Logo

Parti Gecesi’nde yapılan konuşma...


Parti Gecesi’nde yapılan konuşma...
Sınıfa dayalı devrimci parti, devrimcileşmiş bir sınıf hareketi!

 

İşçi ve emekçi kardeşler, dostlar, yoldaşlar!

Yıllık Parti etkinliğimizin bir yenisinde yine birlikteyiz. Bu anlamlı beraberlik vesilesiyle hepinizi partimiz adına en içten devrimci duygularla selamlıyorum...

“Kapitalizm krizde, çözüm sosyalizmde!” Gecesi’ne hoş geldiniz!..

Emekçi kadeşler, yoldaşlar...

Şu günlerde TKİP III. Kongresi’nin başarıyla toplandığını öğrenmiş olmanın sevinci ve heyecanı içindeyiz. Partimizin III. Kongresi’ni buradan bir kez daha coşkuyla selamlıyoruz.

Yazık ki bu sevincimizi ve coşkumuzu dün aldığımız bir haberin üzüntüsü ve öfkesi tamamlamaktadır. Partimizin seçkin üyelerinden, Arap milliyetine mensup ve proleter kökenli Alaattin Karadağ yoldaşın, partimizdeki ismiyle Nurettin Yoldaşımızın, polis tarafından katledişinin üzüntüsü ve öfkesi bu. Çatışmalı bir kovalamacadan sonra yaralı olarak ele geçen yoldaşımızın polis tarafından keyfi bir biçimde infaz edildiği anlaşılmaktadır.

Alaattin Karadağ yoldaşımızın ve tüm devrim şehitlerinin anısı önünde bir kez daha saygıyla eğiliyoruz. Zaman onyıllardan beridir bu topraklarda devrim uğruna şehit verdiğimiz sayısız yiğit devrimcinin boşuna ölmediğini gösterecektir. TKİP olarak biz buna derinden inanıyoruz. Bu inancın verdiği bir güven, hırs, azim ve devrime bağlılık ruhu içindeyiz. Soluksuz siyasal çalışmamızın ve kararlı devrimci mücadelemizin gerisinde aynı zamanda bu var.

Bu konuda son bir sözümüz var: Ulu orta devrimci kanı dökmenin ne demek olduğunu faşizmin kan dökücü cellatları bizzat yaşayarak göreceklerdir. TKİP III. Kongresi bu konuda sözünü söylemiş bulunmaktadır. Partimiz bu söze sadık kalacaktır ve bu Alaattin Karadağ yoldaşımızın anısına bağlılığın da bir ifadesi olacaktır!

Emekçi kadeşler, yoldaşlar...

TKİP III. Kongresi’nin dünyada ve Türkiye’de önemli gelişmelerin yaşandığı bir evrede toplanmış olması ayrı bir önem taşımaktadır. Kamuoyuna yapılan ilk açıklamalar gösteriyor ki, III. Parti Kongresi bu gelişmeler üzerine önemli değerlendirmeler yapmıştır. Partimizin izleyeceği politikaların genel çerçevesini saptamış ve bunu, partiyi yeni dönemin devrimci görevlerine en iyi biçimde hazırlamanın sorunları ile birleştirmiştir.

Bu, partimizin yeni döneme hazırlıklı girişinin önemli bir göstergesidir.

Partimiz, Türkiye Komünist İşçi Partisi, sınıfın ve devrimin partisidir. O sorunlara olduğu kadar çözümlere de bu konumu ve kimliği üzerinden bakmaktadır. Temel hedeflerini olduğu kadar güncel görevlerini de devrime dayalı bir bakış açısı ile ele almaktadır.

TKİP III. Kongresi’nin değerlendirme ve kararlarının da bu çerçeve üzerinden şekillendiğini görüyoruz.

Partimiz, insanlığın yeni bir bunalımlar, savaşlar ve devrimler dönemine girmiş bulunduğuna ilişkin temel önemde tespitini, III. Parti Kongresi üzerinden bir kez daha vurgulu bir biçimde ilan etmiştir.

Bugünün kapitalist dünyası çok yönlü bir kriz içindedir. Sorun ekonomik ve mali krizin ötesindedir, sosyal, siyasal, kültürel ve çevresel boyutlar taşımaktadır. Dizginlerinden boşalan militarizm ve büyüyen silahlanma yarışı bunun göstergesidir. Emperyalist tehdit, saldırı ve savaşlardaki sürekli artış bundan kaynaklanmaktadır. Emperyalistler arası rekabet ve nüfuz mücadelelerinin keskinleşmesi kendi yönünden bunu kanıtlamaktadır. Burjuva demokrasisinin en köklü olduğu ülkelerde bile demokratik özgürlüklerin sistemli biçimde budanmasının ve polis devletine geçişin gerisinde bu var. Burjuva gericiliğini, şovenizmi, ırkçılığı ve yabancı düşmanlığını bu beslemekte ve körüklemektedir. Artan yoksullaşma, büyüyen ve kronikleşen işsizlik, derinleşen gelir uçumu, çığırından çıkan kültürel ve moral yozlaşma, tümü birarada bunun ürünleridir, bu aynı gerçeğin göstergeleridir.

