(Wuppertal’da düzenlenen parti gecesine devrimci parti ve örgütlerin mesajlarında
yayın aşamasında imla-gramer düzeltmeleri yapılmış ve başlıklar konulmuştur…)
TKİP’ye,
Sevgili yoldaşlar,
Bugünkü etkinliğinize Almanya Marksist-Leninist Partisi, gençlik örgütümüz REBELL ve çocuk örgütümüz Rotfüchse’nin devrimci selamlarını getirdim.
Her şeyden önce, yıllardır çeşitli alanlarda ve yerellerde gelişen işbirliği için teşekkür etmek istiyorum. Bilhassa Opel işçilerinin 20 yıl önceki mücadelesine ilişkin ortak çalışmamızı unutmadık. Ve ortak çalışma, çelik ve otomobil işçilerinin mevcut ve yaklaşmakta olan mücadeleleri açısından özellikle önemlidir.
Türkiye’deki işçi mücadeleleri konusundaki çalışmalarınızı özellikle takdir ediyoruz ve bu çalışmaların faşist diktatörlük koşullarında yürütülmesinin ne kadar zor olduğunun farkındayız.
Etkinliğinizin sloganını “Faşizme ve savaşa karşı devrim ve sosyalizm için” olarak belirlemenizi memnuniyetle karşılıyoruz.
İnsanlık gizli bir varoluşsal kriz içinde.
Emperyalist bir dünya savaşı için hazırlıklar tüm hızıyla devam ediyor. Ukrayna’daki ve Ortadoğu’daki savaşlar, akut dünya savaşı tehlikesinin merkezinde yer almaktadır.
Faşizm tehlikesi sadece Almanya’da değil, diğer birçok ülkede de büyüyor ve Türkiye’de faşist bir diktatörlük hüküm sürüyor. ABD’deki seçimle birlikte, oradaki egemenler karmaşık bir seçim sistemiyle faşist Trump’ın kazanmasına izin vermeyi başardılar. ABD’de faşist bir diktatörlüğün kurulması tehlikesi vardır.
MLPD gücünü büyük şirketlerdeki uluslararası sanayi proletaryası arasındaki çalışmadan almaktadır. İşçi hareketi anti-faşist hareketin belirleyici gücüdür. Faşizme karşı mücadelede birlikte daha yakın çalışmak özel bir önem taşımaktadır.
Sevgili yoldaşlar,
Ancak insanlığın gizli varoluşsal krizinin üçüncü bir yönünü de görüyoruz: çoktan başlamış olan küresel çevre felaketi. Bu durum artık insan yaşamının doğal temellerinin kendi kendini yok etme süreçlerini -küresel ısınma, seller, kuraklıklar ve su kıtlığı, okyanusların zehirlenmesi vb.- tetiklemiş ve gezegenin doğal kaynaklarının yok olmasına yol açmıştır.
İşçi sınıfını ve geniş kitleleri gerçek sosyalizm mücadelesi için, uluslararası sosyalist devrim için kazanacağımıza inanıyoruz.
Faşizme ve savaşa karşı mücadele, anti-faşist birleşik cephe inşa etmek için işçi hareketinin en çeşitli hareketlerle geniş bir birlikteliğini gerektirir. Bu nedenle MLPD, anti-emperyalist ve anti-faşist birleşik cephe olan Birleşik Cephe’de işbirliği yapmaktadır. Size de burada işbirliği yapmanızı tavsiye ediyoruz.
Mücadelemizi ilerletmek için önümüzdeki federal seçimlere Enternasyonalist Liste’nin bir parçası olarak katılıyoruz. İmza toplayarak seçim yetkimiz için mücadelemize destek olun! Bu aynı zamanda baskı ve zulme karşı bir mücadeledir!
Etkinliğinize başarılar diliyoruz.
Yaşasın devrimci ve Marksist-Leninist partilerin birliği ve dostluğu!
Tüm ülkelerin proleterleri, birleşin!
Tüm ülkelerin proleterleri ve ezilenler, birleşin!
Yaşasın proleter enternasyonalizmi!
MLPD (Almanya Marksist-Leninist Partisi)
***
(KA temsilcisinin yaptığı konuşmanın transkriptidir…)
Sevgili yoldaşlar,
Komünist İnşa adına, Ekim Devrimi’nin 107. ve TKİP’nin kuruluşunun 26. yıldönümünü sizlerle birlikte kutlama davetiniz için çok teşekkür ederiz. Ve evet, sınıfımız ve hareketimiz için zor zamanlar olsa da bugün kutlayacak bir şeylerimiz var.
