Ümit Altıntaş
(Akın/Tuna)
Ümit Altıntaş yoldaş ordu mensubu bir ailenin çocuğu olarak, 1972 yılında, Muğla ili merkez ilçeye bağlı Çaybükü köyünde doğdu. Ordu mensubu ailelerin toplumdan yalıtık yaşamlarına rağmen, Ümit yoldaş daha çocuk denebilecek yaşta ve 12 Eylül’ün karanlık ortamında devrimci düşüncelere ilgi duydu. Üniversiteye bilinçli bir devrimci militan olarak başladı ve Yıldız Teknik Üniversitesi’ndeki mücadele içinde yerini aldı.
‘91 Şubat’ından itibaren komünist hareketin kitaplarını incelemeye, Merkez Yayın Organı Ekim’i izlemeye ve yakınlık duymaya başladı. ‘91 sonunda Ekimci Genç Komünistler’le ilişkiye geçti ve çok geçmeden net bir biçimde safını belirledi. Daha ilk andan itibaren Ekim’e A. Özen imzasıyla yazılar gönderdi ve bu yazılardaki teorik-politik düşünce gücüyle dikkati çekti.
Ümit yoldaş kısa zamanda EGK çalışmasında önplana çıktı ve bir süre sonra İstanbul Gençlik Komitesi’nde yer aldı. Bu arada önemli-önemsiz birçok kez gözaltılar ve tutuklamalar yaşadı. Daha başından itibaren direnişçi bir kimliğin temsilcisi oldu.
‘95 Mart’ında toplanan EKİM 3. Genel Konferans’ına Devrim adıyla ve İstanbul gençlik delegesi olarak katıldı. Konferans sonrasında EKİM İstanbul İl Komitesi üyeliği görevini üstlendi. Bu tarihten itibaren İstanbul çalışmasında, özellikle de gençlik ve işçi çalışmasında belirgin bir yer tuttu. Bu süre boyunca komünist hareketin tüm yayınlarına sürekli ve etkin bir biçimde teorik, politik ve örgütsel yazılar yazdı. Bir kısmı imzasız yayınlanan bu yazılarda A. Özen, B. Özen vb. imzaları kullandı.
‘97 Kasım’ında İstanbul’da tutuklandı. İşkencede tam direniş gösterdi ve bir süre Ümraniye Cezaevi’nde tutuklu olarak kaldı.
TKİP Kuruluş Kongresi’ne İstanbul delegesi olarak ve Tuna ismi ile katıldı. Kongre ön hazırlık sürecinde başından itibaren yer alan az sayıda delegeden biriydi. Parti programı üzerine tartışmalara etkin bir biçimde katılmanın yanı sıra, kongre ön hazırlık sürecinde taktik komisyonu, yayın organları ve gençlik komisyonlarında yer aldı ve sürükleyici görevler üstlendi.
Kongrede Merkez Komitesi’ne seçildi ve Merkez Komitesi’nin en genç üyesi olarak kongre kapanış konuşmasını yaptı. Kongre sonrasında partinin topluma, işçi sınıfına ve kamuoyuna etkin bir biçimde tanıtılması kampanyasının planlandığı ve henüz uygulamasına geçildiği bir aşamada, partinin peşpeşe yediği operasyonlardan birinde, 21 Aralık ‘98’de, Ankara’da tutuklandı. Bir kez daha işkencede tam bir direniş gösterdi, poliste ifade vermeyi reddetti. Tutukluluk süresi boyunca komünist yayın organlarına katkılarını her zamankinden daha verimli bir biçimde sürdürdü.
EKİM 3. Genel Konferans'ına Habip Gül yoldaşla birlikte İstanbul delegeleri içinde katılmışlardı. Daha sonra TKİP Merkez Komitesi’nde birlikte yer aldılar ve kendisinin kongre kapanış konuşmasında kullandığı ifade ile, “uğruna tereddütsüz ölünecek dava” uğruna ölümü birlikte göğüslediler.
Zaman onların boşuna ölmediğine, ölümleriyle güç ve yaşam verdikleri “uğruna tereddütsüz ölünecek dava”nın zafere ulaşacağına tanıklık edecektir. Parti’nin genç kuşakları, gençlik hareketinin komünist işçi partisinin önderliğine yetiştirdiği bu yiğit komünist devrimciden sürekli öğreneceklerdir. O Parti’nin yetiştirmek istediği “düşünen ve savaşan” militan tipinin en iyi örneklerinden biriydi. O bir parti önderi ve bir parti neferiydi.
EKİM’in “Akın yoldaş”ı, Parti’nin “Tuna yoldaş”ı, bugün tüm devrimcilerin “Ümit yoldaş”ının anısı önünde derin bir saygı, sevgi ve bağlılıkla eğiliyoruz.