Kapitalizmin dünya ölçüsünde kendini gösteren bu türden büyük krizleri, sistemin iflasını sergilerler, aşılması ihtiyacını ve zorunluluğunu ortaya koyarlar. Bu proletarya devrimi ve sosyalizmin bir ihtiyaç ve bir zorunluluk olarak kendisini dayatması ile aynı anlama gelir. Bundan dolayıdır ki, TKİP III. Kongresi, gündemdeki krize karşı yanıtını da devrime dayalı bir perspektif üzerinden belirlemiştir.

Devrime dayalı perspektif, hiçbir biçimde krizin bugünkü sonuçlarına karşı mücadeleyi küçümsemek ya da emekçilerin güncel çıkarlarına ilgisiz kalmak demek değildir. Tam tersine, tam da bu güncel mücadeleler içinde devrime hazırlanmak demektir. Emekçilerin güncel çıkarlarını kararlılıkla savunmak, fakat bu mücadeleyi şaşmaz bir biçimde devrim hedefine bağlamak demektir. Sömürü ve zulüm düzeninin sonuçlarına karşı mücadeleyi, bu sonuçları üreten kaynağa karşı mücadele ile birleştirmek demektir.

Doğru devrimci bakış açısıdır ve partimiz bu bakış açısı ile hareket etmektedir. Bu bakış açısı emekçilerin güncel çıkarlarını en iyi biçimde savunabilmenin de biricik gerçek yoludur. Gerek sosyal bilim ve gerekse tarih, bize, reformların her zaman devrimlerin yan ürünleri olduklarını göstermektedir.

Bu bakışaçısı partimizin bugünün Türkiye’sinde öne çıkan sorunlarına yaklaşımında da kendini göstermektedir. Örneğin biz hiçbir biçimde Kürt halkının sınırlı kazanımlarını küçümsemiyoruz, ama ilkin bu sınırlı kazanımların bile zamanında devrimci çizgide verilen mücadelenin ürünleri olarak ortaya çıktığını söylüyoruz. Ve ikinci olarak, bu sınırlı kazanımların çözüm olarak sunulmasına, böylece Kürt emekçilerinin temel çıkar ve hedeflerinin feda edilmesinine karşı çıkıyoruz.

Kardeşler, yoldaşlar...

Devrimci siyasal mücadelenin ihtiyaçları açısından baktığımızda, bugünün Türkiye’sinin en temel sorunu, işçi sınıfının bağımsız bir örgütlü güç olarak mücadele sahnesine çıkamamış olmasıdır. Devrimci bir işçi hareketi, tüm ezilenlerin ve sömürülenlerin biricik birleştirici eksenidir. Aynı şekilde, işçi sınıfının proletarya devrimi ve sosyalizme dayalı bayrağı, ezilenleri ve sömürülenleri ilgilendiren tüm sorunların biricik çözüm programıdır. Bu eksen geliştirilmediği ve bu bayrak yükseltilemediği sürece kitle mücadelesi bugünkü parçalı yapısını sürdürmekle kalmayacak, sorunlar da hep sürümcemede kalacaktır.

İşçi sınıfı bugünün Türkiye’sinde kokuşmuş burjuva sınıf düzeninin karşısına dikilecek güç ve kapasitedeki biricik gerçek sınıftır. Ya bu sınıfı bugünkü dağınıklığından, güçsüzlüğünden ve örgütsüzlüğünden kurtararak, siyasal mücadele sahnesine etkin bir güç olarak çıkarırsınız! Böylece sorunların çözümünün, yani devrimin yolunu açarsınız! Ya da devrim iddianız boş bir laf olarak boşlukta kalır! Köklü toplumsal ve siyasal sorunların çözümü adına ileri süreceğiniz her reçete oyalayıcı bir aldatmaca olmaktan öteye gidemez.

TKİP III. Kongresi’nin partimiz adına bir kez daha yükselttiği “Parti, Sınıf, Devrim!” şiarının tüm anlamı da buradadır. Sınıfa dayalı devrimci parti ve devrimcileşmiş bir işçi sınıfı hareketi, burjuva sınıf düzeni koşullarında, muzaffer bir devrime yürüyebilmenin biricik olanaklı yoludur. Gerisi boş laftır, devrim ve devrimcilik adına boş ve sonuçsuz işlerle uğraşmaktır, zamanı ve kendini boşa tüketmektir.

Hepinizi içten devrimci duygularla bir kez daha selamlıyorum...

Yaşasın Türkiye Komünist İşçi Partisi!

Yaşasın proletarya devrimi ve sosyalizm!

İşçi sınıfı savaşacak, sosyalizm kazanacak!

 


Üste