Almanya’da kapitalizmin kalıcı krizi derinleşiyor. Bu durum burada iktidarda olanlar için de sorun teşkil ediyor. Ancak bu sorunları çözemiyorlar ve çözmek de istemiyorlar. Açıklanan yeni seçimlerin hiçbir şeyi değiştirmeyeceği bizim için açıktır. Aksine, her şey egemen sınıfın ve politikacılarının önümüzdeki yıllarda bize ve sınıfımıza karşı çok daha ciddi saldırılar gerçekleştireceğini gösteriyor. Zorunlu askerliğin yeniden getirilmesi, yeniden silahlanma ve militarizasyon ve devrimcilere karşı artan baskı -hazırlıklı olmamız gereken şey budur.
Alman emperyalizmi sadece Alman işçi sınıfının ezilmesine ve sömürülmesine değil, aynı zamanda tüm dünyada halklara karşı işlenen sayısız suça da karışmıştır. İsrail’e silah sağlayarak Filistin’deki soykırıma önemli ölçüde dahil olmuştur. Ve faşist Erdoğan ile işbirliği de Alman emperyalizminin öncelikler listesinin en başında yer almaktadır. Daha birkaç gün önce, Almanya tarafından Erdoğan rejimine, Türk ve Kürt halkına acı ve yıkım getirmeye devam edeceğinden kuşku duyulmayan 40 Eurofighter sağlanacağı açıklandı.
Ancak komünistler olarak bu sefaleti sadece seyretmiyoruz. Hayır, bugün en acil görevimiz direnmek ve bu direnişi tüm dünyada örgütlemektir. Almanya’da hem sınıf mücadelesi veren bir işçi hareketini hem de yeni tipte gerçek bir devrimci partiyi yeniden inşa etmek gibi zorlu bir görevle karşı karşıyayız. Bu partiyi yeniden inşa etme göreviyle bir örgüt olarak sahneye çıkalı henüz on yıl oldu. Bu da hala genç bir örgüt olduğumuz anlamına geliyor. Ancak tam da bu nedenle, dünyanın her yerindeki komünist örgütlerin on yıllardır nasıl mücadele ettiğini görmek bizim için çok cesaret verici.
Yarın da sosyalizme ulaşamayacağımızı bilsek de, kaç yıl sürerse sürsün mücadelemizin boşuna olmadığını biliyoruz. İster Türkiye’de, ister Almanya’da, ister başka bir ülkede olsun, bir gün zafere ulaşacağız. Ve bugün yaşadığımız zor zamanlar, hareketimizin zayıflığı, bize başarılarda olduğu kadar yenilgilerde de ilerlememize yardımcı olacak bazı şeyler öğretmiş olacak.
İşte bu nedenle, dünyanın dört bir yanındaki komünistler olarak bir arada durmamız, ırkçılığın ve şovenizmin emperyalist ajitasyonuna karşı enternasyonal dayanışmayla karşı çıkmamız; onlara savaşlarına alet olmayacağımızı göstermemiz, anavatanı olmayan, dünya konseyi cumhuriyeti için birlikte mücadele eden işçiler olarak enternasyonal dayanışma içinde bir arada durmamız çok daha önemlidir…
Yaşasın işçi sınıfı mücadelesi, yaşasın sosyalizm!
Kommunistischer Aufbau (Komünist İnşa)
***
Değerli yoldaşlar,
Ekim Devrimi’nin 107. ve TKİP’nin kuruluşunun 26. yılında gerçekleştirilen bu anlamlı etkinliği Enternasyonal Emekçi Kadın Komisyonu-PiA olarak devrimci duygularımızla selamlıyoruz. Bugün burada, gecenin şiarında söylendiği gibi, savaşa ve faşizme karşı devrim ve sosyalizm mücadelesini birlikte büyütmek için bir aradayız.
Biliyoruz ki günümüzün en yakıcı sorunu, savaş ve faşizmdir. Emperyalist rekabetin şiddetlendiği, hegemonya krizinin derinleştiği bir süreçteyiz. Ukrayna savaşıyla yeni bir aşamaya sıçrayan bu kriz, aslında ABD-NATO ile Rusya arasında süren bir emperyalist çıkar çatışmasının sonucudur ve insanlık için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Aynı zamanda, Batılı emperyalistlerin desteğiyle siyonist İsrail devleti bir yıldır bütün dünyanın gözü önünde Filistin halkına soykırım uygulamaktadır ve bölgesel bir savaşı tetiklemek için de her yolu denemektedir.
