Logo
< Ulucanlar katliamı ve ötesi

Katledilişinin 2. yılında Alaattin yoldaşın anısına...


Katledilişinin 2. yılında Alaattin yoldaşın anısına...

Yaşamı ve ölümü
mücadelemize ışık tutuyor!

Öyle inançlı yaz ki onu,
ne silmek mümkün olsun,
ne saklamak gün ışığından.
Yıksalar bile yazdığın duvarı,
yine de okunsun boşlukta.
Geçsin bakışlardan ellere,
ellerden duvarlarına bütün sokakların.


Yaşamınızdaki sahip olduğunuz tek şeyi, işgücünüzü satabilmek için fabrikalara koyulurken ne kadar çok aşındırdınız bu sokakları. Yazın bunaltan sıcağında, kışın ayazında servis beklediniz. Uzun mesai saatlerinden sonra, karanlıkta yorgun ve sessizce yürüdünüz.

Fabrikalara, atölyelere akan yoğun emek ve alınterinin kaynağı olan bu sokaklar her bir işçi ve emekçi ailesi kadar açlık ve yoksulluk barındırıyor. Küçücük işçi evleriyle çevrili sokakların hemen yanında kocaman, kirli dumanlarıyla işçi öğüten fabrikalar başlıyor. Emekleri bütün dünyayı döndürmeye yeterken ve koca koca fabrikaları çalıştırabilirken, bu küçücük evlerini döndüremeyen işçiler yaşıyor bu sokaklarda. Kocaman nasırlı elleriyle fabrikalar, köprüler, evler inşa ederken kutu gibi evlere kira ödeyen, bütün yaşamları boyunca çalışıp devasa zenginlikler üretirken hiçbir şey elde edemeyip sefaletle yaşayan işçi ve emekçilerin sokakları buralar.

İşçilerin bilinmeze gider gibi düştüğü bu sokaklar, her gün içerisinde fiziksel ve bilinç olarak eritildikleri fabrikalara çıkıyor. Her geçen gün büyüyen fabrikalar gözlerin netliğini, ellerin gücünü, vücudun şeklini, sağlığı ve insanlığı biraz daha eksiltiyor. Kaç işçi sabah sağlam gittiği işten kolunu, bacağını kaybederek gelmiştir bu sokaklara, kaçı bir daha geri dönememiştir...

Acı ve ezilmişliğin döşendiği, çürüme ve yozlaşmanın dayatıldığı, çileli ve esaret altına alınmış yaşamların geçtiği bu sokaklar aynı zamanda isyanın ve kavganın sokaklarıdır. Bu sokaklar kopan her parmağın, ölen her işçinin, insanlığından uzaklaştırılıp yozlaştırılan her yaşamın kaydının tutulduğu ve hesabının sorulduğu yerlerdir.

İşte Alaattin Karadağ yoldaş devrimci bir işçi olarak, bu sömürü düzenine karşı sosyalizm alternatifini yükseltirken şehit düşmüştür bu aynı sokaklarda. Kapitalist sistem altında ezilen işçi sınıfının bilinçli bir neferi olarak, sınıfı devrime örgütleme bilinciyle hareket etmiştir. Partiyi işçi ve emekçilerle buluşturmuştur. Bu amaçla çıktığı devrimci bir pratikte sermayenin kolluk güçleriyle karşılaşmış, düşmanın karşısında nasıl durulması gerekiyorsa öyle durmuş ve alçakça katledilmiştir.

Bizler Alaattin Karadağ’ın katledilişinin 2. yılında yine bu sokaklardayız. Fabrikalarda kanımızı içen patronlardan, biz işçi ve emekçilerin hayatını köleleştiren sermaye düzeninden hesap soruyoruz. Kentin sokaklarını, Alaattin yoldaşın uğruna hayatını feda ettiği davanın çağrısıyla özgürleştirmeye devam ediyoruz.

Biliyoruz ki, bu sömürü ve kölelik düzeni bu sokakların derinliklerinde filizlenen, yeraltı nehirlerinde büyüyen kavgamızla yıkılacaktır. Yaşamı bizlere örnek olan yoldaşın ölümü de sosyalizm mücadelemize ışık tutmaktadır.

Ankara'dan bir yoldaşı

 

 


Üste