olduğu sarsılmaz inançla, taşıdığı kimlikle, üstünlükleri ve kusurlarıyla partinin seçkin bir üyesi, militan bir kadrosu olmuştur. Yoldaşlarımızın yüz akı olan siyasal yaşam ve pratiklerinden öğrenmeyi onlara karşı asli görevlerimizden biri olarak görmeli, yaşamımızın her alanında bir davranış tarzı haline getirmeliyiz.

Yoldaşlarımızı yaşatmak, uğruna tereddütsüz öldükleri davayı zafere taşımak, ancak ve ancak onların düzeyini aşarak mümkün olacaktır.

Yoldaşlarımızı yaşatmak, onlar şahsında temsil edilen partili bilinci özümsemekten, pratiğimizle birleştirmekten, onlar gibi kendimizi davaya adamaktan geçiyor.

Alaattin yoldaşı bir kez daha sevgi, saygı ve derin bir özlemle anıyoruz...

Yaşasın partimiz Türkiye Komünist İşçi Partisi!

Yaşasın devrim ve sosyalizm!

Kahrolsun faşist sermaye düzeni!

Alaattin yoldaş kavgamızda yaşıyor!

İşçi sınıfı savaşacak, sosyalizm kazanacak!

19 Kasım 2010


Üste