Emperyalist kapitalizm, dünyamızı insanlığın imhası anlamına gelecek bir felakete doğru hızla sürüklemektedir. Bu yıkım sürecinden, insanlığın yarısını oluşturan biz kadınlar da en ağır şekilde etkileniyor; dünyanın her yerinde, hayatın her alanında şiddetin ve sömürünün en acımasız biçimlerine maruz kalıyoruz.
Ancak biz emekçi kadınlar, Ekim Devrimi’nin mirasından aldığımız güçle, bu insanlık dışı düzene karşı bulunduğumuz her yerde, hayatın her alanında sosyalizm bayrağını yükseltmekte kararlıyız. Bugün burada, devrimci sorumluluğumuzun bilinciyle bu mücadeleyi büyütme kararlılığımızı bir kez daha bu gece vesilesiyle ifade ediyoruz. Başka bir dünya mümkün!
Yaşasın devrim ve sosyalizm!
PiA (Enternasyonal Emekçi Kadın Komisyonu)
***
Değerli arkadaşlar, yoldaşlar,
Emperyalistler arasındaki güç dengelerinde önemli değişikler yaşanıyor. Dünyanın yeniden paylaşım dalaşı giderek sertleşiyor. Başta ABD olmak üzere batılı emperyalistlerin desteklediği Ukrayna ile Rusya arasındaki savaş yoğun bir şekilde devam ediyor. Ukrayna/Rusya ve Ortadoğu’da İsrail-Filistin savaşı genişleme potansiyelini içinde taşıyor. Üçüncü Dünya Savaşı tehlikesi giderek yükseliyor.
Emperyalist büyük güçler savaşa hazırlanıyor, savaş bütçeleri arttırılıyor. Savaş hazırlıklarına hız verildiği, savaş planlarının basına yansıdığı bir dönemde, sizlerin “Savaşa ve faşizme karşı devrim ve sosyalizm için” yaptığınız bugünkü etkinliğiniz daha da bir önem kazanıyor. Bu gecenizin amacına hizmet etmesi ve başarılı geçmesi dileklerimizle, sizlerle sıkı devrimci dayanışma içinde olduğumuzu belirterek, hepinizi devrimci bir coşkuyla selamlıyoruz.
Yaşasın enternasyonal/uluslararası dayanışma!
Bolşevik İnisiyatif / NRW taraftarları
***
“Savaşa ve faşizme karşı devrim ve sosyalizm için!” şiarıyla bugün Wuppertal’da düzenlemekte olduğunuz geceyi ve TKİP’yi devrimci dostluk ve dayanışma ruhuyla TKP/ML Almanya Örgütü olarak selamlıyoruz!
Değerli dostlar, her milliyetten işçi ve emekçiler, yoldaşlar,
Emperyalist kapitalist sistem sömürü ve barbarlık düzenlerini sürdürebilmek için, daha çok yağma, işgal ve talana dayalı savaşları çıkartarak, geniş yığınlar için yaşamı çekilmez hale getirmektedir. Emperyalist güçler arasındaki çelişki ve dalaş artmakta, bunun sonucu olarak silahlanma bütçeleri artırılarak, savaşa hazırlıklar giderek hızlanmaktadır.
Ukrayna, Suriye Filistin, Lübnan gibi ülkelerde süren ve çıkartılan savaşlar, başka ülkelerde yaşanan çelişki ve kargaşaların son bulması ancak devrimlerle mümkün olacaktır. Emperyalist savaş hazırlıklarına karşı devrimci iç savaş politikasıyla sürece hazırlanmak, işçi ve emekçileri bilinçlendirmek, örgütlemek ve dünya çapında anti-emperyalistlerin birliğini sağlamak çok önemli bir görev olarak hepimizin önündedir.
Bu süreçte, baskı ve sömürü cenderesinde olan geniş işçi, emekçi ve ezilen yığınların sefaleti artarken, öfkeleri, isyanları ve kurtuluş arayışları da büyüyor. Dünyanın çeşitli coğrafyalarında emperyalizme, faşizme ve gericiliğe karşı süren başkaldırı, isyan ve mücadeleleri proleter sınıf bilinciyle devrim ve sosyalizm için örgütlemek, her zaman olduğu gibi günümüzün en yakıcı asli görevidir.
Yığınların kendiliğinden gelen isyan ve başkaldırılarını doğru bir rotaya kanalize etmek, yığınların yıkıcı ve yaratıcı gücünü devrim için örgütlemek, proleter dünya devrimi yolunda sosyalizm ve komünizm için savaşmak ancak proletaryanın sınıf bilinçli komünist öncüsü parti ile mümkündür.
Bu parti diyalektik tarihsel materyalist yöntemle Marks, Engels, Lenin, Stalin ve Mao yoldaşların bilimsel öğretileri, devrim ve sosyalizmin tarihsel tecrübeleri ve derslerinden çıkarılacak derslerle donanmalıdır. Sınıf savaşında hatalarıyla yüzleşen, hatalarını aşan ve devrimci iradeyle çelikleşen öncüler birliği, emperyalist burjuvaziye, faşizme ve her türlü gericiliğe karşı cüretle savaşabilir ve kazanabilir.
Proletarya enternasyonalist bir sınıftır ve proletaryanın bağlaşıkları olan tüm emekçilerin ve ezilen halkların kurtuluşu da enternasyonal mücadele ile olacaktır. Bu nedenle içinden geçtiğimiz süreçte; dünyadaki tüm anti-emperyalistlerin birleşmesi ve asgari müştereklerde emperyalizme ve faşizme karşı güçlü ve ortak mücadeleleri örgütlemesi ve yükseltmesi için; Anti Emperyalist Lig kuruluşuna yönelik çabalara katılmak ve destek olmak gerekir.
Dostlar, devrimciler ve yoldaşlar,
Baskı ve sömürü sistemini yok ederek, insanlığın özgür yarınlarını kuracak yeni demokratik devrim ve sosyalizm mücadeleleri sürdüren tüm dünyadaki mücadelelerin kendi ortak mücadelemiz olduğu bilinciyle, bu süreçte, başta Filistin ve Lübnan’da siyonizmin vahşetine karşı direnen Filistin ulusal özgürlük mücadelesiyle dayanışmayı yükselten, faşist Türk devletinin Kürt ulusuna karşı baskı, katliam ve kayyım politikalarına baş eğmeyen, Hindistan’da “Kagaar” adlı yok etme operasyonlarıyla halk savaşını bastırmaya yönelik azgın katliamlar yürüten Hint faşizmine karşı direnenlerin azmi ve kararlılığı gibi, gerilla, grev, barikat, sokak direnişleriyle emperyalizme ve faşizme karşı koyan tüm devrimci mücadeleleri selamlıyor, düzenlediğiniz geceye başarılar diliyor, etkinlikte bulunan tüm yerli, göçmen işçi ve emekçileri komünist ruhla selamlıyoruz.
Yaşasın devrimci dayanışma!
Kahrolsun emperyalizm, faşizm ve her türlü gericilik!
TKP/ML - Almanya Örgütü
***
Değerli dostlar,
“Savaşa ve faşizme karşı devrim ve sosyalizm” gecenizi ve Partinizin 26. kuruluş yılını Partimiz TKP-ML adına selamlar, devrim ve sosyalizm mücadelesinde TKİP’nin tüm üye ve militanlarına başarılar dileriz.
Faşist Türk devletine karşı 26 yıldır kesintisiz olarak verdiğiniz bu kavgada partinizin kurucu üye kadroları Habib Gül, Ümit Altıntaş, Hatice Çilekli ve Teslim Demir şahında ölümsüzlerinizin anıları önünde bir kez daha saygıyla eğiliyoruz.
Gecenizi, “savaşa ve faşizme karşı” gündemiyle düzenlemeniz oldukça anlamlıdır. Emperyalist haydutların bitmez tükenmez kâr uğruna dünyamızı yeni bir emperyalist paylaşım savaşına doğru sürüklediği bu koşullarda, savaşa karşı kitlelerin bilincini yükseltmek, yaklaşan savaş tehlikesine cepheden mevzi almak tarihsel bir görev olarak komünistlerin, devrimcilerin ve nihayetinde tüm insanlığın sorunu olarak gündemdeki yerini korumaktadır.
Yaklaşan savaş önlenemediğinde dünyamız belki de bir yok oluşla karşı karşıya kalacaktır. Emperyalistlerin sahip olduğu nükleer silahlar dünyamızı birkaç kez yok edecek güçtedir. Fakat bilinmelidir ki, güçlü olan emperyalistler değil, ezilen dünya halkları ve işçi sınıfıdır.
Göçmen emekçiler, devrimci dostlar,
Emperyalist devletler artık bir savaşın kaçınılmaz olduğunu açık açık söylüyorlar. Ekonomilerini buna göre yeniden düzenliyorlar. İç faşistleşme giderek artıyor. Bir çok ülkede faşist ve ırkçı partiler arka arkaya hükümet oluyorlar. Hükümete gelemeyen faşist ve ırkçı partiler ise her seçimde oylarını daha da artırıyorlar.
Artan savaş tehlikesine karşı dünyada, ülkemizde ve Avrupa’da savaşa ve faşizme karşı anti-emperyalist savaş cephelerinin kurulması tarihi bir görev olarak karşımızda duruyor. İkinci Enternasyonal’in teslimiyetçi tutumunun dünya ezilen haklarına ödettiği bedeli bir daha ödemek istemiyorsak, bu tarihi görevimizi gecikmeden yerine getirmeliyiz.
Değerli dostlar, devrimciler, göçmen işçiler,
TKP-ML olarak yaz ortasında ikinci Parti Kongremizi gerçekleştirmiş bulunuyoruz.
Partimiz, gerçekleştirdiği ikinci kongresinde bir dizi karara imza attı. Bu, aynı zamanda ülkemizin değişen koşullarının yeniden değerlendirilmesi, tartışılması ve karara bağlanması oldu.
Partimiz başta ülkemizin sosyo-ekonomik yapısını tartıştı. Partimizin 2. Kongresi, Türkiye’nin toplumsal formasyonunun komprador kapitalist ve feodal kalıntıların hakim olduğu bir ekonomik ve sosyal yapıda olduğunu, emperyalizmin yarı-sömürgesi olması, burjuva demokratik bir devrimin gerçekleşmemiş olmasından hareketle önümüzdeki devrimin niteliğini Demokratik Halk Devrimi olarak onayladı. Demokratik Halk Devrimi’ni bir toprak devrimi değil, ülkenin emperyalizmden kurtuluşu, ulusal sorunun çözümü, ülkenin demokratikleştirilmesi ve sosyalizme varmak olarak belirlendi.
Partimiz, devrimimizin yolunu, şehirlerde işçi sınıfı içinde çalışmayı esas alarak, kırları da tamamen dışlamayarak uzun süreli bir silahlı mücadeleyle iktidarı ele geçirmeyi onayladı.
Partimiz, kuruluş belgeleri içinde yer alan Birleşik Cephe, eylem birlileri ve ittifaklara yeni bir açılım getirdi. Halkın Birleşik Cephesindeki tespitimiz değişmemekle birlikte, mücadelenin kendisine özgü koşulları gündeme geldiğinde farklı nitelikteki cephelerin kurulabileceğini kabul etti.
Partimiz, Halkların Birleşik Devrim Hareketini (HBDH) bir cephe olarak kabul ederek, bu cephenin önemli bir yerde durduğunu bir kez daha onayladı.
Parti kongremiz, Parti Programını, Parti Tüzüğünü güncelleyerek, TİKKO yönetmenliğini, Komünist Kadınlar Birliği’nin program ve tüzüğünü tartışarak karara bağladı.
Parti kongremiz, 3. emperyalist paylaşım savaşı tehlikesinin giderek arttığını, savaşın baş kışkırtıcılarının ABD ve İngiliz emperyalizmi olduğunu belirleyerek, tüm anti-emperyalist ve savaş karşıtı güçlerin zaman geçirmeden savaşa karşı bir cephenin kurulmasını kabul etti.
Parti kongremiz, dünya ve Türkiye’de durum değerlendirmesi yaparak, kongremizi sonuçlandırdı.
Yaşasın Parti İkinci Kongremiz!
Kahrolsun emperyalizm faşizm ve her türden gericilik!
Yaşasın devrim, yaşasın sosyalizm!
Yaşasın ulusların özgürce ayrılma hakkı!
Yaşasın TKP-ML ve TKİP dostluğu ve dayanışması!
TKP-ML Avrupa Komitesi
***
(Avrupa Halk Cephesi temsilcisinin yaptığı konuşmanın transkriptidir…)
Değerli yoldaşlar, değerli dostlar,
Bugün emperyalist saldırganlığın gemi azıya aldığı, yılgınlığın, karamsarlığın ve inkarcılığın kol gezdiği bir dönemde devrim ve sosyalizm iddiasını sürdürmek büyük bir onurdur. Bu iddiasını sürdüren ve burada iddiasını sürdürdüğüne bizatihi tanık olduğumuz Türkiye Komünist İşçi Partili yoldaşları gönülden selamlıyorum, tebrik ediyorum.
Değerli yoldaşlar, bugünün Ekim Devrimi’nin yıldönümüne rastlaması ayrıca son derece anlamlıdır. Ekim Devrimi yılları bugünkünden çok daha umutsuz yıllardı. Ama dünyanın en büyük ülkesi olan Çarlık Rusya’sına öyle bir tokat indirdi ki sosyalistler, o bir daha ayağa kalkamaz oldu. Bugün belki karamsar bir süreçten geçiyoruz ama o günkünden çok daha umutluyuz, çok daha bilinçliyiz ve çok daha deneyimliyiz.
Bu nedenle karamsarlığa yer vermemeliyiz. Biz değil, emperyalistler korkmalıdır. Neticede, çok yakın zamanda, Filistin halkının Siyonizm’e karşı yürüttüğü Aksa Tufanı harekatı karşısında emperyalist dünya tam bir panik içerisine girmiştir. Onların en büyük korkusuna biz orada bizzat tanık olduk. Ne yapacaklarını şaşırdılar. Almanya’da poşi takmayı dahi yasakladılar.
Ama kitlelere hiçbir tedbir engel olamadı. Avrupa tarihinde görülmedik oranda, Müslüman dünya diyerekten Orta Doğu halklarına karşı sürekli kışkırtılan ve sürekli düşmanlaştırılan Avrupa halkları bile milyonlarca ayağa kalktı ve Filistin halkına desteğini sundu. Bu gerçek, emperyalizmin aslında kitleleri ikna kabiliyetini kaybettiğini gösterir. İdeolojik olarak tam bir yenilgi halinde olduklarını gösterir. Ve ideolojik olarak yenilen bir düzen yaşama şansını kaybetmiştir. Bu nedenle biz sosyalistler, devrimciler umut dolu olmalıyız, umut doluyuz.
Bugünü göğüslemek bu umudu yaşatmaktır. Bugünü göğüslemek yarın onlara yeni darbeler vurmak için direnmektir. Direnmeliyiz.
Katliamlar devam edebilir. Daha dün Dersim tertelesinin yıldönümüydü. Ama Kürt halkına bir bakın bakalım, ne oldu? Nerelerde Kürt halkı? Kim, nasıl anılıyor? Bu tarihte haklı davalar için, adalet, özgürlük ve eşitlik için direnenler toprağa düşseler de yenilmezler. Onların her toprağa düşüşü ebedi yaşamlarına açılan kapıdır. Bu nedenle belki bin yıllardır halk kahramanları unutulmuyor. Pir Sultanlar unutulmuyor. Baba İshaklar unutulmuyor. Şeyh Bedrettinler unutulmuyor. Seyyid Rızalar unutulmuyor. Mahirler, Denizler ve İbrahimler unutulmuyor. Bu ruhla direndiğimiz oranda bizim için de ebedi yaşama açılan kapı ardına kadar açıktır.
Kahrolan ve yenilen ve hakların gönlünde nefret mezarına gömülen hemen daima sömürücüler ve zalimler olmuştur. Öyle olmaya devam edecektir. Bu ruhla emperyalizmin her türlü saldırılarına karşı direnmeliyiz.
Ülkemizde rezilin rezili bir iktidar yarattılar. Halkın kanlarıyla sulanan vatan topraklarımızı satmaktan bıkmadı. Şimdi yeni doğan çocuklarımızı kimya tekellerine peşkeş çekiyor, yaşamlarını satıyor. Böylesine bir rezillik, böylesine bir alçaklık dünyada görülmemiştir. Bunlar karşısında susmak insanlıktan vazgeçmektir.
Marx’ın ve Engels’in o büyük sözlerini hatırlamalıyız. Ne diyor Marx ya da Engels? İşçi sınıfı insanlığını yeniden kazanmak istiyorsa kapitalist sisteme karşı isyan etmelidir. İsyanlar içinde olmalıyız.
Değerli yoldaşlar, çok onurlu ve gururluyuz ki Türkiyeli devrimciler direniyor. Çok onurlu ve gururluyuz ki Avrupa’daki saldırılara karşı da asla boyun eğmiyoruz. En son Düsseldorf Yüksek Eyalet Mahkemesi’nde yargılanan üç yoldaşımız var. Hepinizin tanıdığı Grup Yorum üyesi İhsan Cibelik’tir bir tanesi. Bir tanesi Dersim’de katledilmeden önce tecavüz edilmemek için kendisini uçurumlardan atan kızlarımızın soyundan Özgül Emre’dir.
Ve bu yoldaşlarımız bugün emperyalizmin mahkemesinde başeğmez bir direniş gösteriyorlar. Siz bizi yargılayamazsınız diyorlar ve onları yargılıyorlar. İhsan’ın en son sözü çok anlamlıydı. Dedi ki biz halkın türkülerini söylüyoruz sadece. Bizi yargılıyorsunuz, terörizmle suçluyorsunuz. Netenyahu on dört bin çocuğa gaddarca kıydı, siz onu avuçlarınız patlarcasına alkışlıyorsunuz. Bu ne çelişkidir?
Dolayısıyla, şimdi son söz olarak hepinizi 21 ve 25 Kasım’da bu yoldaşlarımızın yargılandığı Düsseldorf Yüksek Eyalet Mahkemesi’ne davet ediyorum. Geliniz, yoldaşlarımızın dirilişine tanık olunuz, tarihe tanıklık ediniz.
Ve değerli yoldaşlar son olarak burada, bu vesileyle bu kadar anti-faşist, anti-emperyalist ve sosyalistin toplanması vesilesiyle, hepinizi kısa bir sesli mesajla dayanışmaya, bu yoldaşlarımızı desteklemeye davet ediyorum. (…) Bu oradaki direnen yoldaşlarımızın direnişine de bir saygı gösterimiz olacaktır. (…)
İhsan Cibelik, Özgül Emre ve Serkan Küpeli’ye özgürlük!
Adalet istiyoruz!
Yaşasın devrimci dayanışma!
Avrupa Halk Cephesi
***
Sevgili yoldaşlar,
“Savaşa ve faşizme karşı devrim ve sosyalizm için!” şiarıyla düzenlediğiniz parti gecesini selamlıyoruz.
Emperyalistler arası çelişkilerin had safhada olduğu günümüzde devrim ve sosyalizm, insanlığın yegane kurtuluş yoludur. Geniş yığınların bilinçlenmesini sağlayacak bir çalışma gerektiriyor. Örgütlülük ve sınıf bilinci gerektiriyor. Devrim ve sosyalizme inanç gerektiriyor. Bize dayatılan burjuva yaşam tarzına alternatif proleter kültür gerektiriyor.
Gecenizi ve sosyalizm için mücadelenizi selamlıyor, başarılar diliyoruz.
Yaşasın devrim! Yaşasın sosyalizm!
MLKP Almanya
***
Devrimci dostlar,
Devrim, sosyalizm ve yüce komünizm idealimize ulaşmanın somut pratiği olan devrimci savaşta, hiçbir bencil çıkar ve kişisel hesap gütmeksizin, proletarya ve emekçi halkların, farklı dil-din-cinsiyet ve kimliklerden tüm ezilenlerin kurtuluşu uğruna, can bedeli dövüşüp toprağa düşenlerimizin ideallerine bağlılık bilinci ve kararlılığıyla sizleri selamlıyor, partimiz MKP’nin dostluk ve dayanışma duygularını ve üstün başarı temennilerini iletiyoruz.
Değerli dostlar,
Uluslararası alanda, bölgesel düzeyde, burjuva ve türevi gerici sınıf karakterdeki ulusal sınırlarda, kapitalist-emperyalist talan ve sömürünün kuralsızca sürdüğü, tüm canlıların üzerinde yaşadığı doğa ve ekolojiyi korkunç düzeylere vardıran yıkımı karşısında, mazlum ulusların, sömürülen sınıfların ve ezilen inanç guruplarının insanlığın özgürlük düşünü tüm kuşatmalara karşın dinamik kıldığı bir tarihsel kesitten geçerken, “Savaşa ve faşizme karşı devrim ve sosyalizm için!” şiarıyla düzenlemiş olduğunuz etkinlik son derece anlamlı ve değerlidir.
Bugün uluslararası emperyalist tekelci sermaye, daha fazla yoğunlaşma-yayılma ve büyüme düzeyi ile, dünya ölçeğinde işçi ve emekçiler başta olmak üzere tüm dünya halkları ve ezilen uluslarını esaret zincirleri ile boyunduruk altında tutmaya çalışmaktadır. Emperyalist-kapitalist gericilik, dünya sistemi olarak sağladığı derinleşmeyle, dünyayı kanlı hegemonya ve gerici talan çıkarlarına göre yeniden şekillendirmeye çalışırken, emperyalist bloklar arasında güç dengeleri ekseninde keskinleşen çatışmalarla, insan ve doğa üzerinde kapsamlı bir yıkım gerçekleştirmektedir. Sermayenin yayılma-büyüme hedefinin, özgün tarihsel sürece göre yapılandırılması ve dünyanın “yeniden” paylaşılması ekseninde, kutuplu emperyalizm gerçeğinin dalaşı üzerinden Arap yarımadasından başlayıp, Ortadoğu, Doğu Akdeniz, Kafkaslar ve Ukrayna üzerinden Asya-Pasifik sahasına uzanan hegemonya çatışmaları, bugün güncel olarak Filistin ve Lübnan topraklarında yaşanan işgal ve barbarlığa varan insanlık dışı gerici savaşla bölgesel olarak sürdürülmekte, emperyalist blokların çatışmaları, stratejik planlamalar denkleminde keskinleşmektedir. Ana aktörleri de bölgesel savaşlar üzerinden karşı karşıya getirme atmosferi taşıdığı günümüz kesitinde, dünya barbarlığının kirli oyunları, milyonlarca insanın ve canlının yaşamına mal olmakta, doğa tahrip niteliği yüksek bu savaş düzeyinde yağmalanmakta, yıkılıp yakılmaktadır.
Emperyalist kapitalist sınıflı toplum gerçeği, tüm gerici toplumsal kategorilerin maddi temelidir. Sınıf, ulus, cins, inanç farklılıkları üzerinden şekillenen her türlü üst yapısal hakimiyet kurumu, sermaye çıkarlarının garantörü olarak işlev görmektedir. Burjuva devlet dahil sermayenin her egemenlik aracı, sadece askeri-politik bir aygıt olarak işlemez, ideolojik-ahlaki-hukuksal olarak burjuva egemenliğini tesis etmede başat rol oynar. Burjuva ideolojinin sahasında üretilen, toplumsal refleksler halinde kitlesel olarak örgütlenen her gerici kategori, ezilenlere karşı kullanılan en etkili silahtır. İşte şovenizm ve ırkçılık, bu kirli silahların başında gelmektedir. Ulusal-etnik farklılıklar üzerinden, üst kimlik-alt kimlik manipülasyonu ile geri kitleler nazarında itibar gören bu kafatasçı zihniyet, sermeyenin, en bağnaz çıkarlarına yığınları entegre etmek için kullandığı kuramsal bir çizgidir.
Özellikle savaş koşulları, şovenizm ve ırkçılığın geliştirilmesine önemli avantajlar sunmaktadır. Saldırgan egemen güçler, emperyalist tekel sermeyesinin savaş durumuna geçen gerici çıkarlarını manipüle etmek için, “milli çıkarlar” yalanı ile yığınları kendi siyasetlerine yedekledikleri gibi, savaş mağduru kitleler üzerinden geliştirdikleri “yabancı” düşmanlığı siyaseti ile, gerici iktidarlarına hareket alanı yaratmaktadırlar. Somut olarak, savaş bölgelerine çevrilmiş coğrafyalarda yurtlukları yıkılmış kitlesel insan gurupları, “umut yolculuğu” ile geldikleri ülkelerde, her türlü baskı altında, en bağnaz uygulamalara maruz kalmaktadırlar. Önemle vurgulanmalıdır ki; ırkçı saldırılar, burjuva sistemin izah ettiği gibi, toplumsal-ferdi refleksler değildir. Sermaye iktidarlarının bilinçli olarak geliştirdiği, iç iktidar süreci başta olmak üzere, uluslararası sahada planlı-kurumsal olarak örgütlediği kirli bir silahtır.
Bu anlamı ile, emperyalist savaşlara karşı tutum ile, ırkçılık ve şovenizme karşı tutum birbiri ile direk bağlantılıdır. İşgal ve ilhaklara karşı mücadele, sömürü ve baskıya karşı mücadele ile anlam kazanır, barbarlığa karşı stratejik bir nitelik kazanır. Enternasyonal proletaryanın, dünya halklarının kardeşlik bayrağı, emperyalizme-kapitalizme ve her türlü gericiliğe, bu kapsamlı stratejik meydan okuyuşu ile, insanlığın özgür geleceğini muştulamaktadır. Sömürülen sınıflar, ezilen mazlum ulus ve inançlar, kapitalist sömürü biçiminin erkek egemen anlayışı üzerinden icra edilen baskısı -gerici ahlak değerleri çarkına mahkum edilen kadınlar, LGBTİ+ bireyler- yani tüm ezilenlerin mücadele bayrağı, sömürüsüz-sınıfsız toplum yaratma yürüyüşüdür.
Emperyalist gericiliğe, işgalci saldırganlığa, tek tek ülkeler özgülünde emperyalist-kapitalist sistem denklemindeki tüm gerici iktidarlara karşı mücadele, tüm ezilenlerin ortak paydasıdır. Gerici savaşlar, devrimci savaşla alt edilir. Ve dünya, emperyalist haydutluğa karşı sosyalizm mücadelesi ile insanlığa özgür bir yaşam alanı olur. Emperyalist-kapitalist barbarlığa karşı, birleşelim, mücadele edelim, kazanalım!
Yaşasın devrim-sosyalizm ve yüce komünizm mücadelemiz!
Devrim-sosyalizm ve yüce komünizm mücadelesinde yitirdiklerimiz ölümsüzdür!
Kahrolsun Kürt ulusuna uygulanan milli zulüm!
Kahrolsun emperyalizm-faşizm ve her türden gericilik!
Yaşasın Marksizm-Leninizm-Maoizm !
Yaşasın proletarya enternasyonalizmi!
MKP Avrupa Komitesi